confessions

oktuys

- Yazar -

  1. toplam entry 501
  2. takipçi 1
  3. puan 51085

yasakci zihniyet

oktuys
insanları doğruya/doğru bilinene sevketmek için yasaklamaları kullanan anlayıştır. kaba hali, sorunun nedenine inme özürlü olduğu, sorunu bastırmaya çalıştığı için sakat bir anlayıştır. her alanda olabilir. en son olarak, sigara yasağı "taslak" olarak gündemde yerini bulmuştur: sinema filmlerinde yasaklanmış, stadyumlarda sigara içenlere elli ytl para cezası getirilmiş ve daha pek çok alanda bu yasaklamalar gündeme getirilmiştir. işin kötüsü koca koca profesörler kalkıp bunları açıklamaya çalışmıştır; " kötü örnek oluyor çocuklara" diye diye. evet ben de sigara içmeyen/sigaradan nefret eden bir insan olarak sigarayla mücadele edilmesini anlayışla karşılayabilirim. fakat, sigaranın pazar payını gözardı edip, sigara şirketlerinin milyarlarca ürününü sürekli olarak pazara sürdüğünü bilip, buna çözüm olarak "filmlerde kullanılmasın, maç izlerken içene elli ytl" gibi komik yasaklamaların getirilmesi çözüme bir katkı olmuyor ne yazık ki. o zıkkımı içen, her yerde rahatlıkla bulabileceği sigarayı, yine de içecektir. çözüm olarak, kısıtlı bilgimle söylüyorum ki, uygulanan bilinçlendirme politikası daha büyük paylar ayrılarak sürdürülür, sigara içmeyenlere toplum içinde gereken haklar verilir,uygulamayla desteklenir (üniversite kantinlerinde, lokantalarda vb. yerlerde dumana maruz kalmama hakkı gibi). evet gördüğümüz gibi alternatif yöntemler de aslında bir çeşit "yasak". bu durumdan çıkaracağımız ders, yasakların akıllıca, bilinçli, kışkırtıcı hale getirilmeden, dolaylı yoldan kullanılması.

sözlükte kız olduğunu gizlemenin yolları

oktuys
ararken çok zorlandığım hadise. kadına yönelik ayrımcılık hayatın her alanında var ki burada niye olmasın. özellikle amlı sikli başlıklar, entryler cirit atarken. daha nezih bir ortam bekliyorum ben artık deşifre de olduk ama, gelecek yeni nesiller uğruna ateşe attım ben kendimi. yeni nesiller bugün burda özgürce kimliğimizden bahsedebiliyorsak bu oktuys un sayesindedir diyeceklerdir.

i died for you

oktuys
iced earth ün, melancholy ile aynı şarkı olduğuna inandığım, bir şarkısı( bir iki tane daha vardı ama unuttum şimdi, mazur görün). arkadaşlardan çok aksini iddia eden oldu "abi bak manyak şarkı, dinlesene bi daha" diyenler oldu ama dalga geçtiklerine kanaat getirdim ve "ulen dedim kedi hep" dedim "pilav yer mi" dedim. "neden yemesin abi" dediler. "o öyle değildi aslında abi, kedi ciğer yemiyor, uzanamazsa" diye düzeltmeye çalıştılar beni. ben de dedimki "ulan, ben i died for you nun altına kedi yazarım, ciğer yazarım, sonra bakarım olmuyor, yazı almış başını gitmiş, özür diler kapatırım". "haklısın abi" dediler "eşşeklik bizde, zaten iced earth de ibnenin bayrak taşıyanıymış da biz farkedememişiz, şahsından özür diliyoruz abi". bu bahsi kapatalım, özür dilerim sevenlerinden de, aslında bir şarkıları var güzel : (bkz: the phantom opera ghost).

fıstık ezmesi

oktuys
sade olarak da çok sevdiğim hatta sadece sade yediğim, gecenin bu saatinde başlığını görünce ağzımı sulandıran yiyecek maddesi. aklımda hep amerikanların film sahnelerinde kaşık kaşık yediği yiyecek olarak kalmış. örneğin olur da psikoloğun biri bir gün bana resmini gösterip neyi çağrıştırıyor dese - ki bu günlük hayatın vazgeçilmez, sıradan olaylarından biridir- "amerika, film vb." deyip ona da acilen bir psikiyatrik tedavi olanağı sağlarım. o kadar deliyimdir.

mustapha

oktuys
bir de atari salonlarında böyle bir oyun vardı. çok da güzeldi, "kasap" falan vardı. mustapha nın havada dönen garip bir tekmesi vardı. bir de iki kere zıplama tuşuna bastıktan sonra tekmeye bastığında "çivi" hareketini yapıyordu.

mechul öğrenci anıti

oktuys

buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
bir teneffüs daha yaşasaydı
tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
devlet dersinde öldürülmüştür

devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
maveraünnehir nereye dökülür?
en arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine’dir

bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım

o günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır:
ah ki oğlumun emeğini eline verdiler

arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
aldırma 128! intiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
(bkz: ece ayhan). çok şey söylemeye de gerek yok sanırım.

demokratik toplum partisi

oktuys
söylemek istediklerini siyasi yolu tercih ederek söylemeyi seçmekle beni mutlu eden oluşumdur. "bölücü,puşt,pkkcı" diyenlere istediğiniz neydi ki diye sormak gerekir? yıllarca teröre lanet okumadık mı? e, kardeşim bırakında hiç değilse bu yolu kullansınlar. çünkü biz istesek de istemesek de bu ülkede kürtler de yaşıyor ve demokrasiden bahsedilecekse, onların da sahip olması gereken haklar var. tabi, bu tür partilerin önünde büyük bir engel vardır: seçim barajı.

yönetimde istikrar

oktuys
yönetimin, görüş ayrılıklarından uzak, hızlı ve tutarlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesini anlatan ilke. ülke politikasını uygulamak bakımından önemlidir. fakat kantarın topuzunu kaçırmak halkın canını sıkabilir. dengeleyicisi ise, bir diğer ilke olan temsilde adalettir.

seçim barajı

oktuys
seçime katılan siyasi partilerin ancak belirlenen sınırı aştıklarında meclise girebileceklerini anlatan uygulama. ülkemizde, bugün için yüzde on olarak belirlenmiş durumda. demokrasi ayıbı olan bu uygulama, hem siyasi yollardan derdini anlatmaya çalışan kesime büyük bir engel ki bu da tepkiyi terörist kanala yönlendirebilir hem de günümüzü örnek verirsek, ülke seçmeninin yarısı kadar bir kısmının dışlanabilmesine neden olur.
bıçak sırtı iki ilkenin çekiştiği alandır aynı zamanda: yönetimde istikrar ve temsilde adalet. günümüzde, yukarıda belirttiğim oranla, bu ilkelerden yönetimde istikrar tercih edilmiş gözükmekte. bunun sonucu olarak, yıllardır yönetimde istikrarlı ama bir halt yiyemeyen adları değişik, işleri birbirinin aynısı partiler tarafından yönetiliyoruz.
bir örnekle bu bahsi kapatmam gerekirse, okulda hocayla yaşanılan bir olay sanırım barajın günlük hayata nasıl yansıdığını somut olarak anlatmaya yeterlidir: bir hocamız, sürekli çocuklar siz seçtiniz bu adamları, analarınız babalarınız seçti, suçu kendinizde arayın, ben seçmedim çünkü derdi ama sınıfta ona aynı şekilde biz de seçmedik hocam derdi. ya yaaa, işte böyle.
12 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol