hittheroad2timesjack

abd başkanı barack obama nın, abd ordusuna "terör örgütü irak şam islam devleti’nin (işid), irak’ın kuzeyindeki amerikan personelini tehdit etmesi durumunda" hava saldırısı düzenlemesi için yetki vermesi olayıdır.

meali: yaramazlık yapan çocuğun kulağı çekilir.

kişisel düşüncem: pkk orada, abd orada, ışid orada sal virüsü gitsin. bundan daha iyi ortam mı var ulen.

gün itibariyle amerika’nın hava saldırısıyla müdahale edeceğini öğrendiğim terör örgütü.

yine de bir teyyid edilmesi gerekli. televizyon açık uyuduğumdan sabah uyku sersemliğiyle böyle bir şey duydum ben.

bugün evimin tam karşısında bulunan bir sitede denk geldiğim afiş.

kim olduğuna dair en ufak bilgim yok. ehuehuh şaka lan şaka kim olduğu tabi ki de belli işte. bulunduğumuz son durum budur hocam. ben üniversite denkliğini halletmeye çalışıyorum. geride kalanlar düşünsün, yoruldum amk.

sürekli çalışanlarından biriyle kavgalı olduğum hava yolu şirketi kendisi. ona rağmen kullanıyor muyum? evet maalesef kullanıyorum. kullanmak zorunda kalıyorum. ama bak eyy yüce pegasus her şeyi geçtim, uçakların durumunu, hizmeti, servisi her şeyi geçtim, yeminle bilet almaya korkuyorum. bilet almamın akabinde günlük ortalama üç spam maili ile oynuyorsunuz. ya zaten işimiz düşüyor ve bilet almak zorunda kalıyoruz. ama niye bu kadar spam niye?

bir kaç gün önce muhtemelen son kez gitmiş olduğum şehirdir.
ama her seferinde beni ayrı şaşırtıyor bu şehir. bu kadar farklı insanın aynı coğrafi sınırlar içerisinde bir arada yaşaması, yaşayabilmesi tam anlamıyla bir başarıdır.
bu yönden aslında örnek bir şehrimizdir adana. ha her gün kendisiyle alakalı garip haberlere denk geldiğimiz doğrudur ama bu kadar farklılığın olduğu bir yerde bu son derece normaldir sanırım.

bir de arkadaş o havaalanının durumu nedir ya? hani en ücra şehirdeki otogar bile daha iyi durumdadır bak söyleyeyim.

sia kate isobelle furler’ın son albümünde bulunan bir parça. kafanız bozuksa çok iyi gidiyor. nedendir bilinmez jagermeister eşliğinde dinlenmesi gereken bir parça gibi geliyor bana. alkolü bırakmamdan dolayı ben yeşil çay eşliğinde dinliyorum o ayrı.

sia’nın 2014 yılında çıkartmış olduğu 1000 forms of fear albümünde bulunan çok hoş bir parçadır. youtube falan veremeyecem. arat işte.

sia kate isobelle furler insanının 2014 yılında çıkarttığı albümdür.

albüm olmuş, bildiğin olmuş yani.

chandelier ya da fire meet gasoline parçalarını tavsiye ederim. olmuş diyorum lan dinle işte.

yere düşmesi an meselesidir. dışarıda bu hava varken evimde hüşu içinde rise of nations oynamanın keyfi paha biçilmez. yazık la bir de bu havada işten çıkıp eve gitmeye çalışacak insanlar.

yaklaşık bir aydır ciddi ciddi üç adayın da konuşmalarını, kampanyalarını takip ettiğim seçimdir.şayet üç adayın da geçmişini bilmeseydik ve sadece bu seçim arefesinde yapmış oldukları çalışmalara göre oy verseydik kesinlikle demirtaş öne çıkardı benim açımdan. kendisini cidden tebrik ediyorum. ha farklı hedeflerin merkezine oturduğu bir tabandan gelmesinden dolayı ve zaten seçimin kazananı hali hazırda belli olduğu için kaybedecek o ayrı.

an itibariyle gelen mesajdır.
içeriği de şudur;

"ramazan bayramı türk milletine, islam alemine ve insanlığa barış ve huzur getirsin. çocuklarımız hep gülsün, şeker yiyebilsin"
prof.dr.ekmeleddin ihsanoğlu

sonu pek olmamış gibi ama olsun.

kuruluş amacı gayet iyiydi bu sitenin hatta premium kullanıcısıydım bir döneme kadar. ancak şöyle problemi var;

gün içerisinde bir çok kişi sayfanızı ziyaret ediyor. sizle alakalı olabilir ya da olmayabilir. tabi premium olunca size biraz da torpil geçiyorlar. günde 100’ü aşkın ziyaretçiniz oluyor. ancak bir süre sonra görüyorsunuz ki ziyaretçiler hep aynı. denemek adına bir kaçını blokladım o da işe yaramıyor. adamı blokluyorsunuz (adam blokluyorum bayanı niye bloklayayım) ertesi gün yine sayfanızda. destek kısmına durumu bildirdim en son geldiğimiz nokta sistematik bir problem olduğu. yani diyor ki evet böyle bir problem var ama aslında bu bir problem değil biz bu devranı böyle yönetiyoruz.
peki dedim iptal ettim hemen premiumu. sıradan günde 10 ziyaretçi sayısını geçmeyen kullanıcıyım şu an. ama kafam rahat birader.

arkadaş herkes mi bir "specialist", bir "general manager", bir "director" olur diye sorduğum sitedir.

tabi sonradan tanıdığım kişilere rastlayıp ünvanlarını görünce milletin çalışmış olduğu şirketteki ünvanlarını değil kıçlarından uydurdukları ünvanı kullandıkları site olduğunu farkına vardım. örneğin adam bildiğin elinde çantalar, cebinde sodexo ticket, müşteri müşteri gezen "satış personeli" iken bir baktım orada "sales specialist" olmuş. hayat işte ne oldum değil ne olacağım diyecen.

isminden de anlaşılacağı gibi bazı klasik parçaların epica ve therion tarafından coverlandığı albümdür.
sıkılmadan gün boyu defalarca dinleyebileceğiiz bir albüm olmuş. carmina burana, pirates of the caribbean, mozart, dvorak, verdi ve daha fazlası albümde mevcut.

şu bunaltıcı yaz günlerinde az da olsa kendinize gelmenizi sağlıyor.

konuyla ilgili şöyle gerçekler var. tabi balık hafızalı, güne göre, saate göre yorum yapan bir millet olduğumuz için geçmiş bizi ilgilendirmez. ama hatırlatmakta fayda var. aşağıda yazdıklarımı okuyunca israil delisi filistin karşıtı olduğumu düşünen arkadaşlar olabilir onlar öyle düşünsün zaten.

-ermeni soykırımını kabul etmeyen nadir ülkelerden biri israil’dir.filistin ermeni soykırımını kabul etmiştir.

-kardeş ülkemiz olan azerbaycan ve ermenistan arasında ki "karabağ" sorununda israil azerbaycan’ı desteklemiş , filistin ise ermenistan’ı desteklemiştir.

- asala adlı terör örgütünü eğitip türkiye’ye yollayan ülke filistin’dir.

- asala tam 79 türk mühendisini öldürtmüştür.

- 1. dünya savaşı sırasında filistin osmanlı’ya baş kaldırmış ve topraklarında ki 20.000 kadar osmanlı askerini memleketlerine aç ve susuz bir şekilde evlerine göndermiştir.

- 1.dünya savaşı sırasında filistin , ingiliz ve fransızlarla bir olup osmanlı’yı çökertmeyi planlamıştır.

tüm bu yazılanlar israil’in şu an gerçekleştirmiş olduğu işgali haklı hale getiriyor mu? hayır.

israil delisi mi olmalıyız? hayır.

ama filistin’i de şöyle bir araştırmak lazım. sonra bir ara coca cola’yı içmeyiz.

far cry 3’için hazırlanmış bir ek paket.

far cry 3 ile bir alakası yok. kendi başına bir paket.
hikaye zaman olarak retro futuristik zamanda geçiyor diyecem olmayacak, 1980’lerin geleceğinde yani nerdeyse günümüzde geçiyor diyelim toparlayalım. malum expansion pack olduğu için çok kısa sürüyor. oynanış zevkli ama far cry’dan beklentiniz biraz da ambiyans olduğu için yok öyle bir şey.
oynanış, tuşlar falan far cry 3 ile aynı.

beklenildiği üzere yine ubisoft un çıkarmış olduğu oyun.

hemen görüşlerimizi yazalım. far cry olarak çıkan ilk oyunun yeri ayrı olduğu için onunla kıyaslayamayacağım. far cry 2 yi oynamadım ama çok eleştiri alan bir oyunmuş. demek ki bunun için oynamamışım. bu oyuna gelince konu ilk oyunla benzer tabi ki. ancak ilk oyunda belli bir yerden sonra ne oynadığınızı unutuyordunuz. adadaki kaçakçıları öldürürken bir anda garip yaratıklar falan çıkıyordu karşınıza. çok da başarılıydı. ama far cry 3’de böyle bir durum yok. dövmeleriniz var bu dövmeler siz kendinizi geliştirdikçe tüm kolunuzu kaplıyor. kendinizi geliştirmeniz için bazı item’lara ihtiyacınız var. bu item’ları da haritada görebileceğiniz özel görevlerden elde edebiliyorsunuz ve tabi hayvan öldürmek şart. domuz, kurt, kuzu, ayı her bir şeyi öldürmeniz lazım ki bunları karıştırarak bu güçleri elde ediyorsunuz. ha bir de haritanın görünürlüğünü sağlamak için haberleşme direklerini aktifleştirmeniz lazım ki bence oyunun en sıkıcı yanı bu. bilmem kaç kat direğe tırmanıyorsun, sonuna kadar gelip ayağın kayıyor düşüp ölüyorsun. oldu mu şimdi amk.
hikaye olarak güzel, oynanış zevkli ada gayet iyi ama bana yine de o ilk oyunun tadını vermedi.

serinin far cry 2 de kalması ilginç. far cry 3’ü de çıktı bunun. hatta görevleri yeni tamamladım adada tatil yapıyorum şu an. altımda jeep, önümde çarşaf gibi deniz, havada bol oksijen. mis, mis.

laf aramızda far cry 3’e blood dragon adında bir de expansion pack de geldi. ancak ortam falan biraz loş pek hoşuma gitmedi.
adadayım bu aralar anlayacağınız. selametle.

far cry 4’de yolda bu arada. hikaye himalayalarda geçecekmiş. ekleyeyim dedim.

tüm bayram tatilimi adadığım oyun. aoe’dan sonra ilaç gibi geldi. misal bugün de rusya ya kerkinip bitime 3 tur kala amerika hariç tüm haritayı almış olacağım. hala easy’de oynuyorum o ayrı.

hafta sonu ağrısı başın ön kısmında zonklama olarak kendini gösteren bu tip baş ağrısı gerçekten de genellikle hafta sonları ortaya çıkar. nedeni de hafta içinde sık sık tüketilen çay ve kahvenin hafta sonu tüketiminin azalmasıyla ortaya çıkan kafein eksikliğindir. bu eksiklik, kan damarının genişleyerek baş ağrısı yapmasına neden olur.