pinkcat

hayatın sillesini sağlam yemiş kadın.para karşılığı bedenini satan,bu sırada ruhunu parçalatan,bilincini tüketen,buna mecbur olan insan.yaptığı işi sanki kendi isteğiyle icra ediyormuşçasına,bu yolu bilerek,isteyerek seçmiş sanılan,horlanan,aşağılanan ,itilen,kakılan görmezden gelinen,insan olduğu unutulan kadın.dünyanın en eski mesleğini zorla yapmak durumunda kalan kadın.

kondomu şişirip balon yapmak.

en başta platonik aşk mevzu bahis olabilir.hal böyle olunca da ilişkiden söz edilemez.hem ilişki ne demektir?karşılıklı alıp verme,fedakarlıkta bulunma demektir.yani çift yönlü bir sosyal iletişim biçimidir.ancak her aşkta bu yoktur.kimi aşklar vardır ki sadece sizden alır,veren taraf ve dolayısıyla kaybeden taraf hep siz olursunuz.böyle olunca da yalnızlık kaçınılmazdır.aşkınızı tek kişilik yaşamaya başlarsınız.aşk bencildir,hep sizden bir şeyler talep eder.karşılığında elleriniz boş kalmaya mahkumdur.

kelime anlami olarak kilic kini demekmis(ingilizce vagina).bizde neyin kini bilemiyorum ama bas belasi,onu biliyorum.zariydi,eniydi,boyuydu,kasilmasiydi,kiliydi,tuyuydu,susuydu,busuydu derken toplumsal mesele halini almis organ.evet o sadece bir organ,kendi halinde,sessiz sakin bir organ.lakin bazi manyak turk erkeklerinin penisten sonraki en buyuk takintisi,namus belasi,hayat sondurme makinesi.kime ne kardesim elalemin vulvasindan(evet diger adi da vulvadir).bu kadar onemli olmasi toplumsal bazi sorunlarin da isaretidir.tanri butun disileri korusun ve onlara sabirlar versin.

bir reklam sloganı ama irdelendiğinde aslında sadece bir reklam sloganından çok daha fazlası.burada aptal, basit bir bisküvi aşktan, sevgiden, sadakattan üstün tutulmuştur. bisküvi nedir? bir tür yiyecek yani bir tüketim maddesidir. sevgili nedir? sevdicektir, en özel anlar paylaşılandır, değer verilip el üstünde tutulandır. peki bu reklamda verilmek istenen mesaj ne? sakın sevgilinin son bisküvisini yeme, yoksa seni terk eder. peki olayın kahramanlarından er kişi ne yapar? tüm uyarılara aldırış etmeden son parçayı mideye götürür. akabinde sevdiceği hanımefendi küplere biner ve esas oğlanı terk eder. buraya kadar her şey normal gözükmekte ama aslında yanlış giden bir şeyler var. erkekler ruhsuz, bencil, çıkarcı kadınlar ise üstün varlıklar ve midesine düşkün yaratıklar olarak gösterilmiş ki burada bir ayrımcılık vardır.her iki cins de kötülenip vasıfsal açıdan basite indirgenmiştir. ayrıca sevdiceğe son bisküviyi yedi diye kızmak da saçmalıktır, burada bir tüketim maddesi ile bir insan eş tutulmaktadır.insana verilen değersizliğin bir göstergesidir bu. kısaca bisküvi markası altından ince ince kapitalizm ve yozlaşma, yabancılaşma reklamı yapılmaktadır. alt metinler okunduğunda insani değerlerin yitirildiği, insan kavramının madde ile eşdeğer tutulduğu, ruhların paraya ve varlığa,mülke satıldığı görülür. yani her reklam aslında o kadar da masum değildir.

(bkz: yobaz ayıklayıcı başlıklar)
(bkz: yarası olan gocunur)

güzellik göreceli bir kavramdır.ama günümüzde güzelleşmek kolaydır. ahlak da günümüzde göreceli bir kavram olmaya başlamıştır,ama kadın kısmı erkeklere göre nefsine daha hakim olduğu için ahlak konusunda +1 puan alır.zeka cinsiyete özgü değildir,ama kadınlar sezgilerini zekice kullanırlar.bilgi ise sonradan edinilen bir olgudur,yani çalışılırsa herkes bilgi sahibi olabilir.sonuç olarak o kadar da imkansız bir insan modeli değildir,mümkünatı vardır.

-herif sözlüğün başından kalk!
-peki efendim.

(bkz: anne terliği)

(bkz: yaşanılan her aşkı ilişki sanmak)

kiz dersten cikmistir,bir kolunda uc-bes adet buyuk ve kalin kitap vardir,ayni anda surekli sarsilan minibuste akrobatik hareketler yaparak diger koluyla tutunmaya calismaktadir.biner binmez kendisini gozune kestiren yardimsever(!)genc(!) erkegin yardim teklifini reddedince aldigi cevapla dumur olur.
erkek(kendinden emin bir ifadeyle):verin kitaplarinizi ben tutayim,ehe cok guclu kollarim vardir.
kiz(saatler suren matematik dersinden beyni sulanmis,baska alemlerde geziyor):gerek yok ya,incem yakinda.
erkek(sinirli):alt tarafi yardim edelim dedik,merak etme tipim degilsin!
kiz:!!hasta misin!?
kiz sonra gulme krizine girerek minibusten iner.bu esnada yolcular ve sofor dumur vaziyettedir.

eğer öyle bir şey var ise,bu sözlüğün atatürk gençlerinin bulunduğu bir platform olduğunu gösterir.

aklı karışık olmaktır. çocukluktan çoktan çıkılmıştır ancak henüz tam anlamıyla erkek/kadın da olunamamıştır. insan kendini gençten çok yaşlı hisseder.’’eyvah otuza az kaldı’’ telaşı kaplar bünyeyi. yalnız olmaktır, defalarca yanılmaktır, üzülmektir derince, sevmeye çalışmaktır, ama bir türlü sevememektir, aşkı yeni yeni öğrenmektir, kadını erkeği keşfetmektir yavaşça, karşı cinsi yaşamaya başlamaktır. hayatın ne kadar kahpe ve zor, dünyanın iyinin ve kötünün bir karışımı yer olduğunun, insanlara kolayca güvenmemek gerektiğinin öğrenildiği yaştır. sorumluluklar artmaya başlar, sorumluluk ve görev bilinciyle gelecek endişesi yerleşir yüreklere. istikbal kaygısı kor bir ateş gibi düşer ruha. kirlenilmeye başlanır, günahlar işlenir, pişman olunur yapılanlardan, ama asla ders çıkarılmaz, bile bile lades denir hep. hayır denemez bir çift tatlı söze, bir çift güzel göze. toplumsal roller belirlenmeye ve oturmaya başlar bu yaşta. zihin gelişir, hayat, insan, aşk, sevgi, doğru, yanlış sorgulanır yavaştan.birey olmaya başlanır, canlar yakılır, sözler verilir ama tutulmaz asla. geleceğe umutla değil biraz daha kaygıyla ve gerçekçi bakmaktır. karmaşanın yaşıdır, ama güzeldir, özeldir, yaşanasıdır...

-ben bir şeyi iki kere söylemem,iki kere söylemem!

beyoglunda devamli karsima cikan sahsiyet,nine.hic ekranda gorundugu gibi degil,boyu en fazla 1.40 falandir,belki daha da kisadir.kiris kiris olmus minicik yuzu,yolunmus gibi duran saclari,kisacik boyuyla insanda garip duygular uyandiran kadin.kendisi en cok terkos pasajiyla beyoglu is merkezini tercih eder alisveris icin.dogru mu bilmiyorum ama zamaninda copten kiyafet toplarken goruldugune iliskin soylentiler vardir hanfendinin.kacik bayan.

cadde diye bilinir.yozlasmisligin,paranin,haksiz sttulerin,tikkyligin simgesi.sahte sarisinlarin,
silikon goguslerin,porselen dislerin,milyarlik
’kucularin’,yuz kusur milyarlik dort tekerlilerin
para babasi kirolarin,ozenti bebelerin,snop mekanlarin diyari.gideni bozan yer.ayrica gidisin
tek yon olusu ayri bir sinir bozucu durumdur. insan hic caddeden cikmadan hayatini idame ettirebilir,zira onca okul,cafe-bar-restorant-sinema vb.varken bu gayet mumkundur.ayrica unlu (bkz: zumrut )fotoyu da bunyesinde barindirir.zamaninda (bkz: naro)nun da pasif eylemleri-slogan yazmak-gozdesi olmustur.mecbur kalinmadikca gidilmemesi gereken yegane yerlerden biridir.

bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla.

normal,basi acik her bayana olduresi bakislar firlatan,arkalarindan soylenmedik kotu soz ve dedikodu birakmayan,ele gune namuslu,temiz,durust insan numarasi ceken,kendi gibi olmayanlari olesiye elestiren,ama ewden,cewreden uzaklasinca yemedik halt birakmayan insan(cik) turu.bunlarin baska turleri de mevcuttur:icki icen turbanli kizlar .utanma duygusundan yoksun canli turu.

aman boşver,takma kafana...

dağın başına kurulmuş kampüsümsü şey.dokuz eylül ileri lisesinin ana kampüsüdür,izmirle uzaktan yakından alakası yoktur,in-cin top oynar,halen daha fakültelerin inşaası bitmemiştir,bu nedenle kampüsten çok şantiyeyi andırır.işletme,mühendislik,fen-edebiyat,mimarlık ve denizcilik yüksek okuluyla merkez kütüphane,mediko sosyal ve ana yemekhaneyi bünyesinde barındırır.rivayete göre spor salonu ve kapalı yüzme havuzu vardır ama gören olmamıştır.çevresi otoban ve ormanla kaplıdır ki ormanın bir bölümü askeri bölgedir.geceleri yaban domuzu,tilki ve kurt indiği rivayet edilir,köpek sürüleriyse bizzat görülmüştür.binaların birbiriyle alakası olmadığından kaybolmak işten bile değildir.izmirde hava sıcakken bu tınazda montsuz dolaşılmaz.hele hava kararınca gasp,kaçırılma veya cinayet olayına kurban gitmek olasıdır.yalnız yürümek yemez burda.merkez kütüphanedeki bilgisayarlar sadece kitap aramak içindir,hatta arada görevliler gelip internete girmeyin diye fırça atarlar.şu an bu satırları kütüphaneden yazıyorum ve muhtemelen bir daha benden haber alamayacaksınız,zira dağın başında,bucanın varoşlarında faili meçhul bir olaya kurban gitmem çok mümkün.rektörün amacı tüm fakülteleri buraya taşımak,ama adam izmirin en güzel yeri alsancakta denize karşı çalışırken öğrenciyi kurtlar parçalamış,umurunda olmaz.buraya okul kuranın aklına şaapiyim ben.