confessions

priapus

- Yazar -

  1. toplam entry 983
  2. takipçi 1
  3. puan 18491

bilgi sözlük bahar buluşması

priapus
bulusma icin bir kac oneri...
-ac gelin. o kadar yemegi necro yer sonra.
-guclu ve enerjik gelin, bircok yeni dans figuru ile karsilasabilirsiniz netekim.
-ilk yardim malzemelerinizi kendiniz getirin bulusmaya yeni mezun doktorlar geliyormus diye kendinizi guvende hissetmeyin onleminizi alin.

him

priapus
1995 yilinin ortalarinda finlandiya’da kurulan h.i.m. (his infernal majesty), gunumuzde gothic rock muzigini yeniden filizlendiren ekiplerin basinda yer aliyor. toplulugun kendine model aldigi isimler ise sisters of mercy ve the mission u.k.. h.i.m.’i benzerlerinden ayiran onemli bir ozellik, tehditkar melodiler esliginde mistik ask hikayeleri anlatmak.
“ uyusuklugumu johnny cash ve roy orbison’la gecistirmeye calisiyordum” diyen sarkici ve sarki yazari ville hermani vallo tarafindan kurulan h.i.m., brian eno ile kendinden gecen migé amour (bas), duzenli olarak jimi hendrix dinleyen lily lazer (gitar), gas lipstick (davul) ve zoltan pluto (keyboard) tarafindan olusuyor.

adlarini ilk duyurduklari kisa calar “the ep 666 ways to love”, onlarin ayni zamanda 1996 yilinda yayinladiklari ve iskandinav muzik sektorunde iyi bir satis grafigi yakalayan ilk kayitlari. bir yil sonra cikan “greatest love songs, vol. 666”, sadece toplulugun kult statusunu saglamlastirmakla kalmadi, ayni zamanda onlarin dunya capinda bir un elde etmeleri icin ilk adim oldu. chris isaak’den yorumladiklari wicked game , buyuk bir liste basarisi yakaladi. bu albumun hemen ardindan tum avrupa’yi hedefleyen bir turne gerceklestiren topluluk, basari merdiveninin basamaklarini ucer beser tirmandi. uc yil sonra cikan h.i.m.’in ikinci albumu “razorblade romance”, yine buyuk bir muzikal ve ticari basari kazandi; unlerine un katti. daha once white zombie ve nine inch nails ile calisan yapimci john fryer, toplulugu birinci lige tasidi. “deep shadows and brilliant highlights” 2001, bir bucuk yillik siki bir calismanin urunu olan 10 sarkidan olusan son calismalari “love metal” 2003 yili sonunda cikti.

şebnem ferah

priapus
12 nisan 1972 yilinda yalova’da dogdu. kirmizi elbiseler giyerek mahallede sarkilar soyleyen sebnem ferah’in muzige olan ilgisi kucuk yaslarda baslamis. sebnem’in muzikle tanismasinda ailesinin cok buyuk rolu olmus. ilk okulda enstruman ve solfej dersleri almaya baslamis. sebnem’in ailesinde hemen hemen herkes muzikle icice ve evin her kosesinde enstruman oldugu icin muzik konusunda bilgili ve hazir olarak atilmis piyasaya.

ilk okul yillarinda mandolin kursu alan sebnem okul orkestrasinda da solistlik yapmis ve bugune dek hayatini muzikle bagdastirmis. liseyi bursa gemlik’te ’ozel namik sozeri lisesinde ’ yatili bir ogrenci olarak okumus ve bu donemler sebnem’in kendisini tanimasina , tek basina ayakta kalmasina yardimci olmus.

sebnem’in okul orkestralarinda baslayan bu seruveni daha sonra kucuk topluluklarla devam etmis. lise zamanlarinda ’ pegasus ’ adli grubuyla beraber calisan ama kafasinda bir kiz grubu hayali olan sebnem , 80’lerin ortasinda bursa’da acilan bir studyo sayesinde sedat abisiyle tanismis ve bu hayalini 1988 yilinda kurdugu ’volvox’ grubuyla gerceklestirmistir. muzik ugruna ’ odtu ekonomi ’ bolumunu 2. siniftan terk etmis ve daha sonra istanbul’a gelince ’ istanbul universitesi ingiliz dili ve edebiyati ’ bolumune kaydolmus.

1994 yilinda ’ volvox ’ grubunun dagilmasi sonucu sebnem ferah bireysel calismalarina baslamis. rahmetli sanatcimiz onno tunc ve sezen aksu’nun kesfi sonucu underground ortamdan daha ferah bir ortama kavusmus.

daha sonra ’ 15 kasim 1996 cumartesi ’ gunu ’ kadin ’ adli ilk solo albumunu cikardi. ilk videosunu ’ vazgectim dunyadan ’ adli parcasina ceken sebnem , rock muzik piyasasini yeni bir doneme soktu. cikisiyla buyuk bir sansasyon yaratti. gerek kaset satislari gerekse video klibiyle uzun sure listelerde bir numara olarak boy gosterdi. daha sonralari ’ yagmurlar ’ , ’ bu ask fazla sana ’ ve ’ firtina ’ adli sarkilarina klip cekti. ilk konserini ’ 04 nisan 1997 ’ de ’ izmir ege universitesi ’ nde verdi ve buyuk bir kalabaliga yaklasik 6000 kisiye unutulmayacak dakikalar yasatti. izmir’deki konserin ardindan turkiye’nin cesitli yerlerinde konserlerine devam etti ve bu konserlerin yani sira duzenli bar programlari da yapti.

tabii ki sebnem`in yasadigi cok buyuk acilar da oldu. 1998 yilinda ablasi aycan ferah`i yitirdi. uzuntulu bir donemin ardindan 2.5 yillik bir aradan sonra ’ 24 haziran 1999 persembe gunu ’ ikinci albumunun ilk klibi ’ bugun ’ muzik kanallarinda boy gostermeye basladi ve tarih ’ 30 haziran 1999 carsamba ’ yi gosterdigi zaman ’ artik kisa cumleler kuruyorum ’ adli ikinci albumunu yine sansasyonlu bir sekilde bizlere sundu. ilk albumunde oldugu gibi ikinci albumunde de iskender paydas ve pentagram ekibiyle calisan sebnem yine herkesi uzerine yogunlastirdi. cok samimi sozlerin uzerine sarilmis etkileyici melodiler yine hafizamiza kazinacak ve aklimizdan asla silinmeyeceklerdi. albumun ikinci videosu ’ artik kisa cumleler kuruyorum ’ sarkisina geldi , klibin yonetmenligini hakan yonat yapti.

ikinci albumun ardindan yine araya uzun bir studyo donemi girdi. bu arada acilar sebnem`in pesini birakmadi. 1999 yilinda meydana gelen 17 agustos depreminde babasi ali ferah`i yitirdi. acilarini hafifletmek ve yeni sarkilar uretmek icin muzige daha da siki sarilmayi tercih etti. boylece ’ 03 ekim 2001 ’ tarihinde ’ perdeler ’ adli ucuncu albumu yayinlandi ve yine buyuk begeni topladi. bu sefer ki albumde sebnem , iskender paydas ve pentagram uyeleriyle degil de sahnede birlikte caldigi muzisyenlerle calismisti. bu albumden ilk video , albumle ayni adi tasiyan ’ perdeler ’ sarkisina cekildi. klip, turkiye standartlarinin cok disinda ve oldukca guzel goruntuler barindiriyordu. bu klipten kisa bir sure sonra ’ sigara ’ sarkisi da , renkli cam da boy gostermeye basladi.

iki yil aradan sonra , tarih ’ 12 mayis 2003 pazartesi gunu ’ yeni albumunun ilk videosu ’ ben sarkimi soylerken ’ muzik kanalarinda donmeye basladi. ’ 15 mayis 2003 persembe gunu ’ ’ kelimeler yetse ’ adli muhtesem bir albumle sebnem tekrar aramiza donmus oldu. ilk klibiyle kendinden oldukca soz ettirmeyi ve yine yeniden gundeme oturmayi basardi. roportajlar , tv programlari derken kendini yogun bir temponun icinde bulan sebnemin ilk konseri fanta`nin ’ genclik festivali ’ adi altinda duzenledigi organizasyonda olacak. konserin ilk ayagi izmir olmakla beraber bu turne 17 il`i kapsayacak.

albumlerinin disinda da sebnem ferah’i pek cok farkli calismada gormemiz mumkun. kimi sarkiciya geri vokalleriyle , kimisiyle duet yaparak onlara eslik etmistir. bunun yani sira bir cok sanatciyla beraber yardim konserleri vererek pek cok faaliyette bulunmustur..

geri vokal yaptigi sanatcilar sezen aksu , sertab erener , levent yuksel , nilufer , demir demirkan , tuzmen , yasar gaga , ajda pekkan , ozlem tekin , tarkan , celik , teoman , haluk levent . duet yaptigi sanatcilar muzeyyen senar (sari kurdelem sari) , polad bulbuloglu (gel ey seher) , kargo (kalamis parki) , teoman (iki yabanci).

ayrica bulent ortacgil’e saygi albumunde bir bulent ortacgil klasigi olan ’ degirmenler ’ sarkisini da yorumlamistir.

bu calismalarin disinda ’ little mermaid ’ (kucuk denizkizi) adli cizgi filmde seslendirme yapmis ve soundtrackinde bulunan ’ o dunyada ’ isimli sarkiyi seslendirmistir. toprak sergen ve aydan sener’in oynadigi bir filmde ise , soz ve muzigi demir demirkan’a ait olan ’ ay isiginda saklidir ’ adli sarkiyi seslendirmistir.

bunun yani sira reklam jingle’lariyla da karsimiza cikmistir. akbank reklami , tat ketcap , pepsi ve son olarak fanta reklamiyla hem goze hemde kulaga hitap etmeyi basarmistir. kisacasi sebnem varoldugu gunden bu yana bir cok essiz basariya imza atmistir. kendi ruhunun muzigini bulup , sectigi yolda emin ve saglam adimlarla yurumeyi basaran , ici doldurulmus bos sarkilari degil hayatin gerceklerini yansitan sarkilarini , essiz sesini bizlere sunan ve en onemlisi dinleyenlerine yureginin tumunu acmaktan cekinmeyen , daima samimi duygularini paylasan gercek muzisyen sebnem ferah’a binlerce tesekkurler...

red hot chili peppers

priapus
grubun gitaristi flea, 20 yil once los angeles’taki perkins palace’a giden ve orada calan gruplari dinleyen siradan bir kisiydi. calan gruplar arasinda rock’n coke festivalinin onemli isimlerinden echo & the bunnymen de vardi. flea, o zamanlar onlardan biri olmayi hayal ediyordu. 20 yil sonrasinda onlardan daha fazla taninacagi hic aklina gelmiyordu. ama beklenmeyen oldu.
bugun red hot chili peppers dunya capinda buyuk arena ve stadyumlarda calan bir grup.
sarkilari herkes tarafindan biliniyor ve rock muzigine kattiklari farkli bakis acisiyla bircok gruba ilham kaynagi oluyor.

flea, albumdeki samimi yazisinda grubun parcalarinin liste basi olmasini, elestirileri dikkate alip, hatalardan ders almaya bagliyor. flea, her zaman icin kendilerini ve muziklerini daha anlasilir yapmaya calistiklari icin hala varolduklarini da sozlerine ekliyor.
alcakgonullulugu birakmayan flea, yillar sonra perkins palace’a geri donup verdikleri coskulu konserden sonra bile “echo & the bunnymen kadar olabildik mi, bilmiyorum” diyebiliyor.


bircok grup gibi red hot chili peppers’da da degisiklikler oldu. 1988’de red hot chili peppers, kurucularindan hillel slovak’i kaybettikten sonra chad smith ve john frusciante, gruba katildi. boylece antwan (vokal), flea (bas gitar), john (gitar) ve chad (davul) dortlusunun bir araya geldigi muhtesem bir grup olustu.
1992’de alti yilligina john’un yerine eski jane’s addiction gitaristi dave navarro gectiyse de 1998’de john gruba geri dondu.


grubun yillarca kalitesinden hic odun vermeden yaptiklari parcalarin dinlendigini kaydeden flea’nin alcakgonullu yaklasimini su sozlerde bulmak mumkun: “dunyanin evrende kucucuk bir nokta kadar oldugu, insanlarin da bu sonsuz manevi alanda birer piyon olarak aslinda ne kadar onemsiz oldugu.”
grubun kaliciligindaki en onemli neden ise, cok -ama gercekten- cok calismalari

slipknot

priapus
nerdeyse 10 yildir kendi yarattiklari tarzla ortaligi karistiran slipknot’in biyografisininde basit ve kisa olmasi beklenemez acikcasi bende nerden basliycagimi tam kestiremiyorum ama sanirim gruubn ilk fikir temellerinin atildigi 1995 yilindan baslasak hic fena olmaz.grubun kurucusu olarak shawn ve yakin arkadasi paul’un adini verebiliriz.shawn(#6) o siralarda welder grubunda baget sallamaktaydi, paul(#2)ise anal blast grubunun bassistiydi.bu iki adamin slipknot ile ilgili plnalarinin ortak olusu grubun kurulus doneminin hizla gecilmesini sagladi.baterist olarak paul’un anal blast’tan grup arkadasi joey(#1)en uygun isimdi.ardindan gitaristler mick thompson(#7) ve daha sonra gruptan ayrilacak olan josh(#4) gruba dahil oldu.son olarak vokalist olarak anders ve sampler olarakta craig gruba dahil oldu.ilk olarak des moines(slipknot’n kasabasi) ve cevre kasabalarda calmaya basladilar.b1r yil suren calismalarin ardindan 1996da mate feed kill repeat isimli demo piyasaya cikti.bu demo sadece 2000 adet cogaltildi ve slipknot’ tarafindan bazi plak sirketlerine ,arkadaslarina ,bazi bar ve radyo istasyonlarina gonderildi.kisa surede slipknot’in bu albumu radyolar en sik tekrarlanan album oldu.
anders’la grubun uyucmazliklari uzerine (daha fazla ayrinti icin ex-members/anders’a bakabilirsin)vokalist olarak gruba corey dahil oldu.hatta corey gruba girmesi icin joey ve shawn’in su sozlerinin etkili oldugunu soyluyor:"eger bizim grubumuza girmezsen seni kicini feci sekilde tekmelerim":)..corey’in gelmesi grupta iyiye dogru degisimlerin baslangici oldu oncelikle tarzda olarak endustriyel metal kayma ve shawn’in onderligini yaptigi tulum ve maskeler butun grup tarafindan kullanilmaya baslanir.onceleri grup calismalarinda shawn palyanco maskesi takiyordu zaten ama artik butun grup uyelerinde kendi yaptiklari maskeler ve tulumlar vardi.
gruba corey dan sonra da yeni uyeler dahil oldu.dj sid wilson ve perkusyonist cuddles gruba katilanlardan.grup istedikleri muzigi olusturduklari icin artik bu zehirin butun dunyaya bulastirilmasi gerekiyordu cunku des moines zaten slipknot tarafindan hastalikli bolge haline gelmisti.butun dunyanin slipknot’tan haberdar olmasi icin turne ayarlaniyordu ancak bu sirada josh ailesinden ayrilamiyacagini soylerek gruptan ayrildi ve yerini james root’a birakti.ardindan benzeri b1r yol ayrimi perkusyonist cuddles ile de oldu ve cuddles yerine chris fehn gruba dahil oldu.
grup bu eleman kayiplarindan olabilecegi en iyi sekilde cikar ve artik slipknot icin engellenemez yukselis baslar.korn ve limp bizkit’in brainman’i ross robinson yeni bi grup ararken, tavsiyeler uzerinde slipknot’i dinlemek icin iowaya gider ve grubun canli performasninda fazlasiyla etkilenerek gruba albumlerini yapmak istediklerini soyler,slipknot cogu buyuk firmadan teklif almasina ragmen ross robinson teklifi kabul ederek.roadrunner records’un alt firmasi olan i am records’la 1997 yilinda anlasma imzalar.bu arada kucuk bir soylentiyi vermek isityorum climb(tanimayan var mi?)’in yurt disinda verdigi konserlerin birinde izleyenler arasinda ross robinson’da bulunuyormus ve konser bitiminde climb’a sarkilarini cok iyi oldugunu soylemeye ve hatta album teklifi yapmak icin gittiginde grup ross robinsonu tanimamis ve adami pek ciddiye almamislar.ross robinson’da climb’tan vazgecerek,o gece cikan diger bi grupla anlasma imzalamis.hangi grupla mi.......sir olarak kalsin!...roadrunnerrecords’un sitesindeki anlasmali oldugu gruplardan b1ri...
ross robinson,slipknot’i bagladiktan sonra album kayitlari basladi. californiya-malibu’da ki indigo ciftliginde(adi boyle ama normalde buyuk bi kayit studyosu... roadrunnerrecords’un bunyesinde bulunan cogu grup album kayitlarini bu studyolarda yapiyomus!) sarkilar kaydedilmeye baslanir
grup albumun kayit ve cogaltim asamasini 1999 yilinda tamamliyor ve tarih 29 hazirani gosterdiginde slipknot icin kartvizit gorevi goren ve cogumuzun slipknot’i tanidigi album olan slipknot - slipknot piyasaya cikar.corey taylor’in planladigi butun dunyaya slipknot virusunu bulastirma fikri basariyla devam etmektedir oncelikle butun usa ardindan geri kalan heryer yavas yavas slipknot’tan haberdar olmaya baslamistir hatta grup ilk fanlarini olusturmaya coktan baslamistir!.grup ilk cikislarini albumun ciktigi 1999 yilinda ozzfest’i karistirarak yapar.maskeler ,tulumlar ve sahnedeki cilgin ve dehset sovlari + agresif ve ofke yuklu sarkilarini da ekleyince, o yil saglam headliner’lar olmasina ragmen akilda asil kalan grup slipknot olur.cok gecmeden grup ’altin plak’ ve sonrada ’platin plak’i alir.bu sadece baslangictir , devaminda rolling stone tarafindan "hakkinda en cok konusulan grup" ilan edinildikten sonra billboard heatseekers listelerinde 1 numaraya cikarlar. bir bucuk yil suren dunya turnesinden geri donduklerinde bir cok rock-alternative radyosununda zirvesini ziyaret etmis durumdadirlar. hard drive dergisi "son on yilin en iyi canli performans grubu", kerrang! dergisi ise okuyucu oylariyla "en iyi uluslararasi canli performans odulu"nu layik gorur.
bircok turne ve turlarin ardindan slipknot tekrar studyoya kapanir ve yeni album kayitlarina girer.boyle iyi b1r baslangicin devamini getirmek zor olmasina ragmen ,slipknot studyodan ,kimseni hakkind akotu bi soz soyleyemeyecegi ’iowa’ albumu cikartir.bu ’slipknot ciktigi yer olan ’iowa’ya bir vefa bocu mudur yoksa ’iowa’ya olan ofkelerinin disa vurumumudur bilinmez....iowa albumude en cok satan album listelerine ilk b5ste girerek diger gruplarin ciddi bi saldiriya ugrayacaklarini gosterir....
ardindan cikarilan disasterpiecec dvd’si grubun sahne performasnin ne kadar kiskirtici ve yikici oldugunu en iyi kaniti olur.core sahne performanslari ile iligili:’konserlerde mutlaka bizi izleyen yeni insnalar vardir ve bizde mumkun oldugunca onlarin aklinda kalmak istiyoruz!:..guzel bir neden!:...
grup ciktigi turnelerin ardindan tatil icin dinlenmeye cekilirken,corey taylor eski grubuyla stone sourla ,joey jordison’da murderdolls’u kurarak tatilde bos durmayip ev odevlerini sunuyorlar!:..
.......ve bugun slipknot 4 albumleri vol: subliminal verses ile 9 yil once basladiklari yukselisi en uc noktasini isaret ediyorlar.haklarinda dagiliyorlar, bu slipknot son albumu gibi yorumlar ciksada hala ilk gunku sertliklerinden hicbirsey kaybetmeden ve yanlarina sayisi hergecen gun artan bir fan kitlesiyle butun dunyayi slipknot virusu ile hasta etmeye devam ediyorlar.....ve ben bu hastaligi tasimaktan son derece mutluyum!!:...

system of a down

priapus
system of a down (s.o.a.d.), lubnan ile ermenistan dogumlu ermeniler olan serj tankian(vokal), daron malakian(gitar ve vokal), shavo odadjian(bas gitar) ve john dolmayan’dan (vurmali calgilar) olusuyor. los angeles’da yasamini surduren bu alternatif metal gurubunun toxicity adli yeni albumu 27 agustos’ta avrupa’da 4 eylulde de abd’de columbia records etiketi ile piyasaya cikdi...

tankian, malakian ve odadjian’dan olusan kadrosu ile 1993 yilinda soil adiyla calmaya baslayan gurup daha sonra 1995’de malakian’in bir siirinden esinlenerek, s.o.a.d adini alir. aralarinda dolmayan’i da alan gurubun ciktigi guney california turnesindeki canli performanslari buyuk ilgi ceker. 1997 yiilinda hollywood viper room’da calarken slayer, red hot chili peppers ve johnny cash’in de produktoru olan rick rubin tarafindan kesfedilirler. ilk albumlerini de haziran 1998’de yine rubin’in american records sirketinden (sony music etiketiyle) cikarirlar. gurup ile ayni adi tasiyan album ozellikle tankian’in ilginc vokallerini ile one cikar ve dunya capinda 850.000 satisa ulasir. gurubun muzigini “alternatif metal ve programlanmis ritimlerin dogu avrupa etkileri ile harmanlanmasi” olarak yorumlayan elestirmenler tarafindan korn ve deftones gibi onde gelen metal guruplari ile karsilastirildilar. gurubun ayrica sugar isimli bir de e.p’si bulunmakta.

rap, metal ve biraz da caz ogeleri bulunduran “eklektik” olan muziklerini, sistem karsiti ve ermeni kokenlerine dayandirdiklari sozlerin uzerine kuran gurup yeni albumu icin bir seneyi asan bir suredir studyodaydi. 30u askin sarki kaydeden gurup, albume sadece 14 tanesini almis. cok genis bir yelpazedeki konularin islendigi albumde sosyo-politik konulari ele alan “the prison song” (hapishane sarkisi), tankian’in “seri katil charles manson’in gozunden dunyaya baktiklarini” soyledigi “atwa” (air, trees, water, animals – hava, agaclar, su, hayvanlar) ve populer olana selam verdikleri “k.i.t.t” (seneler once turkiye’de buyuk ilgi goren kara simsek dizisinde david haselhoff ‘un konusan arabasinin adi) ve sehirlerindeki kirlenmeyi anlattiklari “toxicity” gibi sarkilar var. ayrica albumde gerek turkiye’deki film muzikleri ve sezen aksu ile yaptigi isler, gerekse yurtdisindaki gurubu night ark ve al dimeola ve chet baker gibi cazcilar ile yaptigi isler ile taninan arto tuncboyaciyan’in bos bir kola sisesi ve su dolu bir kova calarak katildigi “isimsiz” bir kayit da bulunuyor. rolling stone dergisindeki habere gore bu sarki “ermenilerin olulerin ardindan yaptiklari bir buyu”...

rolling stone, q magazine, kerrang! ve rocksound gibi dergilerde henuz piyasaya cikmadan ses getiren albumu, kerrang’dan ben myers “yilin metal albumu” ilan etmis bile. produktor rubin “kendilerini yeniden icat ettiler. gecen sefere gore cok daha iyi ve buyuk olmaya cabaladilar. cok farkli yonlere ulasabilmek icin bircok sarkilar yazmaya cabaladilar. albumun bu kadar uzun surmesinin sebebi bu oldu.” diyor. basci odadjian “duzensiz zaman degisimleri var” diyor ve ekliyor “album halen cok acaip. biliyorum ki dinleyicileri kalabaliklari yukari asagi oynatacak seye sahip. ayrica melodi de cok gelisti.” rolling stone’a gore cikis albumunde bol bol “haykiran” serj tankian bu sefer “sarki soyluyor”. rubin “onun muhtesem bir sesi oldugunu ve guzel soyleyebilecegini biliyordum. vokallerin guzelligi aklimi basimdan aldi. bu sert muzige dunya standartlarinda vokal yapiyor. boyle bir vokalist daha yok.” diyor tankian’in icin.

“bu album piyasada tutulmasa bile iyi bir album” diyor tankian. “gercek sanatin, ticari basari ile alakasi yoktur. kayitlarin satin alinmasi ikincil onem tasir. yapilip kaydedilmesidir onemli olan. sonrasinda onun birisi tarafindan dinlenip alinmasi ikincil onem tasir.” politik tavirlari ve sistem karsiti duruslari ile rage against the machine’in (r.a.g.m.)’in bosalttigi tahta da aday gosteriliyorlar. tankian gurubun internet sitesinden “her kanalda ayni seyleri goruyoruz. bu cok tasarlanmis. cok fazla filtrelenmis” diye seslenerek durusunu ortaya koyuyor. ayrica gurubun ermeni koklerine bagliliklarini da “war?” (savas) ve “p.l.u.c.k.” (politically, lying, unholy, cowardly killers – politik, yalanci, kutsal olmayan, odlek katiller) gibi sarkilarinin sozlerinde anayurtlarinida yasadiklari zulumlere cekilen perdeyi reddederek gosteriyorlar.

ilk albumdeki "know" (bil) adli sarkinin bir bolumunde soyle sesleniyorlar...

kitaplarin hepsi farkli seyler soyluyorlar
insanlarin bir kismi sari kanatlarini cirpip suzulmeye calisirken
hayatin orospusu ve neredeyse hersey olarak
suruden kacan bir koyun olmus olabilir
ama artik bir kus simdi ucabiliyor
olebiliyor
lanet olasi dunyanizi kirabilmek icin

hic neden bildigini dusunmezsin
bil, hic neden bildigini dusunmezsin
bil, hic neden bildigini dusunmezsin
bil, artik neden bildigini dusun,
bil


odadjian kendilerini “biz bir rap veya rock hareketi degiliz. biz muzik yapan dort herifiz. herhangi bir tarzin parcasi degiliz. 1998’de ortaya cikiverdik ve sadece s.o.a.d muzigi yapiyoruz” diye anlatiyor. dracula 2000 filmi icin yaptiklari “metro”, blair cadisi 2 icin yaptiklari “mind” (akil) ve scream 3’deki “spiders” (orumcekler) gibi sarkilarin disinda gurubun bircok demosu da el altindan ve mp3 olarak internette dolasiyor. kapak olduklari cmj dergisinin subat sayisinda tankian yeni albumleri icin soyle diyor. “ayni kayitlari tekrar yaratmayacagiz. bir gurubun ilk kayitlarinin aynisi ile tekrar tekrar ortaya cikmasindan nefret ediyorum. hissettigim ve gidip satin alamayacagim muzigi yapmak istedim.”

ilk albumlerin 1998de yayinlanir yayinlanmaz “kult” mertebesine ulasmasinin ertesinde gurup slayer ve ozzfest’in turnelerinde kendine yer edindi. sahnedeki canli performanslari ve ilginc makyajlari da ilgi topladi. bu sayede 1999’da son black sabbath sovunda da sahne aldilar. 2000 yilinda da henuz tamamlayamadilari amerika turnelerine devam etiiler. aslinda gurup neredeyse 1998den beri turnede. gurup onumuzdeki eylul sonu slipknot ile bir turneye cikacak. ayrica sonrasinda gerek abd’de, gerekse avrupa’da bazi festivallerde de sahne alacaklar.

california’daki ermeni toplumu icerisinde yetisen tankian liderligindeki gurup ermenilerin “sozde” soykirimi kabul ettirme calismalarina da destek veriyor. s.o.a.d. ermenilerin “soykirimi anma gunu” olarak kutladiklari 24 nisan’dan hemen once hayranlarina, baskan bush ve abd hukumetine resmen hicbir zaman tam anlamiyla tanimadiklari “sozde” ermeni soykirimi’ni kabul ettirmek yonunde baski yapmalari icin seslenenmisti. ayrica baslangicinda 1915’de anadolu’da yasanan trajediyi anlatan bir belgeseli gosterdikleri bir konserin 20.000 dolarlik gelirini de anca’ya (armenian national comitee of america – amerikan ermeni ulusal komitesi) birakmislar.

ilk albumdeki “know” ve “sugar” ozellikle tankian’in ilginc vokalleri ile benim favorilerim. ayrica “p.l.u.c.k.” ve “war?” adli sarkilarda da sozlerdeki ofke muzige yansiyor ve tankian’in sert vokali ile doruga ulasiyor. ilk album olan s.o.a.d ve sugar adli e.p. amazon.com sitesinden satin alinabiliyor. (tabii mp3’ler internette cirit atiyor...) yeni album turkiye’de satisa sunulumu bilmiyorum, ama amazon’dan ya da diger sitelerden bulunabilegi kesin. umarim yakinda toxicity’deki sarkilari dinleme sansina da sahip olurum.

insanlarin ait olduklari degil de bulunduklari topraklarin muzigini yaptiklarini ama bunun icinde koklerinden izler de barindirdiklari yonundeki teze iyiden selam duran s.o.a.d. icin umarim onlari istanbul’da canli izleme sansina sahip oluruz

bir de son soz, s.o.a.d. elemanlarinin isimlerinin ne kadar "turkce oldugunu" bir dusunun, bir de p.l.u.c.k. adli sarkida "butun nesil jenosit, tum gururumuzu goturduler" demelerini... daha cok dusunursunuz....

pentagram

priapus
1986 yilinda gitarda hakan utangac, davulda cenk unnu tarafindan kurulan, tarkan gozubuyuk ve ogun sanlisoy’un da katilimiyla guclenen grup, kendisiyle ayni adi tasiyan "pentagram" isimli albumunu 1990 yilinda yayinladi. bu calismayi unutulmaz yapan parcalar kuskusuz "rottendogs" ve "powerstage" idi. 1992 yilinda "trail blazer" albumunun cikmasiyla gruba dahil olan metin turkcan dort yil sonra ayrilmak durumunda kaldi.

"trail blazer" ayni zamanda avrupa’da da piyasaya cikti. "trail blaizer", "time bomb" ve "the planet" bu albumun sarkilari arasinda. bundan sonra yurticinde ve yurtdisinda yogun bir konser programi baslatan grup, 1995’te eleman degisikligi yasadi.

ogun’un yerine murat geldi. o gelince hakan gitarist oldu ve murat ilkay vokali aldi. daha once nuclear blast sirketi ile anlasmasi olan grup raks ile masaya oturdu ve 97’de ucuncu albumleri olan "anatolia"’yi cikardilar. anatolia’da bulunan bazi parcalar, dunyanin ikinci buyuk studyosu olan "301 sydney"de kaydedildi.

pentagram hayranlari icin bu calisma sasirticiydi. hissedilir bir tarz degisikligi yasayan topluluk, oldukca sert olan muziklerini geride birakip rock dinleyicilerinin de hoslanacagi bir ture donmustu. ozenle hazirlanan ve sertab erener, ilhan barutcu, iskender paydas, ahmet koc, cengiz ercumer, ercan irmak gibi onemli isimlerin katkilariyla guclenen calisma, grubun bazi hayranlari icin hayal kirikligi yaratmis gibi gorunse de bir roportajlarinda tarz degisikliginin nedenini oldukca gecerli bir sekilde anlatmislardi;

"yaptigimiz her albumde, o donemdeki duygu ve dusuncelerimizi ictenlikle ifade ediyoruz. pentagram’in zaman icinde olusan belli bir muzikal kisiligi var. bu kisiligin her albumde gelistigini ve boyutlandigini dusunuyoruz fakat albumlerin turkiye’de veya ingiltere’de yayinlanacak olmasi tarzimizi etkilemiyor."

turkiye’de ve yurt disinda buyuk ilgi goren pentagram’in sonraki calismasi; 5 temmuz 1997’de acikhava tiyatrosu’nda gerceklestirilen gorkemli konserin kayitlarindan olusan tempo muzik etiketli, 1998 cikisli "popcular disari" adli album oldu. cd, kaset ve vhs video olmak uzere uc ortamda yayinlanmasinin yanisira ozenle tasarlanan ve sinirli sayida uretilen bir de koleksiyon seti piyasaya cikarildi. sette cd ve kasetin yaninda t-shirt, kolye, kartpostal, poster gibi urunler de grubun hayranlarina sunuldu.

2001 yilinin aralik ayinda beklenen album "unspoken" cikti. grubun yurtdisi calismalari icin belirledigi "mezarkabul" ismiyle yayinlanan bu album yine tarz bir degisikligiyle muzikseverlerin karsisindaydi. anatolia’ya oranla daha sert gitar tonlarinin hakim oldugu, mistik bir havanin estigi, onceki calismalara oranla daha duzenli, profesyonel ve ozgun gorunen calisma, tumuyle ingilizce sozlu parcalardan olusuyordu. grup elemanlari, yerli ve yabanci sozlu sarkilarla enstrumental parcalardan olusan yaklasik yuz dakikalik kayitlarini parcalara bolerek yayinlamis, yerli parcalarini "bir", yabancilari ise "unspoken" albumunde toplamislardi.

pentagram, turk rock ve heavy metal tarzlarinin onderi olabilecek sayili isimlerden biri... suphe yok ki gelecekte de adlarindan sikca soz ettirecek, muzikseverlere ayni ozen ve kalitede albumler, ayni coskunun yasandigi konser etkinlikleri sunacaklar.

pink floyd

priapus
pink floyd takvimi:

1964

londra’da polytechnic (yuksek teknik) okulu’nda mimarlik tahsili yapan roger waters, nick mason ve rick wright adli 3 genc sigma 6 toplulugunu kurarak, pink floyd’a giden yolu actilar. eski r and b parcalarini yorumlayan bu grup, bir sure sonra dagilir. ardindan aralarina bob close’u alarak tea
set’i kurdular.



1965

bob close ayrilir ve yerine eleman ararlarken waters’in cocukluk arkadasi syd barrett akillarina gelir. camberwell art school (sanat okulu)’da egitim goren syd, teklifi kabul ederek gruba katilir. tea set’den sonra the screaming abdabs, the maggadeths. the architectural abdabs gibi isimler alan grup icin syd barret anlamli bir ad onerimin de bulunur. pink anderson ve floyd council isimli bluescularin ilk adlarini birlestirip, grubu pink floyd sound yapacaklardi. degisim sadece isimde degil tarzlarinda da kendini gosterecekti. r and b yerini psychedelic rock tarzina birakacakti.



1966

13 mart - londra marquee club’ta sahneye ciktilar. ’spontenaous underground’ adini tasiyan bu konserden sonra gruba her hafta sonu o mekanda calma teklifi gelecekti.

aralik - ingiliz underground rock ortami- ufo club’ta calmaya basladilar.



1967

subat - essex universitesi’nde konser verdiler.

27 subat - sound techniques studyosu’nda ilk 45’likleri ’arnold layne’i kaydettiler.

mart - ’arnold layne’ isimli 45’lik plagi kendi olanaklariyla
cikartmislardi ve hic bir sirketle anlasmalari yoktu. emi records sirketi ’arnold layne / candy and a currant’ plaginin yayin haklarini aldi.

6 mart - grup ilk kez tv’ye cikti.

nisan- emi ile anlasan grup ilk albumleri icin 5 parcanin kaydina
basladi.

12 mayis - queen elizabeth hall’da ’games for may’ isimli konserde caldilar.

23 mayis - ’see emily play’ parcasini kaydettiler.

29 mayis - ’barbeque’67’ konserinde ’tulip bulb auction hall’ da
jimi hendrix, cream, zoot money, the more ile birlikte sahne aldilar.

16 temmuz - ’see emily play’ 45’ligi cikti.

5 agustos - grubun ilk albumu, ’the piper at the gates’ cikti.
eylul - ingiltere konserlerine basladilar.

24 ekim - ilk abd konser turnesi...

14 kasim - iki haftalik ingiltere turnesi



1968

ocak - londra’ya donuste ritm gitarist olarak david gilmour’la baglanti kurdular.

18 subat - gilmour, pink floyd’a besinci eleman olarak katilacakti.

2 mart - artan uyusturucu kullanimi sebebiyle syd barrett gruptan cikarilacakti.

12 nisan , dave gilmour’lu kadroyla ilk 45’likleri olan, ’it will be so nice / julia dream’ cikti.

14 nisan - almanya essen’de bir feztivale katildilar.

29 nisan - londra ’hyde park’da duzenlenen acik hava fesztivalinde roy harper ve jethro tull ile birlikte sahne aldilar.

6 mayis - hollanda, almanya, italyi konserleri.

19 haziran - ikinci albumleri ’a saucer full of serets’ cikti.

4 temmuz - amerika turnesi...

4 eylul - avrupa turnesi...

31 ekim - avrupa turnesinin fransa ayaginda tv yapimcisi barbet schonder grubu ’tous en scene’ adli programina cikardi. programdan sonra da onlarin muzigini ’mora’ adli filminde kullanmak istedigini soyledi.

17 aralik - pink floyd son ozgun 45’ligi olan ’point me at the sky’i cikaracakti. bundan sonra albumlerinden aldiklari parcalari 45’lik olarak cikarmak gibisinden bir yol izleyeceklerdi.



1969

ocak - ingiltere konserleri basladi.

14 nisan - grubun gelecekteki sahne gosterilerini mujdeleyen konserlerini verdiler. sahnede gumus renginde bir deniz canavaridolandirmalarinin yanisira isik gosterileri ve ozel efektler kullanmalari ilk kez bu konserde gerceklesecekti.

10 temmuz - ingiliz bbc televizyonu grubun muzigini aya inis
goruntulerinde kullandi. ayni tarihte yonetmen barbet schonder’in ’more’ filminin muziklerini tamamladilar. ayni isimli albumleri de piyasaya cikti.

eylul - ikili albumleri ’ummagumma’ cikti ve grup avrupa
turnesine basladi.

ekim - avrupa turnesi bitti.

25 ekim - belcika’da duzenlenen ’festival d’amougies’ de frank zappa ile birlikte caldilar.



1970

ocak - grubun eski elemani syd barrett’in ilk solo albumu ’the madcap laughs’ cikti.

mart - michelangelo antonioni’nin filmi ’zambriskie pudding’ icin 3 parca yaptilar.

27 haziran - ’bath’ festivaline katilan pink floyd, ilk kez buyuk koro ve orkestra esliginde sahneye cikiyor.
temmuz - toplama parcalarin yeraldigi - ’the best of pihk floyd’ albumu cikti.

18 temmuz - hyde park’da ucretsiz bir konsere katildilar.

26 temmuz - fransa turnesi basliyor.

eylul - amerika turnesine cikiyorlar.

ekim - amerika turnesinden donus...

10 ekim - ’atom heart mother’ albumu piyasaya cikti.

kasim - syd’in ikinci solo albumu cikti. bu calismadan sonra syd iyicene inzivaya cekildi.

11 aralik - grup, ingiltere turnesine cikti.

22 aralik - ingiltere turnesi son buldu.


1971

subat - almanya turnesine ciktilar.

agustos - eski 45’liklerinden olusan, toplama album ’relics’ cikti.

1 agustos - gruba iyi bir prestij kazandiran japonya ve
avusturalyayi kapsayan turnesi basladi.

16 ekim - san fransisko’dan yeni bir amerika turnesine
basladilar.

5 kasim - ’maddle’ albumu cikti.



1972

20 ocak - grup ingiltere turnesine basladi.

20 subat - ’quadrophonic’ ses duzeniyle ilk kez sahne alindigi turnenin son ayagi londra’daki ’rainbow’ konser salonuydu. bu salonda 4 gun arka arkaya cikan pink floyd, kelimenin tam anlamiyla bir tarih yazdi.

3 mart - japonya turnesi basliyor.

16 mart - turne bitiyor.

13mart - daha once ’more’ filmi icin calistiklari fransiz yonetmen barbet schroeder’in ’valley’ filmi icin kayitlara basladilar.

3 temmuz - ’valley’ filminin muzikleri, ’obscuded by clouds’ adiyla piyasaya cikti.

eylul - televizyon icin adrian maben’in yonettigi, ’pink floyd live pompeii’ filmi edinburg tiyatrosu’nda gosterildi.



1973

4 mart - abd ve kanada’yi iceren bir turneye ciktilar. bu turnede cikacak olan ’the dark side of the moon’ albumunun parcalari tanitilacakti.

24 mart - turnenin sonunda ’the dark side of the moon’ piyasadaydi.

mayis - londra’da ’earl’s court’da bir dizi konser verdiler.

haziran - avrupa ve amerika’yi kapsayan buyuk bir turne
basliyor.

kasim - turne sona eriyor.

4 kasim - ’the soft machine’in davulcusu pencereden duserek felc olmustu. grup, onun yararina bir yardim konseri verdi.



1974

ocak - grubun ilk iki albumu , yeni bir kapak dizayniyla ’a nice pair’ adiyla tekrar basildi.

mart - p. floyd,buyuk paralar karsiliginda bir bira firmasinin reklaminda oynamayi kabul ediyor.

haziran - fransa turnesinde, ilk kez sahne arkasinda fiulm gosterimine imkan veren yuvarlak beyaz perdeyi kullaniyorlar.



1975

temmuz - knebworth festivali’nde caldilar.

15 eylul - ’wish you were here’ albumu cikti.



1976

nisan - grubun eski elemani syd barrett’in solo albumu, ’harvest heritage’ cikti. barrett’in bu albumden sonra muzikle bagi tamamen kesildi.

aralik - ingiliz televizyonunda pink flolyd uzerine 6 bolumluk bir belgesel yayinlandi.



1976

ocak - ’animals’ albumu cikiyor.

temmuz - abd turnesinde yeralan clevelad konserini 81binkisi izledi.



1979

aralik - ’the wall’ cikiyor..


orphaned land

priapus
kadro (1996)
1991’de resurrection ismiyle grup ilk kuruldugunda, ilk esintiler de hissedilmeye baslandi. 1992’de grup, adini orphaned land olarak degistirdi ve grubun muzikal yonelimi, cesitli metal turlerini orta dogu kokleriyle birlestirmesiyle farkli bir yonde gelisti. onlarin geleneksel tarzi, metal dunyasina taze bir hava getirdi. 1993’de, the beloved’s cry (1999’da tekrar yayinlandi) isimli demo albumlerini kaydettikten sonra fransiz etiketi holy records ile anlasmalari surpriz olmadi. ilk iki albumleri sahara (1994) ve el norra alila (1996), hayranlari kadar medya tarafindan da buyuk ilgi gordu ve yeralti metal dunyasinin en iyi albumlerinden biri olarak kabul edildi.


istanbul gosterisi (2001)
1997’de, grup uyelerinin ulkelerinde yasadiklari hayat zorluklari nedeniyle orphaned land uzun bir sessizlige burundu. onlarin ruyalarini ayakta tutmaya yardimci olan sey, arap ulkelerindeki hayran kitlesiydi. "orphaned land’in muzigi dogu ile bati’nin, isikla karanligin, musevilik ile islam’in arasinda bir kopru, bir uyumu yansitiyor olabilir" diyordu kobi. tum bu sessiz yillarin ardindan, grup uyeleri "selden onceki sessizlik" isimli uc gosteriyle baslayarak tekrar eski gunlere geri donmek istiyordu. ilk gosteri turkiye’de, israil’li ve arap hayranlarla birlikte gerceklestirildi.


tel-aviv gosterisi (2002)
ikinci gosteri tel-aviv’de gerceklestirildi. sonuncusu ise bir akustik gosteriydi. bu gosteri kaydedildi ve mabool albumu ile birlikte sunuldu. mabool albumunde bes dil kullanildi, ingilizce, ibranice, arapca, yemen ve gibberish (orphaned land tarafindan olusturulmus bir dil) formunda sunulan latince. bu sarki sozleri kadin ve erkek vokaller tarafindan, oryental unsurlarla beraber klasik sekilde soylendi. bes grup uyesinin haricinde, 30’dan fazla konuk, albumde yer aldi. aralarinda 10’dan fazla calgi calan bir perkusyonist de vardi. ayrica, ud, saz ve buzuki gibi geleneksel calgilar, keman, cello, piyano, klasik ve akustik gitarlar ile beraber kullanildi. "bizim muzik tarzimiz progressive metalden black metale kadar tum metal muzik turlerinin karisimidir. genellikle ben buna ortadogu metal muzigi olarak adlandiriyorum" diyor kobi. onlarin muziksel etkilenimleri soruldugunda, kobi, mabool’un alisilmadik kaydindan bahsediyor: "hint muziklerinden jaz muzige kadar, butun muziklerden etkilendik. ben hint sokaklarinda muzisyenlerle kayitlar yaptim."


kayit gunleri (2003)
mabool’un resmi kaydi, 2003 yilinin temmuz ve ekim aylari arasinda, davul, piyano, cello, keman kayitlari icin zaza studyosu’nda ve bazi calgilarin karistirilmasi (ek muhendis olarak calisan simon vinestock tarafindan gerceklestirildi) islemi ise bardo studyosu’nda gerceklestirildi. "halo dies" sarkisinda, orphaned land’in deneysel ve ilerici tarafi, sarkinin ortasindaki cok ritimli gurultu etkileri ile gorulebilir.


yeni hikayenin baslangici
albumun sarki sozleri muzikleri gibi karmasiktir: mabool (= sel) - the story of the three sons of seven (= kahramanlar), bir dusunce albumudur. her sarki bu dusuncenin bir parcasini yansitir. hikaye uc kahramanin dogumuyla baslar, sonra tumunun macerasini anlatir ve sonunda gunahkar oksuz topragi kaplayan ve herseyi yikan bir sel ile son bulur. bu uc kahraman yilan, kartal ve aslan (albumun sanat calismasi olan ucgenin icinde tumunun simgesi yer almaktadir) yedi’nin uc oglu olarak tanimlanmistir. onlar uc buyuk tektanrili dinin (musevilik, hristiyanlik ve islam) ogullaridir ve bugunun gerceginde olan inanclar savasina ragmen daha fazla kan akmasini engelleyen kahramanlardir. ne yazik ki onlarin gorevi basarisizlikla sonuclanir ve bir sel onlari yok eder.

ozzy osbourne

priapus
asil adi john michheal osbourne olan ozzy 3 aralik 1948 ’de ingilterenin birmingham kasabasinda dogmustur.siradisi kariyeri daha 30 larina gelmeden baslamistir.ozzy dunya muzik kulturunun temel yapi taslarinin olusmasinda buyuk rol oynamistir.1970-1979 yillari arasinda black sabbath’i kurup hem vokallik hemde soz yazarligi yapmistir.daha sonra 1979 yilinda black sabbath’dan ayrilip hemen arkasindan 1980 yilinda ilk solo albuu olan blizzard of ozzyyi hayranlarinin begenisine sunmustur.ozzy ayni zamanda heavy metal muziginin yaratici mimari olarak da anilmaya baslamisti.ilk solo albumunun 50 milyonun ustunde satmasiyle ozzy tekrar kollari sivayip ikinci solo albumu olan diary of a mad man’i piyasa surmus ve bir heavy metal devi olma yolunda buyuk bir adim daha atmistir.album satislari her hafta bir oncekini 4!e katlayarak piyasada birer bomba misali patlamalar yapiyordu.solo kariyerinin 16. yilinda ozzfest adi altinda festivaller duzenlenmeye baslandi.ilk festivalinin sonunda 5 milyondan fazla bilet ve $100 milyon dolardan fazlada gelir saglamisti.festivallerin ardinda mtv de haftalik periyotlar halinde battle for ozzfest yayinlanmaya basladi.bu belkide ozzy’nin festivalde yaptgi basarinin basak bir yuzunu yansitmakicin gosterime girmisti.bu programin hemen arkasindan yine mtv de the osbournes adli bir program daha yayina kondu.ama bu sefer ozzy is yasantisi yerine ailesi ve gunluk yasantisi gozler onune suruyordu.karanligin prensi olarak da anilan ozzy son donemlerde hayranlarini birkez daha belkide son kez olmak uzere costurmak icin ilk grubu olan black sabbath ile de bir turneye baslamisti.

nirvana

priapus
amerikali muzik toplulugu. uyeleri: gitar ve vokalde kurt cobain, bas gitarda krist novoselic ve bateride dave grohl. 1988 yilinda cikardigi ilk albumle (bleach) sesini pek duyurmayan grup, 1991 yilinda cikardigi nevermind albumu ile muzik dunyasinda tam anlamiyla bir cigir acti. 4/4’luk ritm kaliplariyla, yalin fakat akilda yer tutan melodileriyle ve vurucu sozleriyle kendine ozgun bir tarz olusturan solist kurt cobain, ayni zamanda calkantili yasami ve uyusturucu bagimliligi ile de gundeme gelmistir. grunge adi verilen bu muzik tarzinda hizli bir tempo ve defalarca tekrarlanan nakarat bolumu en belirgin ozellikler olarak karsimiza cikar. grunge bu yonuyle punk muzigi de andirir fakat grunge ile punk akimlari temsil ettikleri kusaklar ile birbirlerinden ayrilir.

sahnedeki tavirlariyla da ses getiren grubun en iyi bilinen ozelliklerinden birisi de konser sonlarinda pahali gitarlari paramparca etmeleridir.

1993 yili nisan ayinda yuksek dozda uyusturucu alarak intihar eden kurt cobain, olumunun ardindan pek cok soru isareti birakmistir. cobain’in uyusturucu bagimliligi bir gercek olsa da, olumunun ardindan esi courtney love ’i da kusku ardinda birakan bazi komplo teorileri gundeme gelmistir. bunlardan en cok bilineni cobain’in kaninda bir insani oldurmeye yetecek dozdan cok daha yuksek miktarda eroin bulunmasidir.

metallica

priapus
metallica, heavy metal tarzini yeniden gun isigina cikaran ve bu yonuyle 80’li yillarin en onemli ve etkili grubu. o yillardaki metalci yildizlarin burnu kafdaginda havalarinin aksine sokaktan daha simdi gelmis izlenimi veren usluplari ve gorunumleriyle cok sempati topladilar. eserlerindeki karmasik yapili kompozisyonu daha da gelistirmek icin hiz ve ses sinirlarini zorladilar. 1983’de kill ’em all albumunun yayinlanmasiyla heavy metal’in underground imaji mesrulastirilirken, thrash metal’e de yeni bir derinlik ve boyut ekleniyordu. her yeni albumle birlikte grubun beste ve icra yetenegi de gelisme kaydetti. james hetfield’in gelistirdigi calma ritmi girtlaktan cikardigi seslerle birlikte tamamen kendine ozgu bir karisim yaratirken, gitarist kirk hammett metalcilerin en cok taklit ettigi gitarcilardan biri haline geldi. lars ulrich davulda gok gurultusu gibi caliyor ve bu ritim bas’ta cliff burton’in yenilikci ve kendine ozgu tarziyla mukemmel bir uyum sagliyordu. 1986 yilinda en kayda deger albumleri olan master of puppets’i cikardiktan sonra grubun trajedisi basladi. isvec’te turne otobusleri kaza yapti ve burton oldu. grubu surdurebilmek icin yerine jason newsted’i aldilar. iki yil sonra kavramsal olarak tutkulu bir album olan "and justice for all"i cikardilar. bu album mtv’den cok az bir destek gormesine ve radyolarda calinmamasina ragmen listelerin ilk on’unda yerini aldi. 1991 yilina gelindiginde metallica uzun sarkilar yerine daha ozlu ve kisa sarkilar yaparak tam anlamiyla piyasaya girdi, number one albumunu cikararak sadece abd’de 7 milyondan fazla satti. grup, neredeyse iki yil suren cok uzun bir turneye cikti. 90’li yillarda metallica, heavy metal’de oyunun kurallarini degistirdi. artik heavy metal sadece marjinal kesimler tarafindan degil hemen herkes tarafindan sevilmeye ve dinlenmeye basladi. bu kadar yaygin populerlik kazanan baska bir heavy metal grubu cikmadi. 1996 yilinda cikardiklari load albumuyle birlikte grubun sadik ve eski dinleyicilerinden onemli bir kismi hayal kirikligina ugradi. cunku bu albumle birlikte, metallica imaj degistiriyordu. saclarini kestirmisler ve unlulerin fotografcisi anton corbijin’de resim cektirmislerdi. alternatif bir rock yapiyor ve sokak cocugu gibi gorunmuyorlardi. yine de bu album iki ayda uc milyon satarak listelerde bir numara oldu. bir yil sonra, 1997’de re-load adli yeni bir album cikardilar, bu albumde load’da yer almamis bazi parcalar ve yeni parcalar vardi. sonra 1998’de az duyulmus sarkilarindan bir koleksiyon yapip garage inc. adiyla cikardilar. 1999 da san francisco senfonisiyle birlikte s&m albumunu cikarttilar. 2001 de basci jason newsted gruptan ayrildigini acikladi. yerine robert trujillo getirildi ve metallica yoluna 2003 de cikardigi st. anger albumu ile devam etti..

led zeppelin

priapus
led zeppelin, muzigin oncu dortlusu, ekim 1968’de ingiliz gitarist jimmy page (d. james patrick page, 9 ocak 1944, heston, middlesex, ingiltere) tarafindan, onceki grubu yardbirds’u dagilmasindan sonra kuruldu. john paul jones (d. john baldwin, 3 haziran 1946, sidcup, kent, ingiltere; bas, klavye), taninmis besteci ve muzisyen, cekirdek kardrodaki chris dreja’nin yerini aldi. birliktelige terry reid’i de vokalist olarak katmak istiyorlardi, ama o alcakgonullu bir tavirla robert plant’i (d. 20 agustos 1948, west bromwich, west midlands, ingiltere) tavsiye etti. o zamanlar hobbstweedle’da olan plant de sonradan, davula john bonham’i cagirdi (d. 31 mayis 1948, birmingham, ingiltere, o. 25 eylul 1980) asil cagirilan b.j. wilson’in procol harum ile kalacagini soylemesinden sonra. "new yardbirds" ismiyle bir sure idare ettikten sonra, led zeppelin ismini aldilar. beklentileri ve becerilerini tartisirken acimasizca gelen "muhtemelen kursun bir zeplin gibi dibi boylayacaksiniz" sozu uzerine secilmisti bu isim...

atlantic records ile masaya oturmanin verdigi heyecanla bir anda hic beklenmedik bir ataga gectiler. amerikayi turladilar. ilk calismalari led zeppelin, "good times, bad times", "communication breakdown", "dazed and confused", "how many more times?" ve "you shook me" gibi siradisi calismalari da iceriyordu. page’in dehasi plant’in davetkar sesiyle birlesiyordu. led zeppelin ii (tanitimini okumak icin tiklayin) fazla gecikmeden cikti. topluluk amerika’da simdiden en cok konusulanlar arasindaydi. bu son albumleri de yerlerini pekistirdi.

tanitim parcasi "whole lotta love", -willie dixon ’in "you need love" parcasinin biraz degistirilmisiydi- bir klasik oluvermisti. "livin’ lovin’ maid" ve "moby dick", bonham’in da katkilariyla grubun ilk baslardaki repertuvarinin buyuk kozlarindandi. ayrica "thank you" ile "what is and what should never be" led zeppelin iii’te daha cok karsimiza cikacak olan bir tarzin habercisiydi. "that’s the way", "tangerine", "the immigrant song", "gallow’s pole" led zeppelin’i duyanin onde gelen muzisyenleri arasina katmaya yetti, bununla da kalmadi.

konserlerde plant’in seksi pozlari adonisvari tavirlari, page’in efendi, uslu hareketleriyle tam bir zitlik olusturuyordu. gitaristin ve solistin uyumu da bununla birlesince -belirtmek gerek ki sahneyi cok iyi paylasiyorlardi- izleyenlere ayri bir keyif veriyordu. led zeppelin iv, diger isimleriyle "dort simge", "runes albumu" ya da "zoso" (albumun adi kelimelerden olusmuyordu, dort simge vardi, bu yuzden bu kadar cok ismi var), "stairway to heaven" parcasini iceriyordu... o sarki ki hala oduller kazanmaya devam ediyor. led zeppelin’in gercekten tanindigi album olarak nitelendirilebilir. "stairway to heaven", albumdeki diger sarkilari geri plana itmisti, evet, ama "when the levee breaks", "black dog", "rock ’n’ roll", "the battle of evermore" (sonuncusu sandy denny’nin katkilariyla) gec de olsa ilgi toplamayi basardi.

zoso (bu isim en cok yakistirilan olsa gerek) mart ’96 itibariyle onalti milyon adet satmisti. nedense bu albumu begenenler, "houses of the holy" gelince sustular. elestirmenler yine iyi notlar veriyorlardi ama tatmin olmamis gibiydiler. amerika turnesi butun rekorlari altust etti. ordan gelen parayla 1976’da "the song remains the same" isimli bir konser filmi de yapildi. topluluk kendi plak sirketini kurdu: swan song. "bad company", "the pretty things" ve "maggie bell" de hemen katildilar bu yeni sirkete.

boylece led zeppelin "custard pie" ve "sick again"de gorulen sert muzik ile "kashmir"deki deneysellik arasinda kendi istedigi gibi gelip gidebiliyordu, yaratma ozgurlugu kazandi. "trampled underfoot" ve "in my time of dying"e gosterilen ilgi cok buuyktu. blues muziginde ilerleme anlamina geliyordu bu calismalar. bunu sahne calismalari izledi, dunya turuna da cikilacakti ama plant bir araba kazasinda bir cok yerinden yaralaninca 1975 agustos’unda tur iptal edildi.

onun bu sikintili gunlerinde de yeni bir album icin calismalar surdu. ongorulenden gec cikabilen bu album henuz cikmamisken bile aldigi siparisler ona bir platin kazandirmaya yetiyordu. ama bu kadarla yetinmek zorundaydi topluluk, ingiltere satislari sonucunda hayal kirikligina ugramislardi. on dakikalik "achilles last stand" kayda deger bir calismaydi, diger parcalar ise pek taninmadi ve basariyi yakalayamadi. 1977’de beklenen birlesik devletler turnesi geldi. robert plant’a da aci haber bu siralarda geldi.

alti yasindaki oglu karac, kaptigi bir virus nedeniyle olmustu. grubun dagilacagi yonundeki dedikodular arasinda kalan konserler iptal edildi. bir yildan fazla bir sure hic bir sey yapmadilar, ta ki 1978’in sonlarina dogru abba’nin stockholm’daki polar studyosuna gidinceye dek. oncekiler gibi degildi ama "in through the out door" john paul jones’un onemli rol oynadigi guclu bir koleksiyon oldu. ingiltere’nin knebworth festival’indeki iki konser toplulugun punk muzige biraz daha yaklasacagi bir avrupa turnesinin ilk adimlari oldular.

bu turne de bir amerika turnesi icin yarida kesilmisti ki 1980 eylul’unde hayranlarini sok edecek bir gelisme olmustu, bonham olu bulunmustu. olum nedeni asiri alkol idi. bu inanilmaz haber toplulugun tarihindeki en onemli olaylardandi elbette. 4 aralik’ta swan song, arsiv niteligindeki "coda" piyasaya surulse de toplulugun resmen emekli oldugunu acikladi. jones daha sonralari "mission" ile calisarak basarili bir yapimci oldu, plant ise solo gecmisinin uzerinde bir de "pictures at eleven" kayitlarini ekledi. page "death wish 2"yi cekti, plant ile kisa bir sure icin tekrar bir araya geldi. honeydrippers calismasiyla 1984’te paul rogers ile yine kisa sureli "firm" icin calisti. daha sonra atlantic’in duzenledigi "25. yil konseri"nde babasinin biraktigi davula oturacak ogul jason bonham ile "jimmy page band"i kurdu.

toplulugun "remasters" ile gozler onine serilen yenilenmis, eskisinden tamamen farkli ilgi alanlarina ragmen birarada kalmak icin sarfedilen caba buyuktu. bir turlu "buraya kadarmis, herkes kendi yoluna" diyemiyorlardi. yine de bu kolay olmayacakti. 1994’te page ve plant bu birliktelik icin gidilmesi gereken yolun yarisindan fazlasini asarak, ismi nazire yaparcasina "unledded" konmus calismaya katildilar, yokluguyla dikkat ceken john paul jones unutulmus gibiydi...

1998’de ikili yeni islerini ortaya dokerek bir page ve plant albumu cikardilar. ticari acidan sorgulanmayacak kadar basarili oldular. led zeppelin hakli olarak rock tarhini en cok, en derinden etkileyen topluluklar arasinda sayiliyor.

yaptiklari kayitlar bir cok basarili muzisyenin yol gostericisi oldu, olmaya da devam edecek gibi gozukuyor: "sarki ilk gunku gibi"...

18 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol