ben küçükken çok salaktım

ileride iyi iş başarmış ünlü kişilerin "ben de sizdenim" tarzı söyledikleri sözdür. maksat aradaki buzları görmezden gelip, beni de sevin, bağrınıza basın, bakın ben de sizin gibiyim, alın albümümü yaklaşımından başka bir şey değildir.

göbeğimi içeri çekince kilomun azaldığını sanırdım. doktorumu kandırdığımı sanıp sonra da arkadaşlarıma hava atardım ben kandırdım siz safısınız diye. harbiden salakmışım!

ellerimi gözlerimle kapatıp açardım sonra "cee eee" diyerekten.göyya abimi korkuturdum ben burdayım diye.çocuk aklı işte..şimdi bile abim dalga geçer.

herkes bilir eti cin isimli güzel mi güzel bir ürünü vardır eti firmasının, salaklığım yüzünden oldukça geç müşerref olduk biz kendileriyle şöyle ki; bu eti cin paketi bilindiği üzere şeffaftır ve üzerinde iki adet göz vardır.. o yuvarlak bisküvinin üstünde görünür tam olarak böylece bir surat havası elde edilir, hoş olur.. lakin ben çocukken o gözlerin paketin üstünde olduğunu anlayamayarak onları bisküvinin üstünde sanırdım bir türlü yiyemezdim.. ulan şanssızlık yanımda da kimse açıp yememiş görmemişim onun paketin üstünde olduğunu.. hep merak ederdim nasıl bir şey acaba diye ama yiyemez bakkala gidince acıların çocuğu emrah gibi öylece uzaktan bakardım..

evimizin berisindeki nehre kendisini atıp intihar eden kızın banyo yapmak için suya atladığını düşünmüştüm.

(bkz: buyudukce daha salaklasmak)

(bkz: ben küçükken çok küçüktüm)

(bkz: estagfurullah)

ithal malların italyadan geldiğini sanırdım. bi de kasabalarda sadece kasapların yaşadığını...

ilk internet kullanmaya başladığım yıllarda ise chatte sanal seks yapalım mı ehuehe şeklinde yaklaşan tipler olduğunda eyvah bişey yapıcaklar diye korkumdan bilgisayarın fişini çekiyordum direk.

para üstü kavramını çözememiştim. ben elimdeki parayı bakkalcı amcaya uzatıyordum, bakkalcı amca da bana para uzatıyordu. işte alışveriş bundan ibaretti. sen kağıdı vericeksin, o da sana bi kağıt vericek.. olay budur.

bu yüzden para üstü olarak bozuk para verenlere gıcık olurdum. "bunun kağıt olanı yok mu" derdim.

sepulturk un annesi patlıcan soymaktadır. sepulturk der ki;
-anne o neeee?
-patlıcan yavrum.
-ya ben patlamıcam sen patlı(ya)can.

siz hiç el hareketini 31 kere yapıp hiç bir şey anlamadan aha ben cenabet oldum dediniz mi?

-abi küçcükkene ben doktor olmak isterdim
+abi bende küçükken çok salaktım
-bakıyorumda hala hiçbir değişiklik olmamış sende
+nasıl yani???!!!
-yok bişey sen devam et abi eee sonra ne oldu.

(bkz: nil karaibrahimgil)
(bkz: halen salak)

ben küçükken çok salaktım çünkü;
sen neden bu kadar talısın sorusuna annem bana hamileyken çok şeker yemiş diye cevap verirdim.

dinlediğim şarkıcının müzik setinin hoparlöründe olduğunu sanırdım.

7 yaşındayken henüz 5 yaşındaki kuzenimle bisikletle yokuştan hızlı inme yarışı yapmaya gitmiştik; tabiki kuzenim bisikletten düştü ve parmağım ağrıo die zırlamaya başladı, doktora gideriz dedim; annem kızar dedi.
ben de ağlamasına dayanamayıp ewde bulduğum uçuk kremini parmağına sürüp ewdeki temizlik bezlerinden biriyle sardım. biraz saftirik olduğundan ve aslında parmağının ağrımıo olduğundan olsa gerek ağlamayı kesti geçti sen harikasın demeye başladı
sonuç: kuzenim salak olabilir ama ben kesinlikle cindim...

ben kucukken buyudugumde abimin abisi olacagimi sanirdim diye hatirladigimiz ama buyuyunce gecmesine sevindigimiz salaklik hallerimizdir.

kırarım bu sözlüğü butonuna basınca sözlük üyeliğimin silineceğini sanıp iki gün sözlükte online takılmıştım.

annemin kahverengi rujlarını çikolata sanıp yerdim.o gün bu gündür hala ruj tadını severim.