henüz burun yara olmamışken burna bir miktar ılık tuzlu su çekilmek suretiyle sinüsler az da olsa temizlenirse geceleri en azından rahat sayılabilecek bir uyku uyuyabilir kişi. ayrıca grip olan bir insanın kesinlikle ayakta gezmemesi, nezle olmuş bir insan gibi ilaç alarak günlük işlerini sürdürmemesi, durumun ciddiyetini, bu hastalığın öldürebileceğini hatırlayarak iyileşene kadar yatakta kalmasını gerektiren hastalıktır. kişi kendini kötü hissederse derhal hastaneye gitmelidir bu hastalıkta. zira grip en hafife alınan hastalıklardan biri olmasına rağmen en ciddilerden biridir. özellikle çocuk, yaşlı ve kalp hastalarında çok daha ağır ve ciddi seyreder. bu kişilerin mümkünse ilan edilen aşı mevsiminde aşılarını olmaları gerekir. ancak hatırlanmalıdır ki aşı yüzde yüz korunma sağlamaz. o yüzden hasta kişilerin kullandığın şüphe edilen eşyalarla fazla temas etmemek ve bu gibi kişilerle tabak, çanak, yemek vb. paylaşmamak gribe yakalanmayı önleyebilir. ayrıca hastalık süresince kişi istemese dahi en az günde 2 litre su içmelidir. vücudun su alımına düzenli devam etmesi iyileşmeyi hızlandırır ve hastanın halsizliğini azaltarak kendini daha rahat hissetmeini sağlar. diğer bir adı da bu hastalığın insanı son derece güçsüz bıraktığı için paçavra hastalığıdır.
tadımı eğitilmiş bir damak tadı gerektiren, üretildiği kakao çekirdeklerinin yetiştiği toprağın dahi tadını taşıyan, marketlerde vs. satılan versiyonlarında kakao yerine istenen tadı yakalayabilmek adına kakao yağı kullanıldığı için daha çok kilo yapan yiyecek. aynı sebepten beyaz çikolataya beyaz kalsın diye sadece kakao yağı konabilmektedir. bu yüzden de aşırı şekerli ve ekstra kalorilidir. gerçek bir çikolataya katılan süt tadını bozar çekirdeklerin. bu yüzden bulunabilecek en saf ve en güzel çikolatalar yüzde 70-80 civarında kakao içeren ancak hala tatlılığını koruyan çikolatalardır. çoğu güney ve orta amerikadan gelmedir bu çikolataların. ilk çikolata bir havanda ezilen kakao çekirdeklerinin balla karıştırılmasından oluşan bir bulamaçtı. buna rağmen tat olarak epeyce tatminkardı.
popomundo adlı oyunda karakterlerle ilişki seviyesi belirli bir miktarda ilerledikten sonra çıkan seçenek.
amaç sadece bir ayak üstü bi posta ise dünyanın en romantik yeri bile sıradan olacaktır. ama öpen ve öpülen duygu topağı olmuşsa yer, zaman ve mekan hiç ama hiç farketmez. zira sevdiceğin yanında samanlık dahi dünyanın en romantik yeridir.
fast forward yani teyplerdeki haliyle ffw. birini ya da olmasını çok istediğimiz bir şeyi beklerken çok işe yarardı eminim.
dudak ve el tiryakilerinin sakız, pipet ve çubuk kraker gibi şeylerle yenebileceği yoksunluktur. bunu haricinde nikotin bağımlılarında durum farklıdır tabi. kim ne derse desin sigara devlet eliyle satılan bir yasal uyuşturucu olduğundan tüketilmediğinde yoksunluk belirtileri gösterebilir kullanıcı. sigaranın etken maddesi nikotin aslında vücut tarafından ilk 5-10dakikadan sonra aranmamaya başlar. bundan sonraki isteme hali tamamen psikolojiktir. kişi kendisini aslında sigaraya ihtiyacı olmadığına ya da onu istemediğine ikna ederse ya da kendine oyalanacak, kafasını meşgul edecek uğraşlar bulursa sigarasız kaldığı süreyi rahatlıkla atlatacaktır. ve eğer ki durumundan memnun kalırsa aynı yönteme devam ederek sigarayı kolaylıkla bırakabilir.
moleküler biyoloji ve kimya alanındaki çalışmalarına saygı duyduğum başarılarının devamını dilediğim profesör. ancak iş dilbilimciliğine gelince kendisinden durmasını rica ederim. kendisi türk diline karsı hassas olabilir. bu konuda fikirlerini beyan etmesini de bir bilim adamı olarak kimse yadırgamaz. ancak iş uzmanı olmadığı bir konuda kendini uzman gibi göstermesine gelince bu noktada en azından dilbilimcilerin sinirleri epeyce bir oynayabilir. zira oktay sinanoğlu yapmaması gereken bir şeyi yapmaktadır. türkçe için yeni kelimeler türetmektedir. kendisi bir bilim adamıdır sonuç olarak. yeni üretilen ve tdk tarafından bildirilen sözcükleri kullanır kullanmaz, yayılmasına yardımcı olur olmaz kendi bileceği iştir. ama iş dilbilim ve daha sonrasında siyaset üzerinden neredeyse prim yapmaya çalışmaya varınca birçok kişiyi sinirlendirebilir bu durum.
ayrıca kendisini noam chomsky ile karşılaştıranlara da bir çift sözüm var. noam chomsky dilbilimcidir zaten. ayrıca kendisi yazdığı tüm o siyasi kitapları ve çeşitli konuşmalarını aktivist kimliğine dayanarak ve bu konudaki deneyimlerinden faydalanarak yazar ve yapar. oktay sinanoğlu ise bence türk insanının ve kendisinin milliyetçi hassasiyetlerinden faydalanarak ortaya kitaplar çıkarır ve hatta yapmaması gereken bir iş yaparak dil ile oynar.
not: seri eksi oy veren güzel sözlükçülere şimdiden peşin not: ben kimsenin bilim adamı kimliğine laf etmiyorum. kişinin kendi alanındaki başarılarına saygı duyduğumu ve bunları takdir ettiğimi ayrıca ve tekrar belirtiyorum. sevgiler. saygılar.
ayrıca kendisini noam chomsky ile karşılaştıranlara da bir çift sözüm var. noam chomsky dilbilimcidir zaten. ayrıca kendisi yazdığı tüm o siyasi kitapları ve çeşitli konuşmalarını aktivist kimliğine dayanarak ve bu konudaki deneyimlerinden faydalanarak yazar ve yapar. oktay sinanoğlu ise bence türk insanının ve kendisinin milliyetçi hassasiyetlerinden faydalanarak ortaya kitaplar çıkarır ve hatta yapmaması gereken bir iş yaparak dil ile oynar.
not: seri eksi oy veren güzel sözlükçülere şimdiden peşin not: ben kimsenin bilim adamı kimliğine laf etmiyorum. kişinin kendi alanındaki başarılarına saygı duyduğumu ve bunları takdir ettiğimi ayrıca ve tekrar belirtiyorum. sevgiler. saygılar.
(bkz: deliye her gün bayram)
çürük çarık meyvelerden mi imal ediliyordur bilemem ama içlerinde sanırım koruma maddesi olarak kullanılma amaçlı eser miktarda alkol bulundurur bunların kutulanmış hazır versiyonları. dikkate alınmayacak denli küçük bir miktar içerdiğinden dolayı da kutulara yazılmaz. ayrıca üzerlerinde alkolsüz içecek yazmasının sebebi de miktarın gıda kodeksi açısından da dikkate alınmayacak miktarda olmasıdır. alkollü içecek olarak sınıflandırılmaları için ihtiva etmeleri gereken alkolden çok çok çok çok daha azını bulundururlar kutucuklarında.
alternatifim ben ooo yeeeee diye gezen, dersten kaçıp kaçıp buraya gelip çoğunlukla içeri girecek kadar harçlıkları olmadığı için kapıların önünde oturan ama bunu bizi salak farzederek abi çok marjinalim ben mekan kesmez beni şeklinde açıklamaya çalışan, her daim kafalar önde kaşlar küçük emrah pozisyonu ummmmm hayat çok berbat ummmmmmm diye dolanan ama minik kıçlarını kaldırıpta boktan hayatlarını değiştirmek için kıl kıpırdatmayan, siyah giyince rakçı olduğunu sanan fekat pink floyd dur ne bileyim led zepplin dir ne bileyim işte bir çoklarına o kim yeni mi çıkmış p2plere düşmüş mü abi diyen, ramazanda evde bira kokmak korkusuna gelmedikleri sokağa bayramda sabah kargalar değişik objelerle kahvaltı etmeden damlayan acayip kişilikler, bir başında yandan yemiş gelene geçene küfretmeyi rap sanan 50cent özentisi hiphapçıları bulunan, abi elektronik diinnniyommm beeeaaannnnn tikileri ve eller havayacı bilmeam kimmm şu saattte çıkçakkmıııaaaaşşşş insanları, devamında da işte rakçısı pankçısı simitçisi kahvecisi gazozcusu hep birarada bulunan, işte bir de bunların arasında teee biz ne zamanlar gelirdik buraya şimdi pek değişmiş ama işte eski günlerin hatırı naparsın diye kadayıflar dinazorlar ile haşır neşir bir gariban bir kahır çekicisi sokak. nüfus ortalaması lise ile üniversite çağındaki yaş grubudur genelde. ve nedense biraz biti kanlanan taksime atar kendini buradan. level atlar işte super mario da olduğu gibi.
anthony quinnin harika bir dille kaleme aldığı otobiyografisi.
o sabah, roma yakınlarında vigna s. antoniodaki villasından bisiklet gezintisine çıkan antohony quinn, yol boyunca iç hesaplaşmalarından kendini kurtaramaz. ilk eşinin; katherine de millein, birleşik amerikadan postaladığı, içi kişisel eşyalarıyla dolu sandığın içinden neler çıkacağını bilemediği için, kapağını açmayı bile göze alamamıştır çünkü. o günün akşamına dek sürecek olan elli kilometrelik bu gezinti sırasında, bütün bir çocukluğunu, yenileyebilmek yıllarını, annesini, meksika devriminde çatışmalara katılan babasını, babaannesini bir bir belleğinde canlandırır. girip çıktığı işler, en başta meyve toplayıcılığı, ileri yaşlarda vaizlik denemesi, mimarlık tutkusu ve sonunda sinema oyunculuğu serüveni... aralarında carole lombard, rita hayworth ve ingrid bergmanın bulunduğu sinemanın ünlü kadın oyuncularıyla yakın arkadaşlığı ve ona oscar ödülleri kazandıran viva zapata! ile lust for life filmleriyle ilgili birbirinden ilginç anıları... elinizdeki kitap, ayrıca bir romancı da olan tanınmış biyografi yazarı daniel paisnerin katkısıyla gerçekleşti. (arka kapak)
kaynak:http://kitap.antoloji.com/tek-kisilik-tango-kitabi/
o sabah, roma yakınlarında vigna s. antoniodaki villasından bisiklet gezintisine çıkan antohony quinn, yol boyunca iç hesaplaşmalarından kendini kurtaramaz. ilk eşinin; katherine de millein, birleşik amerikadan postaladığı, içi kişisel eşyalarıyla dolu sandığın içinden neler çıkacağını bilemediği için, kapağını açmayı bile göze alamamıştır çünkü. o günün akşamına dek sürecek olan elli kilometrelik bu gezinti sırasında, bütün bir çocukluğunu, yenileyebilmek yıllarını, annesini, meksika devriminde çatışmalara katılan babasını, babaannesini bir bir belleğinde canlandırır. girip çıktığı işler, en başta meyve toplayıcılığı, ileri yaşlarda vaizlik denemesi, mimarlık tutkusu ve sonunda sinema oyunculuğu serüveni... aralarında carole lombard, rita hayworth ve ingrid bergmanın bulunduğu sinemanın ünlü kadın oyuncularıyla yakın arkadaşlığı ve ona oscar ödülleri kazandıran viva zapata! ile lust for life filmleriyle ilgili birbirinden ilginç anıları... elinizdeki kitap, ayrıca bir romancı da olan tanınmış biyografi yazarı daniel paisnerin katkısıyla gerçekleşti. (arka kapak)
kaynak:http://kitap.antoloji.com/tek-kisilik-tango-kitabi/
(bkz: tek kişilik tango)
malzemeler:
250 gr. parça kuzu eti
200 gr. kıyma
1 bardak pirinç
1 bardak nohut
8 bardak su
4 bardak yoğurt
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı tereyağı
kuru nane
tuz
karabiber
yapılışı:
nohutu geceden ıslatın. pirinci yıkayıp, soğuk suda 1 saat bekletin. kıyma, pirinç, tuz ve karabiberi blenderda karıştırın. elinizi ıslatarak, nohut büyüklüğünde köfteler yapın. köfteleri kaynayan tuzlu suda 2 dakika pişirip, çıkarın. kenarda bekletin.
nohutu etle birlikte pişirin. suyunu ve tuzunu ekleyin. etler pişince, yuvalamaları içine atıp, kaynatın. yoğurdu yumurtayla birlikte çırpın. çorbanın içine yavaş yavaş karıştırın. kaynamaya başlayana kadar, karıştırma işlemini sürdürün. 20 dakika kaynatın.
kızgın yağa naneyi dökün ve yağı çorbanın üzerine gezdirin. servise hazırlayın. yuvalama, antep’e özgü bir yemektir.
kaynak:http://www.yemektarif.com/yemek-tarifi.php?kategori=corbalar&tarif=yuvalama
250 gr. parça kuzu eti
200 gr. kıyma
1 bardak pirinç
1 bardak nohut
8 bardak su
4 bardak yoğurt
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı tereyağı
kuru nane
tuz
karabiber
yapılışı:
nohutu geceden ıslatın. pirinci yıkayıp, soğuk suda 1 saat bekletin. kıyma, pirinç, tuz ve karabiberi blenderda karıştırın. elinizi ıslatarak, nohut büyüklüğünde köfteler yapın. köfteleri kaynayan tuzlu suda 2 dakika pişirip, çıkarın. kenarda bekletin.
nohutu etle birlikte pişirin. suyunu ve tuzunu ekleyin. etler pişince, yuvalamaları içine atıp, kaynatın. yoğurdu yumurtayla birlikte çırpın. çorbanın içine yavaş yavaş karıştırın. kaynamaya başlayana kadar, karıştırma işlemini sürdürün. 20 dakika kaynatın.
kızgın yağa naneyi dökün ve yağı çorbanın üzerine gezdirin. servise hazırlayın. yuvalama, antep’e özgü bir yemektir.
kaynak:http://www.yemektarif.com/yemek-tarifi.php?kategori=corbalar&tarif=yuvalama
kedilerin zaman zaman ki genelde sabah 6 civarları olur sapıtıp ordan oraya deliler gibi koşması, manyaklar gibi olmayan şeyleri avlamaya çalışması, kükrercesine garip sesler çıkarmasına tarafımdan verilen ad. bu garip durum nedense yağmur yağışı sırasında da görülmekte ve olağandan daha canavarca vuku bulmaktadır. el kol surat bırakmaz çizer bunlar. özellikle yağmurlu sabahlarda kafada kask ve bünyede kurşun geçirmez yelekle yatmalıdır kedi sahibi.
yeni ünlü olduğu zamanlarda evinden çıkarken komşusu kız lisesi öğrencilerinin duvarlara tırmandığı sanatçı.
ayrıca mini mini bir sabiyken ve anne elinden tutulmuş pıtır pıtır kadıköy sokakları arşınlanırken anne tarafından karşıdan geldiği farkedilen fakat anneye yalancı kandırıkçı muamelesi yapılırken bunu duyan ve sadece gülümseyen sanatçı. hala pişmanım bak barış manço geliyo hadi merhaba de diyen anneme hadi be ne işi var onun burda derken adamcağıza birebir yakalandığım için.
ve bir daha ayrıca bir süre komşusu olan dedeme bakılırsa gayet efendi, komşusever ve tatlı dilli bir adammış.
ayrıca mini mini bir sabiyken ve anne elinden tutulmuş pıtır pıtır kadıköy sokakları arşınlanırken anne tarafından karşıdan geldiği farkedilen fakat anneye yalancı kandırıkçı muamelesi yapılırken bunu duyan ve sadece gülümseyen sanatçı. hala pişmanım bak barış manço geliyo hadi merhaba de diyen anneme hadi be ne işi var onun burda derken adamcağıza birebir yakalandığım için.
ve bir daha ayrıca bir süre komşusu olan dedeme bakılırsa gayet efendi, komşusever ve tatlı dilli bir adammış.
genelde en çok ailesinden kimsesi kalmamış ya da önceleri iyi bir bakım alsın, yaşıtlarıyla takılsın arkadaş yapsın diye gönderildiği huzurevinde terkedilmiş ya da o minicik kollarıyla size sarılmaya çalışan kendilerine uzanan bir küçük dala bile sıkıca tutunan minik kimsesizler için geçerlidir bu durum. ama tabi ki bunu dışınd sevilmediğini, sevmediğini bildiği insanların arasında bayram kutlamak zorunda kalanlar, ailesinden uzak kalmak zorunda olanlar içinde ayrı bir zorluğu vardır tabi.
teyze bayramını kutlamaya geldim diye kapıya dayanıp amanın ne şirin şeyler diye baktığımız lakin şeker ya da mendil verince geri uzatıp para yok mu diye yüzsüzce sorulan ve küfür tokat kapıdan kovulan çocuk kılığında sülalecek eğitimden yoksun kalmış hayvanlar.
annesinin babasının para uğruna şebek ettiği yavrucaktır. gösterdikleri arabanın maçaları yiyip de plakasını göze sokamamışlardır. zira o gösterdikleri ev iddia ettikleri gibi barış mançonun ilk evi değil son oturduğu evdir. satılmıştır. arabaları da artık orada durmamaktadır. kaldı ki barış manço o veledin söylediği gibi "üstü açık" klasik otomobil koleksiyonunu o minicik otoparkta hiçbir zaman bulundurmamıştır. evi alan kişi saygısızlık olmasın diye bahçe kapısındaki plakayı sökmemiştir sadece. ayrıca barış mançonun piyanosu evi haraç mezat satılırken arada kaynamasın diye adını ne yazık ki şu an hatırlayamadığım bir bayan tarafından alınmıştır. ayrıca barış mançonun eski evini merak edenler için tarif edeyim. moda caddesi üzerinde garanti bankasına gelmeden az önce kadıköy kız lisesi vardır. işte onun arka tarafında kalır barış mançonun lale mançoyla tanıştığı ve lale hanımın ablasının bildiğim kadarıyla hala dairesinin olduğu apartman. ablasında telefon olmadığı için karşı komşuya telefon etmeye geçer lale hanım. barış beyle öyle tanışırlar. düğün davetiyeleri bir plaktır. eski türkçeyle bir metin okumuşlardır. kendi yazdıkları bir metni. düğün arabaları bir faytondur. düğünleri şu an yerinde yeller esen kadıköy sahilindeki eski nikah dairesinde olmuştur. düğün fotoğrafları eski istanbul beyefendisi ve hanımefendisi konseptlidir. düğüne barış beyin hayranları da gelmiştir. ayrıca o anası babası tarafında kullanılan yavrucağın iddia ettiği gibi oğullarının adı sadece doğukan ve batıkan değildir. doğukan hazar ve batıkan zorbey tam isimleridir. ayrıca yiyorsa o veletçik barış mançonun daha önce kaç kalp krizi geçirdiğini tarihleriyle versin. oğullarının doğum tarihlerini söylesin. abisinin adını söylesin barış mançonun neden o adların kendilerine konduğunu anlatsın. ayrıca birileri de mümkünse o muhabir efendiye madem bu evin yerini dahi bilmiyordun be allahın şebeği nasıl oldu da evin neresinde ne var sayabildin sorusunu sorsun. ha bir de o çocuk madem barış beyin ruhunu taşımaktadır nasıl olup da evin arka bahçesindeki seraya inmeyi becerememiştir de ön taraftan boynunu uzatmakla yetinmiştir. zira bildiğim kadarıyla evi alan kişi eve hiç dokunmamış herşeyi öylece bırakmıştır. tabi şu anda evde güzel güzel çürümektedir.
diyetisyen gibi insanın sözümona damak zevkine uygun, pratikte tiksindirici gıdalarla beslenmeyi öngören ve sözümona kişiye özel diyet listeleri hazırlayan ve nedense daha sonra aynı diyetisyene giden kişilerle karşılaşıp bir de listeleriniz karşılaştırdığınız da aaaaa aynısıymışşş laaaayyyyynnn dedirten şaklaban ve şarlatanların dayatmasıyla yapılan diyetler de her daim olan durum. zira bir kısmı içeceğiniz suya dahi ambargo koymaktadır. bu insanlara göre fazladan yenecek kıl kadar ince bir dilim salatalık verdiğiniz tüm kiloyu geri aldırabilir. oysa ki destek olmayan niyeti ve çabası olan birkaç kişi ve sadece küçültülen ve haftada birden ayda bire indirilen hamurişi sefalarıyla çok daha akıcı ve daimi bir kilo kaybı sağlanabilir. üstelikte gayet kalıcı olur bu kilo verme. isteyene liste buyurun. ücretsiz hemi de:
yağı yarıya indirin. kızartma sefalarının sıklığını dörtte bire düşürün. hamurişi sefalarının sıklığını dörtte bire düşürün. her tür yemekte porsiyonları yavaş yavaş küçültün. zira mide küçüldükçe yeme ihtiyacı zaten azalır. taksiye bindiğiniz iki adım yolu evden 10dakika erken çıkıp yürüyerek alın. alışverişe markete giderken düz yoldan gitmek yerine arka sokaktan dolaşın. sebze ve meyveye ağırlık verin ekmeği sabah kahvaltısı dışında yemeyin. çikolata yerken koca bir paket yerine bir parça yiyin. o da nefsinizi körler merak etmeyin. yumuşak krem peynirler yerine sert peynirleri tercih edin. suyu günde 3litreye çıkartın. vücudunuzda oluşmuş olması muhtemel ödemler için günde bir fincan şekersiz yada az şekerli nescafe için. kolayı normalden diyete çevirin. alışveriş iyaparken cips pakedine elinizi attığınızda düşünün bir ay sonra kilo verdiğinizde küçük bir pakedi ödül olarak yiyebilirsiniz tamam ama o anda cips yemek sizin bir ihtiyacınız mı? et ürünlerini ızgarada ya da fırında pişirin.
kilo vermeyene 10 tane muhteşem oyu bedava.
yağı yarıya indirin. kızartma sefalarının sıklığını dörtte bire düşürün. hamurişi sefalarının sıklığını dörtte bire düşürün. her tür yemekte porsiyonları yavaş yavaş küçültün. zira mide küçüldükçe yeme ihtiyacı zaten azalır. taksiye bindiğiniz iki adım yolu evden 10dakika erken çıkıp yürüyerek alın. alışverişe markete giderken düz yoldan gitmek yerine arka sokaktan dolaşın. sebze ve meyveye ağırlık verin ekmeği sabah kahvaltısı dışında yemeyin. çikolata yerken koca bir paket yerine bir parça yiyin. o da nefsinizi körler merak etmeyin. yumuşak krem peynirler yerine sert peynirleri tercih edin. suyu günde 3litreye çıkartın. vücudunuzda oluşmuş olması muhtemel ödemler için günde bir fincan şekersiz yada az şekerli nescafe için. kolayı normalden diyete çevirin. alışveriş iyaparken cips pakedine elinizi attığınızda düşünün bir ay sonra kilo verdiğinizde küçük bir pakedi ödül olarak yiyebilirsiniz tamam ama o anda cips yemek sizin bir ihtiyacınız mı? et ürünlerini ızgarada ya da fırında pişirin.
kilo vermeyene 10 tane muhteşem oyu bedava.
birçok yeri sel basan, halen basmakta olan ve daha da basacak olan yağmur. istanbulun ağaçsız kalmış olan bölgelerinde yoğun bir erezyona ve heyelana neden olacak olan yağmur. şu an başını sokacak bir evi olmayan insanları sırılsıklam eden daha da edecek olan yağmur. allah kimseyi sokakta, aç, açıkta bırakmasın dedirten insanın içini fena yapan su sorununa rağmen keşke dursa denilen yağmur. ayrıca istanbulun barajlarına maksimum birkaç günlük su ekleyecek olan yağmur. zira su seviyesi konusunda bardaktan boşanırcasına yağan bir yağmurdan çok daha köklü şeyler gerekmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?