confessions

laughter

- Yazar -

  1. toplam entry 1621
  2. takipçi 1
  3. puan 30960

spss

laughter
anket sonuçlarını değerlendirmede kullanılan faydalı bir program. da mesleği bununla alakalı olan ve bu programla haşır neşir olmaktan mutluluk duyan insanlar için. eğer ki kıytırık bir dersin kıytırık bir ödeviyse ve size hadi bulun bu programı, kullanın, anketi değerlendirin ve rapor hazırlayın deniyorsa o programa hiç tahmin edemeyeceğiniz yaratıcılıkta küfürler saydırabilirsiniz. gerçekten. spss öl lütfen.

annemi öldürdüm

laughter
xavier dolan’ın yazıp yönettiği aynı zamanda başrolünde oynadığı filmi. her izleyenin kendinden muhakkak ki bir parça bulacağı ve adamı derinden etkileyen muhteşem bir yapım. her karesine hayran kaldığını söyleyebilirim, tam da bir gün önce artık duygusuzlaştım galiba filmlerden etkilenemiyorum, odun mu oldum derken suratıma tokat gibi çarptı bu film. ve bir de bir insan 20 yaşında böyle bir film yapabiliyorsa hayır yani ben nereye gideyim, söyleyin oraya gideyim...

vaay arkadaş

laughter
film gerçekten çok başarılı olmuş. ayrıca hakkaten de bi guy ricthie havası var ki filmi tadından yenmez kılıyor. karakterler cuk oturmuş. ki diyebilirim ki türkiye uzun zamandır böyle komedi-aksiyon filmi izlememişti. ee yani bu kadar başarılı (yok sadece başarılı değil harikulade) oyuncuyla, geniş aile’nin senaristi de birleşince aksi nasıl beklenebilirdi ki. yönetmenin de hakkını sonuna kadar vermek istiyorum aynı zamanda.

normalde pek gülmediğim tikli karakterlere fırat tanış sayesinde yarılmış oldum bu filmde. onlar nasıl keyifli sahneler olmuş yahu.
keza ali atay da psikopat rolüne fazlasıyla yakışmış ama belki biraz azaltabilirlerdi manyaklığını ama bi bakıma da karakter fazla uçuk, adam napsın.
mete horozoğlu’na gelince kendisine zerre kötü laf edemem zira kendisi benim gözümde en iyi oyuncu konumunda. şahsımca oynayamayacağı tek bir rol yok ve iddiam o ki neyi oynarsa oynasın fazlasıyla mete horozoğlu olmaktan çıkıyor. kimse rahatlıkla diyemez nefes filmindeki komutan, öyle bir geçer zaman ki deki soner ve vaay arkadaştaki dildo aynı adamlar. çok zor abi bunu söylemek, adama bi acaba mı dedirttiriyor. velhasıl yine çok farklı şekilde çıktı karşımıza, bu sefer sonra derece taş bir delikanlı. tip-boy-pos-duruş-bakış-ses ful uymuş ama sanki senarist bu karaktere pek fazla çalışmamış. zaten adamın oğlu olan o, ötekilere daha çok yüklenelim mi demiş nedir, ben dildo’dan kaynaklı daha çok gülmek isterdim. ya da tamamen kendi algımla alakalı bi durum bu ve mete horozoğlu’nu daha çok izlemek istiyordum, o da olabilir bitabi.

amma velakin filmin tadı damağında kalıyor. belki biraz daha uzatılabilirdi film, bazı sahneler falan. böyle sindire sindire, doya doya izleyeseydik. zaten bir kere izlemenin asla yetemeyeceği bi film bence. ayrıca yapımcılardan bir ricam var; aynı ekiple daha çok film yapsınlar bu tarz. o zevkten yoksun filmleri silip süpürsünler şu sinemadan.

velhasıl vaay arkadaş doya doya izlenir bu filme ya diyorum. izleyin, izlettirin. ama bi gerçek de var ki öyle müthiş beklentilerle başlamayın, dedik ya bazı yerleri yetmedi diye, sonra vay efendim abartıldı olmasın. yine de en azından yüzde yüz eğlenmek garantisiyle izleyebilirsiniz.

tuvalet kağıdı

laughter
internette bi sitede bunun dolar şeklinde olanını görmüştüm. bariz kıçınızı dolara siliyorsunuz. rulonun tanesi 15 liraydı yanlış hatırlamıyorsam. bi gün bok gibi param olsun, sadece bunlardan kullanmazsam noliyim.

gecekondu

laughter
başlarda saçma bi program gibi gelmişti ama zaman geçtikçe baktım ki gayet eğlenceli espriler ve güzel tiplemeler var. mesela o dalyan karakteri nedir ya, adamın her anından bi stand-up çıkar ya nerdeyse. amma velakin, kimdir, adı sanı nedir çok aradım, bulamadım. haa bulsam bi şey mi olcaktı.. yooo... neyse bu program iyi konuklarla giderse uzun süre iş yapar diye düşünüyorum ama durul bazan o dalyan arkadaşın yanında maalesef ki baya bi oy kaybedebilir, oysa sadece durul bazan var diye izlemeyi düşünüyordum başlarda. heyhat.

kılıç günü

laughter
osman sınav’ın atv’de yayınlanacak yeni dizisi. 90 bölüm sürecekmiş. su sıralar fragmanları ekranlarda dönmekte ve başrol ali karakterinin fragmanını izlediğim kadarıyla söyleyebilirim ki iyi bir dizi olacak. oyuncular ve oyunculuklar harika. zira dizilerde böyle etkileyici oyunculukları her daim izleyemiyoruz maalesef.

teb

laughter
bir dediği bir dediğini tutmayan banka. kendilerine sokaklarda, kapının önünde her yoldan geçene kredi kartı vermeye çalışılan dönemleri hatırlatmak isterim. hatırlasınlar ki sağlam kefilli acele kredi kartı başvurumu, acele olmayan bi şekilde bile değil, hiç bir yolla vermeyip, iptal etme saçmalıklarını anlasınlar. ayrıca bir haftadan daha uzun bir süre önce gidip çok acele lazım, bakın yoksa mağdur durumda kalırım, eğer 10 güne verebilecekseniz başvurayım derken, ’aa tabi tabi kesin gelir, ben buraya not aldım, hemen yapalım işlemi’ demeyeceklerdi. zaten kredi kartı olayından hiç hazzetmiyorum, bir de bunların lakayt hareketleriyle iyice soğudum o soğuk bankadan. hayır tek sebep benim hali hazırda öğrenci olmamsa neden biz yanımda aile büyüğümle onun kefilliğiyle gittiğimizde ’tabi çıkarırız, mutlaka çıkar o zamana kadar’ dediler, madem öyle öğrenci adama çıkmaz deselerdi. ki kefil varken nasıl verilmez, onu da hiç anlamıyorum. onlar gitsinler 40-70 yaş grubuna versinler kartlarını, böyle salak hareketleriyle gelecekteki uzun süreli müşterilerini kaybediyorlar farkında değiller.

adamın gol diyor

laughter
mahalle maçlarında taraftar topluğu olarak yandaki taşlara zorla oturtulmuş elindeki çitosunu zevkle kemiren bir grup küçük kızdan biri olarak söyleyebilirim ki uzunca bir süre mal mal izlenirdi bu tartışma tarafımızdan. hatta o ’adamın gol diyor’ daki özne olan adam’ın hangi akla hizmet gol dediği bir türlü anlaşılamazdı. haa dürüst, adaletli, vicdanlı adammış vesselam, o ayrı...
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol