goshenit

yeniden yaşamaya başladığın an.

herşey jaws ile başladı. dvdleri karıştırırken, erkek arkadaşımın kendisini jaws sandığını söylediğimde bana ’’derhal ayrıl’’ diyerek akıl verme seremonisindeki duyarlılığı ile büyüleyen akıl hocası.

yanında gülmeden bir salise geçiremediğim kişi. çarşıların efendisi ,seyyah ve aynı zamanda tiyatro gönüllüsü mükemmel adam.

hoşgelmiş.

kokusuna ve tadına doyamadığım kahve.

şarkı söylerken dans edeyim diyince sahnede yığılıp kalmış kişi.

(bkz: madem bilmiyorsun bu boku git mektebinde oku)

kilo vermesindeki püf noktaları istiyoruz.

(bkz: seks turizmi)

(bkz: van gölü canavarı)

dibine vurmuş bulunduğum tür.

çocukluğumun jakuzisi.

filmi izledikten sonra akılda kalan yegane sahnedir. müzik, renk, ritimler, figürler hepsi sürükler adamı.


edit: birden vicdan azabı duydum nicole kidman ve jim broadbent’in show must go on diye inledikleri sahnede unutulmazlardandı. söylemesem içimde kalır.

puskevit ve devlet bahçeli ile başı dertte olan yazarımız.

(bkz: götü açıkta kalmak)

(bkz: kafabimilyon)

tanıtım reklamlarıyla simitçilerden dayak yemeği haketmiş olan adam.

aronofsky böyle görsel oyunları çok seviyor. genel olarak iyiydi. ama ne olursa olsun requiem for a dream kadar etkileyici değildi. natalie her zaman ki gibi başarılıydı lakin bir an filmin içine dalıp kaşlarına bant yapıştıracaktım. tam ünzile modundaydı. winona, ah winona! nasıl bir hatundu o yahu? burdan saygılarımı iletiyorum kendilerine. ayrıca unutmadan soundtracklerde gayet başarılıydı.

not: vincent cassel ’ı unuttum sanmayın. adam bakışıyla öttürüyor azizim.

en sevdiğim şarkıları soundtrack haline getirerek kafa göz dalmak istediğim film.

’’an’ı’’ yaşama dürtüsüyle yapılan aktivite. işlem tamamlandıktan sonra birbirlerine sırtını dönmüş partnerler ve gerisi mide bulantısıdır.

asaletin beden almış hali. sanatına ve seyircisine saygı duyan nadir sanatçı.

uçaktan indiğiniz anda yoğun (baharat+ten) koku dalgası içinde yuvarlanırsınız.
koku yüzünden 2 gün sadeceyle su ve birayla beslendiğimi bilirim.

en önemli caddelerinden biri olan jalan talmin’de yüksek binaları görebilirsiniz. ara sokaklarında ise kedi boyunda fareleri görmek mümkündür.
istanbul trafiğinin bir eşini orda yaşamanız mümkün. trafiği önlemek için belli saatlerde 3 ten az kişi sayısı bulunan araçların trafiğe çıkması yasaktır. gezilebilecek bir ulusal müzesi bir de ismail ağa camisi var . başka da bir bok yok. gece hayatı, bazı yerler erken kapatsa da yine de idare eder.

özellikle eat pray love filminden sonra turizm sektöründe patlama yaratmış destinasyon. endonezya’nın binlerce adasından biridir. ada denildiğine bakmayın 3.000.000 insanın yaşam alanı olup bir o kadar da turisti barındırır.

adanın büyük çoğunluğu hinduizme inanır. müslüman ve hristiyan kesim parmakla sayılabilecek kadar azdır. tüm ibadetler ortaktır. kiliseyi ve cami’yi yan yana görürsünüz ve yüzünüzde hafif bir gülümseme beliriverir.
başka türlü bir yaratık oranın insanı. çoğumuzda eksik olan sabrı fazlaca yüklemiştir minyon bedenlerine.ölüm seremonilerinin görkemli bir halde düzenlenmesi için çalışırlar.sadece para hırsı burda baş gösterir hayatlarında. bunun dışında mutludurlar. asık suratlı bir yerli görmeniz neredeyse imkansızdır.
dinlerine çok bağlıdırlar ve neredeyse hergün kutsal bir gündür. gün aşırı şahit olunan seremonilerde karnaval ahengini yaşamamak mümkün değil.

sanata ve dans hayatlarındaki en önemli kavramlardır. eğer bir gün yolunuz düşerse resim , ahşap ve batik atölyelerine uğramayı sakın ihmal etmeyin. indirim yaptırdığınız sürece cüzzi fiyatlarda mükemmel yağlı tablolara ve ahşap dekor ürünlerine sahip olabilirsiniz.