kardeşimle birlikte annemden gizli gizli kağıtları binlerce hatta milyonlarca parçaya böler, biriktirirdik.üç iki biir ve hepsini havaya fırlatır aynı anda da lalu laluuuu diye bağırırdık.sözde o kardı bizim için.tüm kağıtlar yere düşene dek hoplar zıplar,sonrasında da kağıtların içinde debelenir dururduk.
annem çok sabırlı kadınmış vesselam.
ben küçükken çok salaktım
babanemin buzdolabı arada bir sarsılır,titrer bir garip olurdu.tüm kuzenler babanemdeyken çok yaramazlık yaptığımızda babanem bizi, dolabın içinde hasinta var bak ona göre davranın ,diye korkuturdu.bütün kuzenlerim çok korkardı diye ben de korkardım ama aslında benim hiçbir fikrim yoktu kimdi bu hasinta.kafamda her defasında farklı bir öcü canlandırırdım.
hiçbirimiz de açmadık o dolabı o lafın üzerine,hay allah pek tırsakmışız yahu.
hiçbirimiz de açmadık o dolabı o lafın üzerine,hay allah pek tırsakmışız yahu.
dünya üzerindeki tüm insanların kardeş olduğu saçmalığına inanırdım .
büydükçe kirleniyor dünya.
büydükçe kirleniyor dünya.
çok salaktım sanırım sözlük, ortaokulda millet kızlarla afilli temaslı şakalar yapıp, alımlı kurlarla öyle böyle bir iletişim içerisinde, umut vadeden ilişki denemelerine yeltenirken. ben ve benim gibi düşünen garip, biçare arkadaşlarımla cephe alırdık kızlara, onlar bizim gibi olamazdı, onlarla takılmamalıydık, şu onların dikkatini çekmeye çalışan düzgün saçlı batuhan’a ne kadar da tav olurduk onun yerine gidip midye yemeli, gazoz kapağı oynamalı, miskette başı veya başaltını vurmalı akabinde eğer top mevcutsa hemen mobil bir maç ayarlanmalı (mobil diyorum çünkü balkondan bağıracak yaşlı teyzenin veya arabasının alarmını ciyak ciyak bağırtacağımız zengin gözlüklü adamın bu maçları engelleme çabası maç yapılan yerin değişmesine neden olacaktır).bu mobil maçlarda kalesi yokuş yukarı olan tarafın daima kazanacağını çok geç anlayacaktık aynı lise, üni döneminde batuhanın kazanacağını anlamamız gibi oldu. biz müzmin bekar olarak gene guruh halinde takılırken onu barda her gün kıyafetine uyan değişen manitasıyla görecek vay ’mnskymm..’ ler havada uçuşacaktır. o kazanmıştı. gazoz kapakları g.tümüzde patlamıştı ama neyseydi ortamda kız olsa böylesine samimi, rahat küfürlü muhabbet edemezdik oğlum tesellisiyle kendimizi mutlu kılacak ve devam edecektik.
cem yılmaz,ın çocukluuğu
michael jacksonu kadın sanırdım
müjde’nin parizyen çorapları hep sarı kutular, paketteydiler. $imdi bile ne üzerindeki kadın figürü degi$ti ne de rengi...
5 ya$larındayken ilk defa tanı$tım bu çorapla. annem eteginin altına giyiyordu. "sen de mi bu kadın gibi olacaksın?" diye sorardım hep ona, o da "giyince evet olacagım" derdi.
"eee ama bu altına sıçıyoo?" dedigimde, her seferinde "ne biçim kızsın terbiyesiz seni!" $eklinde azarlamı$tır her bir cümlemde. bir gün pataklamı$tı beni aynı cümleyi kurdugumda, içimden "oh! giy de kakaların paçalarından aksın!" diye söylenerek kendimce hıncımı alıyordum.
yıllaaar sonra paket tekrar önüme geldginde anladım ki, benim kaka sandıgım $ey aslında kadının elbisesinin bir parçasıymı$...
bu $ey; kifayetsiz.
5 ya$larındayken ilk defa tanı$tım bu çorapla. annem eteginin altına giyiyordu. "sen de mi bu kadın gibi olacaksın?" diye sorardım hep ona, o da "giyince evet olacagım" derdi.
"eee ama bu altına sıçıyoo?" dedigimde, her seferinde "ne biçim kızsın terbiyesiz seni!" $eklinde azarlamı$tır her bir cümlemde. bir gün pataklamı$tı beni aynı cümleyi kurdugumda, içimden "oh! giy de kakaların paçalarından aksın!" diye söylenerek kendimce hıncımı alıyordum.
yıllaaar sonra paket tekrar önüme geldginde anladım ki, benim kaka sandıgım $ey aslında kadının elbisesinin bir parçasıymı$...
bu $ey; kifayetsiz.
michael jackson u zenci sanırdım.
(sol frame de komşu yu görünce yazamadan edemedim.)
bizim bir komşunun evinde yangın çıkmış,gecenin bir vakti feryat figan ben de kalktım baktım müdahale edildi olay oldu bitti falan.sonrasında anneme "anne, şimdi biz tülay ablaların külüne mi muhtaç olduk?" diye sordum.
bu atasözü için en mantıklı çıkarsama buymuş demekki benim için küçükken.
bizim bir komşunun evinde yangın çıkmış,gecenin bir vakti feryat figan ben de kalktım baktım müdahale edildi olay oldu bitti falan.sonrasında anneme "anne, şimdi biz tülay ablaların külüne mi muhtaç olduk?" diye sordum.
bu atasözü için en mantıklı çıkarsama buymuş demekki benim için küçükken.
hiç değişmemişsinle baştan susturulabilen anıların giriş cümlesi.
ilkokuldayken, eve dönü$ yolunda okul servisinin içerisinde içinize giymi$ oldugunuz elbiselerimizi göstermek için soyunmu$ olmak. haftada en az 2 defa.
önlükten kurtulunca kendini ku$ gibi hafif hissetmek, ayrı bir salakla$ma...
allahım.
önlükten kurtulunca kendini ku$ gibi hafif hissetmek, ayrı bir salakla$ma...
allahım.
1 seneyi 4 aydan ibaret sanardım birinci sınıftayken. eylül, ekim, kasım, aralık.
malum, okula eylülde ba$lıyoruz.
malum, okula eylülde ba$lıyoruz.
#944514
ben küçükken annemle bir gün çarşıya çıkmıştık.derken,bir de kasaba uğrayalım dedi annem.kasap ne istediğimizi sorduğunda annem oğlum akşama köfte yer misin?sen karar ver bu sefer kıyma mı alayım, kuşbaşı mı dedi.kuşbaşı mı?allaaahhh..nası bi şeydi acaba?çok lezzetli olmalıydı..ben de hemen kuşbaşı diye cevap verdim.akabinde kasabın bildiğin dananın kaba tarafından bir parça alıp ince ince doğradığını görünce anneme "anne kuşbaşı bu mu, bu bildiğin çok olunca kavurmalık, az olunca yemeğe katmalık et yahu"diye çemkirdim.artık nası bi ruh haliyse benimki de..caniliğin bu kadarına da pes...kıyma ve kuşbaşı ikileminde gerçekten bir kuşun başını yiyeceğini düşünmek inanın şimdiki ruh halimle örtüşmeyen bir durum.
kızların bir yerlerini görebilmem için doktorculuk oyununun şart olduğunu sandığım dönem. annem doktora gidiyorum dediğinde babamı aldattığını başkalarına bir yerlerini gösterdiğini sanıyordum.
biz küçükken çok salaktık. ben ve anaokulu arkadaşlarımdan bahsediyorum. öğretmenimiz ne zaman hapşırsa tek tük "çok yaşayın örtmenim" sesleri çıkardı sınıftan. hoca da bildiğimiz manada hep beraber derdi. bunun üzerine bütün sınıf hep bir ağızdan "çooook yaşayın ööörtmenim" derdik. biz küçükken çok salaktık çook.
kasıtlı öldrüdüğüm böceklere cenaze töreni düzenlerdim . bir de çaktırmadan dua ediyormuş gibi yapardım. o aklımla çevredeki imajımı zedelememeye çalışmak ayrı bir komiklikmiş. sineği bardağa hapsedip kanatlarını koparıp yakarken aklım neredeydi acaba..
yalan söylerken inandırıcı olsun diye cümlelerimin içine "vallahi!" sözcüğünü serpi$tirir dururdum.
yemin ederim demek günah ama vallahi demek değildi benim için; çakma yemin statüsündeydi...
yemin ederim demek günah ama vallahi demek değildi benim için; çakma yemin statüsündeydi...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?