confessions

pinkcat

- Yazar -

  1. toplam entry 1627
  2. takipçi 1
  3. puan 63609

ian curtis

pinkcat
15 temmuz 1956 manchester doğumlu müzisyen. joy division solisti ve söz yazarı. epilepsi hastasıydı, ve bu hastalık yüzünden 18 mayıs 1980 de kendini astı. tam adı ian kevin curtis dir. deborah isimli bir eşi ve natalie isimli bir kızı vardı. cesedi yakıldı.

lucy in the sky with diamonds

pinkcat
bu şarkı hakkında çeşitli rivayetler vardır. ilki lsdye yazıldığı yönündedir. bir diğeri ise john lennonın oğlu julianın anaokulundan arkadaşı lucy i gökyüzünde elmaslarla resmetmesidir. john oğluna resmin ne hakkında olduğunu sorunca ’’lucy in the sky with diamonds’’ cevabını almıştır. son rivayet ise, lucy nin annesi mücevher işiyle uğraşmaktadır ve şarkı lucy e ithafen yazılmıştır.

bilgi sözlük e demokrasi gelirse olabilecekler

pinkcat
olabilecek çok şey vardır. yöneticilerin oy birliğiyle tayin edilmesi, seovinin olmaması düz mantık güdüldüğünde ilk akla gelen seçeneklerdir. ama günümüzdeki demokrasi anlayışı değişmiştir. bu nedenle eğer sözlüğe demokrasi gelecekse taş taş üstünde kalmayacaktır, sözlük bir sömürgeye dönüşecek, sözlükte bir kaos ortamı hakim olacaktır. hergün yeni bir bilgiç demokrasi uğrunda yitip gidecektir.yani sözlüğe demokrasinin gelmesi her ne kadar özlenen ve arzu edilen bir durum olsa da aslında çok kötüdür.

sevgilinin son rondosu yenmez

pinkcat
bir reklam sloganı ama irdelendiğinde aslında sadece bir reklam sloganından çok daha fazlası.burada aptal, basit bir bisküvi aşktan, sevgiden, sadakattan üstün tutulmuştur. bisküvi nedir? bir tür yiyecek yani bir tüketim maddesidir. sevgili nedir? sevdicektir, en özel anlar paylaşılandır, değer verilip el üstünde tutulandır. peki bu reklamda verilmek istenen mesaj ne? sakın sevgilinin son bisküvisini yeme, yoksa seni terk eder. peki olayın kahramanlarından er kişi ne yapar? tüm uyarılara aldırış etmeden son parçayı mideye götürür. akabinde sevdiceği hanımefendi küplere biner ve esas oğlanı terk eder. buraya kadar her şey normal gözükmekte ama aslında yanlış giden bir şeyler var. erkekler ruhsuz, bencil, çıkarcı kadınlar ise üstün varlıklar ve midesine düşkün yaratıklar olarak gösterilmiş ki burada bir ayrımcılık vardır.her iki cins de kötülenip vasıfsal açıdan basite indirgenmiştir. ayrıca sevdiceğe son bisküviyi yedi diye kızmak da saçmalıktır, burada bir tüketim maddesi ile bir insan eş tutulmaktadır.insana verilen değersizliğin bir göstergesidir bu. kısaca bisküvi markası altından ince ince kapitalizm ve yozlaşma, yabancılaşma reklamı yapılmaktadır. alt metinler okunduğunda insani değerlerin yitirildiği, insan kavramının madde ile eşdeğer tutulduğu, ruhların paraya ve varlığa,mülke satıldığı görülür. yani her reklam aslında o kadar da masum değildir.

tikky ama kültürlu

pinkcat
aslında ilk etapta tezat bir durum gibi görünse de mümkünatı vardır.şöyle ki; eğer tikkylik sadece marka giyinmekle eş tutuluyorsa bir kimsenin okumuşluğu/yazmışlığı eğreti durmaz bu kimlikte. yok eğer tikkylik daha geniş ve derin kapsamlı yaşanıyorsa, yani bir nevi hayat felsefesi olmuş ise, işte o zaman durup düşünmek gerekir, bu noktada bir tıkanma,bir yanlışlık vardır. lakin kastedilen kültürün ne kültürü olduğu da bir açmazdır. zira günümüzde popüler kültür diye bir kavram vardır ve ’’in’’ kitapları okumak, ’’in’’ mekanlara gitmek de bir kültürlülük göstergesi olabilir. burada vurgulanmak istenen anlama dikkat edilmelidir.

walk like an egyptian

pinkcat
bir bangles şarkısı. sözleri de şöyle:

all the old paintings on the tombs
they do the sand dance don’t you know
if they move too quick (oh whey oh)
they’re falling down like a domino

all the bazaar men by the nile
they got the money on a bet
gold crocodiles (oh whey oh)
they snap their teeth on your cigarette

foreign types with the hookah pipes say
ay oh whey oh, ay oh whey oh
walk like an egyptian

the blonde waitresses take their trays
they spin around and they cross the floor
they’ve got the moves (oh whey oh)
you drop your drink then they bring you more

all the school kids so sick of books
they like the punk and the metal band
when the buzzer rings (oh whey oh)
they’re walking like an egyptian

all the kids in the marketplace say
ay oh whey oh, ay oh whey oh
walk like an egyptian

slide your feet up the street bend your back
shift your arm then you pull it back
life is hard you know (oh whey oh)
so strike a pose on a cadillac

if you want to find all the cops
they’re hanging out in the donut shop
they sing and dance (oh whey oh)
spin the clubs cruise down the block

all the japanese with their yen
the party boys call the kremlin
and the chinese know (oh whey oh)
they walk the line like egyptian

all the cops in the donut shop say
ay oh whey oh, ay oh whey oh
walk like an egyptian
walk like an egyptian

5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol