imphotep

(bkz: fahişe şirin)

insan olabilmek için "on emir" den fazlasına uymak gerektiğinden haberleri olmayan insanların ülkesi.belalarını nezaman bulacaklar,merakla bekliyoruz..

aranılan ilişki türüne göre beklentiler de değişiyor.ortalıkta her türden insanlar var.sonuçta genç bir toplumuz.

evet.türkiye gerçekten bir futbol ülkesi.çalıştığım yerde çok acil bir işin için bile izin istediğinde "hmm.." şeklinde başlayan konuşmalara maruz kalırken,bu futbol müsabakası için vardiyalar shiftler ayarlandı,ayarlayamayanlar işe erken geldi,müdür bile erken çıktı.ben de severim böyle heyecanı yüksek maçları herkes gibi.fakat iş yerimden izin alacak kadar bir vehamet hissetmiyorum nedense.ama şu anki ortama baktığımda olay gayet meşru hale gelmiş durumda.sanki "abi ben kaçtım,maça yetişicem!" diyerek kapıdan çıksam kimse yadırgamayacakmış gibi.velhasıl ben yine de maça gitmiycem.personele,müşterilere hatta kendime inat,boş mağazada dikilicem.açıcam animal planet’i antilop kovalayan çitaları izliycem.yaşasın vahşi yaşam!

pazaristanın sunduğu fear factor’dan daha iyi durumda olan tv programıdır.

- seviştikten sonra nasıldı?.. diye sorsam sana ne dersin?
- ya bi siktir git..

beklenen an gelecekse çekilen çile kutsaldır.

- leyla yanımdan kalkıp karşıma geçer misin lütfen?
- neden ki arif?
- bak saçmalıyorum şu anda farkettiysen.

(bkz: anlam yüklenen kıyafetler vol 1)
damatlığın hiç bir kişiliği yok mesela,hatta başkalarının düğününde bile giyilir daha sonradan.ama siz hiç başkalarının düğününe gelinliğiyle giden bir gelin gördünüz mü?görmediniz.ben de görmedim.zaten giyseydi de saçma olurdu değilmi..?

- alo fikri abi yatakta nasılsın?
- iyidir behlülüm sen bodrum’da nasılsın ya?görüşemedik..
- gelicem abi en kısa zamanda merak etme.yengeye salam.
- güzel bi diyalog olmadı bu behlül kapat telefonu.

tuğlaların arasında yuva yapar bu canî hayvanat.çocuksundur,içinde uranyum zenginleştirilmişcesine bir enerji vardır.hoplarsın koşarsın oynarsın.eğer mahalle çocuğuysan ve dip köşe yerleri biliyorsan tırmanmak büyük zevktir.duvardan duvara atlar,tırmanır,adrenalinin doruklarına çıkarsın.bilim adamlarınca "büzük" diye tabir ettiğimiz bölgenin tamamen büzüştüğü tehlikeli bir noktada elinizi bir kovuğa atarsınız ve tuğla yerinden çıkar.o hayla bir kez daha elinizi attığınızda eşek arıları çoktan havalanmış iğneleriyle saldırmaya hazırlanmışlardır.çok geçmeden elinizin üstünde büyük bir acıyla bağırmaya başlarsınız.ama elinizi bırakamazsınız da.ilk fırsatta güvenli bir yere gidip elinize bakarsınız.balon gibi şişmiştir.babaaneler herşeyi bilirler.gider ona danışırsınız.bir iki yakınır niye uslu durmuyosun diye fakat bu arada dolaptan soğuk yoğurdu çıkarmıştır bile..bir güzel elinize boca eder,hafiften yedirir..akşama kadar bişeyiniz kalmaz.akşama yine gider babaannenizin sıcak koynunda uyuyakalırsınız.

"orjinalinden daha iyi cover’lar" listesinde başı çekebilecek derecede güzel yorumlamıştır bu parçayı "dream theater".
kafa sallamaktan yorulduğunuzda bile sallattırır adama..

tecrübeye ihtiyaç duyulmadan rahatlıkla anlaşılabilecek çığlıklardır.insan doğası gereği istem dışı olması da olaya güzellik katar.
sahte olmayan öksürük,sahte olmayan hapşırık,sahte olmayan şaşırma gibidir,anlarsınız yani.

yeni yoğurulmuş mayalı hamur?

misal;

- ayşe bak yıldız kaydı.
- ne yıldızı zekâi bildiğin atom bombası düşüyor.
- amaan ayşe sen de hiç romantik diilsin.
- ya bi siktir git! eşşedüenlaa..neyse uzun olcak. dinimiz amin.

genelde japon ve çin uyruklu kadınların kullandığı tümcedir.
haklılar esasen,alayı aynı lan adamların.

(bkz: sevgiliye uçan tekme atmak)

yarım saat civarında ateşin önünde dönüp duran döner topağının aldığı haldir.erir yağları akar böyle üzerinden,sonra usta keser bir yaprak,üstüne sos..üff..yeme de yanında yat.

(bkz: hakkatten)