tam türkçe karşılığı olmayan yine de bazı çevrelerce" uydumculuk" olarak kabul edilmiş bir terim. kabul edilme, sevilme gibi içgüdüsel arzularla kişinin kendi tutumlarını, normlarını, davranışlarını içinde bulunduğu toplum veya grubun normları, tutumları, davranışları ile uyumlu olacak şekilde değiştirmesi, çoğunluğun tavrını benimsemesi durumu.
android telefonlarda da kullanılabilen uygulama.
oscar ı bunca sene neden alamadı bilemem ama bence bu konuda fazla hırs yaptı. hırsı yüzünden olmadık şeyler yapmış veya söylemiş olabilir. kendi piyasasında kulaktan kulağa yayıldı. sosyal medyayla, capslerle bütün dünyanın bir şekilde haberi oldu. sonuç olarak adam oscar ın trollü oldu. o kadar ödül alamamış ünlünün arasından göze batmasının sebebi budur.
muzaffer şerif başoğlu'nun yaptığı bir sosyal psikoloji deneyi. literatürde "sherif's autokinetic illusion study" olarak geçer. deney üç aşamalı gerçekleştirilmiş.
1) denekler bireysel olarak zifiri karanlık bir odaya alınır ve bir noktadan belirli aralıklarla ışık gösterilir. deneklere ışığın hangi yöne ve ne aralıkla hareket ettiği sorulur. her denek kendine göre bir yön ve mesafe söyler. bilinmesi gereken şey ise ışık aslında hareket etmemektedir.
2) denekler grup olarak odaya alınır ve cevapları yüksek sesle alınır. ilk denek cevabını söyledikten sonra diğerlerinin cevabında değişme olur. ilk konuşanın potansiyel lider olarak belirlendiği görülür.
3) denekler yine tek tek odaya alınır ve cevapları sorulur. denekler bu sefer grup içerisinde söyledikleri yön ve mesafeyi cevap olarak söyler.
birinci aşamada kişisel norm oluşmuş. ikncisinde grup normu ve üçüncü aşamada grup normu kullanılmış. sonuç olarak somut yanıt verilemeyecek durumda insanlar kendi gerçeğini yaratmış. grup içerisinde ise kendi fiziksel gerçeğini bırakıp grup standardını kullanmış. grup normu oluştuğunda insanlar ona bilerek uymaktadır. muzaffer şerif bu deneyle grup normunun nasıl oluştuğunu ortaya koymuştur.
1) denekler bireysel olarak zifiri karanlık bir odaya alınır ve bir noktadan belirli aralıklarla ışık gösterilir. deneklere ışığın hangi yöne ve ne aralıkla hareket ettiği sorulur. her denek kendine göre bir yön ve mesafe söyler. bilinmesi gereken şey ise ışık aslında hareket etmemektedir.
2) denekler grup olarak odaya alınır ve cevapları yüksek sesle alınır. ilk denek cevabını söyledikten sonra diğerlerinin cevabında değişme olur. ilk konuşanın potansiyel lider olarak belirlendiği görülür.
3) denekler yine tek tek odaya alınır ve cevapları sorulur. denekler bu sefer grup içerisinde söyledikleri yön ve mesafeyi cevap olarak söyler.
birinci aşamada kişisel norm oluşmuş. ikncisinde grup normu ve üçüncü aşamada grup normu kullanılmış. sonuç olarak somut yanıt verilemeyecek durumda insanlar kendi gerçeğini yaratmış. grup içerisinde ise kendi fiziksel gerçeğini bırakıp grup standardını kullanmış. grup normu oluştuğunda insanlar ona bilerek uymaktadır. muzaffer şerif bu deneyle grup normunun nasıl oluştuğunu ortaya koymuştur.
ön seçimlerde nevada'yı almış.
bruno mars'ın 2012 yılında çıkarttığı unorthodox jukebox albümünden ve 2013 yılında en iyi müzik klibi dalında mtv video müzik ödülü (erkek), en iyi şarkı dalında mtv avrupa müzik ödülü ödüllerini almış parçası. sözleri şu şekilde;
one, two, one, two, three
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
never had much faith in love or miracles
ooh!
never wanna put my heart on the line
ooh!
but swimming in your water is something spiritual
ooh!
ı'm born again every time you spend the night
ooh!
'cause your sex takes me to paradise
yeah, your sex takes me to paradise
and it shows, yeah, yeah, yeah
'cause you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
yeah, you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
you bring me to my knees, you make me testify
you can make a sinner change his ways
open up your gates 'cause ı can't wait to see the light
and right there is where ı wanna stay
'cause your sex takes me to paradise
yeah, your sex takes me to paradise
and it shows, yeah, yeah, yeah
'cause you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
yeah, you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
oh, oh, oh, oh, yeah, yeah, yeah
can ı just stay here?
spend the rest of my days here?
oh, oh, oh, oh, yeah, yeah, yeah
can't ı just stay here?
spend the rest of my days here?
'cause you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
yeah, you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
one, two, one, two, three
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
never had much faith in love or miracles
ooh!
never wanna put my heart on the line
ooh!
but swimming in your water is something spiritual
ooh!
ı'm born again every time you spend the night
ooh!
'cause your sex takes me to paradise
yeah, your sex takes me to paradise
and it shows, yeah, yeah, yeah
'cause you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
yeah, you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
you bring me to my knees, you make me testify
you can make a sinner change his ways
open up your gates 'cause ı can't wait to see the light
and right there is where ı wanna stay
'cause your sex takes me to paradise
yeah, your sex takes me to paradise
and it shows, yeah, yeah, yeah
'cause you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
yeah, you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
oh, oh, oh, oh, yeah, yeah, yeah
can ı just stay here?
spend the rest of my days here?
oh, oh, oh, oh, yeah, yeah, yeah
can't ı just stay here?
spend the rest of my days here?
'cause you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
yeah, you make me feel like ı've been locked out of heaven
for too long, for too long
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
oh, yeah, yeah,
oh, yeah, yeah, yeah, yeah,
ooh!
gerçek ismi peter gene hernandez olan pop, alternatif hip hop, soul, rock, r&b tarzlarında müzikler yapan şarkıcı, şarkı yazarı ve yapımcı. 2012 yılında victoria's secret defilesindeki performansıyla kalplere oturdu. en azından benim kalbime oturdu sizi bilemem. şu da var itiraf etmem lazım o dönem önüme gelen her yerden locked out of heaven duymaktan gına gelmişti. ona ragmen severiz, yanılmıyorsam biyerlerde hakkında little elvis denildiği olmuş.
abc family e ait beş sezondur devam eden komedi dizisi. ben, ayrıldığı kız arkadaşı tarafından kapısına bırakılan bebeğini bulur. o güne kadar bir bebeği olduğundan bile habersizdir. annesi bonnie, abisi danny, arkadaşları riley ve tucker la birlikte kızını büyütmeye başlar. bu arada yaşadıklarını falan konu alır dizimiz. bir bölümü 22 dakika kadar sürüyor yani benim gibi bir saatlik dizi görünce fenalık geçirenler için ideal. herşeyden güzeli bu dizi komik! izlerken farkında olmadan sesli güldürüyor. jean bilodeau, chelsea kane, derek theler, melissa peterman, tahj mowry temel oyuncular. özellikle melissa peterman için bu dizi izlenir. her sahnesinde istisnasız güldürüyor.
high strung grubunun shameless jeneriğinde çalan çok çok anlamlı ve tatlı bir parçası. sözleri de şu şekilde;
think of all the luck you got
know that it's not for naught
you were beaming once before
but it's not like that anymore
count all the moods you've known
know they're not stuck in stone
you were patient once before
but it's not like that anymore
what is this down side
that you speak of
what is this feeling
you're so sure of
round up the friends you got
know that they're not for naught
you were willing once before
but it's not like that anymore
the time that you would never trade
ıs equal to the effort made
you were simple once before
but it's not like that anymore
what is this down side
that you speak of
what is this feeling
you're so sure of
what is this down side
that you speak of
what is this feeling
you're so sure of
think of all the luck you got
know that it's not for naught
you were beaming once before
but it's not like that anymore
count all the moods you've known
know they're not stuck in stone
you were patient once before
but it's not like that anymore
what is this down side
that you speak of
what is this feeling
you're so sure of
round up the friends you got
know that they're not for naught
you were willing once before
but it's not like that anymore
the time that you would never trade
ıs equal to the effort made
you were simple once before
but it's not like that anymore
what is this down side
that you speak of
what is this feeling
you're so sure of
what is this down side
that you speak of
what is this feeling
you're so sure of
detroit çıkması pop rock mix söyleyen grup. the luck you got olarak bilinen parçası shameless dizisinin jeneriğinde çalıyor.
yumuşacık sesi şirin aksanı olan şarkıcı. this is the life adlı parçası da orda burda ders arasında yürüyüşte sporda dinlenilesi.
çabuk bayrakları asın diyip laaaaaps diye aldığım ve tadına bayildigim glikozsuz kakaosu baskın torlu bisküvisi. bir paketinin 1674 kalori olduğunu duydukça bir süre yemek yemeyi bırakmayı düşündüm fakat bu lezzete değer.
umut sarıkaya nın uykusuzdan ayrılıp bir süre sessiz kaldıktan sonra kendi başına çıkarttığı dergi. üç ayda bir sayı çıkmakta .yanılmıyorsam şu aralar üçüncü veya dördüncüsü piyasada.
(bkz: masonic temple vision)
bulunduğu yerden istedikleri kadar memnun olsunlar ben yine de üzülüyorum bunlara. bulundukları yere ait olamıyorlar. türkiyeye geliyorlar buraya da tamamen ait olamıyorlar. onun dışında getirdikleri şekil şukul şekerleri severiz.
ilk sezonda iticinin önde gideniyken git gide karizmanin yürüyen hali olmuş aşık halleriyle hayran bırakmış bebek. blair durmadan isimler takar yaratıcılığına yandığım.
(bkz: chucker basser)
(bkz: chucker basser)
(bkz: chuck bass)
sanırım dünyanın en bi güzel şeyi. trollemenin en eğlenceli olduğu insan.
başkaları yapınca gözyaşlarının sicim gibi aktığı, dudakları titrerken burnu kızarıp hüzünlü bir prenses olduğu fakat ne hikmetse ben yaptığımda agzimin burnumun birbirine girdiği,gözyaşlarımla burnumun yarıştığı eylem.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?