Felsefe, öncelikle filozofların yaptığı eyleme denir. Buradan felsefenin bir eylem, aktif bir fiil olduğunu anlıyoruz. Yani felsefe kendi başına duran şey değil, yapılan bir şeydir. En kısa tanımı ile felsefe, bir düşünsel etkinlik, uslamlama, doğru ve tutarlı akıl yürütmedir.
felsefe
insan var oldukça, var olmaya devam edecek hede.
felsefe çok soru soran ve baska bir sey yapmayan bir alandır.
insanın soru sorması,sorgulayabilmesi ve akıl yürütebilme yetisidir. felsefe bilgiye dayanır.ortaya atılmış teoriler ve bu teorilere zıt görüş getiren başka teoriler vardır.asla sonuca varamaz.ispatlanabilirse o zaman felsefe olmaktan cıkar ve bilime dönüşür.
bir düşmüşlük ya da düşkünlük hali.
felsefe ogrenilmez ya da ogretilmez, sadece nasil yapilacaigi ogrenilir veya ogretilir. ustelik felsefeye sikici diyen bir kimse, onunla daha tanismamis, sadece populer kulturun etkisinde kalarak onyargi besliyor demektir. onyargilar yikilmalidir, felsefe kendini tanindigi anda her daim sevdirecektir. sevmeyen anlamiyor demektir, ya da masa basi filozoflari tarafindan tiksindirilmistir.
varlık ile yokluğun ilişkilerini inceler...
devrimizde, burjuvazinin, kendisini savunmak ve proleter sınıfın altında kalmamak adına bir boka çevirdiğinden öteye gidememekte ne yazık ki.
felsefe, bir dünya görüşünü benimsemek ve bunu hayatın her yerinde önceki deneyimlerle kullanmak amacı güdülerek yapılandırıldığı zaman proleteryaya sınıf mücadelesinde başarıyı verecektir. bu nedenledir ki, burjuva düşünürleri, felsefeyi entel dantel sözcüklerle süslenmiş karışık bir boka çevirmektedirler. felsefe, sis perdesinin altını görebilmemizi sağlayan yegane aracımızdır; fakat, burjuvazi, felsefeyi bunun aksine, kafa karıştırıcı kelime oyunlarından ibaret bir halta dönüştürerek emekçiyi felsefeden uzak tutmaktadır. hatta, felsefeyi, idealizm/seçicilik/pozitivizm gibi burjuva kökenli düşüncemsilerle doldurarak proleteryanın aklını çelmekte ve kapitalizmin varlığını sürekli hale getirmektedirler.
felsefenin gerçek anlamıyla elle tutulur ve tüm bir insan/dünya hayatında kullanılabilir hale geldiği tek yer diyalektik materyalizmdir.
felsefe, bir dünya görüşünü benimsemek ve bunu hayatın her yerinde önceki deneyimlerle kullanmak amacı güdülerek yapılandırıldığı zaman proleteryaya sınıf mücadelesinde başarıyı verecektir. bu nedenledir ki, burjuva düşünürleri, felsefeyi entel dantel sözcüklerle süslenmiş karışık bir boka çevirmektedirler. felsefe, sis perdesinin altını görebilmemizi sağlayan yegane aracımızdır; fakat, burjuvazi, felsefeyi bunun aksine, kafa karıştırıcı kelime oyunlarından ibaret bir halta dönüştürerek emekçiyi felsefeden uzak tutmaktadır. hatta, felsefeyi, idealizm/seçicilik/pozitivizm gibi burjuva kökenli düşüncemsilerle doldurarak proleteryanın aklını çelmekte ve kapitalizmin varlığını sürekli hale getirmektedirler.
felsefenin gerçek anlamıyla elle tutulur ve tüm bir insan/dünya hayatında kullanılabilir hale geldiği tek yer diyalektik materyalizmdir.
bilim dali midir yoksa baska bir sey midir bilmem ama pek anlamadigim halde ilgi duydugum tek ufuk açici, aydinlatici, kafa yorucudur.
bir çok insanin da benim gibi oladuguna eminim. olsun, benim gibi olanlari avutacak bir söz buldum. ister begenin, ister begenmeyin ama anlamadiginiz felsefe, felsefe degildir.
bir çok insanin da benim gibi oladuguna eminim. olsun, benim gibi olanlari avutacak bir söz buldum. ister begenin, ister begenmeyin ama anlamadiginiz felsefe, felsefe degildir.
(bkz: pascal)
düşünmeyi,yorumlamayı olaylara farklı açılardan bakmayı gerektirir.
bunu geliştirmenin yolu ise çok okumaktan geçer.
bunu geliştirmenin yolu ise çok okumaktan geçer.
ilk felsefe derslerinde hocaların,felsefenin ne demek olduğunu,neyi anlatmak istediğini 1-2 ay sonra daha iyi anlayacaksınız demesi üzerine herkesin,lan madem öyle; çalışmayalım dediği bi derstir.üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala felsefenin ne demek olduğunu anlayamayan bizler,zaten bir sürü olan bütünlemelerimizin üzerine bir yenisini eklemiş bulunmaktayız.
sikik bişi. iki senedir hayatımı cehenneme çevirdi bu piç soru havuzu. uyuyamıyorum, algı ile bilinç arasındaki köprüyü kuramadığım dakikalar oluyor, bir nesneye bakıp da mana atayamadığım anlar... kırmızı bir coca cola tenkesi görünce gülen çocuğun mizah anlayışının boyut kazanması ile gülüyorum hayata ki yaptığım şey kavramlar arası yeni ilintiler bulmak ve tüm bunların diğer bazı insanlarca algılandığını bilmek. sonra herşeye şaşırmak.
sinirden kendimi sikeceğim. beyin çeperlerim çatlıyor hissediyorum. felsefe yol da olmaktır derler. ne başı var ne sonu... sonsuzluğu kavrayışımızla bir sayıyı durmadan 2 ye bölerek küçülttüğüm düşün evrenim yanıyor. ne yolmuş... ben yoruldum halim kalmadı. bir de az felsefe inançsızlığa, çok felsefe imana götürür derler. yarrağımı yesinler. iki senedir kat-i suretle doğruluğuna kanaat getirdiğim şeyler güdülere ve evrime meydan okuyabildikçe insan olmanın şuuruna varabildiğimiz ve felsefenin asıl sorununun "intihar" olduğu.
sinirden kendimi sikeceğim. beyin çeperlerim çatlıyor hissediyorum. felsefe yol da olmaktır derler. ne başı var ne sonu... sonsuzluğu kavrayışımızla bir sayıyı durmadan 2 ye bölerek küçülttüğüm düşün evrenim yanıyor. ne yolmuş... ben yoruldum halim kalmadı. bir de az felsefe inançsızlığa, çok felsefe imana götürür derler. yarrağımı yesinler. iki senedir kat-i suretle doğruluğuna kanaat getirdiğim şeyler güdülere ve evrime meydan okuyabildikçe insan olmanın şuuruna varabildiğimiz ve felsefenin asıl sorununun "intihar" olduğu.
"felsefe yüksek bir dağ yoludur... ıssız bir yoldur ve yukarı çıktıkca daha da ıssızlaşır. bu yolu her kim izlerse hiç korkmamalı, her şeyi geride bırakmalı ve kış karında güvenle ilerlemelidir... kısa süre içinde altındaki dünyayı görür; kumsalları ve bataklıkları gözünün önünden kaybolur, düzgün olmayan noktaları düzelir, yırtıcı sesleri artık kulağına ulaşmaz. ve yuvarlaklığını da görür. kendisi her zaman saf ve serin dağ havasındadır ve güneşi görür, oysa aşağıdakı herkes gecenin karanlığıyla kuşatılmıştır."
arthur schopenhauer
arthur schopenhauer
insanların, bilinçli veya bilinçsiz kafalarında kurguladıkları dünya.
"bir bilim dalı" olmayan şey,zira bir bilim dalının sahip olması gereken objektivite,progresivite,bilimsel method kullanma gibi özelliklerin aksine öznelliğin,kümülatif bilginin öne çıktığı bir "bilgi" dalıdır.kendisine önem verilmeyince;"aman derin düşünmeyelim,aman sorgulamayalım,aman ha bize verilenle yetinelim" mantığındaki düşünme kısırı,kabilemsi toplumların oluşumuna yol açar yokluğu.
ilginç bir bilim dalı.düşünmek, düşünmeyi düşünmek, düşünmeyi düşünmeyi düşünmek bu böyle uzar gider lisedeki hocalar bile bu derste bazen zorluklar yaşar.
-işte çocuklar bu düşünceye göre evrendeki hiç bi şey doğru değildir.
-hocam o zaman bunların dedikleri de doğru değildir,yani bunlar kendi kendilerini yalanlıyorlar mı
-eh eh çocuğum derin mevzulara girmeyelim fazla düşünmeyin yüzeyden yüzeyden gidelim.
-işte çocuklar bu düşünceye göre evrendeki hiç bi şey doğru değildir.
-hocam o zaman bunların dedikleri de doğru değildir,yani bunlar kendi kendilerini yalanlıyorlar mı
-eh eh çocuğum derin mevzulara girmeyelim fazla düşünmeyin yüzeyden yüzeyden gidelim.
beni, alman ve rusların, diğer tüm milletlerden daha çok düşündüğüne inandıran bilim sevgisi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?