budizmde dört esas vardır:
1- hayat, ıstırap ile doludur. zevk ve sefa, bir hayal, bir aldatıcı rüyadır. doğum, ihtiyarlık, hastalık ve ölüm de acı bir ıstıraptır.
2- bu ıstıraplardan kurtuluşa mani olan şey, bilgisizlik yüzünden kapıldığımız hevesler ve ne olursa olsun, muhakkak yaşamak arzumuzdur.
3- istırabı yenmek için, bütün geçici heveslerle birlikte muhakkak yaşamak arzusunu da terk etmek gerekir.
4- yaşama hevesinin sönmesi ile, insan rahata kavuşur. bu hâle "nirvana" ismi verilmektedir. nirvana, hiçbir hevesi ve ihtirası olmayan bir insanın, dünya zevklerinden elini çekerek kutsal istirahata kavuşması demektir.
şeker kamışı ya da şeker pancarının ikinci şurubundan tamamen doğal olarak elde edilir. kokusu, ilk şuruptan elde edilen sarı renkteki şekerden daha kuvvetlidir.
güneşin kutsal olduğu, ateşin suyla söndürülmediği dersimde 1964 yılında doğdu. çocukluğu ve ilk gençliği; rüzgarın, karın ve baharın bile asi olduğu bu kentte geçti. tarih, bu kenti savaşlara, isyanlara ve sürgünlere mahkum etmişti. bu yüzden ağıtların söylendiği, hüzünlerin beslendiği mağrur bir kentti tunceli. ferhat tunçun 1985 yılında türkiyede zorlu başlayan ve sürekli baskı, yasak ve saldırılarla geçen müzik yaşamı boyunca çıkardığı albümler; türkiyedeki toplumsal gerçekliğin aynası niteliğindedir:
"kızılırmak" almanya-1982
"bu yürek bu sevda var iken" almanya-1984
"vurgunum hasretine"-1986
"ay işığı yana yana"-1987
"yaşam direnmektir"-1988
"istanbul konserleri-1"-1988
"vuruldu"-1989
"gül vatan"-1990
"ateş gibi"-1991
"istanbul konserleri-2"-1992
"firari sevdam"-1993
"özlemin dağ rüzgarı"-1994
"kanı susturun"-1995
"kayıp"-1997
"kavgamın çiçeği"-1999
"her mevsim bahardır"-2000
"şarkılarım tanıktır"-2002
"nerdesin ey kardeşlik"-2003
"ateşte sınandık"-2006
kaynak:ferhattunc.net
"kızılırmak" almanya-1982
"bu yürek bu sevda var iken" almanya-1984
"vurgunum hasretine"-1986
"ay işığı yana yana"-1987
"yaşam direnmektir"-1988
"istanbul konserleri-1"-1988
"vuruldu"-1989
"gül vatan"-1990
"ateş gibi"-1991
"istanbul konserleri-2"-1992
"firari sevdam"-1993
"özlemin dağ rüzgarı"-1994
"kanı susturun"-1995
"kayıp"-1997
"kavgamın çiçeği"-1999
"her mevsim bahardır"-2000
"şarkılarım tanıktır"-2002
"nerdesin ey kardeşlik"-2003
"ateşte sınandık"-2006
kaynak:ferhattunc.net
1973 yılında bingölde dünyaya gelen servet kocakaya, ailesinin zorunlu göçleri nedeniyle önce antakyada, ardından da mersinde yaşadı. ilköğretim yıllarını mersinde tamamlayan sanatçı, üniversiteyi ankarada okudu. "hayatımın en önemli yılları" dediği zamanları hacettepe üniversitesi bilgisayar mühendisliği bölümünde geçirdi. uzun yıllar ankarada yaşayan kocakaya, profesyonel müzik hayatına da burada başladı. lise yıllarında göz kırptığı müziğe üniversite yıllarında ağırlık veren sanatçı, disiplinli olarak çalışmalarına devam etti.
ilk albümünü "keke" adıyla 1999 yılında çıkaran kocakaya, ikinci albümü "ki zava"yı da bir yıl aradan sonra 2000 yılında sürdü piyasaya. albümlerinde her zaman kendi beste ve sözlerine yer veren sanatçı, üçüncü albümü olan "duvar şarkıları"nı 2002de sundu hayranlarının beğenisine.
keke
bingöl dağlarında kahveci keke
sırtında bir çuval şeker çay keke
uçurumlar seni çeker vay keke
sırtın yere gelmesin tez dön keke
demli çayın canım çeker dön keke
keke şeref, keke namus
keke babam, keke paşam
keke sesini duymuşam, yoksa keke
sen mi geldin, tez mi geldin
sen mi geldin, hay keke
yollarına kurtlar çıksa dert değil
üzerine çığlar düşse dert değil
yüreğine hasret düşse vay keke
sırtın yere gelmesin tez dön keke
demli çayın canım çeker dön keke
keke şeref, keke namus
keke babam, keke paşam
keke sesini duymuşam, yoksa keke
sen mi geldin, tez mi geldin
sen mi geldin, hay keke
ki zava
ne kötü zamanda cekip gittin
yigidim dostum yanlizliktan sustum
bir sen vardin birde sazim
yere batsin alin yazim
calamadim duvarlara
ben sazimi astim dostum
yanlizliktan sustum
"ki zava" diyemedi anan baban
"ki zava" diyemedi esin dostun
yigidim dostum yanlizliktan sustum
boy verirken ta günese
yagmur oldum yigidim dostum
yanlizliktan sustum
duvarlar
bu şehrin duvarları
delidir iflah olmaz
üstünden tank geçer
arlanmaz uslanmaz
duvarlara yazdıklarım
bu ülkenin aşklarıdır
üstüne kuma gelmez
üstüne gül koklanmaz
silmeyin duvarları
üstünde yazanları
tırnağıyla kazanları
görmeliydi genç kızlar
ne fırtınalar kaldı, ne depremler
felaketlerin her türlüsü
yaşanmadık hiç birşey kalmadı
henüz yıkılmadı duvarların
ey benim güzel ülkem
seni seviyorum
ilk albümünü "keke" adıyla 1999 yılında çıkaran kocakaya, ikinci albümü "ki zava"yı da bir yıl aradan sonra 2000 yılında sürdü piyasaya. albümlerinde her zaman kendi beste ve sözlerine yer veren sanatçı, üçüncü albümü olan "duvar şarkıları"nı 2002de sundu hayranlarının beğenisine.
keke
bingöl dağlarında kahveci keke
sırtında bir çuval şeker çay keke
uçurumlar seni çeker vay keke
sırtın yere gelmesin tez dön keke
demli çayın canım çeker dön keke
keke şeref, keke namus
keke babam, keke paşam
keke sesini duymuşam, yoksa keke
sen mi geldin, tez mi geldin
sen mi geldin, hay keke
yollarına kurtlar çıksa dert değil
üzerine çığlar düşse dert değil
yüreğine hasret düşse vay keke
sırtın yere gelmesin tez dön keke
demli çayın canım çeker dön keke
keke şeref, keke namus
keke babam, keke paşam
keke sesini duymuşam, yoksa keke
sen mi geldin, tez mi geldin
sen mi geldin, hay keke
ki zava
ne kötü zamanda cekip gittin
yigidim dostum yanlizliktan sustum
bir sen vardin birde sazim
yere batsin alin yazim
calamadim duvarlara
ben sazimi astim dostum
yanlizliktan sustum
"ki zava" diyemedi anan baban
"ki zava" diyemedi esin dostun
yigidim dostum yanlizliktan sustum
boy verirken ta günese
yagmur oldum yigidim dostum
yanlizliktan sustum
duvarlar
bu şehrin duvarları
delidir iflah olmaz
üstünden tank geçer
arlanmaz uslanmaz
duvarlara yazdıklarım
bu ülkenin aşklarıdır
üstüne kuma gelmez
üstüne gül koklanmaz
silmeyin duvarları
üstünde yazanları
tırnağıyla kazanları
görmeliydi genç kızlar
ne fırtınalar kaldı, ne depremler
felaketlerin her türlüsü
yaşanmadık hiç birşey kalmadı
henüz yıkılmadı duvarların
ey benim güzel ülkem
seni seviyorum
ismini hep hatırladığım da nedense aklıma hep şu okuduğu türkü gelir:
gönlüm dağlarda
bulutlardan haber saldim sen gelecektin
yağmuryağdi gözlerime sen silecektin
taş duvarlar sikar beni
gönlüm dağlarda
resmin çizdim hasret kokan duvarlarima
güller diktim penceremin ön tarafina ama
kelepçeler sikar beni (demir kapi sikar beni)
gönlüm dağlarda
gönlüm dağlarda
bulutlardan haber saldim sen gelecektin
yağmuryağdi gözlerime sen silecektin
taş duvarlar sikar beni
gönlüm dağlarda
resmin çizdim hasret kokan duvarlarima
güller diktim penceremin ön tarafina ama
kelepçeler sikar beni (demir kapi sikar beni)
gönlüm dağlarda
tvde görüpte başka kanala geçirtmeyen ve 2-3 saat içerisinde 150-200 metre uzağımda konser verecek gerçek sanatçı.
van valisi iken kendisine kurulan pusudan sag salim cikan daha sonra adiyaman valiligine atanıp halkla güzel bir şekilde bütünleştikten sonra danıştay kararıyla merkeze alındıktan sonra yerine iki defa merkeze alınan vali halil ışık geçmiştir. kendilerini gönülden seviyoruz.
kendileri avrupa parlemantosu milletvekili, kürt asilli ve kendilerine yapilan onca pislige ragmen halen ayakta durabilmeyi basarabilmis olan ezidi dinine mensup olup, cok kibar konusan bir hanimefendidir. kendisi hakkinda biraz daha detayli bilgi:
- doğum tarihi ve yeri: 17 eylül 1976, celle (niedersachsen)
- dini: êzidi
- medeni hali: bekar
- kardeşleri: bir erkek ve altı kızkardeş
- eğitimi: doktor yardımcısı, mektupla öğretimle lise diploması
http://www.feleknasuca.de/
- doğum tarihi ve yeri: 17 eylül 1976, celle (niedersachsen)
- dini: êzidi
- medeni hali: bekar
- kardeşleri: bir erkek ve altı kızkardeş
- eğitimi: doktor yardımcısı, mektupla öğretimle lise diploması
http://www.feleknasuca.de/
kapıyı açmak içinde kapatmak içinde en çok gerekli gerekli olan, geniş kıyafetlerin takılıp yırtılmasına sebebiyet verebilen, yuvarlak olanların hangi tarafa çevrilipte açılacağını merak ettirilmesine sebebiyet veren kapı seysi.
sadece sözde degil özde olmasi gereken fikirsel sonuc cümlesi.
köken olarak arapçadır. anlamları ise:
1. mızrak, süngü. singin
2. sıkılgan, mahcup.
3. saklanacak yer.
4. kolayca sindirilebilen.
1. mızrak, süngü. singin
2. sıkılgan, mahcup.
3. saklanacak yer.
4. kolayca sindirilebilen.
köken olarak farsçadır. türkçe karşılığı yeni, çok yeni olarak geçmektedir.
cocuguklugumun o en güzel zamanlarinda sinifi hal pazarina cevirme sekline dönüsen hafta olarak zihnimde kalan en güzel etkinliklerden bir tanesi.
dünya yok olacağı güne kadar var olacak olan aşkın farklı bir boyutu.
izlemeden önce bir paket pecete bulundurulmasi gereken cok duygusal ve beni filmin sonuna kadar ağlatan seyirci olarak cok begendigim bir film.
küçükken hep merak edip zamanin ilerlemesiyle akil yürüterek dogru tahmin ettigim tuş çıkıntısı.
yaşadıkça önemini daha da iyi anladığım topraklar.
güzel olmasi dahilinde hani nerde denilebilecek türden bir yaratik.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?