ardından da stephen king’in kara kule serisinin bir hafta içinde okunmasıyla bulutlara varılacağı kesinleşebilecek eylem.
(bkz: hüseyin nihal atsız)
aklı başında olan insanların milliyetçilikle aynı kefeye koymayacağı kavramdır. milliyetçilik geleneklere bağlı bir toplum düzeni ön görürken ırkçılık sadece bir kısım milletin toplumda üstün olduğunu savunur.
evet ırkçılığın tarihteki örneğini hitler sergilemiştir. hatta bir ırkı yok etmek için bile çabalamıştır. hüseyin nihal atsızın ise koyu bir ırkçı olduğunu düşünmek de saplantılı düşüncelerin eseridir. evet bu edebiyatçı türk milletini ve vatanını ciddi bir şekilde sahiplenmektedir, diğer milletlerden hiçbir eksik yanı olmadığını savunmuştur... ancak ve ancak bu edebiyatçı hiçbir insana ırkçı bir saldırı yapmamıştır... bu da bilinsin.
evet ırkçılığın tarihteki örneğini hitler sergilemiştir. hatta bir ırkı yok etmek için bile çabalamıştır. hüseyin nihal atsızın ise koyu bir ırkçı olduğunu düşünmek de saplantılı düşüncelerin eseridir. evet bu edebiyatçı türk milletini ve vatanını ciddi bir şekilde sahiplenmektedir, diğer milletlerden hiçbir eksik yanı olmadığını savunmuştur... ancak ve ancak bu edebiyatçı hiçbir insana ırkçı bir saldırı yapmamıştır... bu da bilinsin.
daha şimdiden adını efsaler arasına yazdırmış, yetenek abidesi, müzik insanı. kendisine özgü karakteristik sesi ve yorumlarıyla, sahne kostümü ve şovuyla seyircilerin nasıl coşturulabileceğini gösteren başarılı müzisyen. harika şarkılara imza attı, tek hatası grubun dağılmasına izin vermiş olmasıydı.
mükemmel şarkılara imza atmış efsane müzik grubu. hala da bu adla konserler yapıyorlar ama eski kadronun yerini hiçbir şey tutamıyor. axl’in müthiş enerjisi mi kaldı... son zamanlardaki davranış ve görüntüsüyle hayranlarına eski günleri daha bir özlemle anımsatsa da, hala da müzik yapıyor olması bile sevindirici. don’t cry, praside city, november rain, dust’n bone ve daha birçok mükemmel şarkı... bu grubu dinlemekten hiçbir zaman bıkmayacağım.
saçma sapan davranış örneklerinin türk kelimesine yakıştırılıp şaka maksatlı eğlenildiği düşünülen uyduruktan kurallar.
neden acaba amerikalı olmanın ... kuralı, ilgiliz olmanın ... kuralı yazmazlar da her zaman kendi ülke vatandaşlarıyla eğlenmeye çalışanlar bizden çıkar. ilginç!
neden acaba amerikalı olmanın ... kuralı, ilgiliz olmanın ... kuralı yazmazlar da her zaman kendi ülke vatandaşlarıyla eğlenmeye çalışanlar bizden çıkar. ilginç!
gerçeğinin vatan hainliği değil, gerçekleri görememezlik olması gereken söz. şöyle ki, uluslararası çapta gelişen çarpık zihniyet, edebiyat ve müziğin evrensel kitle aracı olmasından faydalanarak kendi bir takım provokatif amaçları doğrultusunda bir dizi saçmalama içine girmiştir. ve bu düzen daha olayın farkında olmayan taze beyinlere de çok iyi enjekte edilmiştir. bu taze ve tam anlamıyla şekil almamış beyincikler kendi üzerlerine çevrilen mızrakları güzel bir şey sanar, bunu dinler, okur, bunu yapınca da farklı olduğunu, evrensel düşüncelere sahip olduğunu sanır. ancak bilmez ki, değerlerini savunduğu o sözde evrensel ve özgür toprakların hepsi sömürgecilikle büyümüştür ve kendi amaçları için milletleri ve ülkeleri yok etmekten büyük bir zevk duymaktadır.
bir de bu olaylara tozpembe, hiçbir şey olmamaış gözüyle bakan kesim vardır: ya bırakın ne derlerse dedinler derler... ayrıca o bunu dedi diye, kötü yazar mıdır; şu şunu söyledi diye kötü sanatçı mıdır gibi tam da bu sisteme hizmet eden bazı düşüncelere girerler. göremedikleri ya da görmek istemedikleri bir şeyler var. bu da kendi komplekleridir. evet, üzerinde yaşadıkları topraklarda batıya ya da herhangi bir yere kaynaklanan özentiden kaynaklanmaktadır. ama yine buı kişiler avrupaya yapacakları uçak yolculuklarında ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördükleri zaman da utanıp kızarırlar. gerçek insanlığın sırf bu yüzden orada olduğunu sanarlar.
tarih her şeye gerekli cevabı vermiştir ve verecektir. şuradaki 100 yıllık yakın tarihin kirli görünümü, ya da menfaatçi oyunları da bir yerlerde tıkanacaktır.
özünden kopan beyinler tıpkı eskiden olduğu gibi kendi iç değerlerine dönecektir, bu kaçınılmazdır... bunu yapmayanlar ise diğer milletlerin uşağı olacaktır. bu dünya üzerinde asırlardır hüküm sürmüş ve kendi doğrularını dünyaya kanun gibi sunmuş ve kabul ettirmiş imparatorluklar gelip geçmiştir... gelip geçmiştir. ama sonunda bu doğrular ve düzenler hep değişmiştir... ve o çark her zaman dönmeye devam edip sonunda yine aynı yere denk gelmiştir.
bir de bu olaylara tozpembe, hiçbir şey olmamaış gözüyle bakan kesim vardır: ya bırakın ne derlerse dedinler derler... ayrıca o bunu dedi diye, kötü yazar mıdır; şu şunu söyledi diye kötü sanatçı mıdır gibi tam da bu sisteme hizmet eden bazı düşüncelere girerler. göremedikleri ya da görmek istemedikleri bir şeyler var. bu da kendi komplekleridir. evet, üzerinde yaşadıkları topraklarda batıya ya da herhangi bir yere kaynaklanan özentiden kaynaklanmaktadır. ama yine buı kişiler avrupaya yapacakları uçak yolculuklarında ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördükleri zaman da utanıp kızarırlar. gerçek insanlığın sırf bu yüzden orada olduğunu sanarlar.
tarih her şeye gerekli cevabı vermiştir ve verecektir. şuradaki 100 yıllık yakın tarihin kirli görünümü, ya da menfaatçi oyunları da bir yerlerde tıkanacaktır.
özünden kopan beyinler tıpkı eskiden olduğu gibi kendi iç değerlerine dönecektir, bu kaçınılmazdır... bunu yapmayanlar ise diğer milletlerin uşağı olacaktır. bu dünya üzerinde asırlardır hüküm sürmüş ve kendi doğrularını dünyaya kanun gibi sunmuş ve kabul ettirmiş imparatorluklar gelip geçmiştir... gelip geçmiştir. ama sonunda bu doğrular ve düzenler hep değişmiştir... ve o çark her zaman dönmeye devam edip sonunda yine aynı yere denk gelmiştir.
şahsen önceleri çok itici gelmesine rağmen, üniversitenin bir organizasyonunda canlı canlı istiklal marşını çaldıkları an tüylerimin diken diken olmasını sağlayan, inanılmaz bir ses atmosferi yaratmayı başarabilen farklı bir büyüsü olan topluluk.
(bkz: tüyap kitap fuarı)
ülkemizde çeşitli uluslararası fuarlar organize eden fuarcılık grubu.
hermann hessenin geniş hacimli ve farklı soyut yaklaşımların yapıldığı romanı.
(bkz: boncuk oyunu)
futbol maçlarından önce, top mu? kale mi? sorusunun sorulacak tarafı belirlemek üzere yapılan eylem.
doğrusunun sözlükte propaganda yapılmaz şeklinde olması gerektiğini düşündüren söz.
örümcek adamın ulaşımını gökdelenden gökdelene zıplayarak sağladığını düşünürsek türkiyede işinin zor olacağını düşündüren bir fikir. ee ne yapalım, şansına küssün.
tarihsel verilerce ve arşivlerce kesinliği farklı milletlerden tarihçilerce ispatlanmış bir konuyu sırf gündem yaratıp tiraj yapmak ve böylece avrupa bazında imaj geliştirmek isteyen bir yazarın yaptığı saçma-sapan ve hiçbir tarihsel geçerliliği olmayan bir açıklamadan sonra akıllara gelen bir başlıktır. ifade özgürlüğü toplumların doğru yolu bulması adına çeşitli sistemlerle ya da bilimsel yöntemlerle geçerliliği olabilecek bir düşüncenin ortaya koyulmasıdır. olmayan bir şeyi, hem de bir ülkenin en önemli zamanında gündeme getirip pirim yapmak ise, saçmalamaktır. söz konusu olan kişinin yaptığı açıklama, ve o açıklamada muhatab olan ülkenin bulunduğu coğrafyadaki siyasi konumu ve geleceği ortadayken, zaten bazı yabancı güçler açıklamanın muhatabı olan ülkeyi çeşitli yollarla kıskaca almak için yoğun çaba sarfederken; doksan yıl öncesi, olmamış bir olayı varmış gibi göstermek ve bu açıklamada hiçbir geçerli delil sunamamak, eğer varsa bile elindeki delilleri gösterememek ile nasıl saçmaladığı oldukça açık olan bir yazarın düştüğü durumdur ayrıca. ifade özgürlüğü "herkesin" haddi ve hiçbir geçerli bilgisi olmayan konularda toplumca infial yaratacak açıklamalar yapmasını öngörmez.
bu şarkının sadece opera bölümü için 3 hafta stüdyoda çalışıldığı düşünülürse, tüm zamanların en iyi şarkısı seçilmesinin tesadüf olmadığı anlaşılabilir.
yazarın ince eleyip sık dokuduğu ve önemli derecede özen gösterdiği, okurlarınca da yayınlanmasının sabırsızlıkla beklendiği derzulya serisinin ikinci romanı. şu anda başka bir tarihi roman ile uğraştığı için bu romanın yayımlanmasının biraz gecikeceği düşünülmektedir.
orkun uçar’ın bir fantastik-kurgu yazarı olduğunun bariz bir şekilde hissedildiği romanı. bu romanda atatürk’ün naaşı yahudiler tarafından kaçırılır... amaç naaştan alınan dna örneklerini kullanarak , atatürk karakterinde dahi bir asker yaratmaktır.
evet aynı şekilde metal fırtına 3 kızıl kurt adlı romanda da fantastik-kurgu alanındaki hayal gücünü kullanmıştır. zira bu romanda da kahraman gökhan birdağ’ın yanıp kavrulan bedeni nanoteknoloji kullanılarak hayata döndürülmüştür.
evet aynı şekilde metal fırtına 3 kızıl kurt adlı romanda da fantastik-kurgu alanındaki hayal gücünü kullanmıştır. zira bu romanda da kahraman gökhan birdağ’ın yanıp kavrulan bedeni nanoteknoloji kullanılarak hayata döndürülmüştür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?