jedinin entrysini okuyunca, olamayacağına dair kuvvetli bir hisse kapıldığım başlığım oldu birden bire.
gündemde vuku bulan olayları, özellikle ölenlerin, öldürülenlerin, suikaste kurban gitti denilenlerin, ardında kalanların biraz kritiğini yapmak için; birazcık bile olsa gırgır - şamata için; hadi hiçbişey olmasa da karşılıklı bişeyler içebilmek,yaza merhaba diyebilmek, tanışamadıklarımızla tanışabilmek için buluşmak isteyen bilgicin arzulu,coşkulu entrysidir.
efendim 5. sezonun da sonuna gelmiş bulunmaktayız.sorular cevaplandı mı ? kesinlikle hayır.jacobu tanıttılar bize, çok güzel.peki ömrü tek bölümlük müydü ? ben hiç öyle düşünmüyorum. mutlaka kurtulacaktır. ılana ve diğerleri içeri girip birşeyler yapacaktır.çünkü jacobu tanıttılar herkesle nasıl temasa geçtiğini, nasıl dokunduğunu falan gördük de arkadaş kimdir bu jacob ne anlam ifade ediyor yine muamma. john locke kılığındaki adamın, heykelin altında jacob ile konuşan adam olduğunu gösteren bariz konuşmalar var; ancak, eğer öyleyse o adamın jacobun yaşadığı yeri bulmak için richard a neden ihtiyacı olduğunu anlayamıyoruz.çünkü nerede yaşadığını zaten biliyor olmalıydı.hiyeroglif yazılar bir yanda, adanın çıkışı denilen yerin tunus olması bir yanda, şahısların mitolojik bazı kimliklerle uyum gösteriyor olması bir yanda... ama senaristler -herşeyin bilimsel olarak açıklamasını yapacağız- demişlerdi, o bir yanda.
neredeyse 10 ay kadar daha bekleyeceğiz bu meseleyi.
neredeyse 10 ay kadar daha bekleyeceğiz bu meseleyi.
dinlerken götüm götüm korkutur bu şarkı beni.oh be bitti derken james kapının arkasındaki katil gibi çıkar.brrrr.
bugün bir iett yolculuğumda hemen önümdeki iki arkadaştan birisinin diğerine kullandığı kelimeler.şöyle ki :
+ismail,nolcak bu kızla bilemiyorum,ne edicem olum ben ?
-aga sizinki çok burning turning bi durum ya bilemedim şimdi.
tabi ben atka koltukta böyle bir kelimeyi ilk defa duymanın verdiği dumur ifademle kalakalıp anlamlandırmaya çalıştım.
burn: yanmak burning: yanıyor,yanan ya da konu kız olduğundan ateşli.
turn: dönmek turning: dönüyor,dönen ya da konu kız olduğunda dönme.
tabi sonra yanar-döner argosu aklıma gelince sırıtma ve sıahhaa sıahhaa sıahhaa.
+ismail,nolcak bu kızla bilemiyorum,ne edicem olum ben ?
-aga sizinki çok burning turning bi durum ya bilemedim şimdi.
tabi ben atka koltukta böyle bir kelimeyi ilk defa duymanın verdiği dumur ifademle kalakalıp anlamlandırmaya çalıştım.
burn: yanmak burning: yanıyor,yanan ya da konu kız olduğundan ateşli.
turn: dönmek turning: dönüyor,dönen ya da konu kız olduğunda dönme.
tabi sonra yanar-döner argosu aklıma gelince sırıtma ve sıahhaa sıahhaa sıahhaa.
fiyatları düşmüştür efenim. doya doya, tuzlaya tuzlaya, sözlüğe entry girerken zihni canlandırıcı olarak yiyebiliriz.
tozlanan, çamurlanan ya da herhangi bir şekilde kirlenen ayakkabılarını avuç içleriyle yahut pantolonunun paçalarına sürterek silmesi.öyle paçoz birisinden bahsetmiyorum. kaldı ki bir paçoz yapmaz bunu,umursamaz.
torrentlerden indirdiğim workprink çekimi ile izlediğim için pişman olduğum; x-men serisinin öncesi diye düzenlenmiş film.esas oğlanımız wolverine in abisini-anne ve babasını-hatta babası sandığı kişiyi filmde görebiliriz.her ne kadar devam filmi değilmiş gibi dursa da wolverine in serideki şanını kullanarak oluşturulmuş bariz bir devam filmidir.diğer hangi karakter için ayrı bir gösterim yapılabilirdi ki zaten.
(bkz: a tribute to the priest)
yakıt tasarrufu için yapılması saçma bir davranıştır zira camlar açık olduğunda yaşanan sirkülasyon, araca klimadan daha çok benzin harcatmaktadır.
(bkz: salim) denilen arkadaş * alow, aşkım susma ! demeye başladığı günden beri aradığım adamdır.
gelen gideni aratır denmemiş boşuna.
gerçi ismail yk gitmedi, ödül bile almış ama neyse.o da gülben ergenden iyidir.(bkz: al birini vur ötekine)
gelen gideni aratır denmemiş boşuna.
gerçi ismail yk gitmedi, ödül bile almış ama neyse.o da gülben ergenden iyidir.(bkz: al birini vur ötekine)
vücuttaki suyu inanılmaz şekilde düşürüyor.hoş, tüm alkoller aynı şeyi yapıyor da; insanın akciğerini kurutur bu meret.
gecenin şerefine açılan bir şişecik absolut orange efenim.
karıştırmadan içmeli, midemiz kalkmasın.
gecenin şerefine açılan bir şişecik absolut orange efenim.
karıştırmadan içmeli, midemiz kalkmasın.
kadıköyde dtp gösterisine dönmüştür.
halmi hatrmı soralr kmi zmn yerlrni sylerlr ksa msj gndrerk;
hepsine ayrı bir özenle yanıt veririm.
bazı zmn admı yazrlr gkhn diye; cevap verirken adlarının baş harfini büyük yazarım.iki satırlık selam-kelamı bir yana bırakalım.peki, 5 kısa mesaj kadar yazının böyle olduğunu düşünebiliyor musunuz ? anlaşılmayı bekliyorlar hem de.
kısa mesaj yani verilmek istenen mesajın kısaltılışı,harf düşürmek değil.
biraz dikkat, azıcık özen...!
hepsine ayrı bir özenle yanıt veririm.
bazı zmn admı yazrlr gkhn diye; cevap verirken adlarının baş harfini büyük yazarım.iki satırlık selam-kelamı bir yana bırakalım.peki, 5 kısa mesaj kadar yazının böyle olduğunu düşünebiliyor musunuz ? anlaşılmayı bekliyorlar hem de.
kısa mesaj yani verilmek istenen mesajın kısaltılışı,harf düşürmek değil.
biraz dikkat, azıcık özen...!
(bkz: sigara paketini soymak)
yansımalar grubunun pervane albümünden bir parçadır.her şarkısı gibi enfestir.
bir değeri olmayan fotoğraftır. ne duygumuz bellidir ne de düşündüğümüz... hiç kimse vesikalık fotoğraf ile birisine aşık olmamıştır, mümkün değildir. ifadesizdir vesikalık fotoğraf. ya ehliyete verilecektir ya pasaporta... herhangi bir devlet dairesindeki görevlinin baktığında; karşısındakinin biz olup olmadığımızdan emin olmak için kullanacağı boş bir görüntüdür. çoğumuz dişçiden korkar gibi korkar fotoğrafçıdan.o bütün maskelerimizden soyunup karşısına geçtiğimiz fotoğrafçı yüzümüze ifade vermeye çalışırken, çıplaklığımızdır sıkıntımızın en kabartılı yeri.
herkesin birbirine benzediği yerdir aslında ne kadar rötüş yapılsa da suratlarımıza. estetik operasyonu geçirmiş gibi görünürüz. hoş ! ben hiç rötüşletmedim vesikalığımı; olduğu gibi bastır demişimdir.
en son geçen ay poz istedi fotoğrafçı bey benden. kimlik değişimi ıvır zıvır... ondan evvel ki 6 yıl önceydi.rötüş deydirsem o fotoğrafa nerede kalacak benim koskoca 6 yılım, öyle değil mi? düşünmekten kırışan alın, uykusuzluktan moraran gözaltları...tamam değeri olmayan fotoğraf dedim ama başka hangisinde bu kadar kendimim ?
herkesin birbirine benzediği yerdir aslında ne kadar rötüş yapılsa da suratlarımıza. estetik operasyonu geçirmiş gibi görünürüz. hoş ! ben hiç rötüşletmedim vesikalığımı; olduğu gibi bastır demişimdir.
en son geçen ay poz istedi fotoğrafçı bey benden. kimlik değişimi ıvır zıvır... ondan evvel ki 6 yıl önceydi.rötüş deydirsem o fotoğrafa nerede kalacak benim koskoca 6 yılım, öyle değil mi? düşünmekten kırışan alın, uykusuzluktan moraran gözaltları...tamam değeri olmayan fotoğraf dedim ama başka hangisinde bu kadar kendimim ?
baştan sona muhteşemdir.bütün asimilasyon çalışmalarının en güzel şarkısıdır.reklamların karşısında büyütülen çocukların kendilerine, ailelerine, çevrelerine, çehrelerine hangi süreçle nasıl kontrpiyede kaldığını anlatır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?