70'lerin adeta tozunu artırmış grup. ilk 3 albumleri efsanedir. ikincisi 3 ise efsane ötesidir.
deep purple
deep purple deyip de soldier of fortune kafasını yaşamamak... olur mu;
http://tinyurl.com/av6acd
http://tinyurl.com/av6acd
döneminin "en iyi" gruplarından biri değil de döneminin "en gürültülü" grubu ünvanını elinde tutmayı başarmış grup. ama dinlenir, keyiflidir.
müzik dünyasına kattığı en büyük şaheser david coverdale olan hoş bir grup
perfect strangers şarkısının can alıcı melodisini bulduklarında ne hissettiklerini merak ettiğim efsane grup.
(bkz: child in time)
ritchie blackmore katıldığı bir programda dünyanın muhtemelen en çok çalınan riff i olan smoke on the water ın rifflerinin nasıl yanlış çalındığını, akabinde de nasıl çalınması gerektiğini göstermişti. gitar çalmayı bilmediğim için üzerime alınmadım tabi ama olay bir hayli ilginç. gitarı eline alıp aha bak smoke on the water ı çıkardım diye senelerce yemişler bizi.
yaklaşık 5 sene önce gittiğim kursta, halis mulis ingiliz ve deli gibi türkçe öğrenme çabası içine girmiş olan andy isimli alkolik hocamın, bozuk türkçesi ile "deyrin moooor" diye telafuz ettiği ve sonradan ne demek istediği ile aslı astarı anlaşılan ünlü müzik grubunun adı.
aradan gecen yillara ragmen sarkilari hala keyifle dinlenebilen efsane gruplardan bir tanesidir.yanlis hatirlamiyorsam onbir sene evvel falan bunlarin tisortunu almistim,tisort de grup gibi saglam cikti.onca zamandir giyerim ne rengi soldu ne bir tarafi sarkti.satin alirken param cikismamisti da adama yalvara yakara almistim,helal olsun kaliteli mal satiyormus adam.
(bkz: hey gidi genclik)
(bkz: hey gidi genclik)
(bkz: when a blind man cries)
grup ismini 1920lerde popüler olan bi şarkıdan almıştır.
dünya üzerine gelmiş en müthiş gruplardan biri...
kadrosundaki onca değişikliğe rağmen yaptıkları müziğin kalitesini asla düşürmemeleri ayrı bir başarıdır
burn, perfect strangers, knocking at your back door, soldier of fortune, love coquers all, highway star ve daha nicesi bu amcaların elinden çıkmıştır
bir dönem konserlerindeki desibelin şiddeti nedeniyle en gürültülü grup ünvanını almıştır
kadrosundaki onca değişikliğe rağmen yaptıkları müziğin kalitesini asla düşürmemeleri ayrı bir başarıdır
burn, perfect strangers, knocking at your back door, soldier of fortune, love coquers all, highway star ve daha nicesi bu amcaların elinden çıkmıştır
bir dönem konserlerindeki desibelin şiddeti nedeniyle en gürültülü grup ünvanını almıştır
sometimes i feel like screaming..
(bkz: deep purple vs led zeppelin)
1968 yilinda searchers toplulugunun davulcusu chris curtis onderliginde kurulan efsanevi deep purple, ilk asamada tuslu calgilarda jon lord, basgitarda nick simper ve gitarist richard hugh blackmoredan kuruluydu.
ilk olarak roundabout ismiyle tanindilar. bir kac gun icinde curtis ayrildi. dave curtis ve bobby woodman da isteneni veremeyince onlarin bosaltiklari yerler rod evans ve ian paice tarafindan dolduruldu. deep purple adini aldilar ve kisa bir iskandinavya turundan sonra, topluluk ilk albumunu kaydetmeye koyuldu. "shades of deep purple" "hey joe" ve 45likler listesinde zirveye oynayan "hush" gibi meshur parcalarin yeniden sunumlarini barindiriyordu. yabanci topraklarda unleri daha hizli yayilan grubun uzun turneleri sona erdiginde kendi ulkelerinde tanitima devam ettiler. tina turner, neil diamond gibi isimlerle birlikte calismalar da yapan deep purple kendi belirledigi cizgiyi korumaya da ozen gosterdi.
1969 temmuzunda, evans ve simper, episode sixten gelen ian gillan ve roger glover ile yer degistirdi. klasik deep purple olarak akillara kazinacak bu yeni kadro lordun yazdigi "concerto for group and orchestra"yi londra fiarmoni orkestrasi ile kaydettiler. ardindan gelen ve "speed king" ve "child in time" gibi parcalari iceren "deep purple in rock" calismasi toplulugun agir metal turunun vazgecilmezleri arasinda yer alacagini duyuruyordu. gillanin guclu sesi muziklerine yeni bir boyut kazandirmis oluyordu. bu yeni kazanilmis sohret avrupa kitasinda "black night" ile iyice percinlenecekti. "strange kind of woman" listelerde iyi bir noktaya gelen bir baska calisma oluyordu. "fireball" ve "machine head" ise zirveye adini yazdiran iki album oldu. "smoke on the water" sert rock muzigin tarihine gecmis bir calisma olma basarisini gosterdi. album ayni zamanda toplulugun kendi kurdugu purple plakciliktan cikan ilk album oldu. platin plak odullu "made in japan" canli sunumlariyla neler basarabileceklerini cok iyi ortaya koyuyordu.
uyelerin kendi aralarinda ise ipler son derece gergindi. "who do we think we are!" bu cok basarili kadronun bitisinin habercisi olacakti. gillan ve gloverin ayrilisi, david coverdale ve glenn hughesin gelisiyle yeni ozellikler kazanan topluluga yine de epey pahaliya mal olacakti. "burn" ve "stormbringer" ilk 10 listesinde basarili oldular. blackmoreun istedigi bu degildi. gidisattan memnun olmayan blackmore 1975 mayisinda rainbowu kurmak amaciyla deep purpledan ayrildi. bir anlamda onu yetim birakti. tommy bolin mor topluluka "come taste the band" albumunde eslik etti. ne var ki, farkli tarzlarinin birlikte yurumesi mumkun degildi. deep purple uyeleri yol ayrimindalardi. sonuc olarak her biri farkli bir yol izleyerek muzik yasamlarina kendi olusturduklari topluluklarda ya da baska muzisyenlere eslik ederek devam ettiler. madde bagimlisi bolin ise bir kac ay sonra uyusturucudan yasamini yitirdi.
ilk olarak roundabout ismiyle tanindilar. bir kac gun icinde curtis ayrildi. dave curtis ve bobby woodman da isteneni veremeyince onlarin bosaltiklari yerler rod evans ve ian paice tarafindan dolduruldu. deep purple adini aldilar ve kisa bir iskandinavya turundan sonra, topluluk ilk albumunu kaydetmeye koyuldu. "shades of deep purple" "hey joe" ve 45likler listesinde zirveye oynayan "hush" gibi meshur parcalarin yeniden sunumlarini barindiriyordu. yabanci topraklarda unleri daha hizli yayilan grubun uzun turneleri sona erdiginde kendi ulkelerinde tanitima devam ettiler. tina turner, neil diamond gibi isimlerle birlikte calismalar da yapan deep purple kendi belirledigi cizgiyi korumaya da ozen gosterdi.
1969 temmuzunda, evans ve simper, episode sixten gelen ian gillan ve roger glover ile yer degistirdi. klasik deep purple olarak akillara kazinacak bu yeni kadro lordun yazdigi "concerto for group and orchestra"yi londra fiarmoni orkestrasi ile kaydettiler. ardindan gelen ve "speed king" ve "child in time" gibi parcalari iceren "deep purple in rock" calismasi toplulugun agir metal turunun vazgecilmezleri arasinda yer alacagini duyuruyordu. gillanin guclu sesi muziklerine yeni bir boyut kazandirmis oluyordu. bu yeni kazanilmis sohret avrupa kitasinda "black night" ile iyice percinlenecekti. "strange kind of woman" listelerde iyi bir noktaya gelen bir baska calisma oluyordu. "fireball" ve "machine head" ise zirveye adini yazdiran iki album oldu. "smoke on the water" sert rock muzigin tarihine gecmis bir calisma olma basarisini gosterdi. album ayni zamanda toplulugun kendi kurdugu purple plakciliktan cikan ilk album oldu. platin plak odullu "made in japan" canli sunumlariyla neler basarabileceklerini cok iyi ortaya koyuyordu.
uyelerin kendi aralarinda ise ipler son derece gergindi. "who do we think we are!" bu cok basarili kadronun bitisinin habercisi olacakti. gillan ve gloverin ayrilisi, david coverdale ve glenn hughesin gelisiyle yeni ozellikler kazanan topluluga yine de epey pahaliya mal olacakti. "burn" ve "stormbringer" ilk 10 listesinde basarili oldular. blackmoreun istedigi bu degildi. gidisattan memnun olmayan blackmore 1975 mayisinda rainbowu kurmak amaciyla deep purpledan ayrildi. bir anlamda onu yetim birakti. tommy bolin mor topluluka "come taste the band" albumunde eslik etti. ne var ki, farkli tarzlarinin birlikte yurumesi mumkun degildi. deep purple uyeleri yol ayrimindalardi. sonuc olarak her biri farkli bir yol izleyerek muzik yasamlarina kendi olusturduklari topluluklarda ya da baska muzisyenlere eslik ederek devam ettiler. madde bagimlisi bolin ise bir kac ay sonra uyusturucudan yasamini yitirdi.
dünya üstünde en çok çalınıp coverlanan, gitarı eline ilk alanların çaldığı 3-4 parçanın arasında mutlaka bulunan smoke on the water parçasını yapmış ve ilerleyen yaşlarına rağmen hala sahnelerin tozunu attırmaya devam eden grup.
sweet child in time
introsunu fark etmesekte hepimizin bildigi smoke on the water parcasinin yaraticisi.
soldier of fortune adli muhtesem sarkiyi yorumlayan grup.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?