martılara uçmanın keyif alınacak bir şey olduğunu hatırlatmak yerine,uçmayı ancak ve ancak yemek bulabilmek ve akabinde bulduğu yemeği yemek için kullanmak zorunda olduğunu yüzüne vurmak. mesala martılara ekmek atmak yerine "ne güzel uçuyon lan sen" diye laf atsak belki o zaman uçmanın güzel bir şey olduğunu kavrar daha bi güzel uçmaya başlar sanki.
martılara ekmek atmak
deniz kenarında oturuyorsan bi süre sonra etrafının martılar ve çığlıklarıyla sarılmasına engel olamazsın.
bir de bu martı arkadaşlar objektif delisi oluyorlar,makineni çıkar,ayarla,çek..kılını kıpırdatmıyor
bir de bu martı arkadaşlar objektif delisi oluyorlar,makineni çıkar,ayarla,çek..kılını kıpırdatmıyor
kadiköyden karaköye geçerken simit ile de yapılabilen hadisedir. her amatör fotoğrafçı mutlaka bir arkadaşını bu iş için organize eder ve martıları fotoğraflar.
kişisel edit: profesyoneller de o amatör fotoğrafçıyı fotoğraflar ve kendi portfolyolarında mizansen diye isimlendirirler bu fotoğrafı. bide tabii işik ters gelicek konu karanlık olucak falan.
kişisel edit: profesyoneller de o amatör fotoğrafçıyı fotoğraflar ve kendi portfolyolarında mizansen diye isimlendirirler bu fotoğrafı. bide tabii işik ters gelicek konu karanlık olucak falan.
insanın dizilerde filmlerde izlerken aklının gittiği ancak gerçeğini yaparken çok daha heyecanlı olan bir hayattan kare dir
trabzon vakfıkebir ekmeği atmak martıyla martı olmaktır.
martıları tembelliğe alıştırmanın bir numaralı eylemidir."ulan yakında bunlar uçmaz da" diye düşünceleri belirtiverir zihinde ama insanlık gereği gibi bir şeydir güzel ülkemizde.
ilk baharın hatta yazın geldigini anlatır insana. soguk kı$ mevsiminde özendirir, hatırlatır ılık ılık esen rüzgarları; o sıcaklıgı. cıkarsınız adaya gitmek istersiniz. kabata$tan binersiniz ada vapuruna, oturursunuz dı$arı. güne$ daha yeni yeni tepeye cıkmaya ba$lamı$ken 4 adadan birinde bulursunuz kendinizi.
bir de bisiklete binmek vardır ki,cocukla$tırır bünyeyi; sevgiliyle dondurma yemek...
özledim.
bir de bisiklete binmek vardır ki,cocukla$tırır bünyeyi; sevgiliyle dondurma yemek...
özledim.
bi ara sıkca yaptıgım eylem..
zira en son ekmek attıgım sırada yiyip beyaz gömlegime sıçtıkları ana kadar..
(bkz: nankör martılar)
zira en son ekmek attıgım sırada yiyip beyaz gömlegime sıçtıkları ana kadar..
(bkz: nankör martılar)
(bkz: martılara aduket atmak)
yanınızda sevgili adayi biri varsa onu etkilemek icin birebirdir.iki üc tane de guzel bisiler solediniz mi martı yada deniz hakkında hersey bitmistir.vapurdan indikten sonra gidin 2 tane enerji icecegi cakin ve geceyi bekleyin.
söyle keyifle oturulur vapurun yanlarındaki açık yere. deniz parlıyor, güzel bir rüzgar esiyordur. martılar uçuşurlar, görüntü mükemmeldir. sonra birileri bu ekmekleri ya da simitleri atmaya başlarlar. yapan için büyük bir keyiftir muhakkak bir canlıyı beslemek. ama vapur ilerledikçe ekmek kırıntıları yüzünüze doğru gelmeye başlar. kuştur bu nihayetinde,üstelik açtır ve bir ekmek kavgası söz konusudur.martının biri bakış atar size. içinizden şimdi gözüme dalacak ekmek kırıntısını almak için dersiniz. o gerginlikle yolculuk devam eder. martı bir numaralı kabus olur, denizi gözünüz görmez, ekmek atan kişiye yeter demek istenir.ama söylenirse hayvan düşmanı ilan edilmekten korkulur. yarım saatlik vapur seyahati hitchkok’un kuşlar filmine dönüşür. uzaktan görünümü hoştur. içinde olmak kabus.
martıların vapurun etrafında dönmesini sağlamak için yapılan acımasız davranış.
bir dosta kucak açmak gibidir.
paylaşmak dürtüsünü tetikleyen durum.
paylaşmak dürtüsünü tetikleyen durum.
(bkz: martılara simit atmak)
büyük martılarla küçük martıları kapıştırmadan zevk alan zihniyetlerin en sevdiği oyun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?