edgar allan poe eseri:
hissettiğim için meleklerin,
yukardaki göklerde birbiriyle fısıldaşan,
bulamayacağını ateşli aşk sözleri arasında
daha çok adanma bildireni anneden,
bu değerli adla andım seni uzun süre-
sen ki anneden de önemlisin bana göre,
ve doldurursun yüreğimin içini ölümün
virginiamın ruhunu azat ettiği yerde.
annem-kendi annem erken öldü,
benim annemdi o yalnızca ama sen
annesisin öylesine sevdiğimin,
ve bu yüzden benim bildiğim anneden daha değerlisin,
ki sonsuzlukta ruhsal yaşantıdan
daha önemlidir ruhum için eşim.
edgar allan poe eseri:
kuşanmış keyifle,
yiğit bir şövalye,
gün ışığında ve gölgede,
bir şarkı söyleyerek,
yol almıştı epeyce,
arayarak eldoradoyu.
ama yaşlandı-
bu korkusuz şövalye
ve bir gölge düştü yüreğine,
bulamayınca hiç bir yer,
anımsatan eldoradoyu.
ve en sonunda,
gücü tükendiğinde
rastladı bir gezgin gölgeye-
"gölde" dedi
"nerede olabilir-
bu eldorado denen ülke?"
"sür atını ayda ki
dağların üzerinden,
aşağıya gölgeler vadisine,
korkmadan sür,"
diye yanıtladı gölge-
"arıyorsan eğer eldoradoyu"
kuşanmış keyifle,
yiğit bir şövalye,
gün ışığında ve gölgede,
bir şarkı söyleyerek,
yol almıştı epeyce,
arayarak eldoradoyu.
ama yaşlandı-
bu korkusuz şövalye
ve bir gölge düştü yüreğine,
bulamayınca hiç bir yer,
anımsatan eldoradoyu.
ve en sonunda,
gücü tükendiğinde
rastladı bir gezgin gölgeye-
"gölde" dedi
"nerede olabilir-
bu eldorado denen ülke?"
"sür atını ayda ki
dağların üzerinden,
aşağıya gölgeler vadisine,
korkmadan sür,"
diye yanıtladı gölge-
"arıyorsan eğer eldoradoyu"
edgar allan poe şiiri:
görüntüleri arasında karanlık gecenin
yitirilmiş sevincin düşünü kurdum.
ama kalbimi kırarak beni uyandırdı
görüntüsü yaşamın ve ışığın.
ah! düş olmayan bir şey var mıdır gündüzleyin
gözlerinde geçmişten gelen bir ışıkla
çevresine bakan kişi için?
o kutlu düş-o kutlu düş,
bütün dünya kınarken
tarlı bir ışık gibi neşelendirdi beni
yalnız bir ruha yol gösteren.
ne olmuş geceleyin ve fırtınada
titriyorsa yükseklerdeki ışık?
daha berrak bir şey var mıdır
gündüz parlayan yıldızından, gerçeğin!
görüntüleri arasında karanlık gecenin
yitirilmiş sevincin düşünü kurdum.
ama kalbimi kırarak beni uyandırdı
görüntüsü yaşamın ve ışığın.
ah! düş olmayan bir şey var mıdır gündüzleyin
gözlerinde geçmişten gelen bir ışıkla
çevresine bakan kişi için?
o kutlu düş-o kutlu düş,
bütün dünya kınarken
tarlı bir ışık gibi neşelendirdi beni
yalnız bir ruha yol gösteren.
ne olmuş geceleyin ve fırtınada
titriyorsa yükseklerdeki ışık?
daha berrak bir şey var mıdır
gündüz parlayan yıldızından, gerçeğin!
edgar allan poe eseri.
kimi nitelikler vardır-ikili bir yaşamı olan
bazı bileşik şeyler ki böyle yapılmıştır
bu ikiz kimliğin bir türlü
ışık ve maddeden fışkıran
gölgede ve katıda görülen
iki katlı bir sessizlik vardır-kıyı ve deniz-
gövde ve ruh.biri sessiz yerlerde durur.
uzun çimenlerde,vakur güzelliklerde,
kimi beşeri anılarda ve göz yaşartan eski bilgilerde,
korkusuz say onu:adı yok artık
birleşik sessizliktir o:ondan korkma
içinde kötü bir güç yok,
ama ısrarla bir kader(amansız kader)
rastlatırsa seni onun gölgesine
(adsız bir peri uğrayan insan ayağının basmadığı bölgelere)
kendini tanrıya emanet et.
kimi nitelikler vardır-ikili bir yaşamı olan
bazı bileşik şeyler ki böyle yapılmıştır
bu ikiz kimliğin bir türlü
ışık ve maddeden fışkıran
gölgede ve katıda görülen
iki katlı bir sessizlik vardır-kıyı ve deniz-
gövde ve ruh.biri sessiz yerlerde durur.
uzun çimenlerde,vakur güzelliklerde,
kimi beşeri anılarda ve göz yaşartan eski bilgilerde,
korkusuz say onu:adı yok artık
birleşik sessizliktir o:ondan korkma
içinde kötü bir güç yok,
ama ısrarla bir kader(amansız kader)
rastlatırsa seni onun gölgesine
(adsız bir peri uğrayan insan ayağının basmadığı bölgelere)
kendini tanrıya emanet et.
edgar allan poe şiiri:
güzel adacık,çiçeklerin en güzelinden alır
kibar adların en kibar olan adını,
nice düşüncelerini senin görüp birden uyanan
gömülmüş nice ümitlerin.
nice sahnelerini,ne mutlulukların göçmüş.
nice düşüncelerini,ne ümitlerin gömülmüş.
nice görüntüleri bir kızın ki
artık yok-artık yok yeşil bayırlarında
artık yok!yazık o büyülü kederli ses
dönüştüren her şeyi.büyülerin sevindiremeyecek artık kimseyi,
yok artık anıların!lanetlenmiş sayarım
bundan böyle senin çiçeklerle minelenmiş kıyını,
ey sümbül adacığı.ey mor renkli zante
isola doro.fior di levante!
güzel adacık,çiçeklerin en güzelinden alır
kibar adların en kibar olan adını,
nice düşüncelerini senin görüp birden uyanan
gömülmüş nice ümitlerin.
nice sahnelerini,ne mutlulukların göçmüş.
nice düşüncelerini,ne ümitlerin gömülmüş.
nice görüntüleri bir kızın ki
artık yok-artık yok yeşil bayırlarında
artık yok!yazık o büyülü kederli ses
dönüştüren her şeyi.büyülerin sevindiremeyecek artık kimseyi,
yok artık anıların!lanetlenmiş sayarım
bundan böyle senin çiçeklerle minelenmiş kıyını,
ey sümbül adacığı.ey mor renkli zante
isola doro.fior di levante!
edgar allan poe şiiri:
sabahleyin öğleyin akşam karanlığında
benim ilahimi duyarsın, maria.
kederde ve sevinçte, iyide ve kötüde,
tanrının anası benimle ol.
saatler pırıltıyla uçtuğunda,
ve tek bir bulut karartmadıgında göğü,
aylak olmasın diye ruhum,
lütfun götürdüğü onu sana ve seninkine;
şimdi, fırtınalaı kaderin
geçmişimi ve gücümü karartınca,
bırak ışısın geleceğim
senin ve senin olanın tatlı ümidiyle
sabahleyin öğleyin akşam karanlığında
benim ilahimi duyarsın, maria.
kederde ve sevinçte, iyide ve kötüde,
tanrının anası benimle ol.
saatler pırıltıyla uçtuğunda,
ve tek bir bulut karartmadıgında göğü,
aylak olmasın diye ruhum,
lütfun götürdüğü onu sana ve seninkine;
şimdi, fırtınalaı kaderin
geçmişimi ve gücümü karartınca,
bırak ışısın geleceğim
senin ve senin olanın tatlı ümidiyle
edgar allan poe şiiri:
ah kırıldı altın kase - ruh uçtu ebediyen
çalsın çanlar - aziz bir ruh yüzmekte
stygian nehrinin üzerinden
ve, guy de vere, yok mu gözyaşın - şimdi ağla ya da
bir daha ağlama sakın.
bak, oradaki katı ve kederli sedyede
serilmiş yatar lenore, senin aşkın
gel, mersiye okunsun - söylensin cenaze şarkısı
bir ilahi öylesine genç ölmüş bu kraliçeler gibi ölü için
"zavallılar, serveti için sevdiniz onu ve
nefret ettiniz ondan kibirinden ötürü
ve hasta düştüğü zaman onu kutsadınız - ki öldü
öyleyse nasıl okunacak tören - ağıt nasıl söylenecek
sizin - kötü gözleriniz, sizin iftiracı diliniz tarafından
ki, öylesine genç olan o masumu öldürdünüz."
peccavimus! konuşma böyle, ama ulaştır
bir sabbat şarkısını kederle, tanrıya ki
ölü rahat eder belki de
tatlı lenore itmişti önceden
yanı sıra uçan ümitle
bırakıp seni çılgınlığa
eşin olması gereken o sevgili çocuk için
şimdi yere serilmiş o neşeli güzel için
yaşam üstünde onun sarı saçlarının - ama gözlerinde değil
hala orada yaşam saçlarının üzerinde ve ölüm üzerinde gözlerinin
"çekil - çekil - düşmanlardan dostlara açılır o öfkeli ruh
cehennemden, en üst gökkatındaki bir malikaneye
ahlardan ve iniltiden, göğün kralının yanındaki altın taca
çanlar çalmasın öyleyse, kutsal neşe içindeki ruhu
lanetli yerden yükselen müziği duymasın diye,
ve ben -yüreğim rahat bu gece- ağıt söylemeyeceğim
ama uçuracağım o meleği, eski bir şükran ilahisiyle"
ah kırıldı altın kase - ruh uçtu ebediyen
çalsın çanlar - aziz bir ruh yüzmekte
stygian nehrinin üzerinden
ve, guy de vere, yok mu gözyaşın - şimdi ağla ya da
bir daha ağlama sakın.
bak, oradaki katı ve kederli sedyede
serilmiş yatar lenore, senin aşkın
gel, mersiye okunsun - söylensin cenaze şarkısı
bir ilahi öylesine genç ölmüş bu kraliçeler gibi ölü için
"zavallılar, serveti için sevdiniz onu ve
nefret ettiniz ondan kibirinden ötürü
ve hasta düştüğü zaman onu kutsadınız - ki öldü
öyleyse nasıl okunacak tören - ağıt nasıl söylenecek
sizin - kötü gözleriniz, sizin iftiracı diliniz tarafından
ki, öylesine genç olan o masumu öldürdünüz."
peccavimus! konuşma böyle, ama ulaştır
bir sabbat şarkısını kederle, tanrıya ki
ölü rahat eder belki de
tatlı lenore itmişti önceden
yanı sıra uçan ümitle
bırakıp seni çılgınlığa
eşin olması gereken o sevgili çocuk için
şimdi yere serilmiş o neşeli güzel için
yaşam üstünde onun sarı saçlarının - ama gözlerinde değil
hala orada yaşam saçlarının üzerinde ve ölüm üzerinde gözlerinin
"çekil - çekil - düşmanlardan dostlara açılır o öfkeli ruh
cehennemden, en üst gökkatındaki bir malikaneye
ahlardan ve iniltiden, göğün kralının yanındaki altın taca
çanlar çalmasın öyleyse, kutsal neşe içindeki ruhu
lanetli yerden yükselen müziği duymasın diye,
ve ben -yüreğim rahat bu gece- ağıt söylemeyeceğim
ama uçuracağım o meleği, eski bir şükran ilahisiyle"
edgar allan poe şiiri:
i
karanlık düşünceleri içinde, gri mezar taşının
ruhun, yapayalnız bulacak kendisini.
bir tek kişi bile kalabalıktan
izleyemeyecek senin, gizlilik saatini.
ii
ses çıkarma o ıssızlıkta
bir yalnızlık değil bu.
çünkü, yaşamda önün sıra
duran ölülerin ruhları,
ölümde de yine çevreni alır.
ve onların istekleri gölgeler seni.
ses çıkarma.
iii
kaşlarını çatacak gece, berrak da olsa
ve yıldızlar gökteki tahtlarından
işıklarıyla, ölümlülere verilen umut gibi
bakmayacaklar aşağıya.
halbuki, pırıltısız kıpkırmızı gözleri
sonsuza dek tenine yapışacak,
bir ateş ve humma gibi
görünecek, bıkkın ruhuna.
iv
kovamayacağın düşüncelerin sırasıdır.
sırasıdır asla yitmeyen görüntülerin
artık ruhunu bırakmazlar
çiğ damlası gibi çimendeki.
v
meltem sessiz-tanrının soluğu
ve tepenin üstündeki pus
gölgeli ama kırılmamış
bir simge ve belirti.
nasıl asılıyor ağaçların üstünde
gizemliliklerin gizemi.
i
karanlık düşünceleri içinde, gri mezar taşının
ruhun, yapayalnız bulacak kendisini.
bir tek kişi bile kalabalıktan
izleyemeyecek senin, gizlilik saatini.
ii
ses çıkarma o ıssızlıkta
bir yalnızlık değil bu.
çünkü, yaşamda önün sıra
duran ölülerin ruhları,
ölümde de yine çevreni alır.
ve onların istekleri gölgeler seni.
ses çıkarma.
iii
kaşlarını çatacak gece, berrak da olsa
ve yıldızlar gökteki tahtlarından
işıklarıyla, ölümlülere verilen umut gibi
bakmayacaklar aşağıya.
halbuki, pırıltısız kıpkırmızı gözleri
sonsuza dek tenine yapışacak,
bir ateş ve humma gibi
görünecek, bıkkın ruhuna.
iv
kovamayacağın düşüncelerin sırasıdır.
sırasıdır asla yitmeyen görüntülerin
artık ruhunu bırakmazlar
çiğ damlası gibi çimendeki.
v
meltem sessiz-tanrının soluğu
ve tepenin üstündeki pus
gölgeli ama kırılmamış
bir simge ve belirti.
nasıl asılıyor ağaçların üstünde
gizemliliklerin gizemi.
bir edgar allan poe şiiri:
yaz ortasındaydı
ve geceyarısı,
ve yıldızlar yörüngelerinde
ölgün ölgün pırıldarken,
kendisi göklerde
köle gezegenlerin arasında
ışığı dalgalarda olan soğuk ayın.
soğuk tebessümüne dikmiştim gözlerimi
fazlasıyla - fazlasıyla soğuktu benim için.
derken kaçak bir bulut,
geçti örtü niyetine,
ve ben sana döndüm,
mağrur akşam yıldızı.
senin ışığın daha değerlidir benim için.
çünkü yüreğime mutluluk verir
göklerde gururun geceleri,
ve daha çok beğenirim
o alçaktaki daha soğuk ışıktan
senin uzaklardaki ateşini.
yaz ortasındaydı
ve geceyarısı,
ve yıldızlar yörüngelerinde
ölgün ölgün pırıldarken,
kendisi göklerde
köle gezegenlerin arasında
ışığı dalgalarda olan soğuk ayın.
soğuk tebessümüne dikmiştim gözlerimi
fazlasıyla - fazlasıyla soğuktu benim için.
derken kaçak bir bulut,
geçti örtü niyetine,
ve ben sana döndüm,
mağrur akşam yıldızı.
senin ışığın daha değerlidir benim için.
çünkü yüreğime mutluluk verir
göklerde gururun geceleri,
ve daha çok beğenirim
o alçaktaki daha soğuk ışıktan
senin uzaklardaki ateşini.
bakımlı,fettan,dediğim dedik,tuttuğunu koparan,dişiliğinin farkında olan ve bunu silah olarak kullanan,her daim süslü hatta kokoş,narin yapılı,istanbul özlemiyle yanıp tutuşan,kibar,hafif burunları havada,eğlenceli kızlardır.severiz,sayarız kendilerini...
tınaztepe-halkapınar metro arasında sefer yapan otobüs hattı numarası.
bazı tatlılarda ve cilt bakımında kullanılır.
sado-mazo bir ilişkinin göstergesidir.
(bkz: çok iyi düşünmüşsün)
esprileri en fazla tebessüm ettirebilir.
(bkz: besmele)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?