yozgat surmelisi

ankakusu
ayrica neset ertas turkusudur:

yozgat ellerinde garip garip gezerken
göründün gözüme büktün belimi
gariplik elinden candan bezerken
nasıl arz ederdim garip halımı

yüksek binalarda yeşil perde
sen yüksek yerdesin ben ise yerde
senin aşkın ile tutuldum derde
kırdı felek kanadımı kolumu

gel bari gel ben adam yemem
saklarım sırrımı ellere demem
cenneti alaya sensiz giremem
ben bilirim cehennemin yolunu

alinti...calinti...
ankakusu
tam siiri:

(of of of)
sabahınan esen seher yeli mi
benim gönlüm divane mi, deli mi
durup durup yar göğsünü geçirir
yoksa bugün ayrılığın günü mü (aman)
aman sürmelim aman

garip bülbül, gül dalına konuyor
hangi dala konsa, dallar kuruyor
güller bile kadersizi biliyor
kader senin ile davam var benim (aman)
aman sürmelim aman

gel yar, senin ile bir kavl edelim
kavilden karardan dönmemesine
ikimiz bir dala yuva yapalım
başka daldan dala konmamasına (aman)
aman sürmelim aman

bülbül havalanmış inmez havadan
benim has bahçede gülüm var deyi
nazlı yarim gelmez ordan buraya
güzeller içinde yarim var deyi (aman)
aman sürmelim aman

yozgat seni deli delik delerim
halbur* alır toprağını elerim
üç günece nazlı yarim gelmezse
koyun olur ardı sıra belerim (aman)
aman sürmelim aman

bülbülü tuttum da güle bağladım
bülbül feryad etti, ben de ağladım
ben gönlümü bir sevdalıya bağladım
yarimi elimden el aldı gitti (aman)
aman sürmelim aman

şeker pınarında yudum elimi
kime arz edeyim garip halimi
gurbete gönderdim nazlı yarimi
ciğerim hançerle deldi de gitti (aman)
aman sürmelim aman

bülbüle su verdim altın tasınan
çok günler geçirdim kara yasınan
ben seni severim ne havasınan
başın pınar ayakların göl olsun (aman)
aman sürmelim aman

yedi kaleminen yazı yazarım
aslım yozgatlıdır gurbet gezerim
bir yüksek mevkiye kazın mezerim
görünsün memleket, anam ağlasın (aman)
aman sürmelim aman

bahar aylarında bülbüller öter
yeşerir çimenler menevşe biter
yarimin dilleri bal bana yeter
datlı dillerine kurban olayım (aman)
aman sürmelim aman

bülbül daldan dala eder bir sekiş
bülbül ah ediyor gülünen çekiş
aşkın ateşiyle dikilen dikiş
kıyamete kadar sökülmez imiş (aman)
aman sürmelim aman

bahar aylarında bülbüller ağlar
yeşerir çimenler menevşe bağlar
yariminen sefa sürecek çağlar
esdi bir rüzgar ayırdı bizi (aman)
aman sürmelim aman

giderim giderim ben de giderim
bülbülü konmadık dalı niderim
gider bir güzele hizmet ederim
belki bilir benim kadir kıymetim(aman)
aman sürmelim aman

ağzının içinde dişlerin akdır
al yanak üstünde benlerin çokdur
yanına gelmeye mecalim yokdur
ya sen gel buraya ya ben varayım (aman)
aman sürmelim aman

çağladım çağladım suyum akmadı
çok yuva bekledim yavru çıkmadı
ben vefadan, yar cefadan bıkmadı
gönül seni ezim ezim ezerim (aman)
aman sürmelim aman

sabah olmayınca kapı açılmaz
güneş doğmayınca benler seçilmez
nazlı yar gelmezse bade içilmez
içelim badeyi gel yavaş yavaş (aman)
aman sürmelim aman

gel beri gel beri ben adam yemem
saklarım sırrını ellere demem
cenneti alaya ben sensiz girmem
cehennem narına bile yanarım (aman)
aman sürmelim aman

ufacık taşınan kale yapılmaz
çıkıp çıkıp yar yoluna bakılmaz
bir ben ölmeyinen dünya yıkılmaz
ben ölürsem sen yarini tazele (aman)
aman sürmelim aman

urganım atmadık dallar mı kaldı
başıma gelmedik haller mi kaldı
bana acımadık eller mi kaldı
ya ben ağlamayım kimler ağlasın (aman)
aman sürmelim aman

enginli yüceli dağların karı
eridi kalmadı yüreğin veri
beni can yürekten sevmeyen yari
bir dahi sevmeyim tövbeler olsun (aman)
aman sürmelim aman

kara koyun yeşil çama sürünür
sayrı koyun ona bakar yerinir
vefasın görmedim yar mı görünür
şimden geri eller sürsün sefanı (aman)
aman sürmelim aman

geceler oniki saat birin uyudum
gözümün yaşıyla yüzümü yudum
aşkın divanında sabırla durdum
aşkın acısını çekenler bilir (aman)
aman sürmelim aman

yazmalar içinde oyalı yazma
mektubun yazarsan kahirli yazma
bensiz o yerlerde eğlenip gezme
intizarım dutar vefasız seni (aman)
aman sürmelim aman

soğluğun* başını duman basmaz mı
kusuru olanı devlet asmaz mı
bir yiğidin iki yari olursa
birini severse biri küsmez mi (aman)
aman sürmelim aman

güzel güzel akar derenin başı
dertli dertli öter gurbetin kuşu
ayrılık denilen ölümün eşi
ayrılık acısın çekenler bilir (aman)
aman sürmelim aman

alinti...calinti...
ankakusu
hikayesi:

yozgat şehri 1760 yılı başlarında bozok yaylasının, yeşillik, etrafı ormanlarla çevrili içinde binbir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; yozgat halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı.

bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de sürmeli bey adında bir türkmen yörüğü otlatırdı. halk tarafından sevilen bu yanık sesli halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı yozgat’tan akdağmadeni’ne uzanan ormanların içinde sürüsünün içinde dolaşırdı. bazen bir çamın dibine rastlanır. sazının tellerini konuşturur bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürdü.

o sevgili ki güzelliği bozok yayla’sına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ayyüzlü bir dilberdi. babası bir türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdı. sürmeli bey, ailesini salarak, babasından sevdiğini istetir, mağrur adam, kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının ve iki sevgili birleşemezler.

üzüntüsünden sürüsünü bırakan sürmeli bey alır sazını eline beş çamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. aşkını, yanık türküleriyle dağlara ağaçlara anlatır. küser otağına, obasına ve akdağlar’a kadar uzanan çamların arkasında onu bir daha gören olmaz. dertli kavalına üflediğ, işli sazına söylettiği nameler kalır geriye. o gün bu gündür dillerde yankılanır sürmeli bey’in türküleri.



sürmeli kizin öyküsü

sürmeli yozgat’ta yaşanmış türk halk edebiyatının en güzel örneklerinden birisidir. yozgat sürmelilerinin ortaya çıkışı 19. yy. sonlarında ikinci cihan harbinin sona erdiği dönemdir. hepsi 96 beyittir.

sürmeli güzel gözlü sevgiliye bir hitaptır. eskiden genç kızlar dışarıya çıkarken gözlerine sürme çekerlerdi ve gözleri daha alımlı olurdu. bol feracelerinin içinde sadece gözleri görünürdü kızların.

yozgat sürmelileri yaşanmış öykülerin getirdiği birer sevda, hatta karasevda türküleridir. bu bir anlık sürmeli gözlere bakış, yüreklerde büyük aşklara kara sevdalara başlanmış olur kor düşen yürekler sessiz sessiz yanar, ateşini genişletir ve ağızlardan sürmelinin sözleri olarak dökülür. söylenen sözlerde acı vardır, hasret vardır, gurbet vardır. sürmelileri dinlerken bu kadar duygulanmamızın sebebi bu sürmeli öykülerinde yakaladığımız duyguların kendimizde de bir yeri, bir acısının olmasındandır. kısaca kendi aşklarımızı, hasretimizi buluruz yozgat sürmelilerinde.

http://www.turkudostlari.biz/viewtopic.php?t=12238&view=next&sid=2a6a6704b01e92ad293c274789524f4a
ankakusu
yozgatin bir turkusu.

(daha uzun versiyonuda var) sozleri:

of ooof !
yozgat seni delik delik anam delerim
kalbur olur toprağını anam elerim
vay vay anam sürmelim

eğer sürmelini yitirirsen anam
koyun olur peşin sıra melerim
vay vay anam sürmelim

of oof ! çamlığın ardında bir yuva yaptım
yuvamın içinde sürü otlattım
ben sürmelimi gurbete attım
vay vay anam sürmelim

benim turkum olmustur. ha birde ankarali turgutun yozgatlisi var. tabi onun ki pek romantik degil ama ben aski ormantik severim.


http://www.turkudostlari.biz/viewtopic.php?t=12238&view=next&sid=2a6a6704b01e92ad293c274789524f4a

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol