bir erkekten daha iyi vodka icen ama yine de ayni erkek kisiye nazaran sapitma boyutunu daha az asmis bir kizla hic karsilasmamis birinin soyleyecegi genellemedir ki aslinda kizlar da en az erkekler kadar vodkaya karsi dayaniklidir.
en azindan biz vodkalari yuvarlayip yuvarlayip kimi raikkonen gibi sapitmiyoruz dedirtmistir bu baslik bana. kimi de iyi iciyor neme lazim...
kocaman igrenc pazulariyla ve korkunc sesleriyle bir takim hormonu azmis genc kizin ilgisini cekip koseyi doneceklerini sanan acinasi grup.
iki gunde bir sac yikamak,
haftada bir kuafore gitmek,
evde kuaforu oynamak,
ped almak,
ped degistirmek icin ortadan kaybolmaya uygun bahane aramak,
arkayi kontrol ettirecek eleman aramak,
makyaj yapmak ve temizlemek,
sivilceleri ve siyah noktalari sikmak,
kas almak,
agda yapmak,
zayiflamak icin delice bir caba harcamak,
hem guzel hem akilli olmaya calismak,
neden erkek olmadim ben de- sorunsalini asmak yada bununla yasamayi ogrenmek
gibi bir suru seyi icinde ihtiva eden kategori diyebilecegim baslik.
haftada bir kuafore gitmek,
evde kuaforu oynamak,
ped almak,
ped degistirmek icin ortadan kaybolmaya uygun bahane aramak,
arkayi kontrol ettirecek eleman aramak,
makyaj yapmak ve temizlemek,
sivilceleri ve siyah noktalari sikmak,
kas almak,
agda yapmak,
zayiflamak icin delice bir caba harcamak,
hem guzel hem akilli olmaya calismak,
neden erkek olmadim ben de- sorunsalini asmak yada bununla yasamayi ogrenmek
gibi bir suru seyi icinde ihtiva eden kategori diyebilecegim baslik.
iste bu bir kabus ornegidir:
yuksek bir yerdeydim; balkon gibi ama bir korkulugu var miydi, hatirlamiyorum.
asagiya bakiyordum.
bulundugum yer ne kadar yuksekti bilmiyorum ama asagisi net olarak goruluyordu.
zeminin her yeri betondu, griydi ve betondan baska hicbir sey yoktu.
ne bir agac, ne bir baska ev, ne bir araba, ne de bir gokyuzu.
zemin tek renkle boyanmis bir kagit gibiydi tek bir ayrinti disinda.
orada dev bir beton canak icinde koyu kahve rengi toprak vardi.
kocaman bir ciceklik gibiydi gordugum sey, ama icinde sadece toprak vardi, ciplak…
ve bu canak tam da altimda bulunuyordu.
bulundugum balkonumsu seyin bagli oldugu binada ise sanirim bir sarmasik vardi.
tek hatirladigim yesil yapraklar ve dallar gordugum, ama bu yapraklar neye aitti, simdi bilmiyorum.
ayaklarim ciplakti.
uzerimde bol bir kahverengi t-shirt ve bol bir bej kumas pantolon vardi.
ellerimle bir yerlere tutunuyor gibiydim.
ruzgar yoktu, hic ses yoktu, hava sicak miydi, soguk muydu onu bile bilmiyorum.
ama aydinlikti her yer.
icimse bombostu.
oylesine bostu ki yapmak uzere oldugum seyin dusuncesi bile gecmiyordu aklimdan.
sanki yapmak zorundaydim, sanki bunu yapmak icin yaratilmistim, gorev gibi bir seydi sanki.
surekli dua ediyordum: “affet beni, lutfen affet, yalvaririm.”
kelime-i sahadet getiriyordum ve her seferinde yanlis yada eksik soylemisim gibi yeniden ve yeniden tekrar ediyordum ayni sozleri.
tam o anda korktum, yapmakta oldugum seyden degil, onu yaptiktan sonra olacaklardan korktum.
ama ayni anda biraktim kendimi.
once iki yana actim kollarimi ama sonra korkunc bir yalnizlik duygusuna kapildim ve kendi bedenime doladim kollarimi ve gozlerimi bir an icin bile kirpmadan giderek yaklasan toprak zemine baktim.
sanki filmlerdeki gibi agir cekimde dusmem gerekiyormuscasina oyle de olmasini umarken ben, olanca hizimla havada suzuluyormuscasina hizla zemine yaklastim.
son sozu bir dua olanlarin imanli gideceklerini dusunerek –bunu bilir gibi- once aklimdan sonra da sesli olarak tekrarladim bu sozleri.
korkum daha da artti ve gozume aniden o yesillikler carpti.
gozlerimi yumdum ve ayni anda bedenimin toprak zemine cakildigini hissettim.
hic canim acimadi.
gozlerimi actim.
ruhum once bedenimin o garip agirliginda ezildi.
sanki yere savrulmus bir cuval gibi kendi agirligim kendi bedenimi ezmisti.
nefes alamadim dustugum toprakta titreyen elime bakarken.
sonra o ezilme duygusu da yok oldu.
hafifledim, bel kemigimden biri tutuyormuscasina yukari cekildim, kendi bedenime baktim. garipti.
korkum devam ediyordu ama huzurluydum.
aklim sonmeden ayni seyi bir daha tekrar etmem gerekir diye dusundum.
yine de bombostum, az onceki gibi hem de.
uzaklasiyordum.
olmek o kadar da kotu degilmis, diye dusundum.
titredigimi fark ettim.
“affet beni.”diye mirildanmak istedim ama sadece aklimdan gecirebildim bunu. huzunlendim, korkunc bir uzuntu kapladi varligimi.
bedenimden kurtulmustum ama hala dusunebiliyordum.
ama ben boyle olacagini biliyordum.
kendime son bir kez daha baktim. icim sizladi.
uyandim….
yuksek bir yerdeydim; balkon gibi ama bir korkulugu var miydi, hatirlamiyorum.
asagiya bakiyordum.
bulundugum yer ne kadar yuksekti bilmiyorum ama asagisi net olarak goruluyordu.
zeminin her yeri betondu, griydi ve betondan baska hicbir sey yoktu.
ne bir agac, ne bir baska ev, ne bir araba, ne de bir gokyuzu.
zemin tek renkle boyanmis bir kagit gibiydi tek bir ayrinti disinda.
orada dev bir beton canak icinde koyu kahve rengi toprak vardi.
kocaman bir ciceklik gibiydi gordugum sey, ama icinde sadece toprak vardi, ciplak…
ve bu canak tam da altimda bulunuyordu.
bulundugum balkonumsu seyin bagli oldugu binada ise sanirim bir sarmasik vardi.
tek hatirladigim yesil yapraklar ve dallar gordugum, ama bu yapraklar neye aitti, simdi bilmiyorum.
ayaklarim ciplakti.
uzerimde bol bir kahverengi t-shirt ve bol bir bej kumas pantolon vardi.
ellerimle bir yerlere tutunuyor gibiydim.
ruzgar yoktu, hic ses yoktu, hava sicak miydi, soguk muydu onu bile bilmiyorum.
ama aydinlikti her yer.
icimse bombostu.
oylesine bostu ki yapmak uzere oldugum seyin dusuncesi bile gecmiyordu aklimdan.
sanki yapmak zorundaydim, sanki bunu yapmak icin yaratilmistim, gorev gibi bir seydi sanki.
surekli dua ediyordum: “affet beni, lutfen affet, yalvaririm.”
kelime-i sahadet getiriyordum ve her seferinde yanlis yada eksik soylemisim gibi yeniden ve yeniden tekrar ediyordum ayni sozleri.
tam o anda korktum, yapmakta oldugum seyden degil, onu yaptiktan sonra olacaklardan korktum.
ama ayni anda biraktim kendimi.
once iki yana actim kollarimi ama sonra korkunc bir yalnizlik duygusuna kapildim ve kendi bedenime doladim kollarimi ve gozlerimi bir an icin bile kirpmadan giderek yaklasan toprak zemine baktim.
sanki filmlerdeki gibi agir cekimde dusmem gerekiyormuscasina oyle de olmasini umarken ben, olanca hizimla havada suzuluyormuscasina hizla zemine yaklastim.
son sozu bir dua olanlarin imanli gideceklerini dusunerek –bunu bilir gibi- once aklimdan sonra da sesli olarak tekrarladim bu sozleri.
korkum daha da artti ve gozume aniden o yesillikler carpti.
gozlerimi yumdum ve ayni anda bedenimin toprak zemine cakildigini hissettim.
hic canim acimadi.
gozlerimi actim.
ruhum once bedenimin o garip agirliginda ezildi.
sanki yere savrulmus bir cuval gibi kendi agirligim kendi bedenimi ezmisti.
nefes alamadim dustugum toprakta titreyen elime bakarken.
sonra o ezilme duygusu da yok oldu.
hafifledim, bel kemigimden biri tutuyormuscasina yukari cekildim, kendi bedenime baktim. garipti.
korkum devam ediyordu ama huzurluydum.
aklim sonmeden ayni seyi bir daha tekrar etmem gerekir diye dusundum.
yine de bombostum, az onceki gibi hem de.
uzaklasiyordum.
olmek o kadar da kotu degilmis, diye dusundum.
titredigimi fark ettim.
“affet beni.”diye mirildanmak istedim ama sadece aklimdan gecirebildim bunu. huzunlendim, korkunc bir uzuntu kapladi varligimi.
bedenimden kurtulmustum ama hala dusunebiliyordum.
ama ben boyle olacagini biliyordum.
kendime son bir kez daha baktim. icim sizladi.
uyandim….
kara kicimi op!
fakir sozluk yazarinin sikca telaffuz ettigi cumlecik.
asagidaki soru cumlesi gibi cevabi daima bi sekilde komik olan sorudur kendisi.
(bkz: dun gece kiminle neredeydin)
(bkz: dun gece kiminle neredeydin)
mealen, gece gezgini oluyor.
tiklim tiklim beytepe otobusunde okula giderken cereyan eden vehim ve kokulu bir hadise sonucu temize cikmak icin mirildanilan soru cumlesidir ki cevabi beklenmez cunku zaten tum gozler size donmustur, osuruk yoluna gitmissinizdir hem de bu olaydan sorumlu asil kisi kis kis gulerken...
moto gp ve turevi yarislarin izlenme rekorlari kirdigi ulke. ayrica 1900’lerin bir yerlerinde meydana gelen cumhuriyetciler ve kralcilar ic savasi ernest hemingway in canlar kimin icin caliyor adli romanina konu olmustur. gerilla savasi deyimi bu donemde ortaya bu millet tarafindan cikarilmistir (querilla).
kendisi su baba cumleyi kurmus sahistir: join me, together we will rule this galaxy.
tam boyle myidi hatirlamiyorum ama nedense saruman in su repligini hatirlatir bana hep: lord sauron, together we shall rule this middle earth.
tam boyle myidi hatirlamiyorum ama nedense saruman in su repligini hatirlatir bana hep: lord sauron, together we shall rule this middle earth.
kusursuz bir film oldugunu dusundugum ama sonunun bazi arkadaslar tarafindan anlatilmasiyla pek kasmadan izledigim filmdir kendisi. hic fikri olmayan ve spoiled olmayan birinin irkilerek seyredecegini dusunuyorum, siddetle izleyin diyorum, zira kaniniz donacak yapilanlari ve nedenini gorunce..
kingdom of heaven filminin bas rol oyuncusu. keske baskasi oynasaymis dedirtti bana...kendisi komedi filmi cevirse daha iyi olur, bu suratla ancak romantik komedi tarzi seylerde kalici olur cunku legolas hali disinda bizi savasci oldugubna inandiramiyor.
bu yil ilk yarisini kosan pist tuzla ya bagli akfirat beldesinin sinirlarinda kaliyor.
mimari: herman tilke
uzunlugu: 5, 378 km
genisligi: 14 ile 21,5 m arasinda
start finish duzlugu uzunlugu: 655,5 m
viraj sayisi: 6 sag 8 sol olmak uzere 14 viraj
tahmini max. hiz: 320, 6 km/s
en yuksek egim: yuzde 8,15
max. yukselti farki: 43 m
izleyici kapasitesi: 125.000 koltuklu, 50.000 cim alan, toplam 175.000
donus yonu: saat yonunun tersine
pistin toplam insaat alani: 75025 metrekare
21 agustos 2005 te takvimin 14. yarisi olarak macaristan gp sinden sonra kosulan 1. turkiye gp sine ev sahipligi yapti.
.
viraj isimleri:
1. michael schumacher
2. mika hakinken
3. alain prost
4. nigel mansell
5. ayrton sena
6. nelson piguet
7. niki lauda
8. mario andretti
9. james hunt
10. emerson fittipaldi
11. jackie stewart
12. graham hill
13. jim clark
14. juan manuel fangio
toplam tur: 58 tur uzerinden
yaris icinde atilan en hizli tur: juan pablo montoya 1dk 24.770s 39. turda.
yaris icinde ulasilan en yuksek surat: juan pablo montoya 330.3 km/s
siralamada ilk 5:
kimi raikkonen 1dk. 26.797s
giancarlo fisichella 1dk 27.039s
fernando alonso 1dk 27.057s
j.p.montoya 1dk 27.352s
jarno trulli 1dk 27.501s
yaris sonunda ilk 5:
kimi raikkonen: 1s 24dk 34.457s
fernando alonso: +18.609s
j.p.montoya: +19.635s
g.fisichella: +37.973s
jenson button: +39.304s
bu pistte kosulan ilk yaris kimi raikkonen nin kariyerinde elde ettigi 7. gp zaferidir. anasinin sutu gibi helaldir ustelik.
mimari: herman tilke
uzunlugu: 5, 378 km
genisligi: 14 ile 21,5 m arasinda
start finish duzlugu uzunlugu: 655,5 m
viraj sayisi: 6 sag 8 sol olmak uzere 14 viraj
tahmini max. hiz: 320, 6 km/s
en yuksek egim: yuzde 8,15
max. yukselti farki: 43 m
izleyici kapasitesi: 125.000 koltuklu, 50.000 cim alan, toplam 175.000
donus yonu: saat yonunun tersine
pistin toplam insaat alani: 75025 metrekare
21 agustos 2005 te takvimin 14. yarisi olarak macaristan gp sinden sonra kosulan 1. turkiye gp sine ev sahipligi yapti.
.
viraj isimleri:
1. michael schumacher
2. mika hakinken
3. alain prost
4. nigel mansell
5. ayrton sena
6. nelson piguet
7. niki lauda
8. mario andretti
9. james hunt
10. emerson fittipaldi
11. jackie stewart
12. graham hill
13. jim clark
14. juan manuel fangio
toplam tur: 58 tur uzerinden
yaris icinde atilan en hizli tur: juan pablo montoya 1dk 24.770s 39. turda.
yaris icinde ulasilan en yuksek surat: juan pablo montoya 330.3 km/s
siralamada ilk 5:
kimi raikkonen 1dk. 26.797s
giancarlo fisichella 1dk 27.039s
fernando alonso 1dk 27.057s
j.p.montoya 1dk 27.352s
jarno trulli 1dk 27.501s
yaris sonunda ilk 5:
kimi raikkonen: 1s 24dk 34.457s
fernando alonso: +18.609s
j.p.montoya: +19.635s
g.fisichella: +37.973s
jenson button: +39.304s
bu pistte kosulan ilk yaris kimi raikkonen nin kariyerinde elde ettigi 7. gp zaferidir. anasinin sutu gibi helaldir ustelik.
2001 girisli f1 kisisi.dogum tarihi 17 ekim 1979.espoo finlandiyali. evli. 9 yaris birinciligi var. kac en hizli tur ve pol sahibi oldugunu hatirlamamakla birlikte bir ara kontrol etmekte fayda goruyorum.
kendisi bu yil pilotlar sampiyonasini 2. bitirmistir. 2003’te de 2. bitirmisti.
kendisini uzen araci da olmasa dunya sampiyonu da olacak ama seneye artik...
ayryca tam ady kimi matias raikkonen dir. ice man yani buz adam da derler ayrica bir ikinci lakabi the flying finn dir ki bu aslinda mika hakkinen in lakabiydi. netekim ucan finli lakabi 2005 japonya gp sinden sonra kendisine daha da bi yakisti. severiz zati alilerini.
kendisi bu yil pilotlar sampiyonasini 2. bitirmistir. 2003’te de 2. bitirmisti.
kendisini uzen araci da olmasa dunya sampiyonu da olacak ama seneye artik...
ayryca tam ady kimi matias raikkonen dir. ice man yani buz adam da derler ayrica bir ikinci lakabi the flying finn dir ki bu aslinda mika hakkinen in lakabiydi. netekim ucan finli lakabi 2005 japonya gp sinden sonra kendisine daha da bi yakisti. severiz zati alilerini.
kendileri onceleri death metal gibi bir seyler yaparken sonradan biraz yumusamislar ve boyle yaparak cok da iyi etmislerdir. benim hatirladigim kadariyla amok, frozen, crimson, the cold white light albumlari vardi bu arkadaslarin.
en dinlenilesi sarkilari soyle siralanabilir: no one there, dead moon rising, killing me killing you, blood and tears, no more beating as one, home in despair, cross my heart and hope to die...
kendileri ne yazik ki son albumlari the funeraldan sonra dagilmistir.
en dinlenilesi sarkilari soyle siralanabilir: no one there, dead moon rising, killing me killing you, blood and tears, no more beating as one, home in despair, cross my heart and hope to die...
kendileri ne yazik ki son albumlari the funeraldan sonra dagilmistir.
eskiden "tapilasi gruplar" listemin ilk sirasinda olan ama matt barlowun gidisiyle formdan acayip dusen grup.
kendilerinin birth of the wicked ve horror show albumlarini siddetle oneririm.
something wicked comes this way ve damien adli sarkilari torenseldir.
kendilerinin birth of the wicked ve horror show albumlarini siddetle oneririm.
something wicked comes this way ve damien adli sarkilari torenseldir.
comez oldugunu unutup baslik acmaya yeltenen ama karsinda "caylak" basligi altinda dizilmis entryleri gorunce makus talihine kusup bu basliga entry giren sahis...yani ben!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?