reddevil

"çekimleri normalde hayal edebileceğinizden çok daha ciddi ve çetin geçen bir filmdi benim için.hatırlıyorum da,quentin "bugünlük çekim bitti"dediğinde ilk işim evdeki buz dolu küvetime gidip yorgunluktan ağlamak oluyordu"
uma thurman.
e daha ne diyeyim size...

ikincisi de çıkmıştır.

placeboyu dönem dönem ayırdığımızda,nancy boy şarkısının çıktığı zaman,brian molko’nun en sevmediğiymiş.

batıniliği yayan kişi.

ing: sicily.

olmasaydı ne yapardım acep dedirten harika spor. sevmeyen cinsdaşlarım tarafından garipsenmeme rağmen,futbol kadar güzel birşey var mıdır ki?gerek taraftarlık coşkusu,gerek birlik ve rekabeti öğrenmek için gerçek bir platformdur futbol.ama bazen kötü yüzünü de gösterir..o zaman ona futbol diyesim gelmez,başka birşeydir çünkü.asıl futbol kardeşliktir.

genel olarak bütün manken-şarkıcılarda görülen hadisedir.fiziklerine edecek tek kelimeniz yoktur.tabi boya küpü tabir ettiğimiz şekilde değillerse.ama,seslerini duyunca uzaklaşır,kaçar,kaybolursunuz...
(bkz: ayse hatun önal)
(bkz: aysu baceoğlu)

queen’in the miracle albümünden gayet güzel ve sert freddie vokalleriyle bezeli şarkı.
sözleri de şöyledir efem:

what is there left for me to do in this life
did i achieve what i had set in my sights
am i a happy man or is this sinking sand
was it all worth it was it all worth it

yeah now hear my story let me tell you about it
we bought a drum kit blew my own trumpet
played the circuit thought we were perfect
was it all worth it
giving all my heart and soul and staying up all night
was it all worth it
living breathing rock’n’roll a godforsaken life
was it all worth it was it all worth it all these years

put down our money without counting the cost
it didn’t matter if we won if we lost
yes we were vicious yes we could kill
yes we were hungry yes we were brill
we served a purpose like a bloody circus
we were so dandy we love you madly

was it all worth it
living breathing rock’n’roll this godforsaken life
was it all worth it was it all worth it
when the hurly burly’s done

we went to bali saw god and dali
so mystic surrealistic
was it all worth it yeah yeah
giving all my heart and soul staying up all night
was it all worth it
living breathing rock’n’roll this never ending fight
was it all worth it was it all worth it
yes it was a worthwhile experience

it was worth it

suikastçi anlamına gelmekle beraber,dan brown’ın melekler ve şeytanlar adlı romanında kökenine inilerek "haşhaşin" olarak çevirilen sözcük.

sözlüğün yeni pisilerindenmiş kendisi.hoşgelmiş.

rammstein’in engel adlı videosu bu animenin kesitlerinden ibarettir.karakterler ilginç bir şekilde şarkının sözlerini de söylerler.tuhaftır biraz.

-sana cem in selamı var.
-hangi cem?
-sivilcem
-

-tren desene bi eheheh
-tren..
-öpsün seni zeki müren! eheheheh
-

-erik desene bi
-
-desene bi yaa
-iyi be,erik..
-donu delik! euheueheuhe
-

antalyada düzenlenen altın portakal film festivaline gelecekti ama özel jet istediği ve organizasyon bütçesi bunu karşılayamadığı için gelmemeye karar vermiş kendileri.

bohemian rhapsody adlı queen şaheserinde geçer bu kelime.zevksizlik timsali,çirkin şey anlamındadır.

huzur veren cici bir yeşildir bu efenim.

o kadar saç ve sakalın arasından gitarını nasıl gördüğüne hayret ettiğim süper bir gitaristtir kendileri.pek çok kez mağara adamı yakıştırması yapılsa da ben onun böyle de hastasıyım.

tuhaf hissetmenize sebep olabilecek durum.

norveççede aralık ayı.