değeri çok geç anlaşılan (hala tam olarak anlaşılmamıştır) büyük sanatçımız. herhangi bir şiirini okuduğumda gözlerim dolar, hatta bazılarında hüngür hüngür ağladığım bile olur (tanrım, neden bu kadar duygusalım?)
en sevdiğim şiirleri:
bence simdi sen de herkes gibisin
gözlerim gözünde aski seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence simdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçiyorum bugün senden gizlice
kalbime baktim da iste iyice
anladim ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karisti simdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de simdi herkes gibisin
yürümek
yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...
yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...
kiz çocuğu
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
annemin tarifleri yarım yamalak okuyup yaptığı tüm yemekler..
geçen cumartesi 34. yıldönümüydü bu korkunç günün.. gece uyku tutmadı, tüm gün boyunca da nedensiz ağlayıp durdum. çok geç babam hatırlattı, sebepsiz olmadığını anladım, aynı zamanda nasıl hatırlamadım diye utandım. günü gecesinde yazdığım şiir:
6 mayıs
1972,
bugün,
bu sabah,
72’nin bu sabahında,
3 genç uğurlandı sonsuzluğa.
peki su bugün ne yaptı?
süslendi püslendi,
gezdi tozdu...
su ne anlar devrimden,
devrim aşkından,
ve bu aşka adanan
hayatlardan?
kafası bir şeye basmaz,
budala burjuva,
bu sabah,
72’nin bu sabahında,
3 can elveda dedi yaşamına.
sen ne anlarsın devrimden,
devrim aşkından,
ve bu aşka adanan,
hayatlardan?
sen ne anlarsın,
su’nun içinden çıkamadığı
çelişki karmaşasından?
6 mayıs
1972,
bugün,
bu sabah,
72’nin bu sabahında,
3 genç uğurlandı sonsuzluğa.
peki su bugün ne yaptı?
süslendi püslendi,
gezdi tozdu...
su ne anlar devrimden,
devrim aşkından,
ve bu aşka adanan
hayatlardan?
kafası bir şeye basmaz,
budala burjuva,
bu sabah,
72’nin bu sabahında,
3 can elveda dedi yaşamına.
sen ne anlarsın devrimden,
devrim aşkından,
ve bu aşka adanan,
hayatlardan?
sen ne anlarsın,
su’nun içinden çıkamadığı
çelişki karmaşasından?
aslı ’darağacında üç fidan’ olup, nihat behram’ın büyük bir cesaret gösterip yazdığı kitaptır. kitabı her elime alışımda ağladığımı hatırlıyorum.
ayrıca okuduktan sonra bu şiiri yazmama sebep olan kitap:
biz kolay yaşıyoruz;
normal ve sıradan
sıradan bir sebeple öleceğiz
sıradan bir yere gömüleceğiz
hiç bir insan tarafından,
hatırlanmadan.
eğer bir sebepten yanarsam
o ne olur bilir misin?
bir deniz gezmiş,
bir yusuf aslan,
bir hüseyin inan,
olamadan,
göçmekten,
bu dünyadan.
onlar ki,
unutulmayacak yüzlerin
en çok etkileyenleri belki beni.
onlar ki,
kuru toprağa
kan damlatmış
cesur gençlerden
en çok ağlatanları belki beni.
onlar ki,
bir çınarın,
üç dalı sanki.
bilir misin deniz’im,
yusuf’um
hüseyin’im..?
bilir misin,
ne çiçekler açtı,
ne meyveler verdi
çınarının bebekleri?
bir kişinin ölümü,
bin kişinin yüreğinden
ne çok parça koparır...
siz 1 bedende,
tek bir amaç için birleşmiş
3 büyük adamsınız.
o kadar büyüksünüz ki,
iziniz,
ne dün geçti,
ne bugün,
ne de yarın geçecek.
söz veriyorum ki,
sözleriniz,
her devrimcinin kalp atışlarında,
sonun sonsuzluğuna dek
yinelenecek!
ve işte bu sefer,
işte bu son sefer,
düşman,
kahkahalar olmadan,
kan akmadan,
defnedilecek.
hiç bir iz,
hiç bir küçük iz bile bırakmadan...
edit: "inanılan" yıllardan yadigâr, vuh -dönüş izni istiyorum.
ayrıca okuduktan sonra bu şiiri yazmama sebep olan kitap:
biz kolay yaşıyoruz;
normal ve sıradan
sıradan bir sebeple öleceğiz
sıradan bir yere gömüleceğiz
hiç bir insan tarafından,
hatırlanmadan.
eğer bir sebepten yanarsam
o ne olur bilir misin?
bir deniz gezmiş,
bir yusuf aslan,
bir hüseyin inan,
olamadan,
göçmekten,
bu dünyadan.
onlar ki,
unutulmayacak yüzlerin
en çok etkileyenleri belki beni.
onlar ki,
kuru toprağa
kan damlatmış
cesur gençlerden
en çok ağlatanları belki beni.
onlar ki,
bir çınarın,
üç dalı sanki.
bilir misin deniz’im,
yusuf’um
hüseyin’im..?
bilir misin,
ne çiçekler açtı,
ne meyveler verdi
çınarının bebekleri?
bir kişinin ölümü,
bin kişinin yüreğinden
ne çok parça koparır...
siz 1 bedende,
tek bir amaç için birleşmiş
3 büyük adamsınız.
o kadar büyüksünüz ki,
iziniz,
ne dün geçti,
ne bugün,
ne de yarın geçecek.
söz veriyorum ki,
sözleriniz,
her devrimcinin kalp atışlarında,
sonun sonsuzluğuna dek
yinelenecek!
ve işte bu sefer,
işte bu son sefer,
düşman,
kahkahalar olmadan,
kan akmadan,
defnedilecek.
hiç bir iz,
hiç bir küçük iz bile bırakmadan...
edit: "inanılan" yıllardan yadigâr, vuh -dönüş izni istiyorum.
son zamanlarda tarz değiştirmiş (iyi yapmış) bir rapper. şu an askerde.. bazı şarkıları gerçekten anlamlı ve güzel ama sizi düşündürücü bir karamsarlığa itiyor.
tavsiye ettiklerim:
-küfürbaz gizemli rapçi
-kopya kalpler
-kendime sarılır donarım
-leyli
-çaçaron
-terapi
-pavlovun köpeği
tavsiye ettiklerim:
-küfürbaz gizemli rapçi
-kopya kalpler
-kendime sarılır donarım
-leyli
-çaçaron
-terapi
-pavlovun köpeği
eğlenceli bir site
sexy ve şirin çizgifilm karakteri
thales’in teorisinin temeli. her şey sudur: taş, sunun donmuş halidir, hava buharlaşmış hali vs. sonradan yanlış olduğu kanıtlansa bile o zamanda yaşamış bir insana göre değerlendirilmelidir.
tüm bilkentin ayağında, yani bi özelliği kalmadı.
antipatik insan.
en uygunsuz zamanda sıradan bir sex... diye başlayıp durexle sex... diye biten bir reklamı vardır.
bir ara yonja hesabı açmak modaydı, şimdi hesap kapamak (ya da ben kapattığım için böyle söylüyorum)
arjantin dendiğinde aklıma 3 şey gelir:
1) eva peron
2) madonnanın dont cry for me argentina adlı şarkısı
3) arjantin caddesi
1) eva peron
2) madonnanın dont cry for me argentina adlı şarkısı
3) arjantin caddesi
zenginlikle alakasız bir kavram, her zengin elit değildir. daha çok asalet ve kültürle alakalıdır
herkes bu hataya düşebilir. esrar yerine sigara, hap hatta kokain vb. olabilir. sadece yapan kişinin anlayamayacağı bir zavallılık göstergesidir.
dan brown’ın muhteşem kitabı.
edit: evet çok etkilendim ama sonrasında okuduğum dijital kalede de aynı kurguyu tekrarladığını gördüm, popüler kültüre rest çektim, gittim. tabii bu kitabın ve diğer birkaç popüler kültür ürünün (örn: nietzsche ağladığında) güzel olduğu gerçeğini değiştirmez.
edit: evet çok etkilendim ama sonrasında okuduğum dijital kalede de aynı kurguyu tekrarladığını gördüm, popüler kültüre rest çektim, gittim. tabii bu kitabın ve diğer birkaç popüler kültür ürünün (örn: nietzsche ağladığında) güzel olduğu gerçeğini değiştirmez.
tek yiyebildiğim deniz ürünü
ayıp sanılan bir sözcük.
örn: bize misafirliğe gelen anne-kızın diyaloğu (k: adamın fantezi gücü ne kadar gelişmiş.. anne kızarıp, kızı dürter)
örn: bize misafirliğe gelen anne-kızın diyaloğu (k: adamın fantezi gücü ne kadar gelişmiş.. anne kızarıp, kızı dürter)
akıl hocam.. bir yerlerde yanlış yaptım diyorum ama..
ben çaylak değilim! diye kendini kandırmaya çalışan küçük çaylak su (ben).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?