ben küçükken çok salaktım

6 /
isimsiz kahraman
olimpiyatlarda spikerin 400 metre engelli yarışması başlamak üzere sözüyle birlikte, atletler sıra sıra gösterilirken yanımdakilere dönüp: abi bu kadınların neresi engelli cümlesini sarfetmem
aysemayse
ben küçükken yani 1.sınıfa yeni başladığımda ; küçük ve fakir okulumuzda bir tek simit ayram satılırdı.ben hergün sıraya giren çocuklara bedava dağıtılıyo zanneder ve sıraya girip simit ayranımı alırdım her uzun tenefüste ve nedense kalfateyze bişiy diyemezdi üzülürün diye heralde sene sonunda okula gelen teyzemi öğretmen uyarmış kadının başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi olmuş.o zamana kadar ki ortalama yiyebileceğim simit ayran paralarını ödedikten sonra kalfa teyzeye ekstra da para bırakmış bu sene böyle idare edelim diye.sonra ben 2. başlarken teyzem beni uyardı artık büyüdün bir tek birinci sınıflara bedava dağıtılıyomuş simit 2. sınıf olunca paranla alacan tamam mı ayşemayşecim diye...
aysemayse
ben küçükken o kadar salaktım ki kafama vurup dururdum sonra teyzem; ’’ niye kafana vurup duruyon zaten salaksın iyice öldürcen o beyin hücrelerini’’ diye sorduğunda bitleri öldürmek için oldunu söylemiştim.tabi bit salgını vardı o zamanlar..hatta bi tanıdığımızın düğün videosunda kayıtlıdır ve bitlendiğim ve apaçık ortadadır bu.sonradan teyzem hatıra olarak aldı o düğün kasetini ve izlediğimde dehşete kapıldım hiç bu kadar kendini kaybedercesine kaşınan ve kafasına vuran bi çocuk görmemiştim
aysemayse
ben yatak altlarına,dolaplara,gümüşlüklerin tepelerine saklanır saatlerce çıkmazdım.bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama yapardım günün 24 saatinin yarısı uyumakla yarısıda köhnelerde saklanmak ve kendi alemine dalmakla geçerdi. oysa çok mutlu bi çocukluk geçirdim ve psikolojik sorunlarımda yoktu yani.
aysemayse
kardeşim ,çok zayıf ve güçsüzdü ilk doğduğunda.hergün doktora giderdik, bi gün annem dayanamayıp kardeşimin gerizekalı olup olmadığını doktora sorduğunda ; o da anneme kızmış ve reflekslerini çok iyi olduğunu en sonuna da ’bak görürsün o öyle bişiy olcak ki önüne bakarken arkasını görcek’ diye eklemişti.ben de bunu duyunca ilk önce çok korkmuş ve 1 hafta yanına yaklaşamamıştım, arkası dönükken kafatasının bana gülümsediğini filan zannederdim..sonra ki bir hafta saçının içindeki gözleri armakla geçti.en sonunda anneme sordum kardeşimin arkasındaki gözler neresinde diye..işte o an kadın gerizekalı olanın ben olduğumu anladı zannedersem.
muque
kısa pantolunlu hallerimizin salaklıklarıyla yüzle$tiğimiz ba$lıktır.

ben küçükken...tüm insanların anlamsız bir bağlılıkla birbirlerini sevdiklerinı sanardım.kavgalar ve sava$lar dı$ında gecerdi hayal saatlerim...

evimizde bir kamera olduğuna,ve bizi her an görüntülediğine inanırdım...hayali kameramın önüne geçip;"en mutlu benim,en çok ben egleniyorum" derdim.bu hayalime o kadar kaptırmı$tım ki; eski evimizin balkonundaki havalandırma bo$luğuna kamera taktıklarına kadar getirdim mevzuyu...o televizyondan beni izlerken herkes benim kadar egleniyor diye hayal ederdim...hiç kendi filmimi seyredemedim ben.

ben küçükken ; ağlardım hep...ama $ımarıklıktan.salaklığım gözya$larımı dü$üncesizce harcayıp bugünlerde ağlayamamamdan olsa gerek.

ben küçükken ;anneler hep aynı görünürdü gözüme...hepsi birer dizi karakteriydi,güzel,sakin ve anne.

barbie evim olmadı diye küsüp gitmi$tim evden...bahçenin arkasına saklanmı$tım...babama küsmü$tüm.küslükle harcamasaydım vakitlerimi...ne salakmı$ım.

ben küçükken ; bu dünya pek güzel bakardı bana.küçüklüğüm bacaklarımın kısalığından çok hayalperestliğimden gelirmiş meğer,bilememişim...hep beni sevecek bu hayat zannederdim.ne salakmı$ım...

(bkz: biz büyüdük ve kirlendi dünya)
igoriyan
burnuma azar azar kocaman bir gazete kagdını doldurdumu sonrada çıkartamadıgımı hatırlıyorum doktorda almıstık solugu harbi salakmısım egitile ögretile anca bukadar duzeldım
lactamento
çocukken salak olmak lazım diye düşünerekten... başkasının bardağından asla su içmezdim. oyunlarımızda yabancı dilde konuştuğumuzu sanıp uydurduğum şeylere kızan ablamın bana şöyle diyerek yine uydurduğu şeyleri söylememi isteyip beni zor duruma sokması, yapamayınca daha bi kızması.
kangaroo
aynı adlı kitaptan uyarlama olan filmlerin ’aynı’ isimli bi kitaptan uyarlandığını sanıyordum.bi de bu yetmezmiş gibi ne kadar çok konu buluyolar bi kitaptan derdim.
kablosuzdus
cocuk akliyla yapilan salakliklar dusunulup buyudugunde kendi cocukluguna ozelestiri yapilmasi sheyisidir.
mesela ben kertenkelenin kuyrugunu koparip, kertenkeleden yeni bir kuyruk degilde, kuyruktan yeni bir kertenkele cikacagini dusurdum.
kangaroo
küçükken tam bir gerizekalı olduğum için "madem ki küçüğüz ve hızlı kosabiliyoruz öyleyse neden mahalleden geçen arabalara tükürüp adamı sinir krizlerine sokup adam arabayı durdurup inince de tabana kuvvet kaçmıyoruz ve de bunu çok eğlenceli buluyoruz" grubundaydım.gene böyle bir gün adam arabadan inip beni yakalamış bi de çok güzel geçici dövme seklinde bi tokat yapıstırmış bana sonra da hergün buraya bi adamımı yokllayıp kontrol ettiricem bakalım hala tükürüyo musun arabalara die ve ben de bunun üzerine 28 gün dısarı çıkamamıstım.
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol