tasarimharikasi

ilkelerinden uzaklaştıkça; memleketin cehenneme dönmesi kaçınılmaz bir şekilde gerçekleşiyor.

son zamanlarda tadının değiştiğini düşündüğüm besinlerden. gdo bir hayli etkilemiş bu güzide hayvancağızları.

belki de tavuk diye at yiyoruzdur. şekil olarak bile tuhaf arkadaş.

hırsız olduğu içindir. ne de olsa kalbimizi çalmadı mı? seni hınzır.

her meleğin bir kanadı ile diğeri arasındaki mesafe, asya ile avrupa arasındaki yüzölçümüne tekabül eder.

kirli bir savaşın, bilmem kaçıncı halkasının türkiye halkına sokulması için yaratılan patlamadır.

bu savaşı meşrulaştırmak, şehirlerimizi güvenden uzak tutmaktan geçmektedir. bin yıllardır barışın, kardeşliğin manifestosunu yazıp insanlığa armağan etmiş antakya için kara gündür, yastan da öte evrensel bir tepkinin harekete geçmesi gerekir.

ama biz bunu yapmayacağız tabii ki. yarın cuma. yaşar nuri hoca ile saba tümer ayetlere bakıp kakara kikiri ile günü öldürecekler. diğer kanallar ise yayın yasağı kalkmasına rağmen otosansürü devreye sokarak patronlarına ve sıcak paraya şirin gözükme rollerini kusursuz oynayacaklar.

bir kısmı cumaya gidip 23435. sevap pointini hanesine yazdıracak.

geri kalanımız da sefaletin getirdiği "ayranı yok içmeye tahteravanla gider abd’ye" dizisinin en heyecanlı sahnelerini izlemekle meşgul olacağız.

hatay ağlamış mı, analar bağrına taş basmış mı sikimizde olmayacak.

bence hepimiz ölelim olm.

türk ve ermeni halklarının bunca zamandır gelmeye uğraştığı ortak noktayı ortaya koyan iddiadır.

aradan yüz koca yıl geçmiş, gelinen nokta ne? "soykırım mı değil mi?"

şu noktadan sonra yaşanan trajediyi belgelesen ne yazar belgelemesen ne..?

ortada büyük bir kıyım var, katliam var; her şeyden önemlisi savaş yılları... abdülhamit’in başındaki cihan devleti kuruyor hamidiye alaylarını, sürüyor ermeni çetelerin/halkın üstüne. kadın çoluk çocuk demeden katliamın halkaları büyük bir zincir oluşturuyor. rusların örgütlediği ermeni çeteleriyse kürt-türk ve müslüman halkı katlediyor. anadolu’da yüzlerce yıl bir arada yaşayan halklar; savaşta, kimliklerini, insanlıklarını unutuyorlar. bizim elimizde kalansa; emperyalizm denen olgunun ne olduğu... işte bu.

varsınlar buna soykırım demesinler. ya da desinler. birbirini öldüren halklar üzerinden "türkler böyle faşo", "çok afedersiniz ermeni, rum" diye birbirimizi fişleyelim. genellemenin devri devranına tur üstüne tur bindirelim.

katliamları, soykırımı devletlerin yapacağı ve örgütleyeceği gerçeğini hep bir kenara bırakıp mazlumlar üzerinden birbirimizin üstünü çizelim. ağız dolusunca küfür edelim.

20 ocak geldiğinde hocalı’yı analım "ermeniler gebersin" diyelim; 24 ocak geldiğinde de tüm türk dünyasını hedef alıp "faşik türkler" diyelim, orgazm olalım.

aman yüzleşmeyelim hiçbir şeyle. elimize çöp battığında dahi milli duygular üzerinden aforizmalar devşirelim, edebi metinler terk destanlar uyduralım.

hayat bize güzel vallahi lan.

kürtleri ve kürt siyasal hareketini dinamitlemekten başka vasfı olmayan kontrgerilla artığı ruh hastası birinin mesajıdır.

yaptığı son açıklamayla "helal olsun ablama" dedirtmiştir.

istisnasız her gün filmleri dönen bir sanatçının yüzünün eskimesi de mümkün değildir ayrıca.

kürt meselesiyle ilgili gündeme gelmek istiyorsanız ibrahim tatlıses gibi "biz kürdüz" diye şarkı yaparsınız; belki yardımcı olur.

gruda’nın söyledikleri, bu zamana kadar samimiyetsiz bir duruşla pisliği halının altına süpürenlere ibret olmalıdır.

yüz binlerce kişinin seyrettiği bir filme en kötü ya da en iyi oyu verilmesinin saçma olduğu filmdir.

bir allah’ın kulu da yönelimlerimizin nereye gittiğini sorgulasa ya...

ben çocukken de iktidarı ve yağdanlıklarını itin götüne sokuyordu şimdi de sokuyor. adamın çizgisinde hiç değişiklik olmadı.

şimdi sallıyorlar ya bol keseden "çok katı ulusalcı atatürkçü :(" diye. ee ne oldu ulusalcı olduysa? dün fatih altaylı’nın ne kadar çirkef olabileceğini, seri konuşmasının getirdiği "olayları birbirine karıştırıp konuyu saptırma" numarasının bi halta yaramadığını görünce levent kırca’ya hak verdim. bu sıradan bir "göt etme" olayı değildir dostlar.

medyada uzun zamandır karşıt görüşlere söz hakkı verilmemesine, "kırmızı çizgiler"in aşılacağının anlaşılmasının ardından muhalif kişinin sözünün "reklama giriyoruz :(" "ama herkes biliyor bunları zaten :(" saçmalığıyla kesilmesine karşı atılmış muazzam bir tokattır. orada levent kırca’nın neye inandığı hangi ideolojiye mensup olduğu benim sikimde değil. o tokadı attı ya, helal olsun dedim.

fatih altaylı "adınız ne" diye sorsa "muş" diyeceklerin levent kırca’ya bok atması da ayrı bi ironi lan.

gelirse türk futbolu’nun çıtasını hagi ve sergen’den sonra bambaşka bir yüksekliğe çıkaracak oyuncudur.

hesap işletim ücreti hakikaten illettir, kepazeliktir. ancak bu kurnazlık bir anlamda bankaların varoluşunun, özellikle ülkemizdeki bankaların yurtdışındakilerden farkının özeti niteliğindedir.

yurtışında teker teker batıp, el değiştiren bankalar, ülkemizde ayrı ayrı zibilyon tane şubesiyle bu kepazeliği sergilemektedir.

buna sebep olan da; ekonomik çarkı, oturmaktan aşure kazanına dönmüş götleriyle döndürmeye çalışan haşmetlülerimizdir. allah onları davul etsin sevgili bilgiç.

eskisi kadar güzel maçlar olmasını umarak kurduğum oda. buyrunuz efen’im...

http://www.haxball.com/?roomid=76c4bedc71c9ab18d346c7ef0b4b05ca57e3c59c1fecb3a1ab1525a9a896d1a6

ismail abi’nin "her şeyi salla ama çayı demle hacı" sözüyle klasikleşen çay türüdür. ötekiler çay mıdır, bulaşık suyu mudur artık takdir sizin.

kupa bardağın yanında bir hiçtir.

kabineden herhangi bir bakanın ’güzel öldüler’ demek için hünkarından icazet beklediği faciadır.

tüy dikmenin bir başka halidir.

hayır tepedeki elit zümre seninki de dahil 22 ülkeyi silip atacaklar haritadan. hala "apo meclise girecek mi" "ev hapsi olacak mı" gibi sikindirik gündemlerle boğuşuyoruz.

mesele keşke bu kadar basit olsa ve barış hakikaten inananların dil dökmesiyle gelseydi.

ama kürtler de türkler de çok acı çekecek. çünkü tepedeki kevaşe ruhlu piçiriklerin istediği tek şey bu. kaos.

bugün kaza geçirmiştir. otomobili bursa orhaneli’de karda kayarak şarampole yuvarlanmıştır, geçmiş olsun.

olayın trajikomik yanı kaza hakkında soru soran gazetecilere "asıl memleket şarampole yuvarlandı" demesidir. bu durumdan bile mizah çıkarmaya çalıştın ya amca, ne diyim.

şayet haxball oynuyorsanız sizi kanser edecek eylemdir.

ankara’da muhtemelen kar yağacağından, sonrasında tipiye döneceğinden ve istanbul’a gelme durumum da bahara sarktığından "gidin eğlenin bana ne amk" dediğim zirvedir.