imphotep

binlerce kişinin öldüğü herhangi bir gün..
herhangi birinin öldüğü binlerce günden sadece biri..
ama "sen" öldün o gün."ben" gömdüm seni..toprağın altında bıraktım.sonra gittim.oysaki morgda sanki biraz daha beklesek kalkacak gibiydin.soğumuş yüzünü öptüğümde herzamanki gibi gülmedi belki deniz mavisi gözlerin,ama olsun görebiliyordum seni..dokunabiliyordum en azından..
doksan küsür sene..son gününde bile yatakta değildin.kimseye yük olmadın.bir dağ gibi ayaktaydın ve yolda bıraktı seni yaşlanmış vücudun..
hayattayken bu yazıyı okuyamazdın..gözlerin seçmezdi.ama şimdi eminim bunlar benim aklımdan geçerken bile senin haberin oluyor.yerinde rahat uyu dedem..
içme derdik soğuk suları..ama şimdi ben getiricem sana buz gibi bir şişe su.beraber içicez karşılıklı..belki içimdeki ateşi biraz söndürür,ne dersin?

eve geç kalmış telaşlı bilgiç..

- eheehe eh he selambengeldim..
- nerdesin sen bu saate kadar..telefonun da kapalı..insan bi arar haber verir..nedir senden bu çekt..
- ıı şey.. iyigecelerbenyattım..

taze çekirdeksiz üzüm ile de daha farklı freş bir tad vemektedir.diyette olmayıp bolca meve tüketenler için önerilir.

(bkz: fırtına öncesi sessizlik)

(bkz: wireless)

- selam ben geldim..
- aa sen mi geldin ?
- hofff gene mi aynı soru yahu..evet ben geldim.
- hoşgeldin..otur şöyle.çay koyduydum.içeriz dimi?
- vayırlıs var mı buralarda?

(bkz: martinik)

henry ve anelka aslında hemşehridir.ikisi de martiniquais asıllıdır.
farklarından biri birinin müslümanlığı diğerinin hristiyanlığı seçmesidir.

13 - 23 mart 20008 tarihleri arasında gerçekleşmiş festivaldir.

bilgi için;

http://www.filmfestankara.org.tr

(bkz: on dokuzuncu ankara uluslararasi film festivali)

yavaş yavaş "yerli kabilesinde bornoz satmak" gibi bir eyleme dönüşen ticarii faaliyettir.

5. entryin olmak istememiştim oysaki..umudun ışığında yolunu bulmaya çalışan bir kar tanesiydim gökyüzünde..

(bkz: gurbetçi senegalliler ligi)
veya;
(bkz: öz cezayirliler süper ligi)

tank alımlarını hızlandıracak kampanyadır.
hazır anlamını bilmediğimiz onca şey gündemdeyken mortgage sistemi ile tank taksidine filan girilse ne hoş olurdu değil mi sevgili bilgiçler..

(bkz: mortgage kredisiyle tank kampanyası)

"ulan bu hayvan yavrusunu bile emzirmiyor.ne sütü,ne tereyağı?"
national geographic’i bile şaşırtan türk deyimidir.

tanım entrsinin başlıktan farklı olmamasıdır.

bir cemiyette bulunanlardan biri başka bir enstrumanisti övmek için üstad erkan oğur’un yanına gidip " üstadım bilmem kim saniyede 12 nota basıyormuş..ne diyorsun?" der.
erkan oğur bu..sözlerini biriktirir dökmez her daim orta yere.çokca sazı ile anlatır derdini.ama lafı gediğine koyma vakti gelmiştir.
buna karşılık erkan oğur der ki;
"keşke 12 dakikada kendimi anlatabilecek 1 nota basabilsem.."

ürünün traş & epilasyon bölümünden satışa sunulması da ayrı bir güldürücü etmen.ayrıca 21 ytl’ymiş..düşünürsek mantıklı aslında.

aslında "popo" diye tabir ettiğimiz,vücudun kaba etli bölümü,bünyesinde bulundurduğu bol protein mineralleri ve kılcak damar aktiviteleri sayesinde düşünme gücüne de sahiptir.örneğin,yolda rastladığımız komik bir olaya yüz kaslarımız ile tepki verirken,rastladığımız daha komik bir olaya götümüzle güleriz.bu,götümüzün kendi düşünce bilincine sahip olduğunun göstergesidir.