yeni başlayanlar için araba kullanmak

her şeyden önce öğrenmeniz gereken ’ direksiyona oturmamanız gerekliliği ’ dir. kapıyı açıp arabaya girince hemen aşağılarda koltuklar var, onlara oturun. yavaş ve nazikçe oturun.

debriyaj, gaz, vites filan tamam önemli de ; 8 yıldır günde 10 saat araba kullanan ve her sene şirket tarafından mecburi kılınan "defansif sürüş teknikleri", "ileri sürüş teknikleri", "güvenli sürüş teknikleri", "arazide sürüş teknikleri" gibi eğitimleri teorik ve pratik olarak sektirmeden alan biri olarak nacizane tavsiyem :

- araca binmeden önce etrafında şöyle bir dönerek lastiklerinizin hava basıncını kontrol edin.
- biner binmez, anahtarı kontağa sokmadan önce emniyet kemerinizi takın. (en önemlisi bu)
- üzerine bindiğiniz icadın, bir makina olduğunu ve kontrolün sadece sizde olmadığını mutlaka hatırlayın.
- hızlandığınız her kilometre için, o aracın daha uzun sürede duracağını unutmayın.
- çok profesyonel olabilirsiniz, ama arkanızdaki ya da önünüzdeki çok acemi olabilir. ama kaza sonrası kimin acemi, kimin profesyonel olduğunun önemi yoktur. acemi yaşar, sen ölürsün. sen yaşarsın, acemi ölür. ölüm olduktan sonra önemi var mı?
- sabırlı olun. bir saniyelik hata ile kaza yapabilir ve ölebilirsiniz. bir saniyeyi geri almak mümkün değil ama, saatlerce bile sabretseniz, günlerce sabretseniz yaşarsınız. hayattasınız yahu! o bir saniye için değer mi?
- kendinizi önemsemiyorsanız bile, diğer araçlardaki insanları ya da yayaları önemseyin. sizin yaşamak için sebebiniz yoksa bile, onların mutlaka vardır.
- herşey elinizde. ama elinizde olmayanlara baktığımız zaman, sizin hayatınız diğer sürücülerin ellerinde. buna göre kullanın.

dikkat ve sabır. levye değil !

dayımdan geliyor:

-oğlum öyle araba kullanırken sikinin doğrultusuna gitme. ilerle öyle dön amk.

hayata bakış açımı değiştirdi bu benim.

araba kullanmayı babanızdan öğrenmeye çalışmayın ve mümkünse usta bir sürücü olana kadar babanızı yanınıza oturtmayın. bir de dikiz aynasında makyaj yapmanın en güzel yeri kırmızı ışıkta durma anıdır. durduğunuzda arabayı parka alın, el frenini çekin, rahat rahat makyajınızı yapın. yeşil yanınca kornaya basan arabalara da aldırmayın. en fazla dayak yersiniz.

aklıma gelmişken, özellikle bayan sürücüler: arabada mutlaka biber gazı bulundurun ama arabanın içindeyken sıkmayın. denemek için de sıkmayın. yapmayın. yapma diyorum bak!

benim de dayımdan geliyor.

-oğlum direksiyona 18’lik bir manita gibi davranıcaksın. nazik ve keyifle tutucaksın. avucunla okşuyarak çeviriceksin.

babamdan sözlüğe gelsin;

bak oğlum, rallide değilsin. önemli olan en önde veya en hızlı gitmek değil, trafiği kontrol edebilmektir. önüne geçirmek istiyorsan adamı provake edeceksin, öne geçmek istiyorsan inceden burnu vereceksin. trafikte ne olursa olsun herkesin gerizekalı olduğunu düşüneceksin, her an hata yapabilirler. sürekli kendine kaçış noktaları uydur. en hızlı sol şerittir ama en güvenlisi orta, her iki şeride de atabilirsin kendini. araçların sürekli profillerini çıkart, hem aklını meşgul tutacaktır hem de bir yerden sonra refleks olacak ve buna uygun hareket edeceksindir.

bu da rahmetli dedemden bir inci:

sinyal vermek parayla değil, ver gitsin. ama unutma sinyal vermek geçme hakkını vermez, geçme iznini ister.

kanımca istanbulda araba kullanabilen birisi, dünyanın her yerinde araba kullanabilir.

her $eyden once ogrenmeniz gereken "alkollu olarak direksiyona oturmamaniz" gerekliligidir. debriyaj fren gaz vites bunlar kolay $eyler. alkolle oturursan sonrasinda digerlerinin hicbir onemi kalmiyor, tipki ailenin ve sevdiklerinin de onemi kalmadigi gibi.

yeni başlayanlar genelde araba kullanmayı gaz,fren,debriyajdan ibaret görürler ve gözleri hep oradadır,önlerine ve aynalara bakmayı unuturlar,önce aynalara alışmaları,durup kalkmayı öğrenmeleri gerekir.boş bir yolda tüm dünyayı turlasalarda araba kullanmayı bildikleri anlamına gelmez,büyükşehirde birgün sabah trafiğinde yola çıkmak boş arazide binlerce km yol katetmekten daha öğreticidir.