kapsamlı,sevdiğimiz bir sinema portalıdır. film eleştirileri de okunmaya değerdir doğrusu.
www. film.gen.tr
bu akşam(18 mayıs cuma) saat 21.30’da hariçten gazelciler’in sahne alacağı reggea bar.
(bkz: ömür kılıçaslan)
taksim mis sokakta yer alan, reggea bar. yeni mekanı ile bu sezona damgasını vuracak. terası var , muhteşem. büyük ihtimalle her ay 1 defa hariçten gazelciler de buarada sahne alacaklar.
(bkz: http://www.nayah.org)
(bkz: http://www.nayah.org)
18 mayıs cuma akşamı nayah adlı müzik clubda sahne alacak grup. harika bir mekan, teras var. müziğin ne kadar harika olduğundan bahsetneye bile gerek yok...gidiniz, dinleyiniz, görünüz.
ebeveynlerin ergenlik çağındaki çocuklarına sık sık sarfettiği cümledir. değişmelerini sürekli olarak olumsuz algılarlar. çocuk kişi, biraz asabi davransa, suç hemen çevreye ve arkadaşlara atılır,zaten şunun yüzünden sen böyle değiştin falan gibi...ama ebeveynlerin anlamadıkları nokta, çocuk onun bunun dediklerinden değil, kendi algıları ve düşünce biçimi geliştiği-değiştiği için değişmektedir.
son zamanlarda interaktif sözlüklerin başına gelmeye başlayan olaylar nedeniyle, şiddetle kurulmasını önerdiğim dernektir. zaten internetle ilgili olarak bir çok hukuki boşluk var. bu boşluklar kimi zaman leyhimize, kimi zamanda aleyhimize olmaktadır. işte bu boşluğu bu dernek doldursun...haklarımız belirlensin..haklarımız aransın.
edit: çok uçtum belki de ama, bir gün olabilir. bu da bir ihyiyaçtır nihayetinde.yani en azından haksızlıklıklar olduğuna bir işarettir.
edit: çok uçtum belki de ama, bir gün olabilir. bu da bir ihyiyaçtır nihayetinde.yani en azından haksızlıklıklar olduğuna bir işarettir.
yıllar önce, cep telefonlarının boyutları bildiğimiz üzere, şimdiki minyatürlere göre hayli büyüktü. efenim bu durumda ne olmuştu diye sorarsınız, bir dalgın şahsiyet cep telefonu yerine evin telsizini çantasına zulalamıştır. okula gitmiştir. herkesin içerisinde, bir de çantasından evin telsizini çıkarmasın mı? işte o an elinde nal gibi telefonla, yapılmış en aptalca dalgınlıklarından biriyle yüz yüze kalmıştır..
ifade özgürlüğü ve buna bağlı hak ve sorumluluklar çerçevesinde ele alındığında ne yazık ki sansürlerin en kötü tipidir. sansüre uğrarım korkusuyla, yazdıklarını sürekli yuvarlamak zorunda kalır insan. bir baskı mekanizmasıdır.
ve de son zamanlarda bilgi sözlük ve ekşi sözlükile ilgili gelişen istenmeyen durumlar da, yazarları bir çeşit otosansür uygulamaya itmektedir. istenilen budur. otosansür varken, zaten diğer kontrol mekanizmalarına hiç mi hiç gerek kalmaz.
susturuluyoruz...
ve de son zamanlarda bilgi sözlük ve ekşi sözlükile ilgili gelişen istenmeyen durumlar da, yazarları bir çeşit otosansür uygulamaya itmektedir. istenilen budur. otosansür varken, zaten diğer kontrol mekanizmalarına hiç mi hiç gerek kalmaz.
susturuluyoruz...
(bkz: din üzerinden siyaset yapmak)
gericiliğin en açık şekilde ifade edilişidir bu cümle. efenim şimdi, insanların, kim olursa olsun dini tercihleri ,onların ne zamandan beri cumhurbaşkanı ya da memur ya da işçi olmalarınının bir kriteri haline geldi acaba?
aslında tabii çoktan bu hale geldi ama bazıları uyuyor işte. zaten kadrolaşma almış başını götürmüş,herkes ötgütlrnmiş falan filan...
ama artık bu kadar açık bir şekilde amaç dile getirilirse, hem de saygısızca aleni bir şekilde yapılırsa bu, bu tehlikenin geliyorum demeden gelmesi anlamına gelir.
kardeşim bize ne bir cumhurbaşkanının dindar olup olmamasından? yani bu din devleti olma yolunda yürüyoruz demek öyle mi?
hadi bakalım. ne de olsa şimdi de tutturuldu "sözde" bir demokrasi, binildi bir alamete gediliyor kıyamete....
bu sözlerin açıklığı ve cüretkarlığı karşısında insanın nutku tutuluyor gerçekten...
bu durumda bize de susup oturmak mı düşüyor?
aslında tabii çoktan bu hale geldi ama bazıları uyuyor işte. zaten kadrolaşma almış başını götürmüş,herkes ötgütlrnmiş falan filan...
ama artık bu kadar açık bir şekilde amaç dile getirilirse, hem de saygısızca aleni bir şekilde yapılırsa bu, bu tehlikenin geliyorum demeden gelmesi anlamına gelir.
kardeşim bize ne bir cumhurbaşkanının dindar olup olmamasından? yani bu din devleti olma yolunda yürüyoruz demek öyle mi?
hadi bakalım. ne de olsa şimdi de tutturuldu "sözde" bir demokrasi, binildi bir alamete gediliyor kıyamete....
bu sözlerin açıklığı ve cüretkarlığı karşısında insanın nutku tutuluyor gerçekten...
bu durumda bize de susup oturmak mı düşüyor?
8 mayıs 2007 salı günü barışarock insiyatifinin , 2007 festivaline dair basın açıklaması yapacağı gündür. basın açıklamasının ardından deli ve hariçten gazelciler konser verecek. parti studio live da gerçekleşecek.
etkinlik ücretsiz
18 yaş sınırlaması var.
festivale ilişkin bu senenin ilk açıklmaları...
etkinlik ücretsiz
18 yaş sınırlaması var.
festivale ilişkin bu senenin ilk açıklmaları...
14 nisan 2007de peyote de sahne alacak grup.
birde voleyi vurmak derler. hani turnayı gözünden vurmakgibi.
gecenin bir yarısı skyturkte yayınlanan, sunucusunun sürekli baygın, yarı kapalı gözleri ve ağzından lafın kerpetenle çekliyormuşçusuna çıkan sözleri ile insana depresif bir moda soktuğu psikoloji programı. her gün iki ayrı psikolog konuğu oluyor. her akşam ayrı bir psikolojik sorun işleniyor.programa telefonla bağlanıp soru soran izleyicilerin soruları ise gerçekten inanılmaz oluyor...hele bir de o baygın sunucu soruları gözlerini kapata kapata ve de ağzından kelimenin ilk yarısı düşük sesle ikinci yarısıda sadece ağzını oynatmayla çıkarken gerçekten bir televizyon harikasına dönüşüyor program.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?