goetica

kendisinin star wars episode 7’ı yöneteceği gün itibariyle resmi olarak açıklanmıştır.

online uyeler

goetica (2. nesil bilgic) [msg] [kim]

$u anda yonetimden

jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),

uyelerden ise

0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,

uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.


hayali arkadaşım ruhsal problemlerim olduğunu düşünüyor.

bir nevi günlük. dinlediğiniz her şarkıyı sizin için hafızaya alan zaman tüneli. söz uçar yazı kalır’ın güzel örneklerinden. 2006’dan beri kullanıyorum, 2006’dan beri dinlediğim her şarkının kaydı var. misal bir grubu 2.127 kere dinlemişim toplamda, her dinleyişimde aklımda aynı şey vardı, 2013 yılında buna bakıp, hatırlayıp gülümsüyorum şimdi.

sevdim olarak işaretlediğim her şarkının benim için bir anısı vardır mutlaka, bir sebepten dolayı sevmişimdir. normal şartlarda 2006’da çok sevdiğim bir şarkıyı bugün hatırlayamayabilirim. insanız çünkü, unutuyoruz. ama last fm unutmamış, bak sen bunu bunu sevdin diye önüme sunuveriyor. bir daha seviyorum.

last fm mi kalmış yea şunu kullanan kaç kişi kaldı diyenler oluyor.

evet, bi kaç kişi kaldık, severek kullanıyoruz.

tahtakale / eminönü’nde bulunan bir han. içerisinde envai çeşit kuaför malzemesi satılır. bir çok kuaför malzemelerini buradan toptan olarak alır. fiyatları oldukça uygundur.

(bkz: igora)

schwarzkopf firmasına ait saç boyası markası. türkiye’ye eczacıbaşı tarafından getirilmektedir. kuaför salonlarında uygulanmakta olup marketlerde satılmaz. market boyalarından çok çok daha fazla kalıcılığı mevcuttur. özellikle bakır tonları inanılmaz güzel ve kolay kolay akmıyor. bakır / turuncu saç konusunda 6 yıldan fazladır denemediğim marka kalmadı diyebilirim, igora kesinlikle çok başarılı.

kuaför malzemeleri satan yerlerden, eminönü zaza han’dan temin edilebilir. market boyalarıyla hemen hemen aynı fiyat. içerisinden bakım, eldiven ıvır zıvır çıkmıyor ama boya kalitesiyle rahatça kapatıyor bu ayrıntıları.

(bkz: schwarzkopf)

murat menteş’in deneme kitabı. şule yayınları’ndan 2003 yılında çıkmıştır. çok az sayıda basılması sebebiyle bulabilmek neredeyse imkansız, kendisinde bile bulunmuyormuş.

aynalı barikatlar kitabını bulabilmenin imkansıza yakın olduğu yazar. çok mütevazi bir insan. aylarca aradığım kitabını bulamayınca kendisine mail gönderdim, gönderirken muhtemelen cevap vermeyecek zaten diye düşünüyordum ne yalan söyleyeyim, gayet nazik bir şekilde mailime yanıt gönderdi. kitabı kendisinden edinemedim ama işinin gücünün ortasında cevap vermesi bile bir incelik. çok çok uzun uğraşlar sonucunda buldum kitabını, ama aklımda hep nazik bir insan evladı olarak kalacak kendisi.

(bkz: milka bonibon)

yıllardır bildiğimiz ve severek tükettiğimiz bonibon’un milka işbirliğiyle piyasaya sürülmüş, içerisinde milka çikolatası barındıran hali. klasik bonibon’a nazaran biraz daha tatlı olmuş yalnız. kapağından eskisi gibi harf de çıkıyor.

(bkz: bonibon)

yazar olmuş kendisi, hoşgelmişler.

bazen kötü şeyler olur, bazen iyi şeyler de olur, araya zaman girer, hayatınıza farklı insanlar yeni dostlar yeni arkadaşlar girer, hayat değişir, insan değişir, yaşadığınız yer değişir, yaptığınız şeyler değişir, biz değişiriz, ama bazı arkadaşlıklar değişmez.

güzel olan bu çünkü.

teşekkürler.

(bkz: alice in wonderland syndrome)

alice sendromu, alice harikalar diyarında sendromu olarak da isimlendirebileceğimiz bir çeşit hastalık. gözden beyine iletilen sinyallerin bozulması sonucunda nesneleri olduğundan daha değişik boyutlarda (daha büyük / daha küçük) görülmesi hastalığı. kaleydoskop’a tersten bakıp gördüğünüz o çiçek desenlerini gerçek sanmak gibi. veya kaleydoskop’a tersten bakıp peri masalında yaşamak gibi.

yann tiersen albümü. veya yann tiersen güzelliği olarak da açıklanabilir. dinlemelere doyulmuyor.

1 - amy
2 - dust lane
3 - dark stuff
4 - palestine
5 - chapter nineteen
6 - ashes
7 - till the end
8 - fuck me

yann tiersen’in dust lane albümünde yer alan güzellik. yann tiersen gibi naif bir adamdan fuck me diye bir şarkı çıkınca önce bir şaşırabiliyorsunuz, şarkıyı dinleyince geçiyor sonra.

i know you know we’re all falling into a deep oblivion.
i know you know we’re all falling into a neverending mess.
so we have to take care, take care, and share it, share it, share it together
so let’s get undressed, we need to feel it
please let’s get undressed, we need to live it

fuck me fuck me fuck me fuck me
you make me come again, you make me come again

i know you know we’re all falling into a deep oblivion.
i know you know we’re all falling into a neverending mess.
so we have to take care, take care, and share it, share it, share it together
so let’s get undressed, we need to fill it
please let’s get undressed, we need to live it

love me love me love me love me,
you make me love again, you make me love again

love me love me love me love me,
you make me love again, you make me love again.
love me love me love me love me,
you make me love again, you make me love again.
love me love me love me love me,
you make me love again, you make me love again.

http://tinyurl.com/d8mb87s

(bkz: mary elizabeth mcglynn)

silent hill 4 soundtrackinde bulunan akira yamaoka imzalı şarkı. vokali ise mary elizabeth mcglynn. yeme de yanında yat.

i run, i fall, what ripped away
check my body now
was it body or soul
the darkness fades, fades to the light
disappearing now
disappears from the night

and all these nightmares i once had
as a child
the morning always came
it came too late
what did my mind forget
forget to hide
could the nightmare be awake
i don’t know

in or out, up or down,
never know its an illusion.
round and round, on and on
every day spins my confusion.

not again, not again, not again
from this dream i can’t awake.
what is real, what is real, what is real
it’s getting hard for me to take
what i need, what i need, what i need
a little something i rely
and the white sugar gently hides me

oh the sweet sugar saves me
it’s the room that confines me
confines me
sweet sugar

yesterday back and forth
broken door no longer opens
breaking down need it now
mother’s sugar always loves me

not again, not again, not again
from this dream i can’t awake
what is real, what is real, what is real
it’s getting hard for me to take
what i need, what i need, what i need
a little something i rely
and the white sugar gently hides me

oh the sweet sugar saves me
it’s the room that confines me

kiraz isimli güzel renkli güzide meyvenin bir o kadar güzide sap kısmıdır. bu sap kısmı yazın yenilen kirazlardan sonra özenle saklanır, kurutulur. kurumuş kiraz sapları porselen bir demliğe konur, üzerine kettle’da üşenmeden kaynattığımız sıcak su ilave edilir, bir kaç dakika demlenmesi beklenir ve içilir. vücuttaki ödemi, şişliği alır. içine biraz da mısır püskülü ilave ederseniz zayıflatma özelliği vardır.

aktarlardan fahiş fiyatlarla elde edebilirsiniz ama gelin görün ki manyak mısınız? kim bilir nasıl yediler o kirazları, belki de sapını yaladılar, adam belki kiraz sapına karşı özel bi ilgi duyuyor?

kurutun evde mis gibi.

(bkz: mısır püskülü)