burhan öçal ve pete namlook ortak çalışması olan bir albüm. ilginç denebilir. sürekliliği olan bir müzik değil. bir kere dinleyip bir köşe de bekleyecek olan albümlerden.ama hakkını da vermek lazım tabii. üzerinde uzun süre çalışılmış.
varlığı bana bir şaka gibi gelen siyasi(?) parti. herkes yolsuzluk yaptı ama bu kadar açık yürekli olanına da artık ne demeli bilemedim...?
kendisini her gördüğümde, şahsımında içinde bulunduğu kadın cinsinden nefret etmemi sağlayan hede hödö insan. efenim zaten dün gece ki makina programında yaptığı, okan bayülgeni alt edeceğim diye meyva,yemiş,fıstık falan getirmesi görgüsüzlüktür, çiğliktir. beni şaşırtan asıl şey, okan bayülgenin, seneye bu hanımla beraber program yapacak olmasıdır. bu ne iştir şaştım kaldım. bu hanımla program yapan da ne sinir kalır, ne moral, ne de ahlak. karşındakini alt edemeyince çirkefleşen cinstendir. ne diyeyim, bizden uzak okan bayülgene yakın dursun,aman.
the mamas and the papasdan dinlenmesi gereken nostaljik şarkı. diğer versiyonları kesinlikle bu ilk versiyonunun yanına bile yaklaşamaz. arada ki sololara da dikkat.
kendisi hakkında tam bir yargıya varamadığım istanbul 2. bölge milletvekili adayı. aslında güzel şeyler söylüyor. ama söylediklerini uygulama kapasitesi nedir bilemiyorum. kamusal alan tartışmalarına ve etnik azınlık/eşitlik konusuna yaklaşımı gerçekten hoşuma gitti. kamusal alanda türban ya da herhangi bir dini simge takmayı,barındırmayı, hizmet alan ve hizmet veren olarak basitçe sınıflandırması gayet mantıklı.hizmet veren tüm inançlara eşit mesafede durmalıdır. hizmet alan ise istediğini giyer,takar,çıkarır diyor. aslında çözüm zaten hep bu kadar basitti. ama diğerleri bu çözümü göremedilerde mi uygulamadılar? yoksa zaten bir kasıt olduğu için mi görmemezlikten geliyorlar bu da işin ayrı bir boyutu tabii.
üzerinde tez yazmaya çalıştığım konudur. sinemada cyberpunk akımının öncü filmleri ve animeleri ise şunlardır:
blade runner
tank girl
akira
existenz
thirteen floor
matrix triology
animatrix
battle angel alita
cypher
blade runner
tank girl
akira
existenz
thirteen floor
matrix triology
animatrix
battle angel alita
cypher
cyberpunk, temel olarak gelişmekte olan teknoloji ve büyük şirketlerin insanlar üzerinde olan etkilerini anlatmaktadır. yeni teknolojiler uydursalar da, bunlar asla ışık hızından yüksek yolculuk veya gelişmiş galaksi boyutundaki imparatorluklarla olmamıştır. teknoloji bilgisayar ağırlıklıdır ve 80lerde zaten benzer gelişmeler yapılmaktaydı. cyberpunk ne zaman başladığı bilinmese de, yaklaşık olarak 80lerin başında başladı. geleceği, karanlık, pis ve kalabalık olarak tanımladılar ve insanların teknoloji ve büyük şirketlerin ektisi ile yabancılaşmaları anlatıldı (düşünülürse günümüzde yabancılaşma önemli bir sorundur ve teknolojik gelişimle bağlantılı gelişmiştir.). birçok yerde distopya olarak anılmalarına rağmen, aslında cyberpunk iyimser veya kötümser olmayan, sadece toplumuzun gelecekteki yansımasını sundu. philip k. dickin yalnız, kaybeden ve toplumca dışlanmış karakterleri, cyberpunk içinde sıkça kullanıldı. (philip k. dick, her zaman cyberpunkın babası olarak anılmıştır. çalışmaları bir çok cyberpunk yazarını etkilemiştir.) başkarakter (genellikler başkarakterler) kahraman, iyi veya kötü değildir. sadece insandırlar ve hayatta kalmaya çalışmaktadır. ilk popüler cyberpunk romanı neuromancer (william gibson)dır. eser temel cyberpunk özelliklerini taşımaktadır; ileri teknoloji ve sonucunda oluşan sosyolojik yapı, büyük şirketler ve insanlar üzerindeki etkileri (neuromancerdaki şirket yapısı, japonyada bulunan şirket yapısından alınmıştır). eserin içinde bulunan gerçeklik, yapay gerçeklik ve ikisinin arasındaki sınırın kaybolmasına, bir çok cyberpunk eserinde rastlanabilmektedir (gerçekliğin sorgulanması philip k. dick etkilerinden birisidir). neuromancerın karamsar yapısına rağmen, aslında iyimser veya kötümser değildir. hayatta olduğu gibi iyi ve kötü iç içe geçmiştir. bir bakıma insanın hem iyi hem de kötü olduğunu yansıtmıştır. şimdilerde cyberpunka, diğer bilimkurgu türleri ve çalışmaları içinde de rastlanmaktadır. steampunk, cyberpunkın alternatif tarih yaklaşımı ile bir araya getirilmiş halidir. steampunkta bilgisayar devrimi 1800in başında başlayarak (analytical engine - charles babbage sayesinde) tarihin farklı olarak gelişmesini anlatır. aynı yaklaşım fantezi dünyalarında da yapılmıştır.
kaynak: itü bilimkurgu kulübü
kaynak: itü bilimkurgu kulübü
nancy sinatra dan dinlenilmesi gerekn muhteşem şarkı. bu şarkıyı tekrar hatırlamama vesile olan hatırla sevgili dizisine de teşekkürü bir borç bilirim.
ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesinde ders vermiş olan alaeddin şenel’in kitabıdır. kitabın asıl adı: siyasal düşünceler tarihi: tarihöncesinde ilkçağda ortaçağda ve yeniçağda toplum ve siyasal düşünüş’tür.
(bkz: imgeler ve simgeler)
dinler tarihçisi mircea eliadenin kitabıdır.
(bkz: şahan gökbakar)
kendisi bazen iyi şeyler ortaya çıkarıyor ama, bazen de çok uzatıyor ve hep aynı şeyleri, aynı mimikleri yapıyor,aynı sözleri söylüyor.
kendisi bazen iyi şeyler ortaya çıkarıyor ama, bazen de çok uzatıyor ve hep aynı şeyleri, aynı mimikleri yapıyor,aynı sözleri söylüyor.
hayao miyazaki babanın, kült olmuş animesidir. prens ashitika ve prenses mononokenin, doğa , insan ve hayvanlar arasındaki savaşını anlatan, mükemmel göndermelere yer veren, nightwalker adlı ormanın ruhunun kurgusunun akıllara zarar olduğu ,izlenmesini şiddetle tavsiye ettiğim anime. hem mitolojik, hem de çok gerçek.
ham meyvayı kopardılar dalından adlı şaheser şarkının can alıcı dizesidir.
başlamamasını umut ettiğim ismail yk dizisi.
(bkz: digiturk reklamindaki güzel kız)
burak kut
çağla şikel
özcan deniz
ve bir zamanlar flash tv de yayımlanan gerçek kesit amatör oyuncularının tümü.bu zatları seyrederken insanın yüreği daralır. boğulur gibi olur. yazıktır, günahtır. seyirciye böyle zulümü kim reva görmüştür.
burak kut
çağla şikel
özcan deniz
ve bir zamanlar flash tv de yayımlanan gerçek kesit amatör oyuncularının tümü.bu zatları seyrederken insanın yüreği daralır. boğulur gibi olur. yazıktır, günahtır. seyirciye böyle zulümü kim reva görmüştür.
başkalarının ne dediğini önemseye başladığınız,ya da önemsemek zorunda bırakıldığınız an. yani rahatça,amaaannn bu benim hayatım, kim ne dersin desin modunun güzelce keyfini çıkaramadığınız an...
ursula k. le guinin en sevdiğim kitabının, en sevdiğim kahramanıdır. bir karakter bu kadar ince ayrıntılarına kadar kurgulandığı zaman, insanın kendinden bir parçası oluyor.
hayatımı kurtaran temizlik malzemesi. kullanırken solunum krizi geçirmediğim çamaşır suyu. hatta kokusunu seviyorum ben bu domestosun. ayrıva reklamı da güzelsi. yani iğrençti bir yandan. ama okan bayülgen de iyi seslendirmişti.
allah rahmet eylesin diyorum. ve de medyadan ve ayrıca hürriyetgazetesinden nefret ediyorum. ne kadar büyük bir ayıptır o görüntüleri yayımlamak. bela anmak istemiyorum ama....zorla adamı çileden çıkartıyorlar. bu ülke bu medyayı nasıl bu hale getirdi? ya da medya bu ülkeyi,insanları,değerleri nasıl bu hale getirdi? kimse de ağzını açıp bir şey diyemiyor. bir kanıksama hali,idam mangasında ipini boynuna kendi geçiren insan tipleri....
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?