bir çeşit veri aktarma teknolojisidir. bilgisayarın içinde bağlı olan harddisk veya optik sürücülere veri aktarır.
günümüzde adı sata olarak bilinir.
aktarım hızı: 1.5 gbit/s dir.
kablosuz sinyal dağıtıcılardır. kendisine gelen kablosuz sinyallerini güçlendirerek devam ettirirler. temelde özelliği bu olsa da, bazı modellere eksta özellikler eklenmiştir. mesela, kablolu bir modemi bu cihaza bağlarsanız internetinizi kablosuz olarak dağıtmaya başlar.
sata cihazların bağlantılarını sağlayan kablolardır. iki çeşittir;
1- sata veri kablosu: harddisk veya optik sürücülerin, anakart ile olan veri aktarımını sağlayan kablodur.
2-sata güç kablosu: sata bağlantılı cihazlara enerji iletir. eskiden bu soket psu larda olmadığı için dönüştürücüler kullanılırdı. şimdiki tüm psu larda fazla fazla mevcuttur.
1- sata veri kablosu: harddisk veya optik sürücülerin, anakart ile olan veri aktarımını sağlayan kablodur.
2-sata güç kablosu: sata bağlantılı cihazlara enerji iletir. eskiden bu soket psu larda olmadığı için dönüştürücüler kullanılırdı. şimdiki tüm psu larda fazla fazla mevcuttur.
muhtemelen bir kaç saniye olayın farkında olunmaz, daha önceden kafada uzun uzun tasarlanan bir entrynin, alacağı güzel tepki hayalleriyle, suratta; "yav arkadaş nerden buluyorum ben böyle mükemmel şeyleri yeaa" gibi bir sırıtma ifadesi vardır. fakat bir kaç saniyeye sığan bu tabiat olayından sonra, entryinin yanlış başlığa girildiği idrak edilir. ve o andan itibaren saniyenin onda biri kadar sürede, bütün hayat hikayesi gözlerinin önünden geçer yazarın. derken birden bir celallenme ile, "hassiktir la sil sil sil" nidaları eşliğinde entry ışık hızı ile silinir. biraz kıpırdamadan durulur ve kimler var butonuna basılır. manzara korkunçtur, bir sürü yazar vardır ve illaki içlerinde bir tane fırlama vardır. akabinde ölümü bekler gibi houstonun yeşil renge dönüşmesi beklenir. ve o renk belirdiği anda, hayattaki en boktan renk sorusuna, şüphesiz aha bu renk a.k der içinden. ve houstondan daşşak geçilmesini sindirdikten sonra, heyecan yapmadan, aynı başlık 4-5 kere sesli olarak okunur, sonra entry girilir.
ama o entry artık eski entry değildir. hayatın sillesini yemiştir bir kere.
ama o entry artık eski entry değildir. hayatın sillesini yemiştir bir kere.
- aluu hustın
+ he gözüm söyle
- abi söyleyin burcu güneş’in sevgilisne yalan söylüyor bu kadın
+ ne alaka la ?
- ay şahit filan diyordu ya abi kadın, baktık biz bi bok gözükmüyor burdan.
+ he gözüm söyle
- abi söyleyin burcu güneş’in sevgilisne yalan söylüyor bu kadın
+ ne alaka la ?
- ay şahit filan diyordu ya abi kadın, baktık biz bi bok gözükmüyor burdan.
yazar yazmaz yazan yazar.
tanımam etmem bu zatı, muhabbetim de yoktur aslında. hatta buraya entry bile yazmayacaktım ama baktım bir bunun isminin altına entry yazıp puan almamışım boş geçmeyim dedim !
tanımdan sonra, olay yeri inceleme modunda devam edeyim;
#983575
dediği gibi bazen o benim içimden geçenleri okuyor, bazen de ben.
ama okuyoruz işte. ciddi anlamda çok sağlam yazıyor. severek takip ediyorum. misal geçen iş çıkışı eve kadar takip ettim, hiç sıkılmadım.
hani şair demiş ya sen gül güneş doğsun yeniden diye, öyle değil o işin aslı;
sen yaz sözlük coşsun yeniden olacakmış da aceleye getirmiş şair.
tanımam etmem bu zatı, muhabbetim de yoktur aslında. hatta buraya entry bile yazmayacaktım ama baktım bir bunun isminin altına entry yazıp puan almamışım boş geçmeyim dedim !
tanımdan sonra, olay yeri inceleme modunda devam edeyim;
#983575
dediği gibi bazen o benim içimden geçenleri okuyor, bazen de ben.
ama okuyoruz işte. ciddi anlamda çok sağlam yazıyor. severek takip ediyorum. misal geçen iş çıkışı eve kadar takip ettim, hiç sıkılmadım.
hani şair demiş ya sen gül güneş doğsun yeniden diye, öyle değil o işin aslı;
sen yaz sözlük coşsun yeniden olacakmış da aceleye getirmiş şair.
çocukluğumuzun vazgeçilmez tekerlemelerindendir. lakin ben bunun sonunu hiç öğrenememiştim. büyüdüm halen öğrenemedim.
#982148
#982148
bilgisayarın şah damarıdır.
bilgisayar kullanıcıları tarafından gerekli değeri hiç bir zaman görememiş olan parçadır. şöyleki;
bir bilgisayar alırken her şeyi ince eler sık dokuruz. ekran kartı canavar gibi olsun, işlemcisi pilot olsun uçsun, ramleri lokomotif gibi çalışsın. ee psu nasıl olsun ? sittiret onu rastgele birşey olsun. işte bu parçaya yaklaşımımız budur genelde. peki hiç düşündünüz mü, yüzlerce dolar verdiğiniz o kıymetli donanımları besleyen tek parça hangisi ? psu tabiki. rastgele seçilmemesi gereken tek parçadır. zira gavur onu oraya koymuşsa bir bildiği vardır. bilgisayarınızın içerisindeki parçaların ne kadar watt harcadığını hesaplamalı ve en az 75 watt daha güçlü olan bir psu seçmelisiniz ki, ısınma ve resetlenme sorunları yaşamayasınız. fan olayına gelince. psu nun kendi kalbi de fanıdır. zira fanı çalışmayan bir psu kısa bir süre içerisinde önce kendisine zarar verecek akabinde de elektrik verdiği tüm cihazlara zarar verecektir. kaçınılmazdır.
önemli parçadır önemli.
bilgisayar kullanıcıları tarafından gerekli değeri hiç bir zaman görememiş olan parçadır. şöyleki;
bir bilgisayar alırken her şeyi ince eler sık dokuruz. ekran kartı canavar gibi olsun, işlemcisi pilot olsun uçsun, ramleri lokomotif gibi çalışsın. ee psu nasıl olsun ? sittiret onu rastgele birşey olsun. işte bu parçaya yaklaşımımız budur genelde. peki hiç düşündünüz mü, yüzlerce dolar verdiğiniz o kıymetli donanımları besleyen tek parça hangisi ? psu tabiki. rastgele seçilmemesi gereken tek parçadır. zira gavur onu oraya koymuşsa bir bildiği vardır. bilgisayarınızın içerisindeki parçaların ne kadar watt harcadığını hesaplamalı ve en az 75 watt daha güçlü olan bir psu seçmelisiniz ki, ısınma ve resetlenme sorunları yaşamayasınız. fan olayına gelince. psu nun kendi kalbi de fanıdır. zira fanı çalışmayan bir psu kısa bir süre içerisinde önce kendisine zarar verecek akabinde de elektrik verdiği tüm cihazlara zarar verecektir. kaçınılmazdır.
önemli parçadır önemli.
böyle toplanıp akşama kadar saçma sapan şeyler konuşulan acayip bir yer.
ne zevk alıyorlar anlamadım, böyle küçücük bir pencerede.
ne zevk alıyorlar anlamadım, böyle küçücük bir pencerede.
dizi ve film seyret eklentisi.
ne güzel olur böyle indi vizyonda yeni çıkan filmleri gidip el kamerası ile kayıt etse sonra burda bize izletse.
tamam tam olarak böyle olmasa da en azından varolan film ve dizileri izletsin.
takılmasın ama. çok hızlı olsun.
ne güzel olur böyle indi vizyonda yeni çıkan filmleri gidip el kamerası ile kayıt etse sonra burda bize izletse.
tamam tam olarak böyle olmasa da en azından varolan film ve dizileri izletsin.
takılmasın ama. çok hızlı olsun.
mükemmel bir eklenti. düşünsenize;
sözlüktesiniz ve sözlük yazarları ile yazışıyorsunuz, başlık ile alakasız entry yazmama kuralı yok, forum tadında cümle yazma diyen yok, hatta imla kurallarının bile mına koyabiliyorsunuz. çok rahatlatıcı bir yer olmuş.
hele instrument pembe yazı rengi ile katılırsa, geceleri de daha bir zevkli olacaktır. yakında video eklentisi filan da olur buna demedi demeyin.
edit: turuncu renk benim kimseye vermem.
sözlüktesiniz ve sözlük yazarları ile yazışıyorsunuz, başlık ile alakasız entry yazmama kuralı yok, forum tadında cümle yazma diyen yok, hatta imla kurallarının bile mına koyabiliyorsunuz. çok rahatlatıcı bir yer olmuş.
hele instrument pembe yazı rengi ile katılırsa, geceleri de daha bir zevkli olacaktır. yakında video eklentisi filan da olur buna demedi demeyin.
edit: turuncu renk benim kimseye vermem.
devletin, yine ağıza bir parmak bal sürmesinden ibaret gibi gözüken yaptırımıdır.
belki öyle değildir ama işte derler ya adın çıkacağına canın cıksın diye. öyle oldu bizim devlet de. adı çıktı bir kere ne yapsa kıllanıyor insan.
ha diyeceksiniz ki, arkadaş adamlar ne güzel af çıkarmış, bütün öğrencilerin hayatında bir dönüm noktası yaratacak, teşekkür edeceğinize altında bir şeyler arıyorsunuz. peki o zaman benim de aklıma şu geliyor. devlet okullarından mezun olan öğrencilere ne verdi ki, bu mezunlar kervanına yenilerini de eklemek için girişim yapıyor ? yani şimdi bu amcalar, öğrenci affını çıkarınca mı doğru bir şeyler yapmış olacak, yoksa mezun olup da halen iş bulamayan binlerce öğrencinin sorununu çözerse mi daha doğru bir iş yapmış olacak ?
belki öyle değildir ama işte derler ya adın çıkacağına canın cıksın diye. öyle oldu bizim devlet de. adı çıktı bir kere ne yapsa kıllanıyor insan.
ha diyeceksiniz ki, arkadaş adamlar ne güzel af çıkarmış, bütün öğrencilerin hayatında bir dönüm noktası yaratacak, teşekkür edeceğinize altında bir şeyler arıyorsunuz. peki o zaman benim de aklıma şu geliyor. devlet okullarından mezun olan öğrencilere ne verdi ki, bu mezunlar kervanına yenilerini de eklemek için girişim yapıyor ? yani şimdi bu amcalar, öğrenci affını çıkarınca mı doğru bir şeyler yapmış olacak, yoksa mezun olup da halen iş bulamayan binlerce öğrencinin sorununu çözerse mi daha doğru bir iş yapmış olacak ?
evlat acısı gibi koyar yiyen takıma. takımdan da ziyade taraftara. bir düşünün, 89 dakika boyunca hop oturup hop kalkıyorsunuz, dünyaya gelmiş ne kadar din varsa sığınıyorsunuz ve tam oldu derken son saniyelerde gelen bir gol. hayata küstürüyor valla insanı. böyle suratta aptal bir ifade boş boş bakan. anlamsız bir iki kelime çıkar ağızdan. sonra derin bir iç çekiş ve biraz da küfür.
hele bir de son saniyede gelen vardır ki, hakemin bitiş düdüğü ile birleşir gol düdüğü o da çok kötüdür.
hele bir de son saniyede gelen vardır ki, hakemin bitiş düdüğü ile birleşir gol düdüğü o da çok kötüdür.
görebildiğim kadarıyla şuan çok fazla yazılmıyor, fakat yazılması durumunda hatta dışardan sürekli okuyanlar yani taraftarlar, hayranlar bulması durumunda, sözlük adına da çok faydalı olacağı şüphesizdir.
kulağa ilginç geliyor ama gerçekmiş.
ingilterede yaşayan bir adam öldürdüğü üç hayat kadınını yemiş.
haberin detayları şu şekide;
ingilterede üç hayat kadınını yaylı tüfekle öldürdükten sonra yediğini itiraf eden stephen griffiths, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. hakim, kendini "yaylı tüfek yamyamı" olarak adlandıran griffiths için, "cinayetlerin işleniş şekli o kadar gaddarca ki, sanığın ömrü boyunca hapiste kalması gerekiyor" dedi.
sanırım bir süre diyet yapacak.
ingilterede yaşayan bir adam öldürdüğü üç hayat kadınını yemiş.
haberin detayları şu şekide;
ingilterede üç hayat kadınını yaylı tüfekle öldürdükten sonra yediğini itiraf eden stephen griffiths, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. hakim, kendini "yaylı tüfek yamyamı" olarak adlandıran griffiths için, "cinayetlerin işleniş şekli o kadar gaddarca ki, sanığın ömrü boyunca hapiste kalması gerekiyor" dedi.
sanırım bir süre diyet yapacak.
geldi, gördük, gidiyor.
tıpkı kendisinden öncekiler gibi, tıpkı kendisinden sonra olacaklar gibi.
kısır bir döngü.
using system;
class class1
{
public static void main()
{
for(int i=2000;i<=2011;i++)
{
console.writeline("hoş geldin "+i);
}
console.read();
}
aha 2000 den 2011 e kısa bir özet. ne değişmiş ? rakamlar ve fiziğimiz.
tıpkı kendisinden öncekiler gibi, tıpkı kendisinden sonra olacaklar gibi.
kısır bir döngü.
using system;
class class1
{
public static void main()
{
for(int i=2000;i<=2011;i++)
{
console.writeline("hoş geldin "+i);
}
console.read();
}
aha 2000 den 2011 e kısa bir özet. ne değişmiş ? rakamlar ve fiziğimiz.
hanzoca bir duvar yazısıdır.
orjinali;
dünyadaki bütün kaşarlar eriyecekse küresel ısınmaya evet. olacakdı lakin 50 karakter görüşmelerinde veto yedi.
orjinali;
dünyadaki bütün kaşarlar eriyecekse küresel ısınmaya evet. olacakdı lakin 50 karakter görüşmelerinde veto yedi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?