bi devlet hastanesinde fizik tedavi stajı yapıyordum. belki bilen vardır zihinsel bozukluğu olan hastalar da var bu kısma tedaviye gelen. anneleri babaları getirmiş günlük rutinleri var her gün geliyorlar. bu hastaların yeni birine alışma süreci denen bi süre var. orda bulunan fizyoterapistlere alışmışlar ama ben onlar için yeni bir insanım.
orada çalışan fizyoterapistlerden biri bi süre önce bebeğini düşürmüş şuan tekrar hamile. o yüzden diğerleri ona ağır işler yaptırmıyorlar hatta kendi özellikle bakmak istemediği hastalar dışında sürekli pc başında oturuyor diyebilirim. böyle bir tablo var bizim poliklinikte.
bir gün zihinsel bozukluğu olan bir hasta rahatsız oldu benim ona dokunuyor oluşumdan. tedavi eden fizyoterapist olmama rağmen henüz bana alışmamış demek ki. bir olay çıktı annesi aman kızım dokunsun falan diye yatıstırırken kız bağırıyor hala. babası geldi sen benim kızıma ne yaptın diye ordan bizim pc başındaki hamile fizyoterapist geldi bi karıştı ortalık. biri itti bizim fizyoterapisti bu düştü. kadının düşük ihtimali olduğunu bilen fizyoterapistlerden biri aldı bunu kontrole götürdü daha olay yatışmadan. zaten hastane içindeyiz. bu sırada olay sürüyor sizi dava ediceme kadar geldi. aile kendi içinde bile kavga ediyor kadın bir şey yapmadı diye beni savunuyor diye. ben ordayım hala.
neyse bu olay bitti bizim fizyoterapistler geldi. hamile dediğim kadın hamile değilmiş. bizi kandırıyormuş iş yapmayayım onlara itelerim diye. hazır stajer de geldi ya. bu da böyle bir anımdır.
stajda yaşanan dumur durumlar
danışmanlık merkezinde yaptığım stajda otizmli bir çocuğun annesine yumruk atıp ablasının saçlarını eline dolamasi. sonra bütün terapi odalarına dalıp merhaba nasılsın? diye psikologları darlaması. ne yapacağını bilememek, zar zor çocuğu sakinleştirmek.
merhaba, efenim bundan 10 yıl önce üniversitenin araştırma amaçlı kurduğu bir şirkette staj yapıyordum. bunlar cumaları öğle arasında film etkinliği düzenlemekteler, bizim mühendis supervisor film araştırıyor bugün ne izlesek diye, requiem for a dream filmini buldu. ben de çok önceden izlediğim için veya o anki saflığımdan filmi mal gibi izledim güzel film dedim. bizim mühendis supervisor da benden aldığı gazla bu filmi seçti. öğle arasında da filmi zaten izlemiş olduğum için veya bir işim olduğundan beraber izlemedik, yemekten sonra işe geldiğimde toplantı odasından (o anda film odası) çıkıyorlardı, hepsinin suratı hoş olmayan bir ifadeye bürünmüş ve yaşama sevinçleri ellerinden alınmış gibiydi. özellikle bir bayanın surat ifadesini hala unutmuyorum. meğersem, artık nasıl duygulara girdilerse, daha fazla izlemeyelim diye filmi yarıda kesmişler. o gün çalışabildiklerini sanmıyorum. ben sonradan niye bunlara böyle oldu diye hızlıca izleyeyim dedim, özel sahneler tüm iğrençlikleri görünce, farkında olmadan adamları nasıl bir ateşe attığımı fark ettim. hala daha aklıma geldi, yazasım geldi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?