ord. profösör. demokrat partiye yakınlığıyla bilinen yazar, aynı zamanda milletvekilliği de yapmış, 27 mayıs darbesine karşı şiddetli eleştirileri yüzünden tutuklanmış, serbest kalınca isviçreye giderek burada 27 mayıs ihtilali ve sebepleri adlı kitabı fransızca olarak yazmış. dili kötü, siyasi analizleri çok daha kötüdür
cep partner denen meretin sonuçlarındandır.
bilgi üniversitesinin şişli civarındaki kuştepede bulunan kampüsü. tezatlıklar abidesi, son model arabalarınıi mahallenin bıçkın değnekçilerine bırakan tiky kızları izlemesi zevklidir, kimi zaman
bütün eserleri evrensel yayıncılıktan çıkan şair. mükemmel bir anlatım gücüne, dilinin sadeliği eklenince, bir de salın proleterya deyince.. okudukça okuyası geliyor insanın
(bkz: kirtim kirt)
(bkz: başlangıç)
not: bahsedilen kitabı kitapçılarda(d&r vs.) bulmak zor. d&r çalışanları böyle bir şairin varlığından da habersiz
(bkz: kirtim kirt)
(bkz: başlangıç)
not: bahsedilen kitabı kitapçılarda(d&r vs.) bulmak zor. d&r çalışanları böyle bir şairin varlığından da habersiz
(bkz: koşarak kaçmak)
sol framee bakıldığında farkını ortaya koyan sözlük. 21 sayfalık bir başlık sırası sabahın köründe duruyor orada
fuarların birini basan ülkücüler incil dağıttıkları gerekçesiyle bir eylem girişiminde bulunmuşlardı. misyoner bunlar efendim, asmak lazım, kesmek lazım
kemalist ideolojiyi, kuruluş felsefelerini hatta misak-ı milliyi tartışmaya açan, liberal-avrupa birlikçi bir yazar çizer tayfası. web sitelerinde de ekşi sözlükün kendileriyle ilgili yorumlarına yer veriyorlar
meydanlarda elinde urganla gezme icadından sonra, daha bir yumuşatılmış haliyle devlet bahçeli. ayrıca abd stratejik ortaklarıymış, beraber asacaklarmış
-sınav kolay olunca puanlar zıplıyor, sonra 4 kişiden biri öss birincisi oluyor(muş)
(bkz: atma recep din kardeşiyiz)
(bkz: atma recep din kardeşiyiz)
dört nala gelip uzak asyadan
akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim
bilekler kan içinde
dişler kenetli
ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak
bu cehennem, bu cennet bizim
kapansın el kapıları
bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
bu davet bizim
yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
bu hasret bizim
(bkz: nazım hikmet)
kendi arkasına da kişilik bindirmiş gibi duruyor, olmazsa yazım hatası deriz. yine de yer belirten zarf ihtiyacı gözlerden kaçmıyor
eğer kahve sadeyse gırtlağı pek bir güzel yapar, o yüzdendir ki en azından sabahları kahveyi kremasıyla içmekte bilimum yarar vardır
anthony storr adlı yazar-psikiyatr kişinin yazmış olduğu, guruların örneklerle anlatıldığı kitap
iç savaşta faşist francoya karşı kurulan uluslararası birliklerin mücadelesini anlatır.
bir koridor gibi çın çın öten daracık sokaktan ayaklarını vura vura uluslararası birlikler geçiyordu.
kimler yoktu ki aralarında?
uzun saçlı aydınlar, inatçı komünistler, nietzsche bıyıklarıyla yaşlı, sovyet filimlerindeki jönleri andıran yüzleriyle genç polonyalılar, kafası traşlı almanlar, cezayirliler, bunların arasına yalnışlıkla karışmış ispanyollar denebilecek italyanlar, hiç kimselere benzemeyen ingilizler, moris tores’e ya da moris şovalye’ye benzeyen fransızlar... hepsi de çelikleşmiş dimdik!
kışlalarına yaklaşıyorlardı ya, birden marş söylemeye başladılar. ve yeryüzünde ilk defa olarak savaş düzeninde yürüyen her ulustan karmakarışık bir sürü adam, enternasyonal’i bir ağızdan söylemiş oluyordu...
kimselere nasip olmayan böylesi bir kardeşleşmenin görkeminden titredi madrid. coşkuyla fısıldadı tek bir ağız gibi: "bizimle savaşmaya, bizimle ölmeye gelmişler!" onların dil sorunu yoktu, dünyayı yaratan ellerinden tanırlardı birbirlerini. no pasaran sır değildi onlar için. ve hangi dilde verilirse verilsin anlarlardı "hücum!" komutunu. yüzlerini bile görmedikleri ispanya işçi ve köylüleri için aynı kahramanlık ve sadelikte öldü onlar.
öldüler haykırarak! diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir! no pasaran!
proleterya partisi, savaşta en ön safta
beşinci alayı kurdu
savunmak için ispanya’yı
ispanya’nın çiçeği, en kırmızı çiçeği halkın
omuz omuza 4 taburla
dövüşüyor madrid sokaklarında
anacığım, anacığım
bak şuraya şarkılarla
yürüyor alayımız, yürüyor savaşa doğru,
yürüyor faşizme karşı!
no pasaran!
kimler yoktu ki aralarında?
uzun saçlı aydınlar, inatçı komünistler, nietzsche bıyıklarıyla yaşlı, sovyet filimlerindeki jönleri andıran yüzleriyle genç polonyalılar, kafası traşlı almanlar, cezayirliler, bunların arasına yalnışlıkla karışmış ispanyollar denebilecek italyanlar, hiç kimselere benzemeyen ingilizler, moris tores’e ya da moris şovalye’ye benzeyen fransızlar... hepsi de çelikleşmiş dimdik!
kışlalarına yaklaşıyorlardı ya, birden marş söylemeye başladılar. ve yeryüzünde ilk defa olarak savaş düzeninde yürüyen her ulustan karmakarışık bir sürü adam, enternasyonal’i bir ağızdan söylemiş oluyordu...
kimselere nasip olmayan böylesi bir kardeşleşmenin görkeminden titredi madrid. coşkuyla fısıldadı tek bir ağız gibi: "bizimle savaşmaya, bizimle ölmeye gelmişler!" onların dil sorunu yoktu, dünyayı yaratan ellerinden tanırlardı birbirlerini. no pasaran sır değildi onlar için. ve hangi dilde verilirse verilsin anlarlardı "hücum!" komutunu. yüzlerini bile görmedikleri ispanya işçi ve köylüleri için aynı kahramanlık ve sadelikte öldü onlar.
öldüler haykırarak! diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir! no pasaran!
proleterya partisi, savaşta en ön safta
beşinci alayı kurdu
savunmak için ispanya’yı
ispanya’nın çiçeği, en kırmızı çiçeği halkın
omuz omuza 4 taburla
dövüşüyor madrid sokaklarında
anacığım, anacığım
bak şuraya şarkılarla
yürüyor alayımız, yürüyor savaşa doğru,
yürüyor faşizme karşı!
no pasaran!
bir de pek bilinmeyen, tesadüfen bulduğum bir şiir kitabı vardır ki ismi jöleli şarkılardır. mezarlarınıza tüküreceğim romanının hiç istememesine rağmen uyarlandığı filmin galasında çocukluğundan beri yakasını bırakmayan kalp hastalığına yenik düşmüş, ölmeden önceki son sözleri de; (filmde amerikalı rolü oynayan fransızlar için) bunlar da amerikalı mı, hadi ordan gibi birşey olmuş. ırkçılığın baş düşmanlarındandır
sol, solun evrensel değerlerine sahip çıkar.
sol, eşitlikçidir.
sol, emekten yanadır.
sol, anti-emperyalisttir.
sol, yurtseverdir.
sol, şovenizme ve faşizme karşıdır.
sol, bütün ülkelerin işçilerinin birliğinden yanadır.
sol, her tür sömürü ve ayrımcılığa karşıdır.
sol, aydınlanmacıdır.
sol işbirlikçilerden, liberallerden, gericilerden hoşlanmadığını gizlemez. sol küba, venezuela, bolivya ve diğer ilerici iktidarlarla dayanışmayı bir görev olarak üstlenir. sol avrupa birliğine karşı mücadele etmeden solcu olunmayacağı ilkesiyle hareket eder. sol, türk ve kürtlerin birlikten başka çareleri olmadığını, birliğin emperyalizme karşı mücadelede pekişeceğini her fırsatta dile getirir.
sol taraflı bir gazetedir ama gerçeklerden hareket eder. sol taraflı bir gazetedir ama karalama, dedikodu ve hakaretten uzak durur. sol taraflı bir gazetedir ama işine gelmeyenlere gözünü kapatmaz.
sol her şeyi değil, ezilenler için önemli olan konuları, sermaye basınının gizlediği ya da çarpıttığı olayları gündeme getirir.
sol, soldan bakmak isteyenlerin gözü, kulağı, sesi ve kalemidir.
sol, dünyanın ve türkiyenin aydınlık geleceği için emeğini, yüreğini, yaşamını koyanların kürsüsüdür.
(bkz: www.sol.org.tr)
sol, eşitlikçidir.
sol, emekten yanadır.
sol, anti-emperyalisttir.
sol, yurtseverdir.
sol, şovenizme ve faşizme karşıdır.
sol, bütün ülkelerin işçilerinin birliğinden yanadır.
sol, her tür sömürü ve ayrımcılığa karşıdır.
sol, aydınlanmacıdır.
sol işbirlikçilerden, liberallerden, gericilerden hoşlanmadığını gizlemez. sol küba, venezuela, bolivya ve diğer ilerici iktidarlarla dayanışmayı bir görev olarak üstlenir. sol avrupa birliğine karşı mücadele etmeden solcu olunmayacağı ilkesiyle hareket eder. sol, türk ve kürtlerin birlikten başka çareleri olmadığını, birliğin emperyalizme karşı mücadelede pekişeceğini her fırsatta dile getirir.
sol taraflı bir gazetedir ama gerçeklerden hareket eder. sol taraflı bir gazetedir ama karalama, dedikodu ve hakaretten uzak durur. sol taraflı bir gazetedir ama işine gelmeyenlere gözünü kapatmaz.
sol her şeyi değil, ezilenler için önemli olan konuları, sermaye basınının gizlediği ya da çarpıttığı olayları gündeme getirir.
sol, soldan bakmak isteyenlerin gözü, kulağı, sesi ve kalemidir.
sol, dünyanın ve türkiyenin aydınlık geleceği için emeğini, yüreğini, yaşamını koyanların kürsüsüdür.
(bkz: www.sol.org.tr)
insan kendini yaratır
(bkz: karl marx)
(bkz: karl marx)
haber portallarının son dönem modası, eğer manken-sanatçı hatun kişinin isminin geçmesine yetecek bir haber varsa, önce manşetten verilir, arkasından foto-galerisine yönlendirilir. internet haberciliği böyle bir şey sanırım
(bkz: arka sayfa güzelleri)
(bkz: arka sayfa güzelleri)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?