lost kidy

tavuk ile yapılan yemeklerdir. çok çeşitlidirler. birbirlerine dönüşebilirler.

evinde fırın olan öğrenciler için oldukça lezzetli, kolay ve ucuz bi yemektir. 5-6 adet patates yıkanıp soyulur. ardından kızartmalık patatesten büyük, elma dilim patatesten ince olacak şekilde patatesler doğranır ve fırına girebilecek bir kaba konur. yaklaşık iki-üç çorba kaşığı sıvı yağ eklenir. üstüne de bolca evde bulunan baharatlar eklenir. nane, kekik, pul biber, karabiber, köri, tuz, ... bütün malzemeler eklendikten sonra iyice karışıtırılır ve 200 dereceye ayarlanmış fırında yaklaşık 20 dakika pişirilir. bu süre patatesin cinsine göre değişiklik gösterebilir. ardından afiyetle yeni ya da ana yemeğin yanında servis edilir. afiyet olsun.

instrumentin tarifine ek olarak patates ve soğan azıcık yağ ile kavrulurken orta boy bir adette havuç eklenilebilinir. son aşamada yani blenderdan hemen önce de bir iki diş sarımsağı küçük küçük doğrayıp eklerseniz lezzetine lezzet eklemiş olursunuz.

leonard cohenin muhteşem şarkısı ama tori amos versiyonu çok daha iyidir. sesi sonuna kadar açıp ruhunuzda dokunduğunu hissedebilirsiniz.

sözleri:
its four in the morning, the end of december
im writing you now just to see if youre better
new york is cold, but i like where im living
theres music on clinton street all through the evening.

i hear that youre building your little house deep in the desert
youre living for nothing now, i hope youre keeping some kind of record.

yes, and jane came by with a lock of your hair
she said that you gave it to her
that night that you planned to go clear
did you ever go clear?

ah, the last time we saw you you looked so much older
your famous blue raincoat was torn at the shoulder
youd been to the station to meet every train
and you came home without lili marlene

and you treated my woman to a flake of your life
and when she came back she was nobodys wife.

well i see you there with the rose in your teeth
one more thin gypsy thief
well i see janes awake --

she sends her regards.
and what can i tell you my brother, my killer
what can i possibly say?
i guess that i miss you, i guess i forgive you
im glad you stood in my way.

if you ever come by here, for jane or for me
your enemy is sleeping, and his woman is free.

yes, and thanks, for the trouble you took from her eyes
i thought it was there for good so i never tried.

and jane came by with a lock of your hair
she said that you gave it to her
that night that you planned to go clear

3-4 adet orta boy patates alınır.patatesler yıkanıp soyulduktan sonra 2ye bölünerek haşlanır der tarifler ama ben yıkanıp direk haşlanmasını ve sonra soyulup kesilmesini öneririm lezzet için. ardından haşlanan patates rendelenir ya da ezilir.
bir tencerenin içinde (ki teflon tercih edilebiniz) bir kaşık tereyağ ve birazcık sıvı yag kızdırılıp içine rendelenen patatesler aktarılarak belli bir kıvama gelecek şekilde karıştırılır. kıvama gelmekten kasıt karıştırdıgınız zaman hamur gibi birbirine kaynaşık hale gelmesidir. bu aşamadan sonra bir tatlı kaşığı (isteğe göre arttırılabilinir) tuz, biraz karabiber be bir bardak soguk süt eklenerek karıstırılır. kıvama geldiğinde bir kac dakika kısık ateşte puf puf diye ses çıkararak kabarcıklar oluşturması beklenir. artık püre hazırdır. istege göre bu aşmada içine kaşar da rendelenerek lezzeti arttırılabilinir.
tam pürüzsüzlük elde edilmek için el blenderı önerilir.

dişe uygulanması uygulama aşamasında doktor çin uygulamadan sonra hasta için zor olan yöntem. uygulama sırasında hastaya güçlü lokal anestesi yapılıdı için hasta hiçbirşey hissetmez.uygulama çene kemiğine vida yerleştirilmesi şeklindedir ve eğer ağızda diş varsa çekim anında çıkartılan kök yerine vida yerleştirilir. bu sürede ağıza tam olarak muhteviyatını bilmediğim bir serum akıtılır ve aynı zamanda da hastanın azındaki baska bir hortum yardımı ile çekilir. vida yerine yerleştiridikten sonra dikiş atılır. uyusukluk hali anestezi tipine ve kav dişe operasyon yapılacagına göre değişiklil gösterir. bir dişe müdehale edilirken diğer daha önce müdehale edilmiş dişin uyuşukluğu geçmemelidir.
operasyondan önce antibiyotik teavisine başlanmıştır muhtemelen ve operasyondan sonra da devam edilir. hasta operasyondan sonra yaklaşık bir gün süreyle yüzüne buz kompresi yapmalıdır ve agrı başladıgı anda kuvvetli bir agrı kesici önerilir. agrı yaklasık bir iki gün sürecektir ve çenede şişme ve deride sarı- yeşil belki mor renklenmeler gözlenebilir. bu durum at çenede operasyon gerçekleştirilmişse boyna kadar inebilir. hastanın soğuk ve sıcak yemesi-içmesi kanamaya neden olabilir. dikkatli olunmalıdır.
yaklasık bir hafta sonra dikişler alınır ve vidanın kemiğe kaynaması ve şişkinliklerin inmesi yaklaşık iki ayı alacaktır. bu sürenin ardından diş takılacaktır.

michael haneke’nin sarsıcı filmi. aslında modern şehir yaşamı hakkında yaptığı üçlemenin ikinci filmi. bir cocuk odasının pencerelerine siyah storlar taktırmış. sokagı dışarıya dogru yönlendirilmiş bir kameranın bakış açısından izliyor. çocuk odasında yüksek sesle metal müzik dinliyor.çocuk vahşeti konu alan filmler izliyor. çocuk çifliklerinde bir domuzun öldürülüşünü kaydetmiş ve tekrar tekrar onu izliyor.
aile zengin. aile kopuk.
çocuk tanımadığı birini öldürüyor ve bunun kaydını ailesine izletiyor. çocuk tamamen duygusallıktan uzak. ve hersey değişiyor.

sonu çok etkileyici.
seyredilinesi bir film.

duygusuz zannedilen ama aslında aşırı kırılgan ama mantıklı davranmak adına acısını bile saklayan insan modelidir. öyle ki ondan ’aman ya liseli kız triplerine girip ağlamamı beklemiyorsunuz herhalde. aldattıysa aldattı, hatalı olan o üzülen ben olamam’ gibi sözler bile duyabilirsiniz.
sürekli mantıklı davranmaya çalışmaktan yorgun düşer ve bir gün gerçekten birine güvenip özgürce ve gönlünden geldiği gibi hareket edebilmek ister ama bu hiç kolay olmayacaktır. olursa da bırakılmaması gereken kadındır.

carlos sorin’in yüz gülümseten filmi. basit, iddasız, yollar ve kesişen hayatlar ve bu hayatların anlam ya da anlamsızlıkları, anlamsızlığın bile anlamlı olduğunu anlatan film. cok uzun değil 100 dakikadan kısa, zaten daha uzun olması sacma olurmuş. filmde enteresan bişi var. herkes gülümsüyor ve herkes iyi niyetli. işte filmi izleyince yüzünüzün gülümsemesi bundan. patagonyanın enfes manzaraları eşliğinde yüzünüzde gülümsemeniz ile seyredin.
-----------------------------spoiler----------------------------:
bir adam bir adama çarpar ve onu yol kenarında bırakır gider. adamı tek anlayan kişi olan köpeği bu olay yüzüden adamı terk eder, bir kadın bir mutfak robotu kazanır ama elektiriği olmayan bir bölgede oturmaktadır. ve bir yol satıcısı tüm detaylara dikkat eder ama geneli bir türlü göremez...-----------------------------spoiler----------------------------

oscar’a 10 dalda aday.

fotograf hangarıdır. kalitesi tartşılamayacak, sanat diye nitelendirilebilinecek fotograflar ve bunların yanında kartpostal fotografcılığı, lensinin gücüyle makrocular ve çektim olducuların bir arada bulunduğu, zaman içinde favorilere ekle ile çeşitli samimiyetlerin kurulduğu, bu samimiyetler doğrultusunda oylamanın yapıldığı sitedir. başarısı pek çokları tarafından kabul edilmiş kişilerin bile fotograf eklediklerinde puanlamayı kapatmamaları oldukça ilginçtir, oysaki bilinmektedir ki o kişiler ne eklerse eklesinler fanları onlara bonkörce puan verecek ve yüksek bir ortalama elde edeceklerdir. ego işe burda devrede olduğunu ve hiç bir zaman da geriye çekilmeyeceğini bize bir kere daha kanıtlar. ayrıca bir gün fotokritikte yer almak isteyeceklere ufak bir tüyo vermek gerekirse; eger fk da ünlü olmak istiyorsanız: kartpostal vari manzaralar, güçlü makro lenslerle süper makrolar, çocuklar ve elbetteki nü çekimler yapmanız gerek.ne yazık ki son dönemde bu duruma gelindi. soyut, kurgu, detay, mimari,doku vs.vs. gibi fotograflar hak ettikleri ilgiyi görmüyorlar.
bunun yanında kötüyü gören göz iyiyi ayırt edebilir. bu anlamda süper bir okul. ya da teknik bilgi bakımından çok şey öğrenilebilinir. yani sıkıntı şudur. fotograf çekmeyi öğrenebilirsiniz ama fotograf yapmayı öğretir mi bilmem...

(bkz: yarı yarıya kırışmak)

1988 danimarka kökenli kadın aksesuar markası. kurucusu henning diechmann. türkiye’de de geniş magaza zincirine sahip. oldukça lüks, kadınsı. takı, gözlük, çanta ve saç şekillendirmek için gereken envai çeşit toka ve türevlerini üretmekte. ama en önemli özelliği pek çok markanın aksine türkiye’yi asya2da değil avrupa’da göstermeleridir.

güneyin en sevilen tatlılarından biri. buzlu, nişastalı ve şerbetli tatlı. beyaz üstüne pembe-kırmızı bir görüntüsü vardır. süper lezzetidir. yiyiniz. ayrıca bicibici bitişik yazılır.

almanya kökenli şeker üreticisi. onu genellikle silinir şeklindeki kocaman metal kusutundan ve üstündeki enfes fotoraflardan tanırız. daha cok d&r gibi kitapçılarda kasaya yakın yerlerde satılırlar. tadını bilmeseniz bie cazibesi almaya teşvik eder ki oldukçada lezzetlidir.

mimarlar odası ankara şubesi’nin ajanda yerine üyelerine verdiği defter. aylara ayrılmıştır. gün gün değildir. bir yıl içerisinde kiminle nerde kaçta görüştüğünü değil kafanı ne kadar çalıştırıp ne kadar düşündüğünü daha sonraki yıllarda da izleyebilmeyi amaçlar.farklı bir düşünce olduğu için çekicidir ama kalın ve agır oldugu için kullanıcıların yanlarında taşıması zordur. bu da amacı karsılama sorununa neden olabilir. ne de olsa parlak bir fikrin nerede geeleceği belli olmaz...

büyük eleştiriler alan edward zwick filmi. başrolde daniel craig var. 2. dünya savaşı ve yahudi direnişi hakkında. çok ahım şahım olmasa da izlenilebilinir.

sanırım film başlığı açmaya adamş kendisini.
(bkz: seven pounds)
(bkz: hevesi kursakta bırakanlar)

seven names, seven stranger, one secret...
will smith’in muhteşem oyunculuğu ile son anına kadar yau tamam da ne oluyo diyip durduğunuz film. yüzyirmi dakikadan uzun. özellikle bi saatin sonunda puff pufff dien arkadaşlarım oldu ama sona yaklaştıkça hem heyecan hem de duygusallık tavan yapıyor. eğer duygusalsanız ya da hayatınızın sıkıntılı bir dönemindeyseniz yanınızda mendillerle izlemeniz tavsiye edilir.

2008 guy ritchie filmi. imdb notu 7.5. sevenlerini yine mutlu edecek bir film. ingiliz ingilizcesinin sokak aksanını sevenler de ayrıca bir sempati duyacaklardır filme. yine bir ondan ona geçme, bir kaçan kovalayan... yönetmenin tarzını sevenlere kesinlikle tavsiyedir.