tanju okan, nilfüer ve modern folk üçlüsü nün seslendirdiği 1976 senesine ait bir parça.
son ışıkları yüzünde yansıyan
yok olup giden bir ateşin
alevi değil miydi kalbimi ısıtan
aşk denen o parlak güneşin
işte seyredin gördün sonlarını
hani aşk herşeye kadirdi
sevenler mutlu olurdu
ne günahları vardı bu gençlerin
şu dünya kurulalı beri
kim ayırdı sevenleri
biz evet evet evet biz kendimiz
elini değdir birden durdu zaman
ellerin volkan gibi sıcaktı
ya beni ilk kez tutup öptüğün an
sanki o anda kalbim duracak, duracaktı
işte seyredin gördün sonlarını
hani aşk herşeye kadirdi
sevenler mutlu olurdu
ne günahları vardı bu gençlerin
şu dünya kurulalı beri
kim ayırdı sevenleri
biz evet evet evet biz kendimiz
kabahat mi bu seni seviyorsam
her zaman yanımda istiyorsam
nasıl suç olur seni özlüyorsam
kim önceden yazmış yarını yarını
işte seyredin gördün sonlarını
hani aşk herşeye kadirdi
sevenler mutlu olurdu
ne günahları vardı bu gençlerin
şu dünya kurulalı beri
kim ayırdı sevenleri
biz evet evet evet biz kendimiz
işte seyredin görün sonumuzu
hani aşk herşeyden öndeydi
ne günahımız vardı siz söyleyin
kim ayırdı sevgilileri sevenleri
keçiyle gogol bordello nun solistini çiftleştirince ortaya çıkan insan örneği. ikisine de çok benziyor.
türkiye de siyasetin isimlerde, küçük kelime oyunlarında gizli olduğu yanılgısının 60 yıldır öğrenilemediğinin kanıtıdır. ne oldu; "halk" eklendi, halkçı olduk şimdi biz. 6 oktan birisini yıllardan beridir layıkıyla yerine getiremeyen chp ye duyurulur, bak dsp ye, adını değiştirdi bir "halk" ekledi araya, oldu sana halkçı. sen; yıllardır debelen dur, olamadın hala, muhalefet olmak üzerine yapıştı o dürüst ama pasif başkanın yüzünden.
aslında ne dsp ye ne chp ye kızmakta fayda var. devekuşunun kafasını kuma sokması gibi bir şey işte bu. demokratik denilince demokrat olunuyor ya da halk partisi denilince halkın partisi olunuyor sanılıyor. türkiye ne cahil cüheyla siyasetçiler yetiştirmiş ki yıllardan beridir bunu bir türlü anlayamadılar. kabahat tüm türkiye nin.
aslında ne dsp ye ne chp ye kızmakta fayda var. devekuşunun kafasını kuma sokması gibi bir şey işte bu. demokratik denilince demokrat olunuyor ya da halk partisi denilince halkın partisi olunuyor sanılıyor. türkiye ne cahil cüheyla siyasetçiler yetiştirmiş ki yıllardan beridir bunu bir türlü anlayamadılar. kabahat tüm türkiye nin.
"öpüştüğüm kadınların ağzı kokardı." diye bir demeç vermiş kendisi. "sorduk mu?" demesi geliyor insanın içinden. allah akıl fikir versin.
kanaatkar olmak demektir. kimisi günü kurtarmak olarak da niteler.
kendisi karagümrüklüyüm diye övünür belki ama, bilenler bilir, karagümrüklüler pek sevmezler kendisini.
bu adnan şenses tarafından, rahmetli olmuş olan sanat güneşi mizin arkasından, ortaya atılan iddiadır. ne kadar doğru olduğunu nasıl olsa asla öğrenemeyeceğiz, konuş adnan baba. kendi iddiası, zeki müren sahne almasına engel olmak için türlü insanları alet ederek adnan şenses i sarhoş edip uygunsuz pozlarını basına yayarak şöhretini lekelemek istiyormuş. fakat olay gerçekleşmemiş; yine iddiası üzere, ateşböceği ercan ın kendisini uyarmasıyla, zeki müren in gönderdiği "tecavüz timi"ni etkisiz hale getirmiş. e yani, şimdi koskoca adnan şenses, etkisiz hale getiremedim, malesef başarılı oldular mı deseydi, kaldı ki der mi; bu yaşına gelmiş adam erkekliğe leke sürdürür mü? lütfen, türk basınını aklı selime davet ediyorum. böyle karalama kampanyalarına çanak tutmayınız, çaptan düşenlerin, asla ulaşamayacakları insanlara, özellikle de türkiye nin sanat güneşi ne böylesine ahlaksızca saldırmasına imkan vermeyiniz.
"haydi beni dansa kaldır, kaldıramazsan kaldırırlar, gülüm" diye bir şarkı sözünü anımsatan başlıktır. türkiye ne zorlu günler atlatmış şuraya bakınız. dayanıklı milletiz vesselam.
(bkz: kaynanatör)
brezilya nın en tapon karılarını getirmiş altay getire getire, parası ona yetmiş demek ki.
ilkokulda sıkça yapılan şeylerden biridir. taksicilik yaparken kalem kutunuz direksiyonunuz olur, arkadaki yolcu da, önlükteki neden orada olduğuna hiç anlam veremediğim, düğmeyle dikili kumaş parçasına tutunur, tam gaz bahçeyi turlarsınız. enerji fazlalığının dışa vurumu diyelim.
(bkz: 3 korner 1 penaltı)
(bkz: eliyle tuttu)
(bkz: çizgiden girdi)
(bkz: adamın devam etti)
tenefüslerde sucuk gibi olana kadar oynanır, sonra okul bitiminde servisler kalkana kadar bi 20 dakikalık ekstra maç yapılır, sonra ağzına sıçılan ayakkabılar anneden gizlenir. kutu kolayla maç yapmanın esasları budur. ayakkabının içine edilir fakat o maçı yapmış olmanın verdiği keyif, paha biçilemezdir.
ayak barnahlarının aralarıyla oynaya oynaya çizgi film izlemek.
not : yüzde salak gülümseme olacak ama bir de.
not : yüzde salak gülümseme olacak ama bir de.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?