ezginin günlüğünün bahçedeki sandal albümünde yer alan dinlendirici bir şarkı;
yarim gezer düşünde
türkü dizer kışında
ay dünyayı dolanır
ben güneşin peşinde
bir rüzgar eser uzaktan
bir ışık vurur ocaktan
yarin üstü açılsa
öpsem çıplak ayaktan
boşboşuna söylüyorum
şarkımı kimseler duymaz
ben boşuna seyrediyorum
güzelliğine kimse doymaz
su uyur, düşman uyur
haste-i hicran uyumaz
(bkz: sol burjuva)
(bkz: halk açlık sınırındayken trilyonluk bütçeleri bulunan sözde sol partiler)
(bkz: chp)
(bkz: dsp)
(bkz: kapitalist düzenin savunucuları)
(bkz: halk açlık sınırındayken trilyonluk bütçeleri bulunan sözde sol partiler)
(bkz: chp)
(bkz: dsp)
(bkz: kapitalist düzenin savunucuları)
kolonlar ve kirişlerin içinde bulunan ve boyuna yerleştirilen ana demirlerin etrafını saran ince çaplı demir
çok güzel bir ezginin günlüğü şarkısı;
bir deniz üstündeyim, ne ucu var ne bucağı
bir rüzgar önündeyim, gel keyfim gel
bir sevda içindeyim, başım dumanlı
ağzımda bal gibi tatlı bir türkü
bir iner bir çıkarım bu yokuşu
ağzımda bal gibi tatlı bir türkü
kazanırım çocuklarıma ekmek parası
ben deniz üstünde, rüzgar önünde
ben sevda içinde, tatlı türküde
inişte yokuşta, ekmek parasında
iki oğlum var, mehmetle ali
gönlümde bir dünya, pamuk gibi
şeytan baktı baktı gözüme
şeytan geri geri adım attı
şeytan gitti dayandı duvara
çat dedi çatladı
iki oğlum var, mehmetle ali
gönlümde bir dünya, pamuk gibi
bir deniz üstündeyim, ne ucu var ne bucağı
bir rüzgar önündeyim, gel keyfim gel
bir sevda içindeyim, başım dumanlı
ağzımda bal gibi tatlı bir türkü
bir iner bir çıkarım bu yokuşu
ağzımda bal gibi tatlı bir türkü
kazanırım çocuklarıma ekmek parası
ben deniz üstünde, rüzgar önünde
ben sevda içinde, tatlı türküde
inişte yokuşta, ekmek parasında
iki oğlum var, mehmetle ali
gönlümde bir dünya, pamuk gibi
şeytan baktı baktı gözüme
şeytan geri geri adım attı
şeytan gitti dayandı duvara
çat dedi çatladı
iki oğlum var, mehmetle ali
gönlümde bir dünya, pamuk gibi
leninin lk kez,mart 1902de dietz tarafından stuttgartta yayınlanan kitabı
lorenzo carcaterraın "dünyanın bütün ıslahevi çocuklarına" şeklinde girişi olan kitabı
(bkz: sürekli devrim)
her türlü sınıf hakimiyetiyle uzlaşmayı reddeden bir devrim olarak tanımlanır, bu teori proletarya diktatörlüğünün oluşabilmesi için burjuva demokratik devriminin gerçekleşmesini koşul olarak görmez,troçkinin bu teorisi,bir çok sosyalist tarafından kabul görmese de,tek ülkede sosyalizm ile aşamalı devrimin nasıl çöktüğü,stalinin sovyetinde açık olarak görülmektedir,bugün aşamalı devrimi kabul edenler,ülkeleri gelişme derecelerine göre birbirlerinden kopuk devrim aşamalarına oturtarak kompartımanlara bölen ulusalcı devrim anlayışı,uzlaşmacı strateji ve taktikler, bürokratik örgütsel işleyişler,dünya proleter diktatörlüğüne engel oluşturmaktadır,amaç devrim ise,ulusal değil evrensel nitelikli olmalıdır
(bkz: devrimci işçi partisi)
(bkz: 6 mayis 1972)
http://www.fikretkizilok.org isimli, daha yapım aşamasında olan bir siteyle yaşatılmaya çalışılan büyük sanatçı
bir ezginin günlüğü şarkısı;
at elini cebine çıkar
üç güvercin iki zar
beş metre çiften kefen bezi
iki de tavşan var
at elini cebine çıkar
iki para var kadar
avucu marpucu kalemucu
ha bir de muskan var
iki kanat açılır geceye
iki kanat uçabildiğince
birini yer katmış önüne
birine sevgi sığmaz cebine
uç mirim uç çelebim
hicaza kadar uç
padişah lütfu ne anlar
ayakucuma düş
uç mirim uç
bu yürek kafeste durur mu hadi uç
uç mirim uç
bu yürek aheste durur mu hadi uç
sarığımın kuşağı çözülse
düşse dalgalara
yelkovalar yelkenim kaçar
aklım poyrazda
at elini cebine çıkar
bir bilet hicaza
bir mühür bir de mirasa
koynunda muska
iki gözüm açılır görünce
iki kanat uçabildiğince
iki kanat sığmaz cebine
iki kanat açılır sevince
iki kanat açılır bilince
uç mirim ...
at elini cebine çıkar
üç güvercin iki zar
beş metre çiften kefen bezi
iki de tavşan var
at elini cebine çıkar
iki para var kadar
avucu marpucu kalemucu
ha bir de muskan var
iki kanat açılır geceye
iki kanat uçabildiğince
birini yer katmış önüne
birine sevgi sığmaz cebine
uç mirim uç çelebim
hicaza kadar uç
padişah lütfu ne anlar
ayakucuma düş
uç mirim uç
bu yürek kafeste durur mu hadi uç
uç mirim uç
bu yürek aheste durur mu hadi uç
sarığımın kuşağı çözülse
düşse dalgalara
yelkovalar yelkenim kaçar
aklım poyrazda
at elini cebine çıkar
bir bilet hicaza
bir mühür bir de mirasa
koynunda muska
iki gözüm açılır görünce
iki kanat uçabildiğince
iki kanat sığmaz cebine
iki kanat açılır sevince
iki kanat açılır bilince
uç mirim ...
"evde dandini var" cümlesi içerisinde,ev çok dağınık toplama çalışmaları sürüyor anlamında kullanılır
faşist düşüncenin bir meyvesi daha,hrant’ı öldüren zihniyetle zerre kadar farkı yoktur,ülkenin nereye doğru sürüklendiğinin göstergesidir,aslında hertarafa sürüklenmekte ülke,burjuva sömürüsünü sen de,din sömürüsünü ben, milli duygu sömürüsünü başkası söylesin..
not:bir de şu yüzbinler "faşizme karşıyız" gibisinden yürüyebilecek cesareti gösterse işte o zaman tam süper olacak...
not:bir de şu yüzbinler "faşizme karşıyız" gibisinden yürüyebilecek cesareti gösterse işte o zaman tam süper olacak...
din ve devlet işlerinin devletin gözetimi altında birbirinden ayrılmış olarak gösterilmesidir,aslen bunlar ayrılmamışlardır,bunlar ayrılmasınlar ki konuşacak,elden gitti diyecek bir terim olsun,din ve devlet birbirinden kopamamıştır,ülkenin en çok konuşulan konusu dindir aslında,en fazla bütçe diyanet işleri bakanlığındadır mesela,yüzbinleri meydanda toplayıp bağırtan da dindir,herşey dindir,abdullah gülün cumhurbaşkanı olması da dindir,anti-laikliktir,milyonlar işsiz,aç ve evsiz iken, yemişim laik ülkeyi olmayıversin,ahmedinecad türkiye vatandaşı olup buranın cumhurbaşkanı olsun,sonra laiklik elden gitsin şeriat gelsin,milyonlar yine işsiz,yine aç, yine evsiz,merak etmeyin ne din ne laiklik elden gitmiyor, elden insanca yaşama gidiyor..
muhteşem aşık veysel eseri,sözleri şöyledir;
derdimi söylesem derin dereye
doldurur dereyi düz olur gider
rakipler sıradağlar arada
korkarım yar benden yoz olur gider
pervane ateşten sakınmaz canı
uğruna koymuşum başı bedeni
doldur tüfeğini hedef et beni
yaram doksan dokuz yüz olur gider
veysel der çıkayım bir yüce dağa
ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa
zaman olur tenim düşer toprağa
karışır toprağa, toz olur gider
derdimi söylesem derin dereye
doldurur dereyi düz olur gider
rakipler sıradağlar arada
korkarım yar benden yoz olur gider
pervane ateşten sakınmaz canı
uğruna koymuşum başı bedeni
doldur tüfeğini hedef et beni
yaram doksan dokuz yüz olur gider
veysel der çıkayım bir yüce dağa
ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa
zaman olur tenim düşer toprağa
karışır toprağa, toz olur gider
bugün gerçekleşen bir toplantı,panel,seminer,gösteri ile faaliyetlerine başlayan ve diğer seçimlere katılımına kesin gözüyle baktığım, troçkist çizgide ilerleyen işçi mücadelesinin önderliğiyle kurulacak parti
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?