alcohaul...in’ ass
a little bit of sunshine
a little bit of booze
a little bit of me
and a little bit of you
a little bit country
a little bit of blues
a slice of heaven
and a little piece of you...come on
alcohaulin’ ass
pour another drink in my glass
alcohaulin’ ass
alcohaul...in’ ass
a little bit thirsty
a little bit used
a little bit of whiskey
and a little pinch of chew
a little bit tired
and a bad attitude
a little bit of drinkin
and another piece of you
alcohaulin’ ass
pour another drink in my glass
alcohaulin’ ass
alcohaulin’
alcohaulin’ass
you drove me to it
so there was nothing i could do
you pushed me down
split me right in two
now i found the long hard road
carried the weight of you
boy oh boy god damn
only one thing left to do
alcohaulin’ ass
pour another drink in my glass
alcohaulin’ ass
pour another drink in my glass
(bkz: kahpe bizans)
bile bile hata yapılır. insanın hata kabul ettiği davranışı tekrarlamaya kalkması hem de farkında olarak, sonucun farklı olmasını beklediğinden değildir elbet.
sonucun hezimet olacağını bile bile birtakım zaaflarına yenik düştüğünden veya hiç düşünme zahmetine bile girmeden aynı hatayı tekrar tekrar hatta belki de ömrünün sonuna dek yapabilir.
sonucun hezimet olacağını bile bile birtakım zaaflarına yenik düştüğünden veya hiç düşünme zahmetine bile girmeden aynı hatayı tekrar tekrar hatta belki de ömrünün sonuna dek yapabilir.
santana dan bir şarkı, nickelback ile beraber,
gayet dinlenesi bir havası var bence.
like a gift from the heavens, it was easy to tell,
it was love from above, that could save me from hell.
she had fire in her soul it was easy to see,
how the devil himself could be pulled out of me,
there were drums in the air as she started to dance,
every soul in the room keeping time with their hands,
and we sang...
ay oh ay oh ay oh ay,
and the voices rang like the angels sang,
singing...
ay oh ay oh ay oh ay,
and we danced on into the night,
(ay oh ay oh)
and we danced on into the night,
like a piece to the puzzle that falls into place,
you could tell how we felt from the look on our faces,
she was spinning in circles with the moon in our eyes,
no room left to move between you and i,
we forgot where we were and we lost track of time,
and we sang to the wind as we danced through the night,
and we sang...
gayet dinlenesi bir havası var bence.
like a gift from the heavens, it was easy to tell,
it was love from above, that could save me from hell.
she had fire in her soul it was easy to see,
how the devil himself could be pulled out of me,
there were drums in the air as she started to dance,
every soul in the room keeping time with their hands,
and we sang...
ay oh ay oh ay oh ay,
and the voices rang like the angels sang,
singing...
ay oh ay oh ay oh ay,
and we danced on into the night,
(ay oh ay oh)
and we danced on into the night,
like a piece to the puzzle that falls into place,
you could tell how we felt from the look on our faces,
she was spinning in circles with the moon in our eyes,
no room left to move between you and i,
we forgot where we were and we lost track of time,
and we sang to the wind as we danced through the night,
and we sang...
jessica alba nın güzel poposu dur bu filmi izledikten sonra akıllarda kalan.
kötü film kontenjanı olan arkadaşlar bunu doldurmak maksadıyla izlemeliler bu filmi.
hakkında daha fazla ayrıntı bilmeye de gerek yok ayrıca,kapatmak lazım bu bahsi derhal.
kötü film kontenjanı olan arkadaşlar bunu doldurmak maksadıyla izlemeliler bu filmi.
hakkında daha fazla ayrıntı bilmeye de gerek yok ayrıca,kapatmak lazım bu bahsi derhal.
dirayetini kaybettiğini yapmaya kalkışacağın her iş ve eylemde görürsün.
ne ileri ne geri gidebilirsin böyle günlerde, ne üzgünsündür ne mutlu.
refleks bile veremezsin olan bitene,bir şaşkınlık bir bönlük vaziyeti;
öyle mal mal bakınırsın işte.
ama bugün kabız bir gün hiç değil, ya da dün,herneyse...
ne ileri ne geri gidebilirsin böyle günlerde, ne üzgünsündür ne mutlu.
refleks bile veremezsin olan bitene,bir şaşkınlık bir bönlük vaziyeti;
öyle mal mal bakınırsın işte.
ama bugün kabız bir gün hiç değil, ya da dün,herneyse...
entry lerimi girdim içim bir nebze de olsa rahatladı sanki, cümlesi ile aynı anlama gelen cümle.
aslında mesele ödev değildir, çünkü kimse bu ödevi yaptın diye sana beş yıldızlı pekiyi falan vermez. ama yine de senin için anlam teşkil ediyorsa bir şey, onun uğrunda ,çorbada benim de tuzum olsun diyerekten, birazcık azıcık da olsa fedakarlık yaparsın.nitekim her fırsat bulduğumda yapmaya çalışıyorum.
aslında mesele ödev değildir, çünkü kimse bu ödevi yaptın diye sana beş yıldızlı pekiyi falan vermez. ama yine de senin için anlam teşkil ediyorsa bir şey, onun uğrunda ,çorbada benim de tuzum olsun diyerekten, birazcık azıcık da olsa fedakarlık yaparsın.nitekim her fırsat bulduğumda yapmaya çalışıyorum.
gelecekte kendin için öngördüğün mesleğe dair elegeçmez bir fırsat yakalamışsındır ama aynı günlerde vizeler peşpeşe sıralanmış seni beklemektedirler.
ya da acayip bir indirim yakalarsın ama beş kuruşun kalmamıştır artık harcayacak.
ya da tam bir sevgili bulursun, sap geçen günlerin haftaların hatta ayların ardından yeni sevgiliyle eşzamanlı bir sürü fırsat çıkar karşına falan.
(ama belki de bunlar kaçırmak durumunda olduğumuz fırsatlar olduğundan farkındayızdır.yani aslında her an her saniye bir sürü fırsat geçiyordur elimize de biz farkına varmak için uğraşmıyoruzdur.olamaz mı?olabilir!)
ya da acayip bir indirim yakalarsın ama beş kuruşun kalmamıştır artık harcayacak.
ya da tam bir sevgili bulursun, sap geçen günlerin haftaların hatta ayların ardından yeni sevgiliyle eşzamanlı bir sürü fırsat çıkar karşına falan.
(ama belki de bunlar kaçırmak durumunda olduğumuz fırsatlar olduğundan farkındayızdır.yani aslında her an her saniye bir sürü fırsat geçiyordur elimize de biz farkına varmak için uğraşmıyoruzdur.olamaz mı?olabilir!)
o insan evvela ailesinden daha sonra bazı öğretmenlerinden, arkadaşlarından öğrenmiştir ki: bazen insan deneyerek öğrenebilir bir şeyleri ancak.
o yüzden hata da yapabilir, önemli olan yaptığı hatalardan ders çıkarmayı bilmesidir.
sonra o insanın hayatına öyle değişkenler eklenir ki bu formül işe yaramaz artık, artık hata yapsa da bedelini sadece kendi ödemeyeceğinden dikkatini elden bırakmaması gerekir, falan filan.
o yüzden hata da yapabilir, önemli olan yaptığı hatalardan ders çıkarmayı bilmesidir.
sonra o insanın hayatına öyle değişkenler eklenir ki bu formül işe yaramaz artık, artık hata yapsa da bedelini sadece kendi ödemeyeceğinden dikkatini elden bırakmaması gerekir, falan filan.
hatırladığım kadarıyla, daha tuna kiremitçi ilişkileriyle trajedileriyle falan malzeme olmamışken verdiği ilk meyvelerdendi,
bu onun ilk romanıydı.
dipnot:çook eskilerden lise yıllarından kalan bir roman bu şu an benim için.
sebepsiz yere ismini hatırlayınca bir iki kelime yazmalı diye düşündüm.
bu onun ilk romanıydı.
dipnot:çook eskilerden lise yıllarından kalan bir roman bu şu an benim için.
sebepsiz yere ismini hatırlayınca bir iki kelime yazmalı diye düşündüm.
bostanlı iskele-bornova metro otobüs hattıdır.
hatta çeyrek geçe otuz beş geçe ve elli beş geçe kalkar her iki son duraktan da.
hatta çeyrek geçe otuz beş geçe ve elli beş geçe kalkar her iki son duraktan da.
ironik bir şekilde alıntı yapmış olabilir. hani; bakın ibret alın gibilerinden.
bu laf icat edildiğinde mevz-u bahis "namus" imiş.yani insanlardan istifade etmek isteyen kötü niyetli insanlara karşı türetilmiş.
ancak artık her alanda bu böyle.zaman kötü,
iş yok güç yok, her üniversite mezunu iş bulcak diye bir şey yok..
hepsinden daha ötede insanların umrunda değil bunlar, kimse farkında değil hükümetin nasıl namuslarını kirlettiğinin...
içimden gelerek söylüyorum : zaman kotu,kolla gotu
ancak artık her alanda bu böyle.zaman kötü,
iş yok güç yok, her üniversite mezunu iş bulcak diye bir şey yok..
hepsinden daha ötede insanların umrunda değil bunlar, kimse farkında değil hükümetin nasıl namuslarını kirlettiğinin...
içimden gelerek söylüyorum : zaman kotu,kolla gotu
bir şubesi de izmir balçova’da bugün sabah altı itibari ile içılmıştır.
bir önceki akşam 8-9 gibi insanlar halihazırda yığılmış bulunmaktalarmış önünde.
bu sabah da iş icabı çıkış kapısının orda beklemek durumunda kaldım bir yarım saat kadar,dakikada 20 insan falan kucakladığı gibi plazmaları laptop ları gidiyordu.
vay anasına dedim ,azme bak!
bir diğer söylentiye göreyse; öyle sansasyonel bir indirim yokmuş ama o kadar bekledikten sonra yağmalama psikolojisi ile deliler gibi alışveriş yapmış herkes.
bizim iş iptal oldu tabi o insan güruhunda kaynadı gitti.
şehrimize hayırlı uğurlu olsun,ne diyim
bir önceki akşam 8-9 gibi insanlar halihazırda yığılmış bulunmaktalarmış önünde.
bu sabah da iş icabı çıkış kapısının orda beklemek durumunda kaldım bir yarım saat kadar,dakikada 20 insan falan kucakladığı gibi plazmaları laptop ları gidiyordu.
vay anasına dedim ,azme bak!
bir diğer söylentiye göreyse; öyle sansasyonel bir indirim yokmuş ama o kadar bekledikten sonra yağmalama psikolojisi ile deliler gibi alışveriş yapmış herkes.
bizim iş iptal oldu tabi o insan güruhunda kaynadı gitti.
şehrimize hayırlı uğurlu olsun,ne diyim
türkiye’de yarından itibaren test edilen domuz gribi aşılarının seksen bir ile sevkiyatı yapılacakmış. öncelikli olarak sağlık personelleri ve hacca gidecek adaylar aşılanacakmış.
dünyada ilk denenecek ülke türkiye imiş, bir nevi kobay olma durumu yani, sakın yaptırmayın aşı diyorlar
hatta bana kalırsa bu aşıları pazarlama uğruna soktular bu virüsü de yurdumuza.
zaman çok kötü.
bu durum da iki ucu boklu değnek.
allah sonumuzu hayreylesin.
dünyada ilk denenecek ülke türkiye imiş, bir nevi kobay olma durumu yani, sakın yaptırmayın aşı diyorlar
hatta bana kalırsa bu aşıları pazarlama uğruna soktular bu virüsü de yurdumuza.
zaman çok kötü.
bu durum da iki ucu boklu değnek.
allah sonumuzu hayreylesin.
ayn rand’ın bir romanının adı.orijinal adı "we the living"
yazar önsözünde der ki:
"yaşamak istiyorum, sovyet rusya için yazılmış bir roman değildir.bu kitap, devlete karşı bireyin romanıdır.konusu hayatın kutsallığıdır..."
rusya’daki bolşevik devrimi ve sonrasında yaşananların bir devrim zamanlarının tanığı olan bir rus un gözünden anlatımıdır.bana kalırsa burada bahsi geçen sosyalizm in kötü bir düzen olduğu değil,elverişsiz koşullarda uygulanmaya konulmasının bireyleri ne denli acıttığıdır.
not: hey yoldaş,okunası bir romana benziyor
yazar önsözünde der ki:
"yaşamak istiyorum, sovyet rusya için yazılmış bir roman değildir.bu kitap, devlete karşı bireyin romanıdır.konusu hayatın kutsallığıdır..."
rusya’daki bolşevik devrimi ve sonrasında yaşananların bir devrim zamanlarının tanığı olan bir rus un gözünden anlatımıdır.bana kalırsa burada bahsi geçen sosyalizm in kötü bir düzen olduğu değil,elverişsiz koşullarda uygulanmaya konulmasının bireyleri ne denli acıttığıdır.
not: hey yoldaş,okunası bir romana benziyor
...
kimdi giden
kimdi kalan
giden mi suçludur her zaman
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
...
şeklinde bir şarkısı vardır yeni türkü’nün
kimdi giden
kimdi kalan
giden mi suçludur her zaman
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
...
şeklinde bir şarkısı vardır yeni türkü’nün
genelgeçer kalıplarca pişman olmak gereken durumlarda kişinin sonuna kadar kendine güvenerek hissettiği duygunun adıdır.
nitekim, bahsi geçen olayın hata olduğunu ima eder yorumlar alır kişi,bunların üstüne der ki:
-pişman değilim.
(çünkü böylelikle öğrendim)
nitekim, bahsi geçen olayın hata olduğunu ima eder yorumlar alır kişi,bunların üstüne der ki:
-pişman değilim.
(çünkü böylelikle öğrendim)
sadece sporcunun zeki,çevik ve ahlaklı olanı makbuldür.
onun dışında zaten her insan güzeldir.
bir insan zekiyse bilgi birikimi de edinebilir,potansiyeli vardır.
yine aynı sebepten ahlak sahibidir de zaten.
ee geriye bir şey kalmadı, hayal teğil artık bu kadın prototipi.
onun dışında zaten her insan güzeldir.
bir insan zekiyse bilgi birikimi de edinebilir,potansiyeli vardır.
yine aynı sebepten ahlak sahibidir de zaten.
ee geriye bir şey kalmadı, hayal teğil artık bu kadın prototipi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?