imphotep

(bkz: children of sanchez)

latince "vibra" kokunden gelmektedir.

ne yazdım lan acaba diye düşünmeden sözlüğe yazabilecek hafifliği katıyor insana.güzel bir durumdur kendileri.

(bkz: çakırkeyifliğin verdiği muhteşem hafiflik duygusu)

birkaç entrysine denk geldikten sonra hatun bilgiç kişisi olduğunu anlayıp anında selam etme merasimini gerçekleştirdiğim yazardır.smileydir ayrıca..

başarılar diliyoruz kendisine..

saat sabahın 3:0’u

independence (jedi) [msg] [kim]
imphotep (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
instrument (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
aello (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
kalimera (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
tokalon (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
laughter (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
ravanelli (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
cicim (comez) [msg] [kim]

vuuhuu..

kendisine ait "gitar kırma" videosuyla "oscar ödülü" almamasına şaşırdığım müzikyendir.ama alınca da dikkat etsin ödül baya sivri zıplarken üstüne düşerse o zaman fena..

http://www.akilli.tv/video/267991/hasan-cihat-orter-gitar-faciasi.aspx

çok önemli not:
gitarın birini televoleler için,diğerini aziz türk halkı için,sonuncusunu da allah için kırıyor..sonra hışımla "lanet olsun..lanet olsun.." bu nasıl bir ruh halidir arkadaşım..

bu kadar rezaletten sonra "erkan oğur’un elini öpsün." dediğime pişman olduğum insan evladı.o insanın elleri de,yüreği de çok temiz..bu şahıs ona dokunup kirletmesin hiç.

(bkz: kalkmaz o bidaha)

az önce metrodaydım.arap şükrü’den çakır keyif çıktıktan sonra cebimde kalan son 1 tl yi metrodaki otomata attım.çikolatalı gofret aldım.para üstü vermedi.bi tane daha aldım.o arada metro gelmişti.elim kolum doluydu.alel acele metroya bindim.bir arı koca yanyana oturmuşlardı.karşılarındaki tekli koltukta 8-10 yaşlarında kızları,koridorun diğer tarafındaki tekli koltukta ise en fazla 6-7 yaşlarında küçük erkek kardeşi oturuyordu.gofretimi yerken canı çekmiştir diye diğerini karşımdaki çocuğa verdim.olay bundan sonra koptu..
benim zamanımdaki çocukluk olsa,onu alıp sevinçle yerdi..ailesinden biri de kibarca teşekür ederdi..gözlerinin içinde göreceğim bir anlık mutluluk beni de mutlu ederdi.halbuki hiç de öyle olmadı.babasıbi iki şey söyledi çocuğa gülümseyerek..çocuk tedirgin oldu.biraz elinde tuttu,sonra ablası bikaç el işareti yaptı..çocuk ta kısık sesle "anne al bunu çantana koy"dedi.ve yemedi..sonra ayakta kalan yaşlı kadına yer vermemek için iki büklüm oldu,başka bir adamın uyarısıyla kalktı ablasının yanına gitti..

içimden geçenler şunlardı;
artık ne çocukluk kaldı ne saflık..ne anne kaldı ne baba..ne yaptığını bilmeden çocuk yetiştiriyor insanlar..çocuk ya çocukluğunu yaşamadan 7 yaşında,çocuktan başka herşeye benzeyen bişey oluyor,ya da anne baba baskısıyla ezik bir tip olup çıkıyor.hangi şekilde olursa olsun artık insanlar içi boş yetiştiriliyor.o gofret yenmeliydi..belki şu anda yendi ama birilerinin kontrolünde..veya birileri izin verdiği için yendi.halbuki bir çocuk için bir gofret,özgürlüün ta kendisi olmalı.istediği gibi yüzüne gözüne bulaştırarak,avucunun içinde sıkarak yemeli o gofreti.
sonra da ellerini üstüne silmeli..
annesinin çantasında işi yok o gofretin..

(bkz: ahmet çakar la çakar çakmaz çakar çakmak)

(bkz: eski sevgiliye webcam acmadan once makyaj yapmak)

hiç anlayamadığım,anlayamayacağım olaydır.adet değildir,çünkü msn denen insan yaratımı daha adet olacak kadar eskimemiştir.ama adet olacağı kesindir.
şimdi efendim bu olayın vuku bulması çok enteresan bir durum değil esasen.yani biraz kadınca düşündüğünüzde "eski sevgiliye neler kaybettiğini göstermek" amaçlı olduğunu çok rahatlıkla anlayabiliyorsunuz..
fakat şöyle bir durum var ki,bu da kadın ve erkek beyin yapısının tamamen farklı olduğunun açık seçik kanıtıdır.
kamerayı açıyorsun,en fazla belden üstün,saçın başın filan görünecek.iki güleceksin,hoş beş edip el sallayayacaksın belki.e arkadaşım bu adam seni her bi halinle gördü.öyle gördü böyle gördü,nezleyken gördü,peçeteyle burnunugördü,uyurken uyanıkken gördü,ağlarken gördü..hâlâ ne diye kasıyosun?
makyaj absürt kaçabilir tabi ama konu mevzuhabisse eğer hiçbir erkeğin anlayamayacağı durumlar listesinin üst sıralarında yer alması gerekir bence bu durumun.

(bkz: canlı alabalık)

"canlı" olan şeyin ilgi çektiğine rivayettir.
(bkz: canlı müzik)
(bkz: canlı yayın)

(bkz: osurayım derken sıçmak)

gecenin sabaha yakın kısmında dinlenmesi sakıncalı olan şarkıdır.

daha çok "hey!..sen.." şeklinde kullanılan,türkçemizde pek fazla yer almayan,fakat neredeyse tüm yabancı film çevirilerinde duyup içersemiş
olduğumuz söz öbeği.

ayrıca manyak bir pink floyd şarkısı;
(bkz: hey you)

"hey you" dedikçe gerçekten sana söylüyormuşcasına insanı hassaslaştıran ay paçası.

müzik terimleri arasında "düşük sesle çalmak" tabiri olarak yer alır.
(bkz: piyano)
(bkz: forte)
(bkz: mezoforte)