onceleri yakin oldugu kisiye yabanci gibi davranmak,umursamamak.
suclu bir kisiyi saklamak,barindirmak.
guclu ve hatirli bir kimseyi gereksiz soz ve davranislarla gucendirmek.
verilen paya razi olmak.
cok ofkelenmek,sinirlenmek.
bir kimsenin evini barkini ailesini dagitmak,perisan etmek.
dil surcmesi,hatali konusmak.
kisinin durumu hakkinda kanaati belirtmek,ortaya koymak.
kisiyi bir baskasina karsi kiskirtmak, doldurmak.
bos gezen,serseri.
toplulugun yarisindan bir fazla olan sayidaki cogunluk.
kartal tibet in yonetmenligini yaptigi kemal sunal,aysen gruda isimlerini barindirmis 1979 yapimi film.
kartal tibetin yonetmeni oldugu basrollerinde mujdat gezen,gulsen bubikoglu,perran kutman gibi isimlerin bulundugu sulukulede gecen neseli bir cingene filmi.
1985 yapimi temel gursunun yonetmenligini yaptigi ve hulya avsarin basrolunu ustlendigi film.
azik,kumanya.
sumuk, solunum yollarinin ilk koruyucu mekanizmalarindan biri. yani, yasamak icin gerekli oldugumuz havayi dogal olarak temizleyen ve vucut tarafindan uretilen bir madde.
(bkz: sumuk)
sozleri yilmaz guney e ait olan parca.
sus pus olmus, puslu bir istanbulmuydu yuzun, yoksa
cok bildik huzunler mi tasinmisti yuzune
dolmabahce da cay tadinda....
divit ucuyla yazilmis bir askin sureti vardi avuclarinda,
tarih bir baska iklimin kivamini gosteriyordu.
ben rehnedilmis yelkovan gibi... hani akrepi seven ama
yuregi takvim yokuslarinda...
sinemada elinin elimde terleyisinin bir anlami olmali,
sesinin sesimde yankilanmasinin... sanki perdedekine
uzulmus ya da sevinmissin de tesadufen akmis yuzun
icime... yalan! sen perdeye bakiyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kurtce
seyrediyorum...
kadin beyoglunun bir kis aksaminda,
ustundeki deri montun sahibine kus, soguklugundan
muzdarip yuruyordu... adam da... yurumek hicbir seyi
cozmuyordu, bazi aralik aksamlarinda... parmaginda
yarali bir oykuyu tasiyordu adam... kadinin yuzunde
bir huzun... huzunlu aralik aksaminda bir yuzuk...
yuzugun yuzunde dunya guzeli bir kadinin kehaneti...
... sogugun ve karanligin vehameti!
hayati, bir baskasinin pantolonu gibi, kucultulmus,
daraltilmis... ilk sahibinin o pantalonla yasadigi seyler,
yani pantalonu pantalon yapan anilar, bazi ilkbahar
bereleri yuzunden yapilan yamalar, ter tuketen
yazlar... hepsi daraltilmis... yasananlara bir beden
buyuk geliyor artik hayat!
bir aski paylasmak icin cok gec, bir paylasima asik
olmak icinse erken... beni sevda yerimden vurdu yine
zaman... simdi sana soylenecek tek cumle:
bende sana yetecek kadar ben kalmadi...
yilmaz erdogan
cok bildik huzunler mi tasinmisti yuzune
dolmabahce da cay tadinda....
divit ucuyla yazilmis bir askin sureti vardi avuclarinda,
tarih bir baska iklimin kivamini gosteriyordu.
ben rehnedilmis yelkovan gibi... hani akrepi seven ama
yuregi takvim yokuslarinda...
sinemada elinin elimde terleyisinin bir anlami olmali,
sesinin sesimde yankilanmasinin... sanki perdedekine
uzulmus ya da sevinmissin de tesadufen akmis yuzun
icime... yalan! sen perdeye bakiyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kurtce
seyrediyorum...
kadin beyoglunun bir kis aksaminda,
ustundeki deri montun sahibine kus, soguklugundan
muzdarip yuruyordu... adam da... yurumek hicbir seyi
cozmuyordu, bazi aralik aksamlarinda... parmaginda
yarali bir oykuyu tasiyordu adam... kadinin yuzunde
bir huzun... huzunlu aralik aksaminda bir yuzuk...
yuzugun yuzunde dunya guzeli bir kadinin kehaneti...
... sogugun ve karanligin vehameti!
hayati, bir baskasinin pantolonu gibi, kucultulmus,
daraltilmis... ilk sahibinin o pantalonla yasadigi seyler,
yani pantalonu pantalon yapan anilar, bazi ilkbahar
bereleri yuzunden yapilan yamalar, ter tuketen
yazlar... hepsi daraltilmis... yasananlara bir beden
buyuk geliyor artik hayat!
bir aski paylasmak icin cok gec, bir paylasima asik
olmak icinse erken... beni sevda yerimden vurdu yine
zaman... simdi sana soylenecek tek cumle:
bende sana yetecek kadar ben kalmadi...
yilmaz erdogan
""bir tek dilegim var mutlu ol yeter” sozunun
bir kamyon yuku
anlam tasidigi gunlerdi
kaldirimlar toz ve kagit topaklari
ankara’nin
ankara’nin sonbahar yapraklari
ayvalar sari
huzunler olgun
yaz yorgunu govdeler serili betonlarda
ben yanimda cok acikli
epey yol ustu sozler getirmistim.
“sanki terk edilmis bir viraneyim
her yanim dagilmis yikilmisim ben”
okul onluk mevsimi
ve kaplanmasi kitaplarin
cumhuriyet gazetesiyle
bir on beslenme cantasi kompleksi
malum su otlu peynir meselesi
saclarini sut misiri orgu yapmis
bir al yuz koca goz goruyorum.
sanki o tehlikeli yolun basindayim
ask’a geliyorum!
ama yanima hep
koy zilgitli sozler almisim
arabesk kaliyorum
her kent soylu askin karsisinda
“bir kulunu cok sevdim” diyorum
“o beni hic sevmiyor” diyorum
“kalbimi ona verdim
artik geri vermiyor” diyorum.
(bkz: yilmaz erdogan)
bir kamyon yuku
anlam tasidigi gunlerdi
kaldirimlar toz ve kagit topaklari
ankara’nin
ankara’nin sonbahar yapraklari
ayvalar sari
huzunler olgun
yaz yorgunu govdeler serili betonlarda
ben yanimda cok acikli
epey yol ustu sozler getirmistim.
“sanki terk edilmis bir viraneyim
her yanim dagilmis yikilmisim ben”
okul onluk mevsimi
ve kaplanmasi kitaplarin
cumhuriyet gazetesiyle
bir on beslenme cantasi kompleksi
malum su otlu peynir meselesi
saclarini sut misiri orgu yapmis
bir al yuz koca goz goruyorum.
sanki o tehlikeli yolun basindayim
ask’a geliyorum!
ama yanima hep
koy zilgitli sozler almisim
arabesk kaliyorum
her kent soylu askin karsisinda
“bir kulunu cok sevdim” diyorum
“o beni hic sevmiyor” diyorum
“kalbimi ona verdim
artik geri vermiyor” diyorum.
(bkz: yilmaz erdogan)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?