birikmiş ne çok şey var....
sıksam posam çıkacak kadar....
biriktirdiklerimden ayrı ayrı yüreğime bölmeler yaptım....
şimdilik çıkarmadan saklıyorum... kilidi bende yalnızca....
birgün belki koleksiyonumu göstermek isteyeceğim
kadar delirdiğimde içimdekileri kusacağım....
ha bu satırlara ha herhangi birine....
ne farkeder ki....
o zaman kimseler okumayacak bu eskimiş, modası geçmiş içsel çığlıkları....
dışavurumluk bir vuruş bekliyorum şimdi....
artık hangisinde içte hangisinde dıştayım bilemiyorum....
dışarısı nasıl onu da hatırlamıyorum....
kaç zamandır bu zindanda bu beden....
kaç asırdır adım anılmaz... kaç kum saati çevirdiler benden sonra....
kaç mevsim döndü.... kaç bahar geçti...
halbuki ne de severdim baharı....
kaç zaman oldu içime çekemedim baharı....
toplayamadım yasemen kokan dağlardan çiçekleri...
oysa sözüm var kendime, taç yapacağım başıma çiçeklerimden...
bekle....
(bkz: olur böyle vakalar)
sorguluyorum kendimi.....
olmak istediğim gibi miyim.... olduğum gibi mi....
hangi kılıfa büründüğümü soruyorum kendime....
sevdiğim işi mi yapıyorum,
istediğim yolculuklara çıkabiliyor muyum,
ikamet adresim ne kadar içime siniyor....
ne kadarı benim bunların....
kazandıklarımın ne kadarı mutlu ediyor beni.....
ne kazandırıyor ki bunlar bana...
ölümümü görüyorum....
yoruyor bu beni...
vasiyetim bile olmayacak....
benden kalan hiçlikten başka bırakacak hiçbir şeyim yok.....
bana kalan sadece sevgilerim....
sevdiklerim bile değil....
onları da hediye edebileceğim kim var ki.....
sevgilerimle gömülüyorum toprağa....
kokusunu içime çekerken sevgilerimi kusuyorum toprağa....
çiçekler açıyor...
adına karanfil denilen....
olmak istediğim gibi miyim.... olduğum gibi mi....
hangi kılıfa büründüğümü soruyorum kendime....
sevdiğim işi mi yapıyorum,
istediğim yolculuklara çıkabiliyor muyum,
ikamet adresim ne kadar içime siniyor....
ne kadarı benim bunların....
kazandıklarımın ne kadarı mutlu ediyor beni.....
ne kazandırıyor ki bunlar bana...
ölümümü görüyorum....
yoruyor bu beni...
vasiyetim bile olmayacak....
benden kalan hiçlikten başka bırakacak hiçbir şeyim yok.....
bana kalan sadece sevgilerim....
sevdiklerim bile değil....
onları da hediye edebileceğim kim var ki.....
sevgilerimle gömülüyorum toprağa....
kokusunu içime çekerken sevgilerimi kusuyorum toprağa....
çiçekler açıyor...
adına karanfil denilen....
noktaya eklenen kanat.
tam son derken yeniden başlayan bir cümle ile bitkisel hayattaki ilk cümleyi hayata geçiren noktalama işareti.
tam son derken yeniden başlayan bir cümle ile bitkisel hayattaki ilk cümleyi hayata geçiren noktalama işareti.
söylenecekleri dilim söyleyemedi...
yazacaktım cesaretim nihayete erdi....
seviyorum kimbilir ölesiye belki de....
canım acıyor, yüreğimde pıhtılaşmış kan damlacıkları birikiyor....
bilmem kaç bin defa delinmiş kalp kapakçılarıma söz geçiremiyorum artık....
yüzüm göz, gözüm söz olsa faydasız...
söyleyemedim olanca çığlığımla seni sevdiğimi..
yazacaktım cesaretim nihayete erdi....
seviyorum kimbilir ölesiye belki de....
canım acıyor, yüreğimde pıhtılaşmış kan damlacıkları birikiyor....
bilmem kaç bin defa delinmiş kalp kapakçılarıma söz geçiremiyorum artık....
yüzüm göz, gözüm söz olsa faydasız...
söyleyemedim olanca çığlığımla seni sevdiğimi..
ruhun kabız olma durumu.
kanal 7’ye ait olan tabii bununla beraber yeşil sermayeye yardım ve yataklık eden, bilgi sözlük camiasının neden bu kadar rağbet ettiği anlaşılmayan radyo kanalı.
edit: anlaşıldı. tamam.
edit: anlaşıldı. tamam.
80 ihtilali sonrası susturulmuş sosyalistlerin yaptığı şey. evinde düzene, yasaya, sağa, sola dırdırlanır; dışarıda dırdırlandığına da oy verirler.
casar flaischlene ait şiir. ayrıca grup kızılırmaktan ilkay akkaya o perimsi sesiyle şiire hayat katmıştır.
büyük bir hayal kırıklığıyla noktalanmış olan konserdir. sanatçının sahnede yuhalanması, sanıyorum her sene geleneksel hale getirdiği türkiye konserlerinin de sonu olmuştur.
herkesin diline pelesenk olmuş kelimelerdir. gerçekten hissederek isteyenlerin ve bunun için mücadele edenlerin sayısı pek az olup sözde kalması da cabasıdır. aramıza ayrılıkçı tohumların ekildiği bu dönemde en çok ihtiyaç duyulanlardır. ama elbet gün gelecek barış ve kardeşliğe dair türküler söylenecektir. umudumuzu yitirmeden, ellerimizi bırakmadan başarabilirsek ne âlâ.....
erdal güneyin müziğini yapıp seslendirdiği, sözleri mustafa nuhuta ait alıp götüren bir parça.
sözlerde şöyledir:
yürüyorum ey yar
insanların arasında
kimi yorgun kimi dökük
kanar sabır yarasında
özlüyorum seni zamanla barışamadım
geçip gidiyor ömür günlere doyamadım
ucum yok bucağım yok
saklımdasın ey yar haberin yok
yıllar geçti sönmedi ateş
yanıyorum ey yar haberin yok
üşüyorum ey yar
yangınların ortasında
yürek kırgın yürek talan
kanar sevda yarasında
kahırlı yılları çizdin alnıma
dost eyledin beni göçüp giden kuşlara
sözlerde şöyledir:
yürüyorum ey yar
insanların arasında
kimi yorgun kimi dökük
kanar sabır yarasında
özlüyorum seni zamanla barışamadım
geçip gidiyor ömür günlere doyamadım
ucum yok bucağım yok
saklımdasın ey yar haberin yok
yıllar geçti sönmedi ateş
yanıyorum ey yar haberin yok
üşüyorum ey yar
yangınların ortasında
yürek kırgın yürek talan
kanar sevda yarasında
kahırlı yılları çizdin alnıma
dost eyledin beni göçüp giden kuşlara
(bkz: saklımdasın)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?