(bkz: az once ibne diyordun ama)
bunları ilk gören yabancılar; suda evrimleşmiş, dört kollu, kıllı, genellikle bıyıklı ve "hobarey, hobarey" seklinde sesler çıkaran yeni bir canlı türü olarak değerlendirmişlerse de, daha sonra bilim dünyası bu tespite bir açıklık getirmiş ve söz konusu canlının türkiyede yurdum insanı (lat.-homo anatolicus) olarak bilindiğini belirtmişlerdir.(bkz: ota boka latince isimler bulmak)
nexus havada kalemle kağıda bir şey yazar gibi yaparak hesap istemektedir.
garson- hesap mı?
nexus - hayır, bana mektup yaz, beni mektupsuz bırakma...
garson- hesap mı?
nexus - hayır, bana mektup yaz, beni mektupsuz bırakma...
rüyamda ikinci elini 250 000 euro’ya bulduğum otomobil. iyi de, benim o kadar param yok ki. zaten ancak rüyamda görürüm...
bir zamanlar, tamamen tecrübesizlikten kaynaklanan bir saflıkla, türbanlı bir bayanı kadınlığından bağımsız bir "insan" yerine koyarak, evrensel bir nezaket kuralı olan el sıkışma için elimi uzatmış ve havada kalan elimle başbaşa kalmıştım. tabii o zamanlar el sıkışmak ediminden dolayı karşılıklı olarak cinsel yönden şiddetle tahrik olacağımızı bilmiyordum, ama, zaten görür görmez arzudan kuduracağım saçlarını sımsıkı örtmesinden durumu anlamam ve azgın arzularımı dizginlemem gerekirdi. ne bileyim, cahillik işte.
(bkz: buraları eskiden dutluktu)
demek karıncaların tüysüz olma nedeni buymuş.(bkz: ilim insanı irfan)
(bkz: turk islam sentezi)
"mahalle baskısı" derken herkes kendi oturduğu mahalleyi algılıyor sanırım. "türkiyede mahalle mi kaldı" sorusu yanlış bir algılamayı gösterir. söz konusu olan bir kavramdır. ramazanda oruç tutmaya zorlanmak mahalle baskısıdır. oruç tutmadığınız için dayak yemek de mahalle baskısıdır. dayağı ise hangi mahallede yediğiniz önemli değildir. yobazlık arttıkça mahalle baskısı da artacaktır. maalesef ülkemizde dini söylemler cahil cühelaya kaldığı ve o kesimin sesi gereğinden fazla gür çıktığı için zaten var olan "mahalle baskısı" gittikçe artmaktadır. ancak unutulmamalıdır ki, her etkinin bir tepkisi olacaktır. bakalım, hep beraber izleyip göreceğiz...
doğrusu "absürt" olacaktı.
memeleriyle entry girmedikten sonra neye yarar ki.
yurdum insanının aşkını höykürmesi.
(bkz: dugme)
"laik" türkiye cumhuriyetinin içine düştüğü içler acısı durum.
jaws filminin başında da böyle denize giren bir kızımız vardı. kendisinin, "bruce"ın keskin dişleri arasında ne hale geldiği hepimizin malumlarıdır.
develeri rahat bırakma temennisiyle şöyle bir tespitte bulunalım; turbanlı kızlarımız nedense suudi arabistan, iran gibi öykündükleri ülkelerde değil de, "büyük şeytan" olarak tanımladıkları abd veya avrupa’da okumaktadırlar. yani bu ne yaman çelişkidir diyerek konuyu kapatalım ve devemize atlayarak batan çöl güneşine doğru uzaklaşalım.
günümüzün moda trendlerine uygun şekilde ve detoks maksatlı olarak; yeşil çay, gingko bilbo veya ekinezya da içebilirsiniz. (bkz: saglıklı yasamla kafayı bozmak)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?