-gelecek yıl okullarda e-kitap uygulamalarına başlama kararı alındığını beyan eden kurum.
-gençlerin "öğrenci psikolojisinden anlamayan kurum" diye nitelendirdikleri bakanlık.
(bkz: milli eğitim bakanlığı)
yanlıştan uzak,doğruya yatkın bir önermedir..zira sofestai olmasa cennetten kovulmak için de bir sebebi olmayacaktı..bu durumda kovulmayacak ve kimsenin içinde böyle bir ukde kalmayacaktı.
kendini küçük adamlardan saymayan yahut saymak istemeyen aynı zamanda saydırmak da istemeyen adamın -kadın da olabilir- ,kendini küçük gördüğü yahut öyle görmek istediği ve dinlemeyen,dinlemesini bilmeyen adama -evet adama- nidası ve ikazıdır.
-dinle ey küçük adam!
-
-dinle ey küçük adam!
-
ukde dolum servisinin gönüllü üyelerinin ukdeyi doldurduktan sonra belirtmediği olagan olmayan eylemsizliklerindendir.
ammaaaa
-ukdeyi doldurduktan sonra ukde oldugunu belirtme!..diye bir ukde kalırsa bu ukdecimizin yüreciginde;biz de -efendim sol başta görüldüğü üzere- doldurmadan önce belirtiriz.bunu da ek olarak yazdım ki kimsenin içinde kalmasın ukde.evet.
ammaaaa
-ukdeyi doldurduktan sonra ukde oldugunu belirtme!..diye bir ukde kalırsa bu ukdecimizin yüreciginde;biz de -efendim sol başta görüldüğü üzere- doldurmadan önce belirtiriz.bunu da ek olarak yazdım ki kimsenin içinde kalmasın ukde.evet.
peçeteler yenilebilir mesela..alelacele sindirilip hazır tuvaletteyken de boşaltılır..evet.
(bkz: ölüme beş kala)
fatma gökmenin kaleminden güzel bir şiirdir.
bir başlangıçtı,ölüme beş kala
ömürden beş dakika kaldı kala kala
beş dakikada neler geldi aklıma
bin kere geçtiğim sokaklar istanbulda
martılar geldi,deniz geldi aklıma
denizin söylediği sevda türküsü
ve çamların ağlmaklı sesi geldi aklıma
seni bile unuttum ,bu beş dakikada
saat ölüme beş kala
demli bir çay koydum bardağa
bir kağıt,birde kalem aldım yanıma
başladım ağlamaya,ağlamalarımı yazmaya.
saydam yazılar yazdım gözyaşlarıyla
çocukluğum geldi aklıma.
ve baktım,son kez fotoğraflarıma
saat ölüme beş kala
fotoğraflar,kalem,kağıt,
ve demli bir çay var masamda.
benzim saradı,takâtim tükendi,
sadece acı bir gülümseme kaldı dudaklarıma.
bir başlangıçtı,ölüme beş kala
ömürden beş dakika kaldı kala kala
beş dakikada neler geldi aklıma
bin kere geçtiğim sokaklar istanbulda
martılar geldi,deniz geldi aklıma
denizin söylediği sevda türküsü
ve çamların ağlmaklı sesi geldi aklıma
seni bile unuttum ,bu beş dakikada
saat ölüme beş kala
demli bir çay koydum bardağa
bir kağıt,birde kalem aldım yanıma
başladım ağlamaya,ağlamalarımı yazmaya.
saydam yazılar yazdım gözyaşlarıyla
çocukluğum geldi aklıma.
ve baktım,son kez fotoğraflarıma
saat ölüme beş kala
fotoğraflar,kalem,kağıt,
ve demli bir çay var masamda.
benzim saradı,takâtim tükendi,
sadece acı bir gülümseme kaldı dudaklarıma.
yerli yazarlarımızdan.
(bkz: nietzsche nin felsefesi)
(bkz: nietzsche nin felsefesi)
bilgesu yayınevinden çıkmış bir fehmi baykan kitabı.yenilerde çıkmıştır.
hayatı ;
1948 yılında, doğdu. türk akademisyen ve araştırmacı. 1964 yılında ankara üniversitesi sbf?nin siyasi şubesi?nden mezun oldu. aynı yıl siyasi tarih kürsüsü?ne asistan olarak girdi ve bu alanda 1968 yılında doktorasını verdi. 1975 yılında doçent, 1988 yılında da profesör oldu. ankara üniversitesi sbf uluslararası ilişkiler bölümü başkan yardımcılığı ve siyasi tarih anabilim dalı başkanlığı yaptı. öğreniminin bir bölümünü harvard üniversitesi?nde tamamlayan sander, abd?nin çeşitli üniversitelerinde dersler ve dizi konferanslar verdi. 10 eylül 1995?te yitirdiğimiz sander?in yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunmakta. 1995 yılında, bağırsak düğümlenmesi nedeniyle vefat etti.
kaynak:edebik.com
ayrıca,en çok satan yazarlar arasındadır.
1948 yılında, doğdu. türk akademisyen ve araştırmacı. 1964 yılında ankara üniversitesi sbf?nin siyasi şubesi?nden mezun oldu. aynı yıl siyasi tarih kürsüsü?ne asistan olarak girdi ve bu alanda 1968 yılında doktorasını verdi. 1975 yılında doçent, 1988 yılında da profesör oldu. ankara üniversitesi sbf uluslararası ilişkiler bölümü başkan yardımcılığı ve siyasi tarih anabilim dalı başkanlığı yaptı. öğreniminin bir bölümünü harvard üniversitesi?nde tamamlayan sander, abd?nin çeşitli üniversitelerinde dersler ve dizi konferanslar verdi. 10 eylül 1995?te yitirdiğimiz sander?in yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunmakta. 1995 yılında, bağırsak düğümlenmesi nedeniyle vefat etti.
kaynak:edebik.com
ayrıca,en çok satan yazarlar arasındadır.
(bkz: osmanzade taib)
hiciv ve tenkid şairidir.
divân şiirinde kendi çağına tenkit projektörlerini yönelten manzumeler arasında en hoşa gidileni osmanzade taib efendi nin yazdığı bir kıt’adır.bir kaç beyti şöyledir:
(...)
hânendelerin sahte-i nâmus u vekârı
çingânelerin şüpheli imanına benzer
şehr oglaninin yolda sefihane edâsi
sarhoşların âdâb ile erkanına benzer
küttabların mahfazası ekseri şimdi
kassâbların yaglica cüzdânına benzer
hemşehrilerin ta o kadar kesreti var kim
nabî’nin evi şimdi katır hanına benzer
(...)
meali:
"şarkıcıların namuslu ve ağırbaşlı görünüşlerindeki sahtelik,çingenelerin şüpheli imanı gbi aldatıcıdır.
şehir çapkınlarının yolda giderken yaptıkları sululuklar,sarhoşların edep ve erkân göstermeleri kadar abestir.
şimdilerde pek çok devlet erbabının para keseleri,kasapların yağlı cüzdanları gibi şişkin ama çirkin(rüşvet ve haksız kazançla dolu)durumdadır.
nabî’nin çevresinde toplanan hemşerileri o kadar çoktur ki,evi âdeta katır hanına benzemektedir."
şeklindedir.
divân şiirinde kendi çağına tenkit projektörlerini yönelten manzumeler arasında en hoşa gidileni osmanzade taib efendi nin yazdığı bir kıt’adır.bir kaç beyti şöyledir:
(...)
hânendelerin sahte-i nâmus u vekârı
çingânelerin şüpheli imanına benzer
şehr oglaninin yolda sefihane edâsi
sarhoşların âdâb ile erkanına benzer
küttabların mahfazası ekseri şimdi
kassâbların yaglica cüzdânına benzer
hemşehrilerin ta o kadar kesreti var kim
nabî’nin evi şimdi katır hanına benzer
(...)
meali:
"şarkıcıların namuslu ve ağırbaşlı görünüşlerindeki sahtelik,çingenelerin şüpheli imanı gbi aldatıcıdır.
şehir çapkınlarının yolda giderken yaptıkları sululuklar,sarhoşların edep ve erkân göstermeleri kadar abestir.
şimdilerde pek çok devlet erbabının para keseleri,kasapların yağlı cüzdanları gibi şişkin ama çirkin(rüşvet ve haksız kazançla dolu)durumdadır.
nabî’nin çevresinde toplanan hemşerileri o kadar çoktur ki,evi âdeta katır hanına benzemektedir."
şeklindedir.
bireyin kendini haklı çıkarmak istemesi durumunda örneklendirerek kullanıma sunacağı soru cümlesi.ki genelde kıyas olur bu cümlenin kullanıldıgı yerlerde, olmayadabilir.
-baba notlarımı unutmuşum ben okula kadar gidiyorum.
+iyi git.ama çabuk gel çimleri sen sulayacaksın bundan sonra.
-kim??çim??ben??nedenmiş o ya?
+evladım ayaklarım ağrıyor,bir müddet sulasan ne var sanki?
-annem ne güne duruyor?
p.s:ne o? dialogla tanım arasındaki bağlantıyı kuramadınız mı?
hemen bağlıyorum..
-efendim anne?
+oğlum hangi barda zikkimlanıyosun yine?çimler kurumaya yüz tutmuş!..
-akşam hallederim ya.
+çimleri kurutmasan ne vardi be oğlum?bak within paradoksal dialog çalışmaları yapmasına sebebiyet veriyoz..
-monolog çalışmaları ne güne duruyor?
(bkz: şizofrenliğe ilk adım)
-baba notlarımı unutmuşum ben okula kadar gidiyorum.
+iyi git.ama çabuk gel çimleri sen sulayacaksın bundan sonra.
-kim??çim??ben??nedenmiş o ya?
+evladım ayaklarım ağrıyor,bir müddet sulasan ne var sanki?
-annem ne güne duruyor?
p.s:ne o? dialogla tanım arasındaki bağlantıyı kuramadınız mı?
hemen bağlıyorum..
-efendim anne?
+oğlum hangi barda zikkimlanıyosun yine?çimler kurumaya yüz tutmuş!..
-akşam hallederim ya.
+çimleri kurutmasan ne vardi be oğlum?bak within paradoksal dialog çalışmaları yapmasına sebebiyet veriyoz..
-monolog çalışmaları ne güne duruyor?
(bkz: şizofrenliğe ilk adım)
mutluluktan nasibini alamamış ya da bazı kişiler tarafından aldırılamamış;zalim anne-baba,hain öğretmen,kıskanç kardeş,kalleş arkadaş tarafından mutsuzluğa sevkedilmiş çocuktur.
evet belki de şekeri elinden alınan çocuk o çocuktur.
evet belki de şekeri elinden alınan çocuk o çocuktur.
bir de bunun fıkralaştırılmışı vardır:
bir rivayete göre -ki rivayetin gerçeklik boyutunu varın siz hesap edin-adamın biri kendi halinde yürüyormuş ve buda heykeli düşmüş kafasına..adam ne dese begenirsiniz?
-buda mı gelecekti başıma?
bir rivayete göre -ki rivayetin gerçeklik boyutunu varın siz hesap edin-adamın biri kendi halinde yürüyormuş ve buda heykeli düşmüş kafasına..adam ne dese begenirsiniz?
-buda mı gelecekti başıma?
sol frame de görünce bi şey var sanılan kıpraşık duyguların bünyede meydane getirdigi olgu.
#831862
azerice:serseri derviş demektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?