confessions

wasowsky

- Yazar -

  1. toplam entry 106
  2. takipçi 1
  3. puan 46856

aşk

wasowsky
her zaman kusursuz duyguları barındırmıyo içinde! kimi zaman sevdiğinden nefret etmek, içten içe acımasızca eleştirmek-yargılamak, bağlandıkça kaçıp kurtulmaya çalışmak, kendine rağmen karşındakinde varolmaya çalışmak...

olabilir

seni seviyorum

wasowsky
çoktandır tanıyorum bu duyguyu. bazen bir acı bazen sadece kimliksiz bir bulut sayesinde yirmi dokuz harfle burun buruna gelmek... hadi yanındayız demeleri bana... bizi hale yola sok, şekillendir, içindekilerden bir fihrist yap, sırala, yarala... aslında komikler. her şeye çare olabileceklerini sanıyorlar. oysa beyaz kağıt üstünde bazen çaresiz lekelerden başka bir şey değiller. mesela şu a harfini ele alalım. üçünü bir araya getiriyorsun şaşkınlık oluyor. on tanesini yan yana diziyorsun çığlık kıvamına erişiyorlar.
harfler kendilerini bir şey zannediyor.
yazmakla ilgili ne söyleyebilirim ki, zamana karşı harf zayiatı. iç yerlerinde beliren gri bir bulutu başkalarının da anlayabileceği hale getirme uğraşı. oysa ne gerek var bilmiyorum. kime anlatıyorum? niçin? hüzne fiyakalı bir edebiyat giydirmekten başka nedir ki yazmak? ya da okuyanı gıdık yerinden dürtmek. gülsünler diye. üzülsünler diye... anlasınlar, anlaşsınlar diye. ve en kimseyle anlaşamayanların işiyken yazmak...
anlatabilseydim yazmazdım.
yazınca çekilir biri oluyorum, tek bildiğim bu. hep başkaları için kağıda döküyorum içimin kirlenen seslerini. evet sesler de kirlenir. kokular bile hatta. eski tadı kalmayabilir buğunun.
harflerin sözcük oluşturmak için bir araya gelmesi imece usulü bir hüzün inşaatıdır çoğu zaman.
bu kadar üzgün olmasam yazmazdım.
yeryüzünün bu yarımadasında (belki tamada olsaydı her şey daha kolay olurdu), yani bu coğrafyası bile yarım ülkede topu topu yirmi dokuz arkadaşım var. bazılarıyla çok az görüşsem de, mesela j ile çok samimi olduğumuz söylenemez, hep yanımdalar. bütün sırlarımı biliyor ve benden izin alma nezaketini bile göstermeden açık ediyorlar herşeyi. kimseyi ağız tadıyla aldatamıyorum bu yüzden. çizgisiz bir beyaz kağıtla karşılaşmaya görsünler, her şeyi anlatıyorlar. hem de en burkucu tarafından. şiir diye bir şey tutturmuşlar, kimseye acımıyorlar.
bir tek senden korkuyorlar şu sıralar.
bak şimdi de lafı sana getirdiler gördün mü? ne zaman seni görsem etrafta kimsecikler olmuyor. harflerim zavallı seslerin gölgelerine saklanıyor. oysa herkese seslerini gere gere bağırıyorlardı. kendilerini arayıp da bulamadıkları bir cakayla bir araya getiren bir dimağ bulmuşlardı ve havalarından geçilmiyordu. biz istersek bir araya gelir gülmekten öldürürüz hepinizi ya da göz pınarlarınızı kanatırız istersek diyorlardı.
harflerim beni her şeye alet ediyordu.
ama senden korkuyorlar işte. en çok da suskunluğundan. zaman durdu sanıyorlar sen susunca. aptallaşıyorlar. şimdi ne yapacağız, diyorlar. eyvah oluyorlar aniden. ve panik halinde sesler çıkarmaya başlıyorlar. onları unuttun, onları istemiyorsun sanıyorlar harflerini. güleceksin belki ama kaşlarından bile ürküyorlar.
kaşlarının yayına takılı ok oluyor çünkü gözlerin. baktığı yerden ses getiren gözlerin.. gözlerinin önünde küçülüyor harflerini. üzücü bir suskunluğun içinde durup hepinizi tanıyorum, şaşırtıcı değilsiniz, biz de bu harflerden çok var der gibi bakıyor gözlerin.
gözlerin olmasa yazmazdım ve gözlerin yokken ben iyi bir yazardım.
bozdun harflerimin fiyakasını.
ve seninle karşılaştığım, yani annenin seni doğurduğu, bizim birbirimizi doğurduğumuz o günden sonra ilk kez bir araya geliyorlar. tembelleşmişler. birbirlerini ilk kez görüyor, ilk defa yanyana geliyor gibiler. ama şimdi tuhaf bir hevesle bu korkuya direnerek toplanıp bağırmaya başlamalarının bir anlamı olmalı. sanırım sana alışıyorlar. kıvırcık saçlı küçük bir kız çocuğunun adının ilk harfinden aldılar işareti belki... şaka yaptığını biliyorlar artık. seni seviyorlar.
işte bu yüzden sürekli bana seni seviyorum dedirtiyorlar. tekrara düşme, sıkıcı olma ya da anlamı aşındırma kaygısını bir yana bıraktılar. çünkü onlar çok iyi biliyor ki iyi filmlerde çok zor söyletilir seni seviyorum cümlesi. esas adam, yani sapma kadar insan yürekli, karizmasında fırtınalar barındıran ama işte allah kahretsin ki sevgisini gösteremeyen adam filmin sonunda, ölürken söyler bazen. hatta cümle seni hep sevdim e dönüşür. hep sevmiştir, gizli gizli ağlamıştır ama o cümleyi söyleyememiştir işte...
ama ben esas adamları sevmem.
esas adamlar sıradan insanlar içindir.
sırayı bozmasaydım yazamazdım.
şimdi harflerim sana, bütün cesaretlerini toplayıp kendilerine çekidüzen vererek ve beğenmezse bozulmayalım arkadaşlar cümlesinin ardına saklanıp, sahip oldukları sesleri titrete titrete bir cümle hediye etmek istiyorlar:

merhaba, seni seviyorum, seni sevmeseydim yazamazdım.

sevgilinin sacinizla oynamasi

wasowsky
aslında dusununce bilincaltında, eskiden annenizin ya da babanızın sacınızla oynayarak sizi huzurla uykuya yolladıgı günlerin devamı gibidir.zira essek kadar olduktan sonra artık kalkıpta hala baba dizine yatıp:
-baba beni sacımla oynayarak sevsene,uyuyacağım ve huzura ihtiyacım var.
denilemez...o sebepten belli bi yas sonrası artık yasadıgınız evin yuva oldugu fikrinin ucup gitmesi geri gelmemesi gibi bazı isteklerde artık dile bile getirilemiyor...
bu durumda iste sevgili devreye giriyor...
bazen anne bazende baba olup hayata eskileri getirmeye calısıyor...

berna

wasowsky
kelime anlamı genc olan tatlı mı tatlı bi bayan ismi... geneli güzel,tatlı dilli, zeki olur... cevrenizde varsa hemen arkadastı, dosttu, sevgiliydi bi sekilde yanınıza alın...

dünya türk olsun

wasowsky
olsun, olsun da neye yarayacak diye dusundugum...
turkler olarak dunyaya ayak uyduramadık en iyisi dunyayı kendimize uyduralım diye mi dusunuyorlar nedir...
aslında biz elimizdekine sahip cıkabilsek iyidir diye dusunuyorum ama ben bilmem beylerim bilir tabi...
ps.bide boyle sablonla falan yazıyorlar ya...hani ciddiyiz hakkaten olacak gibisinden

memur çocukları iyi bilir

wasowsky
aybasının ne demek oldugunu...
taksitleri organize etmenin terleticiligini...
kredi kartı faizlerinin oranlarını...
hangi bankanın en uygun faizle konut,araba kredisi verdigini...
emekli sandıgının aslında sandık olmadıgını...
hasta olunca akla gelen ilk seyin kurumdan sevk kagıdı almak oldugunu...
secim sonrası yonetimin degismesiyle muhtemelen sizin de amirlerinizin degisecegini...
cesitli yerlerde acılmıs ve genelde ese dosta hizmet veren yaz kamplarında yer bulupta kalabilmenin ne demek oldugunu...
tayin sonucu gidilen köylerde, kerpic evlerin catılarının bile olmamasının sıcak gunlerde vucuda etkisini...
köylünün sizin rehberliginizde sehirden topluca aldıgı camasır makinası, sofben sonucu kavustugu rahatlıgı köyün kahvesinde anlatması sonucu utanmanın ne demek oldugunu...
köyün en okumus kisisi olmanız dolayısıyla üniversite sınavına giren bi kaç gencin de tek bilen olarak tercihler zamanı yanınıza gelmesini...
yıllar sonra bu cocukların size bi sekilde ulasan tesekkur mektubunun anlamını...
hatta bazılarının basına gelen olaylarla yıllarca ugruna gorev yapılan ulkenin hassas konularında degil sorgulama, arastırmanın bile nasıl engellenebildigi...

seni ozluyorum baba

tuvaletin evin dışında olması

wasowsky
yıllar once babamın meslegi sebebiyle koyde oturmamız sonucu yasadıgım hadise. yaklasık 12 yasıma kadar tuvalete gitmek icin 80m. acık havada yuruyup gelirdim. ozellikle geceleri cok zor olan. babamların odasına girip birisini uyandırmaya cekinmek ama aynı zamanda da karanlıktan korkuyor olmak sonucu (bkz: ikilemde kalmak) nedir daha o yıllarda ogrenmeme sebep olmus hadisedir. yine babamın tayini cıktıgında, annem baska yere tasınıyoruz waso dedikten sonra sordugum ilk sorunun bilinc altında ki kaynagı.
-gene tuvalet bu kadar uzakta mı anne?

buğra

wasowsky
genc yonetmen togan gokbakarın bitirme projesi... muzigiyle ve yonetmenin kendi sesini kullandıgı dıs sesiyle insanı hemen saran sıcak bi hikaye... beklendigi kadar amator degil... kullanılan arabaların donemin arabaları olmadıgını goz ardı ederseniz, ne senaryoda ne de cekimlerde goze batan bi nokta yok...izlemek isteyenler icinhttp://www.capturetv.com/index.php?option=com_content&task=view&id=765&itemid=71 adresinden indirilebilir...
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol