sabah yürüyüşü yapan kadınlar

insanı sinir harbine sokup daha sonradan ise digerlerinin olaya deney olarak bakmalarını saglayan hayret uyandırmalarıyla ünlü teyzeler.

mesela, ben ikamet ettigim yerde yakla$ık 7 senedir oturuyorum, ve hiç bıkmadan usanmadan her sabah yürüyen tombul bir teyzemiz vardır... gram veremedi hala yürüyor... sabah yürüyü$ü deg il onunki, ölümüne yürüyü$!

kamuoyundaki yaygın kanının aksine, son yıllarda uzmanlar kilolu ama hareketli bünyelerin, hareketsiz ama formda vücutlardan daha sağlıklı ve tercih edilesi olduğunu ısrarla belirtmektedirler. (tabiki kastettiğim şey obezlik değil) yani bu teyzelerimiz toplumun genelinden daha sağlıklı ve düşük risk grubuna dahil teyzelerimizdir.

sabah sporu yapan teyzelerden biride bizim evde yaşamaktadır. "annecim müjde, nasa beni seçti. uranüste nargile içen ilk türk ben olucam" desem, hayatta sabahın 7’sinde kalkmayacak kadın, havaların ısınmasıyla birlikte, kendisi gibi sabah sporuna gönül vermiş diğer teyzelerle birlikte, sağlıklı yaşam yürüyüşleri yapmaktadır. (allah nazardan saklasın)

güzel teyzelerdir onlar. hepsi seda sayan gibi formda olmayı hayal eder ama bütün yaz sadece 13 gram verirler. bilmezlerki seda ablamızda onlar gibi çoluğa çocuğa karışıp, çift sarılı yumurtayı tereyağına kırıp, altın günlerinde pasta börekleri götürüp, mahalle nişanlarında göbek atmayı hayal etmektedir.
(abi çok bilimsel başladık ama arabesk bitti entry. bana hep böle son anda bi şeyler oluyor)

o saatte, uykularının en güzel yerinde uyandırılıp okula gitmek zorunda bırakılan öğrencilerin, gördüklerinde ağız dolusu küfür ettikleri teyzeler. yahu işiniz gücünüz mü yok, uyuyun kardeşim, o saatte sıcacık yataktan kalkıp, soğuğa çıkılır mı?

şişmanlardır.

hem yürünür ,hem konuşulur, hemde dedikodu yapılır zaten dedikodunun allah’ı yürüyüşte olur.yürüyüşten sonra altın günü börekler, çörekler,tatlılar.

sonuç:yağlıdırlar,şişmandırlar ama azimli kararlıdırlar her sabah yürürler.hep aynı kilo da kalsalar bile.

yuruyerek zayiflayacaklarini du$unurler. spor salonlarina vurulan en buyuk darbedir sabah yuruyu$leri.

üniversitede saat 12 gibi başlayan derslerimin verdiği imkan ve boğazın dayanılmaz manzarası sayesinde ben de bu kategorideydim aa dostlar. gençtik, şendik, tasasızdık, heyecanlıydık, umutluyduk ayrıca.. özlenen günler..

artık kadınlar bu yürüyüşü yapmakla kalmıyor, bir de sosyal medyada senkronize edip yürüdükleri güzergahı, mesafeyi, kaç kalori yaktıklarını gözümüze gözümüze sokuyor... olmuyor...

sabahin erken saatlerinde esofmanlarini giyinmis vaziyette ekseri deniz kenarlarinda gormeye alisik oldugumuz,genelde kilolu kadinlardir.gozlemleyebildigim kadariyla bu kadinlarin ana gayesi kilo vermek yada saglikli yasam degil,onceki gunun dedikodularini sabahin ilk saatlerinde birbirleriyle paylasabilmektir.bir cogu hem yemek yiyorum hem spor yapiyorum,boylece kilo almiyorum seklinde sacma bir motto sahibi oldugundan yuruyus sonrasi dondukleri evlerinde esasli bir kahvalti yaparlar.on dilim kepek ekmegini gozlerini kirpmadan yiyebilirler.bir yil once sabah sporunda rastladiginiz bir kadinin gecen bir yil icerisinde tek bir kilo verememis oldugunu gormek suretiyle kaleme alinmis bir entrydir.

bazıları kocalarını da bu duruma alet ederler sabahın köründe hadi sporu anladıkta çeneyi de spor olsun diye mi çalıştırıyorlar anlayamadım, "aaa bak şunun kızı evden gitmiş, oğlu da iyi maaş alıyormuş" bunun gibi bir çok dedikodu yapılıyordur, hiç görmedim sabahın "ekonomi, sanat" konuşanlarını...

sabah sporu anlayışlarında derhal bir değişikliğe gitmesi gereken kadınlardır. sabah uyandığında, eğer çeşitli sebeplerle o güzelim yatağı bırakmak zorunda değilseniz, mental ve fiziksel sağlığa on bin milyon baloncuk daha fazla yararı dokunan sporlar vardır...

(bkz: sabahlari parklarda spor yapan teyzeler)

kendisine saygisi ve sevgisi olan "fit" hatta "slim" kadinlardir.

ps: herkes gormek istedigini gorur, sonra da geneller.

koca kalçalı teyzeler.

haftasonlari kocalarini da yanlarina alarak oglene dogru gelip evdeki yavrularini ac ve acikta birakan kadindir bunlar.