aslında anlaşıldığı zannedilen ama neden olduğu bilinmeyecek olan entryler dizisi. bazıları şarışın severin unutulduğu anlardan birisi.
namuslarıyla para kazanan beden işcileri.
bir zamanlar şu öğrenciler olmasaydı milli eğitim bakanlığını çok iyi yönetebilirdik diyen bakanların olduğu güzel ülkemde devletlerin bile kolaylıkla içinden çıkamadığı eğitim sorununu gönüllü muhabbet fedaileri denilen bir grup genç insan sayesinde nasıl olabileceğini uygulamalı olarak gösteren, tek idealinin türkiye cumhuriyetinin dünyadaki süper güçlerin başında olduğu bir hale getirmek olan; bunu yaparkende geçmişten gelen örf,adet, ahlaki yapımızı kaybetmeden başarmaya çalışan;arap islamına karşı türk islam senteziyle yola çıkarak islamın bir hoşgörü dini olduğunu yaptırdığı toplantılarla bütün dünyaya duyuran, kendine yapılan bütün saldırılara rağmen insanlara hoşgörüyü aşılamaya çalışan emekli imam. belki cia ajanıdır belkide hiçbirşey ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz ata sözüne inat söyledikleriyle yaptıkları hiçbirşekilde çelişmeyen; tanımayanların, tanımak istemeyenlerin, dini bilmeyenlerin korktuğu kişi. ayrıca kendi adıyla anılan cemaati çok büyük bir maddi manevi güce ulaştığı için çıkarcı çakallarla dolan ve sanırım kendisinin de bu durumun farkında olan ama hiç bir şey yapamayan kişi. kendisini tanımayanlar da bu çakalları görüp acımasızca eleştirdikleri emekli vaiz-imam.
tamamen yanlış bilgi mahsulu bir sorun. trenin kaza yapmasının sebebi alt yapı eksikliğinden değil makinist hatasındandır. inanmayanlar saatte 80 km lik hızla dönebilecekleri keskin bir virajı 140 km hızla dönmeyi denesinler hayatta kalırlarsa tekrar bu olayı tartışırız.
hani yağmurlar yağıyordu sokaklarına bu şehrin, hani üşümüştü minicik burnun, hani sen sıcacık bir fincan kahve gibi ıstıyodun konoştukça içimi ve gözlerim gözlerini görünce ölene dek sürecek bir yemin etti çığlık çğılığa...
gerçekler her zaman acıtır. istenmese de gerçeğin 4 s kuralı na göre kabul edilmesidir.
bunu orgazm sigarasından ayıran yaşanılan çok güzel anların yüreğinizden bir meltem serinliğinde geçmesiyle oluşan sigara efkar hasret birlikteliğidir.
hegomanizmanın zirve noktasıdır kendisi. ben sanki başkasının düşüncesine göre şekillendirmek zorundayım yazdıklarımı. küçükken mahallede maç yapmak istediğimizde topun sahibi olan çocuğun maçın en zevkli anında topunu alıp gitme şımarıklılığıyla eşdeğer davranış şekli.
uzaktan da olsa uğrunda ölmeye bile razı olduğunuz eski ama eskimeyen sevgilinizin uzaktanda olsa gülümsemeseni gördüğünüzde yüreğinizin ağzınızdan çıkacakmış gibi kabarmasına mütakip bir kaç damla gözyaşıyla...
bir su bardağından beş kişi su içebilirken çay bardaklarını asla kimseyle paylaşmazlar.birde hakkını ara dersin adama o da gider hakkımı arıyorum diye kendisine haksızlık yapanın suratını dağıtır.
cips yedikten sonra parmaklarınızı yalatabilecek bie sevgili bulursanız ne mutlu size.
yani tam evlenilecek kadın... hayatta çok iyi bir dostu da ben ekleyeyim.
yazdığım entrim silindiğini görüğümde bilgisayarımda çalan ferhat göcer in gidemem şarkısı... ifatardan sonra içilecek olan sigaranın törenle paketten seçilmsiyle sonlanır.
bayanların başlarını örtmek için kullandıkları bir eşarp türü. yaklaşık 20-25 sene süren ve hala çözülememiş başörtüsü yasağının baş kahramanı. bir metrekareye yakın bir alanı olan ve bazı zihniyetlerin beyinlerinin alamadığı kadar geniş bir anlam taşıyan bez parçası. demokratik bir ülke olduğumuzu, laik olduğumuzu savunup fasist dayatmalarla insanları inandıkları gibi yaşamak ya da okula gitmek, çalışmak gibi hakları arasında seçim yapmaya zorlanmalarına sebep olan dünyanın en pahalı kumaşı. bazı siyasilerin hırsları yüzünden ettikleri sözlerle siyasi simge sayılmaya başlanan zavallı bez parçası.
çırılçıplak bir hüzün şimdilerde yokluğun, şakaklarımdan bir ter damlası olup akan; parmaklarım en mahrem yerlerinde gezinirken gecenin sensizliğe bürünmüş sessizlik yağlı bir urganolup boğuyor umutlarımı ve ben sevdanın gözlerinde kaybediyorum bütün benliğimi...
özellikle sivasta bitirim tipler tarafından çok kullanılan bir kelime.
sivasta, hz. muhammed in(sav) sancaktarı olan abdulvahabi gazi hazretlerinin türbesinin bulunduğu bütün şehre hakim mezarlarla dolu tepe. ayrıca türbenin duvarına taş yapıştırıldıgında orda kalırrsa dileklerin kabül olduguna dair saçma bir inanış vardır.
hamedan yakınlarındaki burucird şehrinden olan muzaffer burucerdi tarafından pozitif bilimlerin okutulması amacıyla 1271 yılında yaptırılmıştır. medresenin taç kapısı üzerinde arapca "ilim talep etmek her müslümana farzdır." hadisi dört bölüm halinde kabartma olarak yazmaktadır. ana eyvanın cephesinde sağ alt köşeden başlayarak tüm cepheyi dolanan ve sol alt tarafta son bulan ayetel kürsi labartma olarak sülüs hatla yazılmıştır.
sistemi cevreden ayıran gercek veya hayali yüzeylere sınır denir. sistem sınırları sabit veya hareketli olabilir. matematiksel acıdan, sınırın kalınlığı sıfırdır., bu nedenle de kütlesi ve hacmi yoktur.
belirli bir kütleyi veya uzayın incelenmek üzere ayrılan bir bölgesini belirtmek çin kullanılan kelimedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?