(bkz: kimim ben)
hacivat ve karagöz ün selamlama hitap şekli..
-saba serifleriniz hayrolsun efendim.
+sabah şekerlerim hayırlı mı olsun?..
-!!??...
-saba serifleriniz hayrolsun efendim.
+sabah şekerlerim hayırlı mı olsun?..
-!!??...
alışılması zorunluluğu olması hissedilmesi durumudur.zorunluluk gibi algılanmadığı sürece gayet güzeldir,hoştur.lakin kendini bir şeylere mecbur hissedince insan ,tıpta bile çaresi yoktur.
(bkz: fso buudit haraso)
(bkz: fso buudit haraso)
(bkz: üstünlük ancak takvadadır)
(bkz: cesaret ister)
(bkz: yokluğunda çok kitap yazdım)
(bkz: 90 60 90)
dürüstlük samimiyettir..
dürüstlük:dürüst olabilmek değğil;dürüst kalabilmeyi başarabilmektir...
dürüstlük:dürüst olabilmek değğil;dürüst kalabilmeyi başarabilmektir...
böyle bi şey olsa gerek...
> > ’türk osman’ in bir günü:osman bey, sabah saat 7.00’de casio masa
> >saatinin alarmıyla gözlerini açtı.puffy yorganını kaldırdı.
> >
> >
> >
> >
> >hugo boss pijamalarını çıkarıp adidas terliklerini giydi.wc ’ye uğradıktan
> >sonra banyoya geçti.clear şampuan ve protex sabunuyla duşunu aldı.colgate
> >ile dişlerini fırçaladı.
> >rowenta ile saçlarını kuruttu. bill s gömleğini ve pierre cardin takimini
> >giydi.lipton çayını içti.sony televizyonda medya özetlerini ve flash
> >haberleri izledi.citizen kol saatine baktı. aile fertlerine ’ çav’
> >deyip hyundai otomobiline bindi.blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği
> >buldu.ağzina bir polo seker attı .şehrin göbeğindeki mega center’daki
> >ofisine varınca, fujitsu siemens bilgisayarını çalıştırdı.microsoft excel’e
> >girdi.ofis boy’dan neskafe’sini istedi.saat 10.00’a doğru açlığını
> >yatıştırmak için gressini yedi.öğlen wimpy s fast food kafeteryaya gitti.
> >ayaküstü,coca cola ve hamburgeri mideye indirdi.camel sigarasını
> >yakıp,daily mirror gazetesini karıştırdı.aksam-üzeri is çıkısı image bar’a
> >uğrayıp jb’sini yudumladı,sonra kösedeki shopping center’a ugradi ...eşinin
> >siparis ettigi persil supra deterjan, ace çamasirsuyu, palmolive sampuan,
> >gala tuvalet kagidi , sprite gazoz ve johnson kolonyayi alarak kasaya
> >yanasti.visa kartiyla faturayi ödedi.hafta sonu esi münevver’le galleria’ya
> >giden osman bey,showroom’lar dolasip kinetix ayakkabi,lee cooper blue jean
> >satin aldi. aksam evde bir gazetenin verdigi tv guide’a göz atanosman
> >bey,kanallar arasinda zapping yaparak, first class, topsecret, paparazzi
> >gibi programlar izledi. ayni anda outdoor dergisini karistirdi.saat
> >22.00’ye dogru show’da türk dili üzerine panel basladi. uykusu gelen osman
> >bey,televizyonu kapatip yatak odasina geçerken, kendini mutlu hissetti.
’ne mutlu türk’üm diyene!’ diye gerindi ve uyudu.
> >hala da uyuyor. ne zaman uyanacagi belli değil..?(alıntı)
> > ’türk osman’ in bir günü:osman bey, sabah saat 7.00’de casio masa
> >saatinin alarmıyla gözlerini açtı.puffy yorganını kaldırdı.
> >
> >
> >
> >
> >hugo boss pijamalarını çıkarıp adidas terliklerini giydi.wc ’ye uğradıktan
> >sonra banyoya geçti.clear şampuan ve protex sabunuyla duşunu aldı.colgate
> >ile dişlerini fırçaladı.
> >rowenta ile saçlarını kuruttu. bill s gömleğini ve pierre cardin takimini
> >giydi.lipton çayını içti.sony televizyonda medya özetlerini ve flash
> >haberleri izledi.citizen kol saatine baktı. aile fertlerine ’ çav’
> >deyip hyundai otomobiline bindi.blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği
> >buldu.ağzina bir polo seker attı .şehrin göbeğindeki mega center’daki
> >ofisine varınca, fujitsu siemens bilgisayarını çalıştırdı.microsoft excel’e
> >girdi.ofis boy’dan neskafe’sini istedi.saat 10.00’a doğru açlığını
> >yatıştırmak için gressini yedi.öğlen wimpy s fast food kafeteryaya gitti.
> >ayaküstü,coca cola ve hamburgeri mideye indirdi.camel sigarasını
> >yakıp,daily mirror gazetesini karıştırdı.aksam-üzeri is çıkısı image bar’a
> >uğrayıp jb’sini yudumladı,sonra kösedeki shopping center’a ugradi ...eşinin
> >siparis ettigi persil supra deterjan, ace çamasirsuyu, palmolive sampuan,
> >gala tuvalet kagidi , sprite gazoz ve johnson kolonyayi alarak kasaya
> >yanasti.visa kartiyla faturayi ödedi.hafta sonu esi münevver’le galleria’ya
> >giden osman bey,showroom’lar dolasip kinetix ayakkabi,lee cooper blue jean
> >satin aldi. aksam evde bir gazetenin verdigi tv guide’a göz atanosman
> >bey,kanallar arasinda zapping yaparak, first class, topsecret, paparazzi
> >gibi programlar izledi. ayni anda outdoor dergisini karistirdi.saat
> >22.00’ye dogru show’da türk dili üzerine panel basladi. uykusu gelen osman
> >bey,televizyonu kapatip yatak odasina geçerken, kendini mutlu hissetti.
’ne mutlu türk’üm diyene!’ diye gerindi ve uyudu.
> >hala da uyuyor. ne zaman uyanacagi belli değil..?(alıntı)
pastayı pasta yapan yegane özellik...
kişiye göre değişiyor aslında.
kimisinin aşkısını oldururken;kimisininkini öldürebiliyor...
(bkz: evlilik aşkı oldurur)
kimisinin aşkısını oldururken;kimisininkini öldürebiliyor...
(bkz: evlilik aşkı oldurur)
kitap okumak için boş vaktin olması beklenmez.ayrı bir vakit ayırılır,ayrılması gerekir.evet.
(bkz: pasif içicilik)
(bkz: gamhanemde gamzedeyim)
bizim zamanımızda kırk gün kırk gece olan bu kavram şimdilerde sıfırlarını taşıyamadığından dörde indirgenmiş bulunmakta.
hayal kurmasini bilmeyenlerin,baska bir deyisle hayalperest olamayanlarin;hayal kurmanin hayalini kurmasi hadisesidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?