imgoindeeperunderground

nobel’in yanında verilen 1 milyon doların üzerindeki para ödülü düşünülünce akıllara "olur" cevabını getirir. lakin mutlaka hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu savunan arkadaşlar çıkacaktır şimdi, onlara evvelden selam ederim..

(bkz: nobel ile saadet olur mu sorunsalı)

(bkz: ermeni sensin soykırım da sana girsin)
(bkz: soy sensin kırım da sana girsin)
(bkz: ermeni soykırımı sensin ab ye kafam girsin)

jean paul sartre tarafından "evimde yer yok" cevabı ile yapılmış muhteşem hareket. hatta "hareket"in ta kendisi..

(bkz: tarihi pamuk yazar pamugu da fransızlar)

"orhan pamuk’u nesiyle eleştirmek" şeklinde bir soruyu beraberinde getirir. orhan pamuk’u insanlığı ile eleştirmek, vatanseverliği ile eleştirmek, yazdıkları ile eleştirmek gibi pek çok seçenek mevcuttur ama bunun için yeterli bilgi birikimi gerekir. örneğin -ki söz meclisten dışarı diyelim-, hiç orhan pamuk kitabı okumamış kişilerin, "neden ona verdiler ki ödülü" demesi saçmalığın daniskasıdır. buna karşı çıkabilmek için önce nobel almaya değecek şeyler yazmadığını düşünebilecek kadar fikir sahibi olmak gerekir. sadece "ermeni soykırımı var dedi, ondan verdiler nobeli, haketmemişti" demek yeterli değildir, buna bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak denir.
tüm bunların sonunda ben de diyebilirim ki, orhan pamuk zor ve zorlama bir yazar, tarihçi kisvesine bürünerek büyük bir hata yapmış bir vatandaş ve insan olarak tanımadığım biridir.

(bkz: nobel ödülünü tek rakamla kaçırmak)

kendisi baba ve piç isimli romanında "1.5 milyon ermeni katledildi" demeyi akıl edebilmiş olsaydı, "1 milyon ermeni katledildi" diyen orhan pamuk’u geçecek ve nobeli alacaktı..kısmetse bir dahakine artık..

haberlerde bir yayın evi dedi ki, bugün 6500 adet kitabı satılmış kendisinin. nobel ödülü alan bir türk yazar olması itibariyle bugüne kadar değer görüp de okumamış olanların merak edip kendisinin kitaplarını alması iyi bir şey lakin şahsi fikrim şudur ki o kişilerin önemli bir mevcudu yarısına gelemeden bırakacaklardır aldıkları kitapları. nitekim orhan pamuk okumak ciddi bir kitap okuma alışkanlığı ve sabrı gerektirir. bununla beraber kendisi bu ödülü reddetmiş olsaydı, "bana bu ödülü neden verdiğinizi biliyorum" diyerek zamanında sartre’ın "evimde yer yok" açıklaması ile "bu politik oyunlara gelmem canım ben" duruşu gibi bir duruş sergileyebilseydi kendisi için "ulan haksızlık etmişiz adama" demek mümkün olacaktı. lakin olmadı, kısmet değilmiş. aldı ödülünü hayrını görsün. biz de şimdi "orhan pamuk bile 1 milyon ermeni katledildi diyor işte" şeklinde söze başlayanların onu referans göstermesini sineye çekelim.

orhan pamuk’un almasında rol oynayan tarihi tesadüfler göz önünde bulundurulursa yedek talihli elbette hepimizin bildiği üzere elif şafak’tır.

"algıda seçicilik"te nasıl seçiyorsa, algıda sıçıcılık durumunda da beklemediği ani bir olay karşısında algı sıçar ve buna algıda sıçıcılık denir efendim.

algıda sıçıcılık’a sebebiyet veren başlık. nitekim ne demek "sevgilimiz", kendisi kaç kişinin sevgilisi, ne demek "bize attığı yalanlar" biz kaç kişiyiz, bunu nasıl ve neden kabullendik, biz bunu kabullenmişken o hala bize hangi sebeple yalan söylüyor.. vs.

ankara’da tunalı hilmi caddesi üzerinde bir köşe başında bulunan pasaj. en üst katındaki tadım pizza süperdir, kitapçı, dövmeci, balo elbisecisi, takıcı falan vardır. iyidir.

eğilim, meyilli olma durumu.

kim daha bakire yarışmasında kriter olarak konmasını beklediğimiz kuraldır kendisi. kazanana yarak verilecekmiş.

(bkz: zannımca tek eksiğiniz yarraktı)

(bkz: hızlı veren kazansın)

(bkz: şener şen baskan fenerbahçe şampiyon)
(bkz: ayça şen başkan fenerbahçe şampiyon)

nedense söylediklerine dinleyenlerin kesinlikle inanmadığına daha baştan kanaat getirmiş şahısların her cümlelerinde kullandıkları kelime.
konuştukları her şeyin gerçek olduğunu belirtmezlerse yalan olur korkusu ile anlattıkları şeyi piç eder, dinleme şevki bırakmazlar insanda. aynı şekilde bir de sizin anlattığınız her şey dünyanın en ilginç şeyi edası ile "gerçekten miiiii" diye tiz bir sesle kesilerek devamınız engellenir, insana ikrah getirirler.

(bkz: ekmeğine bal sürmek)

işini kolaylaştırmak.

efendim deniz akkaya isimli her konunun bilirkişisi’nin, eski manken yeni deyim üreticisinin son bombasıdır kendisi. alnını kara çıkartmak deyiminden sonra türkçemize katmıştır bunu da, 2 ekim gecesi, reha muhtar tarafından sunulan pişti programında. bir allahın kulu da dönüp "ona ekmeğine yağ sürmek denir" dememiştir. maşallah diyoruz kendisine.