confessions

quantitatif

- Yazar -

  1. toplam entry 478
  2. takipçi 1
  3. puan 14968

komünist

quantitatif
kimilerine,ne yazık ki çoğunluğun,göre tu kaka,dinsiz,imansızdırlar.kimilerine göre ki azınlıktır,eşitliği,halkların kardeşliğini,parasız eğitim-sağlık vb hizmetlerin sağlanabilmesi gerektiğini savunanlardır.onlara(komünistlere)göre ise anlaşılmamak,zulüm-işkence görmek,yalnızlıktır;ama hayattır,paylaşmaktır,inanmaktır.bir gece ansızın evinin basılıp hücrelere kapatılsalar,ayaklarının altları işkenceyle parçalansa,öldürülseler de vazgeçmeyenlerdir,komünist.bildikleri tüm şeylerin acısını her zaman çekenlerdir,komünist.

erkekleri kullanma kılavuzu

quantitatif
medeniyetin kurucuları olan kadınların hala adı bilinemeyen bir taş devrinde kalan erkekleri kullanması için bir kulavuza ihiyaç duyacaklarını sanmıyorum.olsa olsa erkelerin dediklerinin altında yatan şeylerin sebeplerini daya iyi anlamak için faydalanabilinir belki.ya da alınan bir nesnenin kullanımı hakkında alıcının uğraşmadan anlayabilmesi için elinin altındaki kullanma kılavuzu olarak nitelendirilebilinir.

bir yabancı dil olarak türkçe

quantitatif
türk olmayanlara göre kendi kullandıkları dilin dışında kalan türkçe’nin,yabancı dil olarak türkçe’yi görmeleridir.bunu türkiye’de yaşayan bir avrupalı deseydi herhangi bir olumsuz ifade ile karşılaşılmazdı.bunu kabullenemezlik kabul edemeyenin sığ düşüncelerinin saplantılarına esir olmasından kaynaklanır.şimdi bu ifadenin gündeme gelişi gazatelerde çıkan haberlerle ilgi.ve haberi tam olarak okunduğunda yanlışlık yapıldığı anlaşılıyor.medyanın heyecan araması devam ediyor ve haberleri kışkırtıcı yaparak milleti galyana getirmeye çalışıyorlar.

samimi arkadaşınızın kürdistan hayali kurması

quantitatif
çok düşünsemde bu ülkede fikir çatışmalarının neden doğal karşılanmadığını pek anlamam.bir kişinin a dediğine diğer kişinin b demesi genellikle çatışmayla sona erer.ve yukarıda okuduğum kırgınlıklar oluşur.pekala insanların fikirleri farklı olacaktır.temelden uzlaşmazlıklar olsa dahi bunlar muhabbetle konuşulması gerektiğine inanırım.bir ortak payda mutlaka bulunacaktır.sanırım oldukça iyimser düşünüyorum ama düşünsel çatışmalar bilim dünyasında yenilikler oluşturur.ama bizim gibi insanların arasında ise kırgınlıklar ve kavgalar meydana getirir.arkadaşınızın hayali yüzünden onu suçlamanız ise sizin ne kadar hayalsizlikler içinde olduğunu da gösterebilir.bu hayal ona başkaları tarafından empoze edilsede,hayal kurmak güzeldir.hayaller neden,paylaşınca kötüleşir?

amerikan filmleri

quantitatif
birbirinin tekrarı hatta bir seri olarak devam tarzında çekilen hollywood tarzı filmlerdir.pek çoğu gözterişli sahnelerle izleyiciği şaşırtmanın ötesine geçmez.zaten izleyicinin film sonrasında pekte bir şeyler kalmaz,aklında.sonunda eğlendirmenin ötesine geçmez.zaten patlamış mısırla izlenebilecek filmler yapmanın sırrı da sanırım bunlardadır.yani patlayan silahlar,bombalar,uçusan arabalar ve araba takip sahneleri vb.şeylerle izleyici oturduğu koltukta hapur hupur mısırını(ve yanında tabiiki pepsi ya da coco cola içmesi de gerekir) yemesini sağlamaktır,tüm amaç.sonrasında filmden geri kalan ağzının kenarındaki tuz parçalarıdır.yaşasın,amerika filmleri!

perdeler

quantitatif
dalganıyor şafaklarda olmasada,odamda perdeler azgın azgın.her hareketinde hayat veriyor ve durduğunda bitiyor.ardından sızan truncu-kızıl ışık güneşi andırsada bir an,gecenin matemindeyim yine.seni nerden bulup sarayım ey,hüznüm!perdeler,ince karaya yakın beyazın sarsa bedenimi uslanır mı, düşlerim?

bir başkayim bu akşam

quantitatif
serin serin rüzgar esmesini isterdim,o kadar çok ki peşinden yağmur damlaları gelsin yüzüme,tozumu ve dumanınımı silecek kadar kuvvetli.bir başkayım bu akşam ve akşam kadar da yorgun.başım,sebepsiz yere ölen tüm insanların düşüncelerinin ağırlığında eziliyor ve düzenin en sağlam yerini çatlatacak bir inleme taşıyor.yüklem özne uyuşmazlığına kederli cümleler kurar dururum.bir başkayım bu akşam
ve akşam biriktirdiğim tüm sessizliklerimin gel-gidinde bir anlaşmazlık çıkartıyor ve dayanılması zor bir evrimin kabuğunu kıracak kadar güçlü oluyorum.ama bir nefes sonra sigarımın dumanıyla dışarıya veriyorum,yana yana.elim,avucum ve tüm bedenim karşılaştırmalı insan ölümlerinin sıcaklığla kavruluyor.bir başkayım bu akşam,oysa ben sadece perdelerimi çekip kulaklarımı kapatmıştım.

adını funda oteli koy

quantitatif
adını funda oteli koy
aklından gelip geçen bir yazın
ve akşam güneşlerinde orda burda
bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda
ince ince gezinen turuncu adamların.

adını funda oteli koy
sevdamızın da adını
ayakları dibinde gün batımının.
ve ağzında binlerce güneşin tadı
dilinin ucunda yalnızca kendi adın.

çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın.

edip cansever.

cayin bugusu

quantitatif
bir nefes verirsin ağzını iyice soktuğun
bardaktaki çaya
ve derin bir nefes gibi alırsın
gözlüğüne sinen çayın buğusunu.
bir an sislenir baktığın her neyse
sonraki an silinir gözlüğünden
çayın buğusu.
az sonra güneş doğacağını bilsende
hüznün silinecek gibi değildir.
her şey az önceki kadar basit değil ki

bardan kari kaldırmak

quantitatif
cinsel saplantısı olan kişilik bunalımındaki erkeklerin,gittikleri bardan hep bir kadınla çıkmayı düşünmelerinin,ve bu düşlerini ertesi günlerde arkadaşlarının arasında olmuş gibi anlatarak kullandıkları cümledir.oysa ki tek kaldırabildikleri şey bira bardağı olmuştur.

hazineden geçti gelin

quantitatif
her ezilen türk vatandaşının verdiği vergilerle saltanat süren insanların yine geçti gelin diyerek çatır çatır yaşamalarının acı tarifidir.işçinin,emekçinin,memurun aldıkları ücretlerinin her ay yaklaşık 1/3’nün,kalanıyla da yaptıkları temel besin-gida-eğitim-sağlık-ısınma-iletişim vb harcamalarınında üzerinden alınan katma değer vergisinin devletin hazinesine gitmesiyle oluşan birikimin yalayıcılarıdır hazineden geçinmeliler.bu insanların toplumun yararına bir şey yaptıkları ne zaman görüldüğü bilinen bir şey değildir.kimlere ne kadar ödemelerin yapıldığı da bilinmiyor.şeffahlıktan uzak bir örgütün yağmacılarıdır.devletin her kademesinde yer alan bu insanlar ücretlerini aldıkları halkın gözlerinin içine ya da arkalarından bakarak yalan söylerler.aç kurtlar gibi doymazlar.bedavacılık kanlarına işelmiştir ki bankamatik memurluklar türetilmiştir.ailesinin harcamalarını devletin kasasından yaptırmıştır.öyle yücelmiştirki bu hayat tarzı bu örgüte katılmak için feda edilemeyecek bir şey yok gibidir.bir de kişilerin dışında kurumlar vardır hazinden geçinmeli.belediyeler boylarının aştıkları her harcamayı devletin hazinesini borçlu göstermişlerdir.böylelikle van’daki vatandaşın cebinden alınan vergilerle örneğin ankara’nın porsuk ilçesine camiiler,hamamlar,çeşmeler yaptırılmıştır.yıllar yılıdır bu düzenin sürdüğü gerçeği hatırlanıldıkça hazineden geçti gelin,peşinden sülalesini de sürdü gelin,altınları da yedi gelin ve yedirdi gelin.han-ı yağma.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol