belli bir dönemi eleştirdiği için linç edilmiş bilim adamı kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder bu onun düşüncesi yanlışta olsa düşünce özgürlüğünün yanlış düşünme özgürlüğünü de içerdiğini anlamayan beyinden mahrumlar tarafından eleştirilen bir bilim adamı her şeye rağmen dün söylediklerinin bugünde arkasında olan zoru görünce geri adım atmayan düzgün insan aradan ne kadar zaman geçerse geçsin at gözlüğü kullananlar onu anlayamayacaklar.
atilla yayla
kendisi atatürk hakkında abnin ağzından "bu adam" şeklinde konuşmuştur ama bizim komplocu milletimiz bunu anlamamakta ısrar etmektedir.
atilla yaylanın söylemlerini eleştirenlerin yazılarını okuyunca aklıma aristonun sadece aptallar kelimeler üzerinden tartışmaları yürütür. sözü geldi. herkes bu adam demesine sinirlendi ancak cumhuriyet dönemine ilişkin getirdiği eleştirilere herhangi bir cevap kemalist yada sol cenahtan gelmedi. atilla yayla kaliteli bir akedemisyendir. son dönemde yazmış olduğu liberal kime denir tarzındaki yazılarını tasvip etmesemde türkiyeye liberal doktrinleri ilk defa inceleyerek gündemimize alan kişidir. bok atanlar neden bok atarlar onu da anlamak mümkün değil.
prof.dr. olan akedemisyen harika bir insandır. bugün marmara üniversitesinde saat 2 de bir sempozyumda konuşmacı olarak katılacaktır.
başbakan erdoğan’ın dershaneleri kapatma politikasını sağlamından eleştirmiş olan yazar.
yazı uzun ve fazlasıyla akademik, dilerseniz verdiğim linkten okuyabilirsiniz ama dileyen için yazının ana fikrinin yer aldığı kısmı ekliyorum:
"son açıklamalarına bakılırsa başbakan, dershanelere kötü bakışı sanki kafasında sabit fikir hâline getirmiş. üslubu da yakışıksız, kırıcı ve otoriteryen tınılı. "dershaneler kapanacak!" diyor. niye? dershanelerden insanlar ne zarar gördü? dershanelere gidenler kendileri için, dershanelere çocuklarını gönderenler çocukları için neyin iyi olduğunu bilmiyorlar mı?
dershaneleri kapatmak fakire yararlı olur zannediyorsanız tamamıyla yanılıyorsunuz. devlet tekelini kırıp yükseköğretim piyasasını serbestleştirsek ve böylece arz ile talebi dengelesek bile, özel-ek-formel eğitim sistemi dışı ders ihtiyacı ortadan kalkmaz. bazı okullar her zaman daha çok ilgi göreceği için yarış sürer. zengin çocukları, en pahalı hocalar kiralanarak sınavlara hazırlanırken fakir çocukları ilave dersin maliyetlerini kendileri gibi fakirlerle paylaşarak karşılanabilir miktara indiremeyeceği için, yarışta geri kalmaya mahkûm olur.
bana sorarsanız, dershaneleri değil milli eğitim okullarını kapatmak daha doğru ve faydalı. baksanıza, okulların 10 senede kazandıramadığını dershaneler bir senede kazandırıyor. bu başarının izahı da gayet basit. herkes meb okullarına zorla gidiyor. yani okula gidiş gönüllülüğe dayanmıyor. öğretmenler, iş garantisine sahip. işe hangi donanımla başladılarsa onunla, hatta daha azıyla, emekli olabilirler. rekabet yok denecek kadar az. öğrenciler ve veliler eğitimin maliyetini hissetmiyor ve üstlenmiyor. böyle bir sistem etkin ve verimli olabilir mi? dershanelerde bunların tam tersi söz konusu. gönüllülük esas. maliyeti müşteri ödüyor. her bakımdan rekabet müthiş. kaynaklar çok daha etkin kullanılıyor. meb kaynakları dershanelere aktarılsa, dershaneler eğitim sistemini uçurur."
makalenin tamamı için:http://goo.gl/b391p
yazı uzun ve fazlasıyla akademik, dilerseniz verdiğim linkten okuyabilirsiniz ama dileyen için yazının ana fikrinin yer aldığı kısmı ekliyorum:
"son açıklamalarına bakılırsa başbakan, dershanelere kötü bakışı sanki kafasında sabit fikir hâline getirmiş. üslubu da yakışıksız, kırıcı ve otoriteryen tınılı. "dershaneler kapanacak!" diyor. niye? dershanelerden insanlar ne zarar gördü? dershanelere gidenler kendileri için, dershanelere çocuklarını gönderenler çocukları için neyin iyi olduğunu bilmiyorlar mı?
dershaneleri kapatmak fakire yararlı olur zannediyorsanız tamamıyla yanılıyorsunuz. devlet tekelini kırıp yükseköğretim piyasasını serbestleştirsek ve böylece arz ile talebi dengelesek bile, özel-ek-formel eğitim sistemi dışı ders ihtiyacı ortadan kalkmaz. bazı okullar her zaman daha çok ilgi göreceği için yarış sürer. zengin çocukları, en pahalı hocalar kiralanarak sınavlara hazırlanırken fakir çocukları ilave dersin maliyetlerini kendileri gibi fakirlerle paylaşarak karşılanabilir miktara indiremeyeceği için, yarışta geri kalmaya mahkûm olur.
bana sorarsanız, dershaneleri değil milli eğitim okullarını kapatmak daha doğru ve faydalı. baksanıza, okulların 10 senede kazandıramadığını dershaneler bir senede kazandırıyor. bu başarının izahı da gayet basit. herkes meb okullarına zorla gidiyor. yani okula gidiş gönüllülüğe dayanmıyor. öğretmenler, iş garantisine sahip. işe hangi donanımla başladılarsa onunla, hatta daha azıyla, emekli olabilirler. rekabet yok denecek kadar az. öğrenciler ve veliler eğitimin maliyetini hissetmiyor ve üstlenmiyor. böyle bir sistem etkin ve verimli olabilir mi? dershanelerde bunların tam tersi söz konusu. gönüllülük esas. maliyeti müşteri ödüyor. her bakımdan rekabet müthiş. kaynaklar çok daha etkin kullanılıyor. meb kaynakları dershanelere aktarılsa, dershaneler eğitim sistemini uçurur."
makalenin tamamı için:http://goo.gl/b391p
liberal düşüncenin türkiyede bilinmesi ve benimsenmesi adına yaptığı çalışmalarıyla tanınan profesör. ankarada mukimdir. liberal düşünce ve piyasa dergilerinin editörlüğünü yürütmektedir.
bugün itibariyle derslere girmesi yasaklanmış profesör.
"kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder" tarzi ilginc bir cümleyi akp(!) teskilatinin önünde sarf edip, cumhuriyetin kurusulusunun ana ilkelerini kavrayamamis, nefretini kusarak bok atmaya calismis, kendisinden gecmis insan.
(bkz: yalakaligi durduramiyoruz efendim)
(bkz: yalakaligi durduramiyoruz efendim)
gazi üniversitesi idari bilimler fakültesi öğretim görevlisidir.liberal düşünce topluluğunun kurucularındandir.
kemalizm aleyhtarı fikirlerine fikirle karşılık verilmesi gerekirken lince maruz kalan ve üniversitedeki görevinden uzaklaştırılan bilim adamı.
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=458286
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=458286
esasında gösterilen tepkide büyük çarpıklıklar vardır bu profesöre karşı. yahu bu ne tabudur ki, birisinin sırf bizimle aynı düşünmüyor diye lince kalkışılsın? ne yani? farklı düşünemez mi bir insan? tamam belki düşünceleri yanlış, ama belki de doğru. neden bu ikinci belki linç edilir?
neden karşıt fikirlere açık olunmaz? eğer karşıt düşünce yanlış ise zaten yanlıştır. doğru olduğu düşünülen, bir şekilde hak ettiği rağbeti görür eğer doğru ise.
neden karşıt fikirlere açık olunmaz? eğer karşıt düşünce yanlış ise zaten yanlıştır. doğru olduğu düşünülen, bir şekilde hak ettiği rağbeti görür eğer doğru ise.
nasıl ki ferhat sarıkaya bizlere bu ülkede birilerine dokunulamayacağını öğretmişse atilla yaylada bazı şeylerin eleştirilemeyeceğini öğretmiştir bu ülkede düşünce özgürlüğünün bir balon olduğunu her an patlayabileceğinin canlı kanıtı olmuştur.
başında bulunduğu dernek 2 projeyle ab fonlarından 450.000 avro kaynak kullanmış.
şimdi ab ve bu düşünce yapısıyla bir korelasyon olduğunu iddia etsem direkman paranoyak faşist ilan edileceğim için susuyorum.
ha bir de çağdaşlığı içki içip,çapkınlık yapmak olarak tanımlamış bu mürekkep yalamış şahsiyet,inanın gözyaşlarımı tutamıyorum.
şimdi ab ve bu düşünce yapısıyla bir korelasyon olduğunu iddia etsem direkman paranoyak faşist ilan edileceğim için susuyorum.
ha bir de çağdaşlığı içki içip,çapkınlık yapmak olarak tanımlamış bu mürekkep yalamış şahsiyet,inanın gözyaşlarımı tutamıyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?