confessions

seyhmerat

- Yazar -

  1. toplam entry 4809
  2. takipçi 1
  3. puan 98348

beni tutmayın

seyhmerat
yusuf hayaloğlu’nun duygusal başlayıp siyasi bitirdiği mükemmel şiiri. çok sağlam bir şiiri adamı gaza getirip olay çıkartır...

yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım.
ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle.
üstelik biz bunu bir ömür boyu sürüp gider sanmıştık.
beni tutma öyle sahnelere gelemem, beni tutma çok kötü yanılırsın.
yıllardır öyle biriktim, öyle gerildim ki,topyekün boşalır toz olur dağılırsın.

sen benim en ince dilimde türkümü çaldın
sen benim en ücra duygularımı talan ederek beslendin
her şeyin merkezi sendin ve her şey senin etrafında dönerdi.
bar köşelerinde tükenip kaldırımlarda ararken kendimi, gelip sana sığınırdım.,umutlarım bir kez daha sönerdi.

beni tutma şantajlara boyun eğmem.
beni tutma hırsımdan çatlarım.
yıllardır öyle sabrettim öyle doldum ki,
şimdi yanardağlar gibi birden patlarım.

bir yavru serçe hayata bağlanır gibi ağzım açık bağlandım sana,
bir topal karınca yuvasına yaklaşır gibi, titredim ve heyecanlandım,
bu akşam çekip gitme adına bütün ömrümü ve seni sildim.
bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda zavallı bir figürandın sadece, anlatamam
kumlara yazılmış sözcükler kadar kısacıktı ümidim.
ve anladım ki bir takım şeyleri ben ilk dalgada yitirmişim.

beni tutma ben senin dizlerine çökemem
beni tutma ellerinde kalırım, kırılırım

yıllardır öyle daraldım öyle bunaldım ki;
şimdi bir saniye bile oyalarsan çıldırırım.
sen, kalbimi emanet edecek kadar güvendiğim, dost bildiğim.
sen, bir lokmayı bile hazmedemeyip birlikte yediğim.
yatalak olsan altına yapsan bile iğrenmeden, alırdım dediğin
bu nasıl insanlıkmış, bu nasıl arkadaşlıkmış, bu nasıl vefaymış
bu nasıl acıymış ulan bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa

beni tutma gazabım yakar ellerini, beni tutma hurdahaş olursun.
yıllardır öyle kırıldım, öyle küstüm ki,bir ah ederim kaskatı kesilir taş olursun.

ben şimdi gözüne sokuyorum dünyaya,ama sen körsün ısrarla görmüyorsun
ben şimdi beynine sokuyorum hayatı, bir türlü algılamak istemiyorsun.
hala o aptal köşende oturup, beni öngörülerinle yargılamak ne kolaymış.
peki! gördüklerimi gördün, yaşadıklarımı yaşadın mı sen!
peki devrik heykellerin önünde düşsüz yanılgıları o yüce gururlarıyla ,
yoksul fakat dürüst bir mızrak gibi dimdik duranların acısını yaşadın mı sen!
beni tutma gömleğim kan içinde, beni tutma darmadağın olursun
yıllardır öyle çok yedim öyle çok doydum ki
şimdi bir tükürürüm havan bozulur rezil olursun

ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler
ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler,
herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler
ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar.
ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar
ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler
ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler, ibneler

beni tutmayın ulan burama geldi dayandı.
beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı
yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki
ulan bir şarjöre diz çöktürürüm alayinizi!.......

ilhan selçuk

seyhmerat
http://www.ikincicumhuriyet.org/arsiv/arsiv6121.htm

aşikâr ve pişekâr...

’ikinci cumhuriyetçi’ lerin kulakları çınlasın..
türkiye’de iki cumhuriyet var..
birincisi türkiye cumhuriyeti..
ikincisi cumhuriyet gazetesi..
bu ikisi yazgı birliğinde ortaktırlar..
yazgı birliği nerede başladı?..
**
elinizde tuttuğunuz gazetenin kurucusu yunus nadi , 29 ekim 1923’te ankara’da büyük millet meclisi’nde kürsüye çıktı...
ve cumhuriyet’i ilan etti...
ama, salt cumhuriyet yeterli miydi?..
bugün iran’da cumhuriyet rejimi geçerli..
yeterli mi?..
iran’da seçim var..
yeterli mi?..
komşumuz iran’da hem cumhuriyet rejimi sürüyor, hem seçimler yapılıyor..
ama iran’da demokrasi yok.. ülkeye karanlık bir ortaçağ rejimi egemen...
**
yunus nadi ankara’da meclis kürsüsünden cumhuriyet’i ilan etmişti; ama, yetmiyordu, çünkü istanbul’da halife vardı, ülkede şeriata dayalı hukuk geçerliydi..
bu durumda ne cumhuriyet gerçek cumhuriyet olabilirdi..
ne de ülke demokrasiye açılabilirdi..
kadını şeriat üzre ikinci sınıf insan sayan bir ülkede demokrasinin d’sini ara ki bulasın...
istanbul’daki medya -o zaman basın- ise çoğunlukla mütareke artığıydı ve hilafetin yanında yer alıyordu..
mustafa kemal , yunus nadi’ye,
- çocuk, dedi, istanbul’a git, cumhuriyet gazetesini çıkar!..
yazgı birliği böylece gerçekleşti..
**
türkiye cumhuriyeti’nin bugün içine düştüğü durumda cumhuriyet gazetesi kendi tarihine ve varoluşuna sadık kalabilmek için gereken savaşımını yürütüyor...
bizim iki kırmızı çizgimiz var:
laik cumhuriyet..
bölünmezlik..
halkımızın büyük çoğunluğunun bu iki kırmızı çizgiyi savunmakta kararlı olduğuna inanıyoruz..
ama bir de medya var..
bu medyada doğan grubu’nun cumhuriyet gazetesine bir savaş açtığı da görülüyor..
neden?..
**
önümüzdeki günlerde bu neden sorusunun nedenlerini açıklamak ve sergilemek kararındayız..
türkiye’de iki cumhuriyet var..
birincisi türkiye cumhuriyeti..
ikincisi cumhuriyet gazetesi..
birinci cumhuriyet’in defterini dürmek isteyen güçler, doğan medya grubu’nu cumhuriyet gazetesinin üstüne saldırtmışlardır...
cumhuriyet böyle saldırılara pabuç bırakacak bir gazete değildir...
türkiye cumhuriyeti’nin bugün tehdit altında olduğunu bilmeyen ve görmeyen yok!..
iki kırmızı çizgiyi çiğnemek isteyenler meydanda...
cumhuriyet’e saldırının nedeni aşikâr...
biz bu aşikârın pişekârlarını sergileyeceğiz.



ülkücü

seyhmerat
maalesef ki milliyetçiliği kendilerine mal edip halkımızın büyük bir kesiminin milliyetçiliğe şüpheyle bakmasına sebep olmuş magandamsı, kromsu, ezikimsi insanlar şekli.
18 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol